23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Doç. Dr. Erdem İlker Mutlu UCM kararını değerlendirdi: Filistin egemen devlet olarak tanındı

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)’nin Netanyahu’ya tutuklama emri çıkarması gündeme oturdu. Mutlu, 'Kararda Filistin Devleti’nin varlığı ile bu varlığın 1945 Statüsü’nün uygulanabileceği egemen bir alan olarak tanınması söz konusudur. Kararın en çarpıcı kısmı budur.' ifadelerini kullandı

Doç Dr. Erdem İlker Mutlu UCM kararını değerlendirdi: Filistin egemen devlet olarak tanındı...

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)'nin Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Galant hakkında tutuklama emri çıkarması dünyada bomba etkisi yarattı. Karar, Başsavcı Kerim Han'ın tutuklama delillerini toplamasından yaklaşık altı ay sonra verildi.

İsrailli iki lider, “savaş suçu” ve “insanlığa karşı suç” işlemekle itham ediliyor. HAMAS'tan yapılan ilk açıklamada, “Siyonist savaş suçlarına ortak olan ABD yönetiminin aylardır engellemeye çalıştığı bu adımın önemli bir tarihi emsal teşkil ettiği” değerlendirmesinde bulunuldu. Tüm dünya ülkeleri mahkemeyle işbirliği yapmaya çağrıldı.

UCM'nin tutuklama yapabilecek kendi kolluk kuvveti yok. Uygulamada, Roma Statüsü'nü imzalayan tüm ülkeler Netanyahu ve Galant'ın tutuklanmasına ve iadesine yardımcı olmakla yükümlü. Statü'yü imzalayan 124 ülke bulunuyor; İsrail, ABD, Hindistan ve Çin gibi ülkeler bu grubun parçası değil. Ayrıca taraf devletler her zaman UCM ile işbirliği yapmıyor.

Örneğin, eski Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir 2015 yılında Afrika Birliği zirvesine katılmak üzere Güney Afrika'ya vardığında kendisinden sadece ülkeyi terk edip geri dönmesi istenmişti. Fakat kararın oluşturabileceği siyasi etkiler, İsrailli liderlerin tutuklanmasından fazlasını içeriyor.

Doç. Dr. Erdem İlker Mutlu UCM kararını değerlendirdi: Filistin egemen devlet olarak tanındı - Resim : 1
Doç Dr. Erdem İlker Mutlu

'SURATA ATILAN BÜYÜK TOKAT'

İsrail basın tutuklama emrini “trajedi” ifadesiyle görüyor, histerinin hakim olduğu yetkililer UCM'ye saldırıyor ve mahkemeyi “Yahudi karşıtlığı” ile suçluyor.

Ancak gelişme, Gazze'de devam eden soykırım suçları ışığında ve Güney Afrika'nın Lahey'de sürdürdüğü “soykırım davası”na ilişkin delilleri güçlendireceği için özellikle İsrail ordusundaki diğer figürlere de uzanabilecek birçok sonucu olan, bir bütün olarak “İsrail'in suratına atılmış büyük bir tokat” olarak değerlendiriliyor.

Çeşitli senaryolara göre karar; güvenlik, siyaset, ticaret, silah anlaşmaları ve diğer konuları etkileyecek. İsrailli analistler, kararın Tel Aviv'in dünyadaki konumuna yönelik olduğunu, ülkenin “cüzzamlı devlet” durumuna düştüğünü ve statüsünün “parya devlet” haline gelecek şekilde kötüleştiğini kaydediyor.

İsrailli Hukuk Profesörü Matan Gutman'a göre karar “dünya çapında İsrail'e karşı yaygın protestolara yol açacak ve İsrail'in Batılı müttefikleri üzerinde silah ambargosu da dahil olmak üzere İsrail'e yaptırım uygulanması yönündeki baskıyı artıracak.”

GÖZDEN KAÇANLAR

Konu üzerine görüşlerine başvurduğumuz Hacettepe Üniversitesi Kamu Hukuku Bölümü Milletlerarası Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdem İlker Mutlu, uluslararası basının dikkatinden kaçan ya da görmezden geldiği çok önemli noktalara parmak basıyor:

“Açıklamanın birkaç önemli yanı bulunmaktadır. Karar, uluslararası kamuoyunun Netanyahu ve işbirlikçileri için beklediği ama bir türlü gelmeyen yaptırımlarla ilgili olduğu için heyecan yaratmıştır. Bütün basın daha önce Başsavcı Han'ın tutuklama istemine yoğunlaşmış ama aynı kurumun direnişin simgesi Sinvar’ı (HAMAS'ın Şehit Lideri) da aynı kefeye koyduğunu dikkate almamıştır. Ancak tutuklamanın ilk sözünün edildiği dönemde hâlâ sadece Gazze’de saldırılarına devam eden bir İsrail varken, resmi tutuklama kararının çıktığı bugüne gelene kadar İsrail bu suçları Lübnan - Suriye - Irak dahil yüzlerce kilometrelik bir çapta genişletmiş, yine on binler savaş mağduru olmuştur.”

'SİSTEME SEVGİDEN ÖDÜN YOK'

Mutlu, UCM'nin geciken kararını şu sözlerle eleştiriyor:

“Az daha bekleseler muhtemelen Trump konuyu çözecek tavrı geliştirecek ve konu, UCM açısından tarihe büyük bir utanç olarak geçecekti. Filistin'in direnişi ile İsrail’in katliamlarını aynı kefeye koymaya devam ederek İsrail’i yaratan 1945 sisteminin 1990 sonrası 'kazanan' güçlerine sevgisinden asla ödün vermeyeceğini de ortaya koymuştur. Zira son dönemdeki en önemli icraatı BM Güvenlik Konseyi Üyesi Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin hakkında verdiği “özgürlüğü kısıtlama” tedbiri kararıdır.”

AÇLIK VURGUSU

Uzman, mahkemenin gerekçelerinin yetersiz olduğunu şöyle özetliyor:

“UCM'nin en çok başta çocuklar olmak üzere tüm sivillerin açlığa mahkûm edilmesini ana konu olarak almış olması da sivil yerleşimleri, mülteci kampları ve hastaneleri bombalamayı “terörle mücadele”(!) olarak savunan İsrail ile doğrudan karşı karşıya gelmekten kurtulmasını sağlamıştır. Yine de sadece iki olayda (!) sivillerin hedef alınmasını savaş suçu gerekçesi olarak kabul etmiştir. Belki de sivilleri açlığa mahkûm etme durumu sona erince tutuklama kararı da gerekçesiz kalabilecektir.”

'STATÜ TANINIYORSA EGEMENLİK VARDIR'

Mutlu, tutuklama emrinin en ilgi çekici ve geleceğe yönelik kısmını ise şu sözlerle ifade ediyor:

“Bu kararın en önemli tarafı kamuoyunda popüler olmayan, belki ana akım medyanın arka plana terk etmek istediği, mahkemenin yargı yetkisini dayandırdığı kısımdır. İsrail’in Statü'nün 18 ve 19. Maddelerine göre ileri sürdüğü itirazları, İsrail Devleti’nin Statü'ye taraf olmaması gerekçesine koşut olarak Statü'nün Filistin Devleti topraklarında geçerli olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir. Yani emperyalizmin yok etmek istediği Filistin Devleti’nin varlığı ve bu varlığın 1945 kurumlarından biri olan statünün uygulanabileceği egemen alan olarak tanındığı bir karar söz konusudur. Kararın en çarpıcı kısmı budur.”

İsrail Filistin HAMAS ABD Çin