22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Doğu Akdeniz’de en sert yıla hazırlanın!

2021’de hem pandeminin etkileri hem de düşen gaz fiyatları nedeniyle Doğu Akdeniz’de askıya alınan sondaj faaliyetleri, yeni yılda tekrar başlıyor. ABD ve Rusya Akdeniz’de kalıcı olarak bulunma kararı alırken, Yunanlar da Adalar Denizi’nde kışkırtmalara hazırlanıyor.

Doğu Akdeniz’de en sert yıla hazırlanın!
A+ A-
TEVFİK KADAN

Doğu Akdeniz ve Adalar Denizi’nde görece huzurlu bir yıl geride kaldı. Koronavirüs salgını nedeniyle baş gösteren ekonomik sıkıntılar gerek sondaj gemilerinin gerekse donanmaların proaktif tutumlarını sekteye uğrattı. Nisan 2020'de sondaj faaliyetlerini askıya alan Rum Yönetimi, 2021’in sonlarına doğru ise yeniden faaliyetlerine başlama kararı aldı.

Rum tarafından Nautical Geo araştırma gemisinin faaliyetlerine yönelik 29 Eylül 2021'de NAVTEX (Denizcilere Duyuru) yayımlanması ve Malta bayraklı, İtalyan sahipli Nautical Geo'nun 3 Ekim 2021'de çalışmalarına başlaması tansiyonu artırdı.Doğu Akdeniz’de en sert yıla hazırlanın! - Resim: 1

Türk kıta sahanlığına izinsiz girme teşebbüsünde bulunan Nautical Geo araştırma gemisi, Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı unsurlarca Türk kıta sahanlığının dışına çıkarıldı.

Ardından Rum kesimi, Exxon Mobil-Qatar Petroleum konsorsiyumu tarafından sözde Rum Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) içerisinde bulunan 10. parseldeki "Glafkos" yatağında bir teyit sondajı yapılması amacıyla 19 Kasım 2021-22 Ocak 2022 tarihlerini kapsayan bir NAVTEX daha ilan etti.

En kışkırtıcı hamle ise 3 Aralık'ta Rumların ExxonMobil-Qatar Petroleum ortaklığına sözde 5. parselde doğal gaz arama izni vermesi oldu. Bu hamleye sert tepki gösteren KKTC yönetimi, "Kıbrıs Türk halkının hakları yanında, Türkiye’nin kıta sahanlığını da ihlal eden bu girişim karşısında gereken tedbir alınacaktır." ifadesini kullandı. Türkiye de 14 Aralık'ta yeni bir NAVTEX ilan ederek Oruç Reis sismik araştırma gemisi için mevcut olan NAVTEX'i 31 Ocak 2022'ye kadar uzattı. GKRY’nin önümüzdeki yıl da sondaj çalışmalarını 6, 7, 8 ve 12 numaralı bloklarda devam ettirmesi bekleniyor. Bu sözde lisans sahalarından 1, 4, 5, 6 ve 7 numaralı sahalar Türk kıta sahanlığı ile; 1, 2, 3, 8, 9 ve 13 numaralı parseller de KKTC tarafından ilan edilen deniz yetki alanları ile çakışıyor. Ayrıca Rumların yürüttüğü tüm faaliyetler, KKTC’nin ada üzerindeki eşit haklarını hiçe sayıyor.Doğu Akdeniz’de en sert yıla hazırlanın! - Resim: 2

ABD AKDENİZ’E YERLEŞİYOR

Rum-Yunan ikilisinin korsanlık faaliyetlerine açıktan destek veren ve Ukrayna’yı Rusya’nın önüne süren ABD, 2022’de "müttefiklerine güvence vermek" için Akdeniz'de kalıcı olarak bulunma kararı aldı. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, USS Harry Truman uçak gemisi ve ona eşlik eden diğer 5 gemiye Kuzeydoğu Afrika, Orta Doğu ve Güney Asya'yı içeren Merkez Komuta sahasına taşınmak yerine Avrupa harekât alanında kalmasını emretti.

Konuyla ilgili açıklama yapan bir Savunma Bakanlığı yetkilisi de savaş gemilerinin rotasının değiştirilmesi kararıyla ilgili "Avrupa'da kalıcı bir mevcudiyet ihtiyacını yansıtıyor ve müttefiklerimize toplu savunma taahhüdümüz konusunda güvence vermek için gerekli." ifadesini kullandı.

Bu savaş gemisi grubu, düzenli olarak planlanmış bir konuşlanma için ABD'den ayrıldığı 1 Aralık'tan itibaren Akdeniz'de bulunuyor.

RUSYA’DAN KARŞI HAMLE

ABD’nin Akdeniz’de daimi olarak bir uçak gemisi bulundurma kararı Rusya’yı da harekete geçirdi. Rusya lideri Putin, açıkça dengeleri alt üst edecek kritik bir hamle yaptı. Yıl içinde ilk kez nükleer füze taşıyabilen uzun menzilli bombardıman uçakları Tu-22M3’leri Suriye'ye indiren Rusya, şimdi de Zirkon hipersonik füzeleri ile donatılmış savaş gemilerini Suriye/Tartus Limanı’na konuşlandırma kararı aldı. Uzmanlar bu hamle için “Bütün Akdeniz'i kapatacak bir adım” yorumu yaparken, Rusya Federasyonu Devlet Duması Savunma Komitesi Başkanı Andrei Kartapolov da gelişmeyi şöyle duyurdu: “Akdeniz'de hala üssümüz var, Hmeymim orada. Tartus Limanı’nda kıyı füze sistemleri de var, ayrıca tüm Akdeniz'i bloke edebilecek Zirkon hipersonik füzelerle donanmış gemiler de orada olacak. Bu önlemler aynı zamanda düşmana yönelik doğrudan tehditler yaratma amacını da taşır, böylece düşman sonraki eylemlerinden vazgeçecektir. Yani, Doğu Avrupa'da bulunan kontrol sistemlerinin, uçak gemisi gruplarının ve diğer hedeflerin yok edilmesine yönelik doğrudan bir tehdit olduğunu anladıklarında, kaybedecekleri bir şeye başlamak istemeyeceklerdir.”

Zirkon füzelerinin 9 mach hızına ulaşabildiği ve bin kilometre uzaklıktaki hedefleri vurabileceği ifade ediliyor. Rus lider Putin, geçen yıl içinde Zirkon füzesinin test sonuçlarının başarılı olduğunu 2022 yılında envantere alınacağını duyurmuştu.

YUNANİSTAN YANLIŞA SÜRÜKLENİYOR

Ülkesinin tüm üslerini ABD’ye açan Yunan tarafı da adım adım tarihi bir hataya doğru itiliyor. Bu hata; Adalar Denizi’nde Türkiye’nin doğrudan “savaş sebebi” saydığı 12 mil karasuyu ilanı olacak. 2018’den bu yana 3 aşamalı bir planı devreye alan Yunan tarafı, ilk aşamada İyon Denizi’ndeki karasularını 12 mile çıkarmıştı. İkinci aşamada ise Büyük Çuha, Küçük Çuha ve Girit ile Mora yarımadasında 12 mil uygulamak isteyen Yunanlar, daha sonra bunu Adalar Denizi’ne genişletmeyi hedefliyor. Fakat Yunanistan’ın ikinci aşaması da aslında Adalar Denizi’nde kaldığı için doğrudan Türkiye’nin 1995 tarihli casus belli kararının çerçevesine giriyor. Çünkü Türkiye’nin 3 Aralık 2010'da Uluslararası Hidrografi Organizasyonu (IHO)'na deklare ettiği haritada gösterildiği üzere Doğu Akdeniz ve Adalar Denizi ayrımı; Büyük Çuha, Küçük Çuha, Girit, Kaşot, Kerpe ve Rodos adalarının Akdeniz’e bakan uçlarından Akyar Burnu’na ulaşacak şekilde oluşturulan hattı kapsıyor.

TÜRKİYE NE YAPMALI?

Doğu Akdeniz ve Adalar Denizi’nde tüm bu gerginlik noktaları varken Türkiye’nin 2022’de nasıl adımlar atacağı ise henüz bilinmiyor. Uzmanlar bu yıl mutlaka atılması gereken adımları şöyle sıralıyor:

  • Türkiye-Libya anlaşmasıyla ortaya çıkan 28 derece paralelinin doğusundaki deniz alanları için TPAO’ya ruhsatlar verilmeli ve sismik/sondaj faaliyetleri başlatılmalı.
  • Oruç Reis, Seville Haritası’nın dışına çıkarılarak Türk kıta sahanlığının sınırları boyunca faaliyet yürütmeli.
  • Türkiye ile KKTC arasında ‘Deniz Yetki Alanlarını Ortak Kullanma Anlaşması’ imzalanmalı.
  • Rusya ve Çin ile Doğu Akdeniz’de ortak deniz tatbikatları planlanmalı.
  • Mısır ile deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması için diplomatik atak yapılmalı.
  • Doğu Akdeniz’de hızla Münhasır Ekonomik Bölge ilan edilmeli.
  • Türkiye ile Yunanistan arasında 27 Mayıs 1988 tarihinde imzalanan Atina Mutabakatı iptal edilmeli.

KKTC'Yİ TANITMA YILI

2022’nin en önemli gündem maddelerinden biri; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni münhasır bir ülke olarak tüm dünyaya tanıtmak olacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen yıl her ne kadar Türk Devletleri Teşkilatı’nda KKTC’nin tanınmasına yönelik mesajlar verse de, bu mesajın yeterli olmadığı görülüyor. KKTC’nin tanınması için en aktif çalışmayı yürüten Vatan Partisi, bu konuda şu değerlendirmelerde bulunuyor:

“ABD'nin başını çektiği Batı ülkelerinin KKTC'yi tanımak bir yana, düşman tarafında yer aldığı çok açık. Buna karşılık Rusya ve Abhazya üzerinden KKTC'nin tanınması Abhazya'nın çabasından da anlaşılacağı gibi somutlaşmış durumda. Dahası Türk Devletleri de Rusya ve Abhazya'nın tanımasıyla KKTC konusunda adım atacaktır.

“ABD, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Doğu Akdeniz’deki kuşatması, KKTC’nin tanınması ile yarılabilir. Bunu sağlamak, Türkiye'nin İdlib, Kırım ve Abhazya konusundaki ABD çıkarlarına hizmet eden yanlış siyasetlerinden vazgeçmesi ile mümkündür. Sayın Cumhurbaşkanımıza bir kez daha çağrıda bulunuyoruz, Abhazya'nın ve dolayısıyla Rusya'nın KKTC'yi tanıma çabalarına engel olmayın.”

Doğu Akdeniz Türkiye Yunanistan Kıbrıs KKTC 2022 Adalar navtex