07 Eylül 2024 Cumartesi
İstanbul 27°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Direnişin başkenti Şam

Şam halkı savaşa direnmeye, günlük hayatlarını devam ettirmeye kararlı. Genç kızlar, delikanlılar, her yaştan insan sokaklarda. Havan topu sesleri kimseyi kıpırdatmıyor. Şam halkının laikliğe de kararlılıkla sahip çıkıyor ve hayatlarının parçası haline getiriyor

Direnişin başkenti Şam
A+ A-

Damla İnce

Bundan birkaç yıl önce biri bana savaşın sürdüğü Suriye’ye, başkent Şam’a gideceksin deseydi, herhalde ya güler ya da koşarak uzaklaşırdım. Fakat örgütlenmek, beni de küçükken seyrettiğimiz He-Man çizgi filmindeki gibi Titrek’ten Atılgan’a dönüştürdü.

Şam maceramızın çok özel ve güzel bir anafikri vardı. Türkiye’nin ilk kadın orkestra şefi, Türkiye Sanatçılar Birliği Genel Başkanı ve Vatan Partisi Merkez Karar Kurulu Üyesi İnci Özdil’in yönetiminde Suriye Ulusal Senfoni Orkestrası tarafından verilecek olan dostluk konseri. Konserde Öncü Gençlik Genel Yönetim Kurulu Üyesi trompet sanatçısı Onurcan Çağatay da solist olarak yer alacak, Türkiye Sanatçılar Birliği ve Vatan Partisi Propaganda Bürosu Üyesi yönetmen Beste Gül Öneren de konser sürecinin belgeselini çekecekti.

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yunus Soner ve bendeniz ise Uluslararası İlişkiler Bürosu adına heyete katıldık. Şam’a giderken yolda ve havalimanındaki en önemli konumuz bu konserin Suriye-Türkiye ilişkilerini nasıl etkileyeceğiydi. Oradaki müzisyenleri, Şam’daki yaşamı çok merak ediyorduk.

Beyrut’ta bizi karşılayan Ulusal Kanal ve Vatan Partisi Suriye Temsilcisi Mehmet Kıvanç ile birlikte Şam’da kalınacak olan otele vardığımızda saat gece yarısını çoktan geçmişti ama karnımız gerçekten zil çalıyordu.

HAVAN TOPLARI ALTINDA

Şam’daki misafirperverliğin ilk örneği ile işte bu zaman karşılaştım. Biz otelin lokantasından ekmek arası bir şeyler bulabilir miyiz diye düşünürken lokanta yetkilileri bize mükellef bir sofra kurdu ve gecenin o saatinde büyük özenle hizmet ettiler. Gecenin sonunda yatağıma yattığımda ise ilk kez havan topu seslerini fark ettim. Derinden gelen bir gökgürültüsüne benzeyen bu sesler ilk gece 5-6 kez uykumu böldü.

İlk prova için Emevi Meydanı’ndaki “Dar-el Opera” yani Opera Sarayı’na gittik. Suriye Ulusal Senfoni Orkestrası’nın tüm müzisyenleri İnci Özdil’i alkışlarla ve coşkuyla karşıladılar.

Provadan sonra akşam yemeğimizi Hıristiyan Mahallesinde yedik. Eski Şam’ın doğu kapısı olan Bab Şarki ve ismini Aziz Tomas’dan alan Bab Tuma arasında bulunan bu mahalle, aynı zamanda Emevi Camisi’ne ve Hamidiye ile Mithat Paşa çarşılarına çok yakın. Hamidiye Çarşısı adını I. Abdülhamid’den almış. Abdülhamid’in çarşısı ile Mithat Paşa Çarşısı’nın yan yana olması aramızda şakalara neden oldu. Suriyelilerin bu iki tarihi figürün ilişkisini pek bilmediğini de öğrendik.

LAİKLİKTEN VAZGEÇMİYOR

Bab Şarki’nin iki kilometre ötesinde silahlı gruplar bulunuyor. Çatışmalar, füzeler, havan topları burada devam ediyor. Gece hayatının merkezi olan Hıristiyan mahallesi sık sık havan toplarının hedefi oluyor. Fakat Şam halkı savaşa direnmeye, günlük hayatlarını devam ettirmeye kararlı. Sokaklarda genç kızlar, delikanlılar, her yaştan insanlar akşam yemeklerine, eğlenmeye gidiyor. Havan topu sesleri duyulduğunda da kimse yerinden kıpırdamıyor. Şam halkının laikliğe kararlılıkla sahip çıkması ve bunu hayatlarının bir parçası haline getirmiş olması da ayrıca vurgulanması gereken bir gerçek. Bab Şarki’nin üzerinde de her yerde olduğu gibi şehit olanların resimleri asılı. Resimlerin arasındaki 10 yaşlarında bir erkek çocuğu hepimizin yüreğini burktu.

DÖRT GÖZLE BEKLENİYOR

Ertesi akşam provadan sonra yürüyerek Şam Büyükelçiliğimizin bulunduğu, şu anda kapalı olan binaya geldik. Binanın o yalnız ve hüzünlü hali içimizi acıttı. Burada nöbet tutan askerle biraz konuştuk. Asker bize her gün insanların gelip büyükelçiliğin ne zaman açılacağını sorduğunu söyledi. Anlaşılan Şam halkı da ilişkilerin bir an önce düzelmesini dört gözle bekliyor.

Sonraki gün prova sona ererken röportaj yaptığımız, aynı zamanda bir ressam ve heykeltıraş olan keman sanatçısı Rania, İnci Özdil’e eserlerinin bulunduğu bir katalog hediye etti. Rania’nın eserleri arasında özellikle Suriyeli mültecilerin Avrupa’ya kaçak geçiş sırasında boğulmalarını anlatan deniz yüzeyi üzerinde yüzlerin tasvir edildiği bir heykel çalışması hepimizi çok etkiledi.

İnci Özdil son provayı yaparken sirenler çalmaya başladı. Özdil müzisyenlere neler olduğunu sorduğunda yakınlara füze düşme ihtimali olduğunda sirenlerin çaldığını belirttiler. Hepimizin şaşkın bakışları eşliğinde prova devam etti. Tek bir müzisyen bile müzik aletini indirmedi. O gün, füzelere, havan toplarına rağmen müzik yapmakta ısrar eden bu müzisyenleri aklıma direnişin en güzel simgesi olarak kazıdım.

Konser günü geldiğinde sabahtan itibaren havan topu sesleri yoğunlaşmaya başladı. Konserden hemen önce ve konser sırasında konser salonunun yakınlarına düşen havan topları adeta iki ülke arasındaki ilişkilerin düzelmesinin kimleri rahatsız ettiğini açıklıyordu. Güvenlik endişesi çok etkin olmamakla birlikte gözle görülebiliyordu. Röportaj yapmaya gelen basın mensupları bu konser için çok heyecanlıydı.

Konserden sonraki günü gezmeye ayırmıştık, fakat Emevi Camisi’ni gezdiğimiz sırada havan topu ve füze atışlarının yoğunlaşması nedeniyle geri dönmek durumunda kaldık.

GÜNDOĞDU MARŞI

Akşam yine Hıristiyan mahallesinde yediğimiz yemeğe Missak Bağbudaryan’ın yanı sıra Rus Türkolog Alexander Sotnichenko ve Bizans müziği yapan müzisyen İbrahim ve Maria kardeşler de katıldı. Maria, Türk müziğini çok sevdiği için Türkçe öğrenmeye başlamış. Sotnichenko’nun mükemmel Türkçesi de göz önüne alındığında bir Rus ile bir Suriyeli’nin Türkçe konuşması görmeye değerdi. Her dilden şarkı ve türkülerle geçen gece, Türk grup ile Alexander Sotnichenko’nun birlikte söylediği Gündoğdu Marşı ile sona erdi.

Ülkemize dönerken Şam, kalbimizde büyük bir yer edinmiş, bütün heyecanımızla savaşın sona ereceği, Şam’ı tekrar keyifle, korkmadan ve güzelliklerine bir kez daha hayran kalarak gezeceğimiz günü bekler olmuştuk.

Son Dakika Haberleri