22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Doğu Akdeniz’de savaş senaryoları konuşuldu: ABD’nin tehdidine karşı ittifak gereği

Ulusal Kanal'da yayınlanan çalıştayda ortak kanaat; salt bir  Türk-Yunan savaşının mümkün olmadığı, bunun ABD-Türkiye savaşına dönüşeceğiydi. Türkiye’nin hızlıca ittifaklar kurması gerektiği belirtildi

Doğu Akdeniz’de savaş senaryoları konuşuldu: ABD’nin tehdidine karşı ittifak gereği
A+ A-
ERCAN DOLAPÇI

Teori Dergisi'nin düzenlediği “Doğu Akdeniz’de Savaş Senaryoları” başlıklı çalıştay önceki gece Ulusal Kanal’da canlı olarak yayınlandı. 'Amiral Soner Polat Özel Programı'na Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, KKTC Cumhurbaşaknı Danışmanı Hüseyin Macit Yusuf, akademisyenler Prof. Dr. Emin Gürses, Prof. Dr. Hasan Ünal, Prof. Dr. Mehmet Yuva, E. Dz. Kur. Alb. Halil Özsaraç, E. Hv. Kur. Alb. İhsan Sefa ve tarihçi-yazar Koray Kamacı katıldı. Konuşmacılar sunumlarında şu değerlendirmelerde bulundular...

‘SAVAŞI İSTEYEN TARAF BAŞARIYI GÖRÜRSE SAVAŞI BAŞLATIR’

  • Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek:

Ege ve Doğu Akdeniz'de bir Türk-Yunan savaşı olmaz. Önemli dengesizlik var. Bu savaş, Türk-Yunan savaşı olarak kalmaz. Yunanistan hiçbir zaman teke tek savaşa girmez. ABD onu savaşa iterse girer. Kuvvetler dengesiz. Yunanistan kendi başına kalacağı bir savaşa hiçbir zaman girmez. Bütün savaşlarda zafer ilkedir. Savaşı isteyen taraf her zaman başarıyı görürse savaşı başlatır. Erken başlayayım da yenilsem bile bazı avantajlar elde ederim diye savaşlar başlatılabilir. Asıl çelişki ABD'yledir. ABD’nin bu savaşa Yunanistan’ı piyon olarak sürme olanakları var. “Yürü arkanda ben varım, seni ortada bırakmam.” der. Fiilen bunun garantilerini de vermiş durumda. Yığınakları bunu gösteriyor. ABD üsleri Yunanistan’ı desteklemek için kurulmuş üslerdir. Türkiye ile fiili bir durumda önemli kazançlarla çıkacağız diye Yunanistan’ı savaşa itebilirler.

Deniliyor ki; “ABD, Yunanistan’ı ortada bırakacak. NATO müttefiki iki ülkeden birini açıkça tutmaz...” Bu senaryo içinde Yunanistan’ın şu kadar fırkateyni, uçağı var deniliyor... Bunların hiç önemi yok. Savaşta, Türkiye ile Yunanistan’ın güçleri karşı karşıya kalmayacak. Sorunun net cevabı; bu savaş Türk-Yunan savaşı değil, Türk-ABD savaşına dönüşür. Yunanistan’a başlattırılır. Yunanistan kararı vermez. ABD kararı verir. ABD’nin Tayyip Erdoğan yönetimini devirme diye bir hedefi var. Biden “Seçimle yıkacağız.” dedi. Bu bile iki alternatif olduğunu gösteriyor. Bir silahlı seçeneğin olduğunu da gösteriyor. Şu da bir gerçektir ki, ABD bu savaşa kendi stratejisi içinde karar verir. Türkiye’yi bir kaosa sürükleme amacıyla böyle bir savaşı öngörebilir. Yunanistan’ı ateşe sürükleyebilir.

'YUNANİSTAN'DA GENÇLERİN HAREKETLENMESİNİ BEKLİYORUM'

  • Prof. Dr. Emin Gürses:

ABD, uluslararası sistem kontrolünü kaybettiği sürece saldırganlaşır. Amacı geniş Avrupa coğrafyasını kontrol etmektir. Burada Almanya’yı kontrol altına alacak. Rusya’nın gücünü sınayarak, Ukrayna ile aralarında bir çatışma çıkardı. Almanya’yı zor durumda bıraktı. Almanya, Amerika’nın talimatıyla Yunanistan’ın ekonomisini sırtlanmıştır. Almanya Merkel’den sonra ABD’ye teslim oldu. ABD’ye İkinci Dünya Savaşı sonrasında zaten teslim olmuştu. Almanya’nın ABD’ye başka taahhütler verdiği söyleniyor. Bunu Almanlar da tam olarak bilmiyor.

ABD yeni bir Marshall Planı düşünüyor. Rusya’yı da kuşatmaya çalışıyor. ABD en çok Polonya’ya güveniyor. Polonya niye önemli? Polonya’nın Almanya’ya ve Ruslara karşı bir tedirginliği var. ABD dünya hegemonyasını kimseyle paylaşmak istemiyor. Ukrayna ile Rusya’yı tedirgin ediyor. Çin’i Tayvan’la kontrol etmek istiyor. Hindistan’ı da kaybetti.

ABD’nin Yunanistan’daki yığınağı, Rusya’nın Akdeniz’deki faaliyetlerini kontrol etmektir.

Yunanistan’ı emperyalizm kullanmak istiyor. Bu kriz Yunanistan’ın kararı değil. Bu yıl Yunanistan’da gençlerin hareketlenmesini bekliyorum.

Ege’deki tatbikatlar da, olası çatışma çıkarsa Ruslar oraya inmesin diyedir. Putin olmasa, bize nefes aldırmazlar.”

'BARIŞ GÜCÜ DEĞİL TURİST GÜCÜ'

  • KKTC Cumhurbaşkanı Danışmanı Hüseyin Macit Yusuf:

KKTC’nin tanınma çağrısı çok önceden yapılmalıydı. Perinçek liderliğinde birçok merkezde tanınması için temaslarda bulunduk. ABD stratejik olarak orayı kullanmak istiyor. İngiltere ile Anglosakson dayanışması içinde olduklarını biliyoruz. Güney Kıbrıs’a yeni sistemler kurdular. Burada dinleme yapıyorlar. Dinleme etkinlikleri var. Buradaki ilk hedef Türkiye’dir ama Türkiye’nin dostlarıyla da çatışabileceklerini bildikleri için bunu dikkate alan bir siyaset izliyorlar. Türkiye’nin burada potansiyel müttefiki Rusya’dır.

Rum yönetimi maalesef emperyalizmin kuklası oldu. AB ve ABD’ye teslim olan bir zihniyet vardır. ABD birçok oyun peşindedir. ABD’nin her cephede yenildiğini görüyoruz, iflas etmiş bir ABD vardır. Öyle panik içinde Ege'de, Doğu Akdeniz’de, Kıbrıs’ta son tezgâhlarını ortaya koymaya çalışıyorlar.

KKTC'de 2021 yılı seçimlerinde milli bir isim kazanmış ve federasyon oyununu ortadan kaldırmıştır. Bunu beklemiyorlardı. Dik duran bir Cumhurbaşkanı var. Türkiye’den destek almaktadır. Bu destekle milli davayı sonuna kadar sürdüreceğinden eminim. ABD bölgemizde oldubitti peşindedir. Silah ambargosu kaldırılarak Rumlar inanılmayacak ölçüde silahlandırılıyor. Bizi masaya zorlayacaklar. Federasyonu görüştüğümüz anda KKTC’nin sonunun geldiğini bilmek zorundayız. Hükümetimiz ve Anavatanımız yönetimi de kesinlikle federasyona dönülmeyeceğini belirttiler. MGK’da da bir karar alındı. Bu karar çok önemlidir. KKTC’nin de böyle bir karar almasını diliyoruz. Konjonktür bizim lehimizedir. Elimizi çabuk tutalım.

Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nün hiçbir faydası yoktur. Barış Gücü'ne 'Turist Gücü' demek daha doğrudur. Tek yaptıkları plajlarda eğlenmektir. Kıbrıs’ta barış varsa 1974 yılından sonra Türk askerinin gelmesiyle sağlandı. Bunu bozmaya namzet ABD vardır. Bizi Bizans oyunlarıyla 1974 öncesine götürme planları vardır.

'BATI'NIN SAVAŞI KIŞKIRTMASI APTALLIK OLUR'

  • Prof. Dr. Hasan Ünal:

Normal şartlarda Türk-Yunan savaşının olması ihtimali söz konusu olmamalıdır. Diyoruz ki; ABD, Fransa, İngiltere, Yunanistan’ı Türkiye’ye karşı kışkırtıyorlar mı? Batı dünyası Rusya’da vekalet savaşı yürütürken, Çin’le Tayvan konusunda sıcak çatışmanın giderek arttığı bir dönemde bu ihtimal olmasa da, dünya sisteminde tek kutupluluğa itiraz eden ülkelerin sayısı, nüfusu oranı, gücü bayağı artma istidadı gösterirken Batı dünyasının Türk-Yunan savaşını kışkırtması aptallık olur. Mantıksız olur. ABD’deki politika yapıcıların yapma sürecinde o kadar hata var ki, dolayısıyla ABD bunların yapılabildiği bir yerdir. Normalde Türkiye'ye karşı kışkırtmanın söz konusu olmaması lazım. Emareler var mı? Neler var? F-16 krizi gibi…

Bunları yan yana getirdiğimizde, Yunanistan’ı bize karşı bayağı silahlandırıyorlar deriz. ABD'nin Yunanistan’a, yürü Türkiye’nin üzerine diyeceği bir senaryoya gelineceğini en azından şimdiki verilerle göremiyorum.

ABD’nin Yunanistan’ı Türkiye’nin üzerine sürme ihtimali çok düşük. Ya da ben bunun böyle olmayacağını düşünenlerdenim. Ama Yunan yönetimi saldırmakta bir başarı görebilir. Plan yapabilirler ancak bunun başarılı olup olmayacağını şartlar belirler.

Yunanistan’ı Türkiye’ye karşı kışkırtabilirler. Bu NATO’nun dağılmasına giden bir tektonik sarsılmaya neden olur. Böyle bir savaşta Türkiye zaten savaşı durdurmaz. Rusya onaylamaz. Savaş sürekli olarak uzar. Türkiye adaları tamamen almadan savaşı bırakmaz. Böyle bir durumda da NATO çatlar. Batı, NATO’ya bu kadar ihtiyaç duyulan bir dönemde büyük bir NATO krizi çıkarmış olur. Yunanistan darbe vurma fikrine çok yatkındır. Buna dikkat etmek gerekir. Türkiye kriz yönetimine geçmeli. Türkiye AB yönelimi dışında Yunanistan politikası üretilmeli. Türkiye’nin AB yönelimi Türkiye’nin felaketi oldu. Bunun dışında politika geliştirilmeli.

'DOSTLARIN SAYISINI ARTIRMAK ZORUNDAYIZ'

  • Prof. Dr. Mehmet Yuva:

ABD’nin açık desteği olmadan Yunanistan’ın böyle bir girişimde bulunacağına inanmıyorum. Taviz koparma adına Yunanistan’ı kısmi bir savaşa provoke edebilir. Taktiksel savaş senaryosunu tarihte İngiltere’nin Yunanistan’ı Anadolu’ya sürüklemesinde gördük. Burada İngiltere’nin açık desteğini görmedik. İngiltere bilfiil müdahil olmadı. Lozan’da da açıkça destek vermeyerek, Türkiye’den Kıbrıs’ı kopararak burada tam egemenlik kurdu.

Akdeniz’de güvenlik şemsiyesi oluşturmak için dostlarınızın sayısını artırmak zorundasınız. Dostlarımızın sayısı artmamaktadır. Rusya dahil çok sayıda sıkıntı yaşıyoruz. Kırım’ı ve 4 bölgeyi tanımayacaksak, Rusya’ya Kıbrıs’ı nasıl tanıttıracağız? İsrail’in Kıbrıs’ta yoğun faaliyetleri var. Bunları Akdeniz’deki enerji politikasından ayrı göremeyiz.

Suriye’deki savaşı tetikleyen en önemli neden; Suriye üzerinden Avrupa’ya taşınacak olan doğal gaz projesidir. Bu proje İsrail’i çok rahatsız etti. Savaş döneminde İsrail, Mısır’a doğal gaz satar duruma geldi. Eskiden Mısır’dan gaz alırdı. Suriye bu projeye İran’ı da dahil etmeye çalıştı. Katar Emiri'ne bunu önerdi. Katar bu projeyi İsrail ve ABD talebi doğrultusunda götürmüştü. Dikkat edersek bütün bu çatışmaların içinde doğal gaz ve bundan kimin istifade edeceği meselesi yatıyor. Bu çatışmalar içinde İsrail, Akdeniz’de sondaj da yaptı doğal gazı da çıkardı yeni bir güzergâh da tayin etti. Çok önemli konum kazandı. Türkiye ne yaptı? Hiçbir şey!

İtalya’nın Akdeniz’deki arama girişimini askeri yöntemle durdurduk. Başarılı da olduk. ABD devreye girdi. ABD yanına Katar’ı da alarak Yunanistan-Kıbrıs’la birlikte 10 No'lu parselde sondaj yaptılar ve doğal gaz rezervi buldular. Çalışmalarını sürdürüyorlar. Biz ne yaptık? Aynı şekilde donanmamızı göndererek ABD’yi orada durduramadık.

Silahlı bir güç ile uluslararası ilişkilerini zenginleştirdiğiniz Türkiye, hem Doğu Akdeniz’de ABD varlığına hem de onun kara gücüne karşı etkin bir politika uygulayabilir.

'PROTESTOLARLA YETİNMEMELİYİZ'

  • E. Hv. Kur. Alb. İhsan Sefa:

20 yıl önce ABD’nin Akdeniz’de böyle bir faaliyeti yoktu. Daha çok Ortadoğu’daydı. Gaz bulundu buraya geldi. ABD şunu yapmaya çalışıyor: Kendi kontrolünde çıkan, eski uslu çocuk olmayan Türkiye’yi rotasına sokmaya çalışıyor. Türk savunma sanayi de ABD’yi çok rahatsız ediyor. Özellikle elektronik harp konusunda dünyada önde yer alıyor. Şu an 6’lı masayı iktidara getirmeye çalışıyorlar. Bununla hükümeti köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar.

Türkiye bunlara karşı ne yapmalı? Yunanistan’ın tacizlerini ABD yaptırıyor. Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Türkiye daha kararlı tutum almalı. Yoksa daha fazla üzerimize gelirler. Bu iş gemi batırmaya kadar gider.

Bunlara karşılık vermede esas mesele, bunları silahsız durdurabilmektir. Bunun yolu da dostlarımızla kuracağımız ittifaklardır. Türkiye, Ukrayna konusunda tarafsız olduğunu açıklıyor. Bu tarafsızlık değildir. MİR kartlarını kaldırıyorsun kime yarıyor? ABD’ye. 4 bölge zaten Rus’tur. 2014 yılından bu yana buralarda 14 bin Rus öldürüldü.

Düşmanlık ABD’den geliyor. Sırtımızı döndüğümüz ülkelerden ise dostluk geliyor. Kıbrıs’ta ABD silah eğitimi veriyor. Bunu protesto etmekle yetinmemeliyiz.

Olası bir Türk-Yunan çatışması olacaksa, Türkiye şimdiden NATO’dan çıkacağını ilan etmelidir. Bunlar ABD ve arkasındaki güçlere geri adım attırabilir. Buralarda kararlı olmalıyız.

'TÜRK ASKERİ GÜCÜYIKICIDIR'

  • Em. Dz. Kur. Alb. Halil Özsaraç:

Lozan dengesi kritik eşiktir. Emperyalizm tarafından Yunanistan tarafından zorlanıyor.

Yunanistan’ın Mavi Vatan'a yönelik tehditleri sürecek görülüyor. Türkiye’nin savaş kabiliyetini artırmaya zorladı. 1967 yılından bu yana Türkiye, askeri kabiliyetlerini çok geliştirdi. Yunanistan emperyalizmin geliştirmeye çalıştığı yapay krizleri sürdürüyor. Yunanistan bundan yararlanarak Adalar Denizi'ni bir Grek Denizi yapmaya çalışıyor. Yunanistan’ın gücü buna yetmez. Gerilim çok artarsa eninde sonunda Mavi Vatan savaşı olur. Yunanistan’ın deniz gücünü bu sefer denize gömmek zorundayız. Bu konuda da iddialıyız. Gücümüz de var.

Akdeniz’deki tatbikatlar bana göre bir tiyatrodur. Fransa-Yunanistan arasındaki tatbikatlar küçük çaplıdır. Alan olarak çok küçüktür. İlan edilen tatbikat süresi ise bir haftadır. Tatbikata bütün Yunan Donanması katılmadı. Fransa’nın katılımı sadece 2006 model bir gemi… Fransız gemisi çok az sayıda tank ve ZPT ile birlikte sadece 450 askerden oluşan amfibi birlik taşıyor. Bunun barışı sağlama amaçlı olduğu da görülüyor. Anadolu gemimiz ise 700 kişi taşıyabiliyor. Fransız amfibi gemisinden 3-5 kat daha üstün. Fransa’nın gücü Yunanistan’ı kandırma amaçlı. 7 günün bir günü tatbikatla geçti. Tatbikat yapıyormuş gibi yaptılar. Hücum yapıyormuş gibi yaptılar. Bunu tatbikat olarak saymak da güç! Bizim tatbikatlarımızı görseler herhalde ağlarlar, baygınlık geçirirler.

Bence Yunan hükümeti de Fransız hükümeti de Yunan kamuoyunu kandırmaya çalışıyor. Türk askeri gücünün yıkıcı olduğunun farkına varmalıdırlar. Yerlileşen ve millileşen gücümüzün farkındalar. Türkiye’nin askeri yeteneği çok üstündür.

'TÜRKİYE KUŞATMA İÇİNDE'

  • Tarihçi-yazar Koray Kamacı:

Türkiye’ye karşı kurulmuş bir cephe var. Bu nettir. Bunda ABD, Yunanistan ve Kıbrıs var. Yunanistan çok fazla silahlanıyor. Hiç bu kadar silahlanmamışlardı. Adalara sürekli asker sevkiyatı yapılıyor. Silahlandırılıyor. Girit’te de ABD üssü var. Bu genişletiliyor.

Karşımızda güçlü bir cephe kuruluyor. Türkiye’de geç olmadan karşı cepheyi oluşturmalı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’nin en çok ilişkide olduğu devlet Rusya’dır. Türkiye Avrasya’da konumlandı. Yerini aldı. Türkiye, Atatürk döneminde olduğu gibi bölge merkezli politika geliştirerek güç birliği yapmalı. Türkiye somut adımlar atmalı. Rusya’ya KKTC’de geçici bir üs de verebiliriz. Bu kötü bir şey değildir. Karşımızdaki ittifak dengesini bozar. Bütün bu hususları topladığımızda Kıbrıs Rum tarafının da buna dahil olacağı gözüküyor. Çok cepheli bir çatışmaya sürükleniyor. Ermenistan ziyareti, Suriye’de PKK’ya silahlar verilmesi bu amaçladır. Türkiye çevreleniyor. Kuşatılıyor. Türkiye’ye karşı karanlık bir savaş veriliyor. Senaryolar yazılıyor.

Hepsini bir arada topladığımızda iç cephemize karşı bir operasyon hazırlığının da olduğunu görüyoruz. Son terör faaliyetleri de bunu gösteriyor. Yunanistan’ın Lavrion kampında teröristlere suikast eğitimi veriliyor. ABD de bu cephenin içinde. ABD Yunanistan’ı, Perinçek’in dediği gibi, yalnız bırakmaz. Çok net bir şekilde Türkiye bir kuşatma içinde. Türkiye güçlü ittifaklarla, bölgesel politikalarla bu karşı cepheyi bertaraf etmeli.

İŞTE YAPILMASI GEREKENLER

Doğu Perinçek:

  • Türkiye, ABD ve NATO’nun esas tehdit olduğunu saptayarak, Atlantik sisteminden medet uman bütün hâyâllere son vermeli, savunma planlarını ABD merkezli tehdide göre yapmalı, Doğu Akdeniz’deki tehdidin ciddiyetini hesap ederek ittifak birikimini değerlendirmeli ve ABD’yi caydıracak bir kuvvet oluşturmalıdır.
  • ABD’nin coğrafyası, Atlas Okyanusu’nun ötesindedir. Türkiye’nin nükleer gücü yok. Bu nedenle Türkiye’nin okyanus ötesindeki düşmanın ülke kaynaklarını tahrip etme olanakları bulunmuyor. Türkiye, savunma planlarını öncelikle ABD’yi caydırmak ve savaş çıkarırsa bölge ölçeğinde yenilgiye uğratma hedefiyle yapmalıdır. Strateji buna göre kurulacak, siyasetler bu strateji içinde oluşturulacaktır.
  • Tehdidin boyutları ne olursa olsun, Türkiye, en sonunda savaşa devrimle yanıt verir ve savaşı kazanır. Ancak Türkiye’nin öncelikli hedefi, ABD’yi caydırmak ve içine girdiği Atlantik denetiminden kurtulma sürecini en az kayıpla tamamlamak olmalıdır.
  • Türkiye, topyekûn savaşa hazır olmalıdır. En temel mesele, Türkiye’de Atlantik’ten bağımsız, bütün millî güçleri birleştirecek ve seferber edecek, millî ekonomiyi bugünden Millî Direnme Ekonomisi düzenine sokacak, savaş ekonomisini kararlı olarak uygulayacak, milletimizin vatanseverlik birikimini harekete geçirecek bir Hükümetin kurulmasıdır. Vatan Partisi’nin anahtar görevi yapacağı Üreticilerin Millî Hükümeti, doğru strateji ve siyasetlerle her tehdidi karşılar.
  • Olası bir savaşın çok cephede olacağını bugünden hesap etmeli ve millî kuvvetimizi her alanda ona göre düzenlemeliyiz. Kafkaslar, Karadeniz ve Akdeniz’den Hürmüz Boğazı ve Umman Denizi’ne kadar tek bir cephe oluşmuştur. Bu cephenin bütününde ABD ve İsrail bütün bölge ülkeleri için ortak tehdittir.
  • Türkiye, ABD tehdidine karşı, NATO’nun doğuya, kuzeye ve güneye genişletilmesine karşı direnen bütün ülkelerle, başta Rusya olmak üzere ittifak olanaklarını her alanda ve bütün boyutlarıyla değerlendirmelidir.
  • Yunanistan, ABD işgali altına girmiştir. Yunanistan, bugün ABD’nin en ağır baskısı ve tehdidi altındaki ülkedir. Yunanistan, hele bir de ateşe sürülmeyi kabul ederse felâketlere sürüklenir. Doğu Akdeniz kaynaklarının yağmalanmasında ABD ile işbirliği, Yunanistan’a ancak kemik artıkları kazandırabilir. Oysa Türkiye dostluğu Yunanistan için barıştır, deniz kaynaklarının ortakça paylaşılmasıdır, geleceğin güvence altına alınmasıdır, onurlu yaşamdır.
  • Ege, Türk-Yunan denizidir. İki ülke, ABD emperyalizmine karşı dayanışma içine girerek, sorunlarını egemenliğe ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı, karşılıklı yarar temelinde çözerler. Yunan halkı ve kamuoyunda Türkiye dostluğu, önemli bir güçtür.
  • KKTC ve Abhazya devletlerinin tanınması, direnme cephesini güçlendirir. Atlantik devletlerinin KKTC’yi tanıma olasılığı bulunmuyor. Buna karşılık ABD tehdidi altındaki bütün bölge ülkeleri, başta Rusya olmak üzere Kıbrıs’ın ABD tarafından bir uçak gemisi olarak kullanılmasına karşıdırlar. O nedenle KKTC’nin tanınması çalışmaları, Vatan Partisi’nin girişimleri sonucu Abhazya, Rusya, Azerbaycan, Pakistan, Libya, Katar, Cezayir, Mali, Suriye, Irak, İran, Körfez ülkeleri, Suudi Arabistan, Bela Rusya, Macaristan, Venezuela, Brezilya, Küba, Çin Halk Cumhuriyeti, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Vietnam vb çizgisinde başarıya ulaşacaktır.
  • Suriye Arap Cumhuriyeti ile derhal her alanda işbirliğine gidilmeli ve Deniz Yetki Alanları Antlaşması yapılmalıdır. Vatan Partisi, bu konudaki çalışmalarını sürdürüyor.
  • Libya’da Rusya ile işbirliği güçlendirilerek ABD ve Fransa’nın Libya petrollerini denetleme iddiaları boşa çıkarılmalıdır. Libya, Türkiye için önemli bir enerji güvencesidir. Rusya, bu işbirliğine hazırdır.
  • Mısır ile Doğu Akdeniz’deki 18. parselde enerji üretilmesi konusunda bir Konsorsiyum kurulmalı ve Çin’in katılması da sağlanmalıdır. Mısır ile ülkelerimiz çıkarlarını gözeten Deniz Yetki Alanları Antlaşması yapılmalıdır.
  • İtalya’da ABD emperyalizmine karşı, Afrika ülkeleriyle işbirliğine yönelen, Fransa’ya tavır alan ve Yunanistan’a sırtını dönen bir hükümet kurulmuştur. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de İtalya ile işbirliği olanakları güçlenmiştir. Değerlendirilmelidir.
  • Savaşlar, devletin ve milletin topyekûn gücünün doğru yönetilmesiyle önlenir veya kazanılır. Türkiye NATO’dan çıkarak hem devlet organlarının ve hem de milletin bilincini berraklaştırır ve sağlamlaştırır. Dahası müttefik birikimimiz NATO içinde kalarak geliştirilemez. Türkiye olası dostlarına güven vermelidir.
  • Yunanistan’daki üslere karşı tavrımızı tutarlı hale getirmek için Türkiye’deki ABD üsleri, İncirlik ve Kürecik, Türk ordusunun denetimi altına alınmalıdır.
  • Türk Silahlı Kuvvetleri, hızla ABD’nin güdümündeki silah sistemi ve standartlarından kurtarılmalı, Millî Savunma Sanayisinin çağdaş ve etkin ölçülerde geliştirilmesi için özellikle Rusya ve Çin ile işbirliğine gidilmelidir.
  • Türkiye enerji güvenliğini sağlamak için, Rusya, İran, Azerbaycan, Katar, Libya, Cezayir ve Kazakistan ile ilişkilerini geliştirmelidir.
  • Türkiye, ABD denetiminden ayrılma rotasına giren Avrupa ülkeleri ile işbirliği olanakları yaratmalı ve ABD’nin kışkırtacağı savaşlara karşı dayanışma inşa etmelidir.
Vatan Partisi Doğu Perinçek Doğu Akdeniz Savaş ABD Yunanistan