Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Bu milli meseledir, hepimiz onurlu, dik duruşu göstereceğiz
TBMM'deki bütçe görüşmelerinde konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ABD'nin yaptırım kararına ilişkin 'Bu milli meseledir, hepimiz onurlu, dik duruşu göstereceğiz' dedi.
TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının bütçesi üzerinde konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Türkiye'nin, dünyanın böylesine kökten değiştiği bir ortamda olaylara seyirci kalmadığını, girişimci ve aktif bir dış politika izlediğini dile getirdi.
Çavuşoğlu, "Bugün Türkiye olmadan veya Türkiye’ye rağmen Suriye, Libya, Doğu Akdeniz, Kafkaslar, Afganistan ve Irak gibi dosyalarda adım atılamıyorsa, bu Türkiye'nin aktif dış politikanın sonucudur" dedi.
"Biz herkesin bizi sevmesini beklemiyoruz ama herkesin Türkiye'nin haklarına saygı duymasını bekliyoruz. Artık Türkiye küresel bir aktördür, herkes buna saygı duymasını öğrenecek" ifadelerini kullanan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Eğer biz gelişmelere sessiz kalırsak, seyirci kalırsak, başkalarının kurguladığı oyunların peşinden gitmek zorunda kalırız. Türkiye olarak gerektiğinde oyun kurucuyuz ama yeri geldiği zaman da ülkemizin menfaatlerine karşı oyun kuranların oyunlarını bozuyoruz. Güçlü olmak ve kendi hikayemizi yazmak zorundayız.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği dinamizmle saha ile masayı uyum içinde kullanmayı öğrendik. Diplomasi, bizim her zaman önceliğimiz. Sorunları müzakereyle ve kazan-kazan ilkesi çerçevesinde çözme arzumuz her zaman vardır ancak diplomasinin yetersiz kaldığı yerde sahada boy, mevcudiyet göstererek, tekrar diplomasiyi ve barışçıl çözümü zorluyoruz.
Masada kalabilmek için sahada mevcudiyet göstermiyoruz, masanın çalışmadığı yerde sahada da gücümüzü göstererek tekrar herkesin masaya dönmesini sağlıyoruz ve buna da mecburuz. Aksi halde sorunlar daha da büyür, bizim de çözemeyeceğimiz noktalara gelir."
'KARDEŞ KANI DÖKÜLMESİNİ DE ENGELLEMİŞ OLDUK'
Çavuşoğlu, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, Suriye'de sınırların hemen ötesinde bir terör devleti kurulmasın diye müzakere ve diyalog yolunun çok zorlandığını belirtti.
Müzakere ve diyalogdan anlamayanlar olduğunu gördüklerinde sahaya indiklerini ve teröristleri sınırın diğer tarafından temizlediklerini dile getiren Çavuşoğlu, "Kendi göbeğimizi kendimiz kestik" ifadesini kullandı.
Libya'da da başından itibaren siyasi çözümden yana rol üstlendiklerini dile getiren Çavuşoğlu, "Fakat Libya'da istikrar istemeyenler ve diyalogdan anlamayanlar savaşı devam ettirmek istedi ve o zaman da yüce Meclisimizin verdiği yetkiyle sahaya indik ve tekrar herkesi siyasi çözüm masasına geri getirdik. Bu, Türkiye'nin sayesinde oldu. Bu sayede kardeş kanı dökülmesini de engellemiş olduk" diye konuştu.
Doğu Akdeniz'de başından beri diyaloğun ve hakça paylaşımın savunulduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "KKTC ve biz 'herkes kazansın' dedik. Karşılığında hep tek taraflı politikaları gördük ve yine sahada bayrak gösterdik. Diyalog ve hakça paylaşım çağrımızı sahada attığımız adımlarla destekledik. Ülkemizin ve Kıbrıs Türkü'nün hakkını sonuna kadar korumaya devam edeceğiz" dedi.
'BİZ 1974 RUHU İLE HAREKET EDİYORUZ, ECEVİT'İN, ALPARSLAN TÜRKEŞ'İN RUHU İLE HAREKET EDİYORUZ'
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın, Kıbrıs'ta 1974 ruhundan bahsettiğini anımsatan Çavuşoğlu, "Biz tüm bu adımları atarken, samimiyetle söylüyorum, 1974 ruhuyla hareket ediyoruz. Biz rahmetli Ecevit'in, rahmetli Necmettin Erbakan'ın, rahmetli Alparslan Türkeş'in ruhuyla hareket ediyoruz ve o ruhu yaşatıyoruz" karşılığını verdi.
Çavuşoğlu, ancak kapalı Maraş'ın açılmasının CHP mensupları tarafından sorgulandığını dile getirdi.
'BÖLGESEL BARIŞIN TEMELLERİNİ ATIYORUZ'
Yukarı Karabağ'da 30 yıldır diplomasi ve müzakere dediklerini, olmayınca Azerbaycan'ın sahaya indiğini belirten Çavuşoğlu, "Hakkı olanı ve meşru olanı aldı. Aksi takdirde kim bilir nice 30 yıl beklemek zorunda kalacaktı. Şimdi bölgesel barışın temellerini hep birlikte atıyoruz" ifadelerini kullandı.
CHP İstanbul Milletvekili Ünal Çeviköz'ün Karabağ ile ilgili değerlendirmelerine değinen Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Azerbaycan'a verdiğimiz desteği maalesef sorguladınız, hem de Ermenistan'ın diliyle, Türkiye'yi eleştirenlerin diliyle. Bunu hiç yakıştıramadım. Hele hele eski bir mensubumuza hiç yakıştıramadım. 'Suriye'den onu götürüyor, bunu götürüyor..' Burada biz her zaman can Azerbaycan'ın yanında tüm imkanlarımızla olmak durumdaydık ve olduk. Azerbaycan'ın da zaten kendi topraklarını alacak gücü vardı. Fakat Rusya ile imzaladığımız gözlem merkezleriyle ilgili anlaşmaların gizli olduğunu size kim söyledi? Rusya ile iki protokol imzaladık ve her ikisinde de taslağı önce Azerbaycan'a gönderdik, olur verdikten sonra imzaladık. Bu süreçte Azerbaycan'a destek verirken, aynı zamanda Boraltan utancından, o mahcubiyetten de ülkemizi kurtardık."
'RUSYA İLE ADIMLAR ATIYORUZ, HEMEN EKSEN KAYMASI YAŞIYORSUNUZ DİYORSUNUZ'
Muhalefetin, Rusya ile ortak adımlar attıklarında "Eksen değiştirdiniz", Gürcistan veya Ukrayna’nın NATO üyeliğini desteklediklerinde ise Batıcı olmakla suçladığını ifade eden Çavuşoğlu, bunun dengesini çok iyi bildiklerini belirtti. Çavuşoğlu, "Rusya’yla anlaşamadığımız noktalar var. Kırım, Ukrayna, Gürcistan, Suriye, Libya'da anlaşamadığımız noktalar var. Bazen farklı noktalarda olmanın avantajını da yaşıyoruz. Siyasi, ekonomik, enerji, turizm gibi ortak çıkarları var iki ülkenin. Bu konularda yapıcı ve tutarlı eleştiriler bekliyoruz" diye konuştu.
Bazı müttefiklerin, "Türkiye'yi NATO'dan çıkaralım" dediğini aktaran Çavuşoğlu, "Ben NATO'nun en güçlü ülkelerinden biriyim. En çok katkı sağlayan ülkelerinden bir tanesiyim. Biz neden NATO'dan çıkalım? Biz hiç kimsenin çıkmasını istemeyiz ama 'NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti' diyen varsa, oradaki gücümüzden rahatsız olan varsa, çıkmak istiyorsa onlar çıksın" sözlerini sarf etti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, AB'nin Türkiye'ye çifte standart uyguladığını da dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bizim de yaptığımız sitemler var. Siz de bizi eleştirebilirsiniz. Bizim de eksikliklerimiz var bu süreçte, özeleştiri yapıyoruz. Ama bunlar var diye tüm Avrupa ülkeleriyle bağlarımızı koparmak gerçekçi mi? Değil. Ticari ilişkiler var, enerji var, göç var, başka konular var, vize serbestisi var. İlişkilerimizi geliştirerek sorunları aşmak ya da sorunları aşarak ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Hakkımız olan yerlerde gerekli gördüğümüz adımları bu doğrultuda atmak bizim görevimiz. Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatlerimizden bize yaptırım gelecek diye veya AB eleştirecek diye vazgeçmemiz söz konusu olamaz"