Disiplini lafta değildi çelik gibiydi
MEVLÜT USTA / Vatan Partisi Pendik İlçe Başkanı
Erdal Çimen’in ardından konuşan arkadaşlar hep onun fedakarlığına, gözü pekliğine, partiye bağlılığına vurgu yaptılar. Çok haklıdırlar. Çünkü Erdal Çimen 47 yıllık mücadele hayatında, kökleri çok derinlerde olan bir çınar, iyi bir devrimci ve rotasından zerre sapmayan sarsılmaz bir Vatan Partilidir.
Erdal Çimen, aynı zamanda parti içinde bir hoşgörü örneğiydi. Ancak partimizde son yaşanan iki çizgi mücadelesinde parti genel başkanını hedef alan çizgiye net tavır almış, çok yadırgamıştı.
Bana da ders niteliğinde olan, on yılların tecrübesini anlattı. Çok dolmuştu. Erdal Çimen’in, kulağıma küpe olacak telefonda söylediklerini sizlere hatırlatmak boynumun borcudur.
“Parti üyesi, vatan mücadelesini kavrayamayabilir, başka bir sorun da yaşayabilir. Parti kararlarına uymak, sürece bırakmak, partiden öğrenmek; üye için en doğru, en sağlıklı yoldur. Ama partinin liderini hedef almak; üstelik yarım asırlık büyük sınavlardan geçmiş, partinin siyasi simgesi olmuş bir lideri… Koca koca adamlar, partiden hiçbir şey öğrenmemişler mi? Akıl tutulması mı yaşıyorlar? Bilmezler mi bu tavır en çok da düşman işine yarar; ruhunu satmış medyanın hemen kucak açmış olmaları da uyandırmıyor mu, bu arkadaşları? Her şeyi bir kenara bıraktım, daha önce partide yaşanan ayrılıkların, hüsranla sonuçlanmasını da mı görmezler?’’
Erdal Çimen, 47 yıldır, su gidince kalan kumdu. Partiye verdiklerini kimsenin bilmesini istemez, duyulursa hata işlemiş bir çocuk gibi mahcup olurdu; partiden öğrendikleriyle övünürdü. Yakın zamanda Görev Vakfına, iki daire bağışlamıştı. Bir toplantıda ilan ettim. Çok mahcup olmuştu. Toplantı sonrasında beni yalnız bulunca okkalı fırçasını attı. İlk defa Erdal Ağabey’in fırçasını yemiştim.
Yorulan, yolda kalan, yaşlanan, bazı arkadaşlardan duymuşsunuzdur. Benden geçti, ben yaşlandım, artık gençler yapsın diye. Erdal Çimen ise dizlerini döverdi. ‘’Şu bacaklar daha fazla çekse de koştursam’’ diye hayıflanırdı. Yine de herkesten önce parti binasına gelir, çayı demler, eline kitabını alır, arkadaşlarını beklerdi.
Çelikten bir disipline sahipti. Parti otoritesini her şeyin üstünde tutar. Alınan parti kararlarını, İlçe Saymanımız Seyfettin Ağabey’in söylediği gibi, Tanrı buyruğu gibi kabul ederdi. Organ dışı sorumsuz konuşmalara, dedikodulara çok kızardı. Sorunu çözen tarafta olur. İyimserdi. Bağlı olduğu organa rapor verir, mutlaka fikir alırdı. Erdal Ağabey için, görevin küçüğü, büyüğü yoktu. Bütün görevleri ciddiyetle yapar.
Bilinci de çeliktendi. Son beş yılda en çok zaman geçirdiğim arkadaşımdı. Çok okurdu, çok sorar ve tartışırdı. Bir sorun varsa, mutlaka ilk başvurulan insandı. Önerileri kazanıcı, karaları makuldü. Fikri çok netti. Sırtını güvenle dayayacağın dağ gibiydi. Çok şey bıraktı bize, dolu dolu anılar; arkadaşlığına, dostluğuna, yoldaşlığına doyamadık. Erdal Çimenle, birlikte çalışmak büyük mutluluktu. Öğretmenimiz oldu; öğretmenimiz olmaya devam edecek…
İyi bir eş, çocuklarını çok seven bir babaydı; ‘’bazı gelenekler genlerimize işlemiş, sevgimizi göstermekte zorlanıyoruz’’ derdi. Partimizin, Değerli Çimen Ailesinin başı sağolsun. Güle güle koca çınar. Yolun açık olsun.