Diyarbakır’da Tarım ve Hayvancılık fuarı açıldı: Çiftçi alamıyor, esnaf satamıyor
Diyarbakır Ticaret Sanayi Odası ve Mezopotamya Fuarcılık ve ALZ Fuar tarafından organize edilen 13. Mezopotamya Tarım ve Hayvancılık Fuarı açıldı.
Açılışını Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu’nun yaptığı fuarda, 115 firma ürünlerini sergiliyor. Mezopotamya Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’ndeki fuar üç gün sürecek.
Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu açılışta yaptığı konuşmada, Diyarbakır’ın ülkemizin en önemli tarımsal üretim ve hayvancılık merkezi olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: “Silvan Barajı bittiğinde, 2 milyon 400 bin dönümlük bir alanı sulu tarıma açabileceğiz. Tek başına bu bile Diyarbakır'ın özellikle sanayi ürünü dediğimiz, pamuk, mısır, soya, belki ay çekirdeği gibi gelecek dönemde çok önemli ürünlerde Türkiye'nin başat illerinden birisi olacak.”
Hayvansal gıda ürünlerinden ekmeğe, gübreden ilaca, traktörden biçerdövere her türlü ürün fuarda sergileniyor. Gıda ürünleri stantları ise ilgi odağı oldu. Çiftçinin ilgisi ise traktörlerdeydi. Kimi yeni traktör almak istiyor kimi de traktörünü ya büyütmek ya da yenilemek istiyor. Çiftçi, fiyatların çok yüksek olduğunu ifade ediyor.
MALİYETLER 4 KAT ARTTI
Açtığı stantta besiciye yönelik hayvan yemi satan Abbas Atabey, fuarlara yeni bağlantılar kurabilecek beklentilerle geldiklerini ama beklentilerinin gerçekleşmediğini belirterek şöyle konuştu: “Yüzde 90 ithal ürün kullanıyoruz. Kur nedeniyle de maliyetler 3-4 kat arttı. O yüzden şu anda ciddi sıkıntı yaşıyoruz. Besici de zor durumda, hayvanını daha ucuza beslemeye çalışıyor ya da gebe hayvanı bile kesime gönderiyor. Bizim işlerimiz yüzde 50’nin üstünde düştü. Çiftçi alamıyor biz de satamıyoruz. Bir depoyu 400 liraya doldururken şu an 1300-1400 liraya dolduruyorum. Sahaya eleman çıkartmakta zorlanıyorum. Sahaya eleman gönderemezsem satışlarım düşüyor. Haliyle ben de zarar ediyorum. Bir yerden sonra elemanları işten çıkarmak zorunda kalacağım.”
500 BİN LİRALIK TRAKTÖR 1 MİLYON OLDU
Çiftçi İhsan Süleymanoğlu, “Fuara katılım var ama pahalı olduğu için hiçbir şey alamıyoruz. Çiftçi mazotu 25 liradan, gübreyi 10 liradan aldı. Malımızı 2500 liradan sattık. O parayla toprağı ekemedik, yani sattığımızı yerine koyamadık. Çiftçi ne alacak ki, 500 bin liralık traktör 1 milyon olmuş. Çiftçinin alım gücü yok. Şimdi pamukla mısır ekme zamanı… Gübre 10 lirayı geçmiş ne yapacağımızı kara kara düşünüyoruz. Altımızdaki aracı satacağız. Fuarda çiftçiler boş boş geziyor. 4500 dönüm arazi ektim, yazın bu buğday fiyatı ne olacak diye kara kara düşünüyorum. Gömdüğüm mazotla gübrenin parasını çıkartacak mıyım, bankaya borçlandım, onu düşünüyorum.” diye konuştu.
ALMAYA DEĞİL GEZMEYE GELDİK
Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde çiftçilik yapan Mehmet Duru da fuarı gezenlerden. Fuarda her şeyin çok güzel olduğunu ama çok pahalı olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Her şeyin fiyatı 3-4 katı yükselmiş, bir şey alamıyoruz. Fuara pamuk tohumu ve ekipman bakmaya geldim, çok pahalı. Geçen sene 30 lira olan pamuk tohumu 42 liraya çıkmış. Alamıyoruz, devletimizden destek bekliyoruz. Çiftçi bir şey kazanmıyor ki… Traktörüm var, büyütmek, yenisini almak istiyorum ama alma şansım yok. Traktörün deposunu 2500 liraya dolduruyoruz 100 dekar yer süremiyoruz, nasıl olacak bu iş? Tohum, ilaç 3-4 kat artmış. Fuar bizim için gezme görme amaçlı oldu.”
Traktör bakmak için fuara geldiğini söyleyen Ömer Duman da fiyatların çok arttığını alamayacağını belirterek, “Gübre fiyatı fırlamış, bu sene ben çiftçiliği bıraktım. Burada tohum fiyatlarını soruyoruz, 600 liradan 1,5-2 bin lira arası olmuş. Çiftçi olarak biz ne yapacağız. Devletimize sesleniyorum, bir el atsın, yardım etsin. Kırılan ekipmanlarımızı bile alamıyoruz, fiyatlar çok yüksek.” dedi.
Çiftçilik yapan Kemal Ekici de 20 haneli köyde yaşadığını belirterek şunları söyledi: “Eskiden köyün bütün işini 2 traktör yapardı, şimdi her evin önünde 2 traktör var, eskisi gibi değil. Eskiden herkes birbirine yardım ederdi. Benim de öyle, iki traktörüm var. Büyük traktörüm var, yılda 20 gün kullanıyorum, o yirmi gün için kimse traktörünü vermiyor, ben de öyleyim. Köyün içine girin her evin önünde aynı tarım aletleri dolu.”