Diyarbakır Anneleri’ni ziyarete ikinci ihraç: 'Sendika yönetimi değil kabile toplumu'
Eğitim-İş 6. Olağan Genel Kurulu geçen hafta toplandı. Genel Kurul'da Hepimizin Sendikası üyeleri hakkında bir kez daha ihraç kararı çıktı. Eğitim-İş İstanbul 1-3 No'lu Şube Eski Başkanı Erkan Aksoy 'Eğitim-İş yönetiminde hukuk yok, kabile toplumu var.' dedi.
Eğitim-İş Sendikası 28-29 Ağustos günlerinde Ankara'da 6. Olağan Genel Kurulu'nu topladı. Genel Kurulun en önemli gündem maddelerinden biri de Diyarbakır Annelerini ziyaret ederek dayanışan Hepimizin Sendikası grubu üyeleri hakkındaki ihraç kararının görüşülmesi oldu.
Genel Kurulda Diyarbakır Annelerini ziyaret eden 7 üye hakkında ihraç kararı çıktı. Delegenin büyük çoğunluğu ihraç yönünde oy kullandı. İhraca karşı olanların büyük çoğunluğunun oylamaya katılmadığı görüldü.
Genel Kurul gündemine gelen disiplin kurulu soruşturmalarında savunma bile almadan verilen ihraç kararları dikkat çekti. Genel Kurul'da yapılan oylamada PKK’ya isyan eden Diyarbakır Annnelerini ziyaret eden, onlarla dayanışan üyeler, Ankara 21 No'lu İş Mahkemesi'nin daha önceki ihraç kararlarını, ziyaretin Eğitim-İş tüzüğüne uygun ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğu gerekçesiyle iptal kararına rağmen yeniden ihraç edildi.
Genel Kurul'da ihraç edilen isimlerden Eğitim-İş İstanbul 1-3 No'lu Şube Eski Başkanı Erkan Aksoy, kararı Aydınlık'a değerlendirdi.
2019'un Eylül ayında evlatlarını HDP-PKK'dan isteyen Diyarbakır Anneleriyle dayanışma amacıyla ziyarete gittiklerini, ardından sendikanın bağlı olduğu Birleşik Kamu-İş'in yazısıyla Eğitim-İş yönetiminin soruşturma başlattığını hatırlatan Aksoy, bunun sonucunda Merkez Disiplin Kurulunun ihraç kararı verdiğini belirtti.
Aksoy şunları kaydetti:
"Daha sonra Eski Genel Özlük Hukuk Sekreteri Maksut Balmuk hakkımızda televizyon programlarına, gazetelere demeç vererek sendikayı 'kötülediğimiz' gerekçesiyle dilekçe yazdı. İkinci ihraç kararının gerekçesi de bu oldu. Esasında sendika yönetiminin hâlâ Diyarbakır annelerine gereken değeri vermemesi nedendi."
'ANNELERİN KARŞISINDALAR'
Yaşanan hukuksuzluklara dikkat çeken Aksoy, şöyle konuştu: "Diyarbakır anneleri, verdiğimiz demeçler bir yana dursun, büyük bir hukuksuzluk var. Merkez Disiplin Kurulu, süreç devam ederken savunmalarımız alınmadan ihraç kararı verdi. Savunmalarımız alınmadan ihraç edilmemizi 8 ay sonra fark ettiler ve bizden savunma istediler. Bizse 'siz zaten kararı verdiniz, biz savunma vermiyoruz' dedik. Sonuçta ihraç edildim. Baştan aşağı rezil bir durum. Sendika yönetimi Diyarbakır Annelerinin yanında olmayarak, aslında annelerin karşısında olanlarla yan yana tutum almaya devam ediyor."
'HUKUK YOK, KABİLE VAR'
Aksoy sendika yönetiminin tutucu tavırlarını vurgulayarak "Kabile toplumları, güçlü olduklarını hissetikleri anda diğerlerinin canına ve malına çökerlerdi. Burada da hukuk yok, bu yüzden kabile toplumu var. Ne demokrasi, ne fikir çeşitliliği ne de kültürel çeşitliliğe tahammül var. Bunun da sonuçlarını sendika yönetimi yaşıyor. Dört yıldır sendikada büyümeyi geçin neredeyse gerileme var diyebiliriz." dedi.
Aksoy şunları aktardı:
"Her iki ihraç dosyasında büyük payları olan Merkez Disiplin Kurulu başkanı olan Levent Çakan ve Genel Özlük Hukuk Sekreteri olan Maksut Balmuk 6. Genel Kurul'da da adaydı. Levent Çakan Denetleme kuruluna; Maksut Balmuk ise Merkez Yönetim Kurulu'na adaydı. Bizim ihraçlarımızda canhıraş çaba gösteren bu ikiliyi 6. Genel Kurul Delegeleri cezalandırarak, aday oldukları kurulların dışında kalmalarını sağladı."
KARARI YARGIYA TAŞIYACAKLAR
İhraç edilen üyeler, mahkeme kararının emsal teşkil ettiğini, kararı yargıya taşıyacaklarını, Eğitim-İş Genel Kurulu'nun Diyarbakır Annelerini ziyareti suç saymasının Eğitim-İş'in kuruluş ilkelerinden saptığının göstergesi olduğunu, Eğitim-İş'in marjinalleştiğini, ifade özgürlüğünü ve mahkeme kararlarını tanımayarak nasıl bir Türkiye istediklerini gösterdiklerini ifade ettiler.