DİTAP tarımda önemli bir adım
Sayın Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli Nisan ayında üreticilere bir müjde verdi, adı DİTAP idi. Yani, Dijital Tarım Pazarı. Bu konu ile ilgili epeyce yazıldı çizildi. Üreticilerin kendi ürünlerini ihraç edebileceği gibi konular da konuşuldu. Sözleşmeli tarımsal üretim öne çıkarıldı. Bazı sıkıntılara rağmen bu adımın atılması önemli. Olumla gelişmelere yol açacağına inanıyorum. Yaklaşık yüzde 40-45’i borçlu ve icralık olan çiftçinin sorunlarına ışık olmasını diliyorum. Bakanlığın tarımsal sorunlara yeni projeler üretmesini ilgiyle takip ediyoruz.
Tarımsal üretimin kırsalda yapıldığı bir gerçek. 30’dan fazla ilimiz büyükşehir kapsamına alınarak, kırsalın yerleşim birimi olan köyler mahalle yapıldı. Bunu sağlayan 6360 yasa buralardaki tarımsal faaliyetleri kısıtlıyor. Bu da ayrı bir sorun. Kırsalda üretim yapacak nüfusun azaldığı düşünülerek DİTAP’ın geliştirildiğini düşünüyoruz. İnsan sorunu da ayrı bir konu. Bu alanda gençlerin mutlaka özendirilmesi gerekiyor.
CANO PROJESİ
Yakın zamanda yine Tarım Bakanlığınca “Gıdanı koru CANO” diye bir proje ortaya atıldı. Gıdanın israfını önlemek çok iyi ve desteklenecek bir konu ama, bunu neden CANO’ya yaptırıyoruz? Gıda israfını önlemenin tarladan başlanması gerektiğini unutmayalım. Bu dikkate alınarak buna yönelik de çalışma yapılması gerekiyor. Bu alanda yabancı simgelere ve isimlere gerek yok. Bizim çok güzel simge isimlerimiz var: Nasrettin Hoca, Hacıvat-Karagöz, Dede Korkut vb gibi… Dünyanın her tarafında ve her sistemde tarım devlet desteğindedir ve gerektiğinde devlet üretime müdahil olur.
Tarım, 1980 yılında emperyalist küreselci dayatmaların etkisi ile piyasaya terk edildi. Bunun acısını çok çektik. Türk tarımına müdahaleler başlamadan önce milli ekonomiye katkısı 75 milyar dolar iken, bu 48 milyar dolar seviyesine düşmüş durumda. Yeni bir döneme giriyoruz. Bunun önüne geçilmeli. Eski parlak günlerimize dönmeliyiz. Buralarda ciddi iyileştirmeler yapmak gerekiyor…
Unutmayalım ki bize akıl veren AB, 1960 yılında “AB Ortak Tarım Politikası (OTP)” oluşturmak için anlaşma yapmış. Bu anlaşmanın birinci maddesi olarak gıda güvenliği olarak belirtmiş ve hiçbir şekilde gıda ithalatına mecbur olmayacak şekilde üretim planlaması yaparak olağanüstü destekler sunmuştu…
Planlama iyi sonuç vermiş. Birçok tarım ürününde tüketim fazlası oluşmuş, onlar da Türkiye ile 1995 yılında yapılan Gümrük Birliği anlaşmalarının tarım bölümünde Türkiye bir pazar haline getirilerek eritilmeye çalışılmıştır. Bu anlaşma ile Türkiye OTP’na dâhil edilmiş, AB Ortak Tarım Politikalarına hazır olmayan Türk tarımı çok zarar görmüştür.
ÜRETİM PLANLAMASI ŞART
Şimdi, Türk tarımının önünde yeniden kalıcı ve ayrıntılı mevsim, bölge ve ürün ve olanaklar ile ihtiyaçlar göz önüne alınarak, üretim planlaması yapma zorunluluğu vardır. Buna biz DİTÜP (Dijital Tarımsal Üretim Planlaması) adını koyduk. Bilindiği gibi günümüzde artık bütün çalışmalar dijital ortamda yapılmaktadır. Bunun için önerilerimi şöyle sıralayabilirim:
1-Tarım üretimi için elimizde ne var onu tespit etmeliyiz.
a-Bölgelere göre tarımsal arazi varlığımız, ne kadar sulanabilen, ne kadar kuru tarım arazimiz var ve bunların bölgelere göre dağılımı dijital ortama doğru olarak tespit edilip işlenmelidir.
b-ÇKS’ye kayıtlı veya kayıtsız bölgelere hatta illere göre ne kadar üreticimiz var, kayıt altına alınmalıdır.
c-Bölgelerimizde yetişen bölgesel ürünler (fındık, Antep fıstığı, kayısı, üzüm, vb.) tespit edilerek kayıt altına alınmalı. Üretim teknolojileri ile verimliliklerin artırma olanakları tespit edilmeli ve kayıt altına alınmalı.
d-Büyükbaş ve küçükbaş ile kanatlı hayvan varlıklarımız tespit edilerek kaydedilmelidir.
2- Çayır ve mera alanlarımız doğru tespit edilerek kayıt altına alınmalı.
3-Elimizdeki makine parkı tespit edilmeli.
4-Gıda sanayimiz üretim kollarına göre sayımları yapılmalı.
5-Tarım satış kooperatifleri, köy kalkınma kooperatifler ve üretici birlikleri sayılmalı.
6-Ürün bazında mevsimlik ve ihraç olanakları tespit edilmeli.
7-Üretilecek ürün miktarı tespit edildikten sonra, gerekli üretim girdileri gereksinimi tespit edilmeli.
8-Olabilirse komşularımızın tarımsal ürün üretimleri ve olası gereksinimlerinin tespiti yapılmalı.
9-Bu çalışmayı yürütecek Tarım Bakanlığı ve ziraat fakülteleri ile veteriner fakülteleri akademisyenler ile bilişim uzmanlarından oluşacak bir komisyon oluşturulmalı.
10-Bu çalışmaya uygun yerli bir yazılım oluşturulmalıdır.
Bu planlama, oluşturulacak komisyon tarafından daha da geliştirilebilir. Öyle umuyorum ki bu proje kamu ve özel sektör ortaklığı ile yapılır ise Türkiye’nin ekonomik sıkıntısı ve işsizlik problemine büyük ölçüde çözüm getirmekle kalmayıp, sanayileşmesi içinde gerekli artı değeri yaratacaktır.
Son olarak rahmetlik Süleyman Demirel’in dediğinin tersine üretim planlaması yaparak, halkımıza yeterli pilav da buluruz, gıda israfını da önleriz. Ürünlerin pazarlanması da bu proje içinde ele alınır, teknoloji kullanılarak da en sağlıklı yöntem bulunur.