Dışişleri’nden Avrupa Birliği’ne: Sığınmacılara insan gibi davranın!
Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan’ın sığınmacıları Türkiye’ye geri itmesine ve can güvenliklerini tehlikeye atmasına tepki gösterdi.
Sistemli olarak yürütülen ‘geri itmenin’ insan haklarına aykırı olduğunu vurgulayan Türk Dışişleri, insan hakları şampiyonu Avrupa ülkelerine uluslararası hukuku, AB hukukunu ve 18 Mart Mutabakatını hatırlattı.
BİR AYDA 51 KİŞİ
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, son dört yılda 80 binden fazla sığınmacının ülkemize geri itildiği belirtildi ve satırlara yer verildi: “Yunan güvenlik güçleri tarafından darp edilen, aralarında kadın ve çocukların da olduğu sığınmacı/göçmenler, telefonları, paraları, değerli eşyaları ve ayakkabıları çalındıktan sonra, Meriç Nehri’nin ortasındaki adacığa botlarla getirilerek, çaresizce ölüme terk edilmiştir. 23 şubatta 22, 24 şubatta 29 sığınmacı/göçmen, sınır birliklerimizce ölümden kurtarılmıştır.”
DÖVÜLDÜLER, SOYULDULAR
Açıklamada, geri itilen kişilerle görüşmeler yapıldığı, bazılarının Sırbistan ve Bulgaristan üzerinden Yunanistan’a gelen ve ülkemize geri itilen yabancılar oldukları kaydedildi ve şu bilgi verildi: “18 Şubat 2021 tarihinde, yine Yunan güvenlik güçleri tarafından, Midilli adasındaki mülteci kampından KOVİD-19 testi gerekçesiyle çıkarılan, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 13 kişilik Afgan sığınmacı grubu, darp edildikten, değerli eşyaları, paraları alındıktan sonra ülkemize geri itilmiştir.”
AB’NİN FRONTEX’İ İŞİN İÇİNDE
Türk Dışişleri, Yunanistan’ın sistemli bir politika içinde yürüttüğü hukuk dışı uygulamanın bazılarına, AB Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı/FRONTEX’in de dahil olduğunu vurguladı. Açıklamada şu satırlara yer verildi: “Son dört yılda 80 binden fazla sığınmacı ülkemize geri itilmiştir. Yunan hükümetini ve geri itmelere dahil olan tüm unsurları, uluslararası hukukun, AB hukukunun ve 18 Mart Mutabakatının yasakladığı geri itmelere, insanlık onuruna aykırı muamelelere ve insan hakları ihlallerine son vermeye çağırıyoruz. Avrupa Birliği’ni de, AB hukukunu ve AB Temel Haklar Şartı’nı, insan onurunu esas alacak şekilde üye devletlerde uygulanmasını gözetmeye davet ediyoruz.”