22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Doç. Dr. Zorlutuna'dan kalp kapağı açıklaması: Bazen hiç belirti vermiyor

Doç. Dr. Yaman Zorlutuna, "Dolaşım sistemimizin pompası olan kalp, dört odacıktan oluşuyor ve dört kapağı bulunuyor.

Doç. Dr. Zorlutuna'dan kalp kapağı açıklaması: Bazen hiç belirti vermiyor
A+ A-

Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Söğütözü Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yaman Zorlutuna, "Dolaşım sistemimizin pompası olan kalp, dört odacıktan oluşuyor ve dört kapağı bulunuyor. Sürekli dinlenmeden açılıp kapanan kapaklar, yeterli açılamadığı ya da kapanamadığında çeşitli sağlık sorunlarının yaşanmasına neden oluyor." ifadelerini kullandı.

Bayındır Sağlık Grubu'ndan yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Doç. Dr. Yaman Zorlutuna, kalp kapak hastalıkları ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Sağlıklı bir insanın kalbinin günde yaklaşık yüz bin kez kasıldığını ve kan pompalamaya devam ettiğini, kalbin dört kapağının gün boyu dinlenmeden açılıp kapanarak pompalanan kanın vücuda ulaşmasında önemli görevler üstlendiğini belirten Zorlutuna, ancak bazı durumlarda kalp kapaklarının yeteri kadar açılıp kapanamadığını ve bu sebeple çeşitli sağlık sorunlarının yaşandığını aktardı.

Zorlutuna, kalp kapaklarındaki bozulmaların bazen hiçbir belirti vermediğini ve yıllarca bu sorunla yaşayıp haberi olmayan insanların olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Dolaşım sistemimizin pompası olan kalp, dört odacıktan oluşuyor ve dört kapağı bulunuyor. Sürekli dinlenmeden açılıp kapanan kapaklar, yeterli açılamadığı ya da kapanamadığında çeşitli sağlık sorunlarının yaşanmasına neden oluyor. Kalp odacıkları içinde bulunan kanın akımını yönlendiren, her kalp atımı ile birlikte açılıp kapanan kalp kapakları triküspit kapak, pulmoner kapak, mitral kapak, aort kapağı olmak üzere vücudumuzda dört adet bulunuyor. Kalp kapak hastalıklarının yurdumuzdaki en önemli nedeni, çocukluk veya gençlik döneminde geçirilen akut eklem romatizmasının kalpte yaptığı tahribattır. Ayrıca hastalıklar, doğumsal (konjenital) veya dejenerasyona bağlı da gerçekleşebilir. Nedeni fark etmeksizin kalp kapaklarındaki hasar iki temel sonuç doğuruyor, kapak yetmezliği ve kapak darlığı.

Kapak yetmezliğinde, kapakçıklar tam olarak kapanamaz. Bunun sonucunda ileriye doğru akması gereken kanın bir kısmı geriye doğru kaçar. Dolayısıyla kalbimiz, vücudumuza yeterli kan pompalayamaz. Kalp gereksinimi karşılayabilmek için daha çok çalışmaya başlar. Bunun sonucunda kalbin yükü artar. Kapak yetmezliği fazla miktarda olursa ve zamanında tedavi edilmezse kalp yetmezliğine neden olabilir. Kapak darlığında, kapakların açıklık alanı daralmıştır. Bu nedenle kapaktan geçen kan miktarında azalma olur. Kalp bu durumu telafi etmek için daha fazla güç harcar. Bazı durumlarda ise aynı kapakta, hem darlık hem de yetmezlik birlikte bulunabilir."

BOZULMANIN OLDUĞU KAPAĞA GÖRE FARKLI BELİRTİLER YAŞANIYOR

Kalp kapak hastalıklarının, bozulmanın olduğu kapağa göre farklı bazı sorunlara ve yakınmalara neden olduğunu aktaran Doç. Dr. Yaman Zorlutuna, farklı kalp kapaklarında yaşanan farklı belirtiler hakkında bilgi verdi.

Zorlutuna, en fazla hastalanan mitral kapakta bulguların, aort kapağına göre daha erken dönemde ortaya çıktığını belirterek, şu bilgileri verdi:

"En belirgin yakınma ise zamanla artan nefes darlığıdır. Bunun yanı sıra ilerleyen dönemlerde çarpıntı, bacaklarda şişme, çabuk yorulma olarak karşımıza çıkabiliyor. Sol karıncığın çıkış yolunda bulunan ve ikinci sıklıkla hastalanan aort kapağında ise bulgular daha geç safhada kendini gösteriyor. Hatta hastaların çoğu aort kapak hastalığı olduğunu sağlık kontrolleri sırasında öğreniyor. Aort kapak hastalarının en belirgin bulguları ise çarpıntı, göğüs ağrısı ve baş dönmesidir.

Daha az sıklıkla görülen ve genellikle mitral kapak hastalığı ile birlikte bulunun triküspit kapak hastalıklarında bulgular karın ve bacaklarda şişme şeklinde kendini gösterebiliyor. Kalp kapak hastalıkları arasında en az sıklıkta görülen pulmoner kapak hastalıkları ise genellikle doğumsal kalp hastalığı olarak karşımıza çıkıyor. Yeni doğan bebeklerde, doğumsal bir anomali olarak, Pulmoner kapağın darlığı veya tamamen tıkanıklığı görülebiliyor. Bu hastalarda çarpıntı ve birlikte bulunan diğer doğumsal kalp anomalilerine bağlı olarak farklı bulgular ortaya çıkabiliyor."

'KALP KAPAK HASTALIKLARINDA HEKİMİ TANIYA YÖNLENDİREN HASTANIN YAKINMASIDIR'

Kalp kapak hastalıklarında hekimi tanıya yönlendiren en önemli unsurun hastanın yakınmaları ve öyküsü olduğunu aktaran Zorlutuna, nefes darlığı, çarpıntı, çabuk yorulma gibi belirtilerin kalp kapak hastalıkları için önemli ipuçları olarak ele alındığını bildirdi.

Zorlutuna, "Hastalar genellikle merdiven çıkarken çabuk yorulmaktan, yatarken başlarının altına 2 veya 3 yastık koymaktan, ya da uykudan nefes darlığı ile uyanmaktan yakınıyorlar. Bu yakınmalar mitral kapak hastalığının tipik belirtileri olarak karşımıza çıkıyor. Yapılacak bir muayenede kapak hastalıkları için tipik olan bazı bulgular elde edilebiliyor." ifadelerini kullandı.

Kapak hastalıklarının tanısında elektrokardiogram ve telekardiogram adı verilen akciğer röntgenin önemli ipuçları verdiğini bildiren Zorlutuna, ancak tanıda en önemli tetkik aracının ekokardiogram olduğunun altını çizdi.

Zorlutuna, "Kısaca EKO da denilen bu yöntemde ultrasonik ses dalgaları ile kalbin anatomik yapısı tüm ayrıntıları ile incelenebiliyor. Kapak patolojileri konusunda oldukça ayrıntılı bilgi edinebildiğimiz EKO’nun aydınlatamadığı bir anomali varsa, ya da ek bir kalp hastalığından şüpheleniliyorsa kalp kataterizasyonu veya anjiyografi de tanı yöntemi olarak kullanılabiliyor." bilgisini verdi.

'İLAÇ TEDAVİSİ KAPAKTAKİ MEKANİK SORUNU ORTADAN KALDIRAMIYOR'

Doç. Dr. Yaman Zorlutuna, kalp kapak hastalıklarında tedavi seçeneklerinin medikal yani ilaçla tedavi, bazı girişimsel yöntemler ve ameliyat olarak 3 bölümde incelenebileceğini belirterek tedavi yöntemleri hakkında bilgileri paylaştı:

"İlaç tedavisindeki temel amaç, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak ve hastaların yakınmalarını en aza indirmek olsa da ilaç tedavisi kapaktaki mekanik sorunu ortadan kaldıramıyor. Çoğu zaman ilaçlar kapaktaki rahatsızlığın ilerlemesini engellemekte yetersiz kalıyor. Fakat kapak rahatsızlığının kalp üzerindeki olumsuz etkileri, ilaçla büyük oranda engellenebiliyor. Kalp kapak hastalığı zemininde gelişen kalp yetmezliklerinin ve ritim bozukluklarının tedavisinde de çoğu zaman ilaç tedavisi tek başına yeterli olabiliyor.

İlaç tedavisi yetersiz olduğu anda ya da kapaktaki bozulma kalbi belirgin bir şekilde olumsuz etkilemeye başladığında, kapaktaki bozulmanın şekline bağlı olarak cerrahiye alternatif bazı girişimsel yöntemler uygulanabiliyor. Günümüzde en sık kullanılan girişimsel yöntemlerden biri, mitral kapak darlıklarında kullanılan, balon ile darlığın giderilmesidir. Bu yöntemde ince bir tel ile kasıktaki damarlardan girilip kalbin içine kadar ilerlenir, daralan kapağın hizasında şişirilen bir balon ile yeterli açılma sağlanır. Mitral kapak darlıklarında uygulanabilen bu yöntemin seçiminde, kapaktaki kireçlenme veya kaçak olup olmaması önemlidir. Bunun yanı sıra, sınırlı endikasyon alanı olmakla birlikte, aort ve mitral kapaklar, kasık damarından yerleştirilen bir kateter yardımıyla değiştirilebilmektedir."

Zorlutuna, cerrahi tedavi yani ameliyat gündeme geldiğinde yapılan şeyin genel olarak kapağın tamir edilmesi, bu mümkün olmuyorsa bozuk kapağın çıkartılıp yerine protez, bir başka deyişle, yapay bir kapak takılması olduğunu aktardı.

Kapak tamirinin daha ziyade kaçak oluşan, kapak yapısında fazla kireçlenmenin olmadığı mitral ve triküspit kapaklara başarı ile uygulandığını belirten Zorlutuna, "Bu işlemin yapılamadığı hastanın kalp kapakları protez kapaklarla değiştirilir. Zamanı gelmeden kapağın protez kapakla değiştirilmesi doğru bir yaklaşım değildir. Unutulmamalıdır ki, en iyi kapak, insanın kendi doğal kapağıdır. Öte yandan gerektiği halde ameliyatın geciktirilmesi, kalpte kalıcı hasarlara yol açar ve kişinin hayatını çok ciddi anlamda önlenemez bir risk ile karşı karşıya bırakabilir." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA
Son Dakika Haberleri Doç. Dr. Yaman Zorlutuna Kapak darlığı kapak yetmezliği Kalp kapak hastalıkları Bayındır Söğütözü Hastanesi