22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

DOĞU PERİNÇEK/ Çevik Bir’in Suphi Gürsoytırak operasyonu-(TAMAMI)

DOĞU PERİNÇEK/ Çevik Bir’in Suphi Gürsoytırak operasyonu-(TAMAMI)
A+ A-

Sami Küçük’ten sonra Suphi Gürsoytırak’ı da vatan toprağına verdik.

27 Mayıs Devrimcileri, karakterli aydınlardı. Cumhuriyet değerlerini var etmek için bir kararı yerine getirmişlerdi.

Erdemli devrimciler

Başta Genel Başkan Yardımcımız Suphi Karaman, Cemal Madanoğlu, Suphi Gürsoytırak, Sami Küçük, Kadri, Kaplan, Haydar Tunçkanat hepsiyle yakın arkadaşlıklarım oldu. 68’lerde omuz omuza yürüdük. Hepsi halk adamıydı; alçak gönüllüydü; sade yaşadılar; paraya pula değer vermediler. Hepsinin evleri müze değerindedir. Orta halli memurların evlerinde ne varsa o vardır. Versace Mersace bilmezlerdi. Elbiseleri Sümerbank’tan, ayakkabıları Beykoz’dandı.

Bir devrime önderlik etmişlerdi. Ne İsviçre bankalarında 8 ayrı hesapları, ne “Üçe kapat” diye komisyon pazarlığı bağladıkları telefon konuşmaları, ne Deniz Feneri, ne de Gülbettin Hikmetyar’a uzanan bir sicilleri!

Yıkılmak istenen insani değerleri, onların hayatlarında bulabilir, sevebilir, öpüp alnımıza koyabiliriz.

Pırıl pırıl insanlardı.

Gladyo’nun ADD operasyonları

Suphi Gürsoytırak, Atlantik sisteminin hedef aldığı ADD genel başkanlarındandı. Dikkat ediniz faili meçhullerin bir kısmı ADD eksenlidir. Muammer Aksoy ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetleri bu açıdan anlamlıdır. Gladyo’nun ADD’ye hıncı, Ergenekon tertibine kadar uzandı. Ama bitiremediler. Sınıf arkadaşım başı dik karakterli aydın Tansel Çölaşan, o geleneğin nöbetindedir.

Ulusal Güçbirliği’ne Gladyo tertibi

1998 yılında CHP, DSP, İP ile birlikte sendikalar ve meslek örgütleri birbiri ardı sıra Ulusal Güçbirliği kurdular. Mersin, Adana, Bursa, Zonguldak ve İzmir gibi çağdaş ve çalışan Türkiye’nin merkezlerinde başladı bu örgütlenme. Temmuz 1998’e kadar 40 il tamamlanacaktı. Türkiye’nin lokomotif illeriydi bunlar, hepsi hazırdı. Ve bir iktidar projesiydi yürütülen. DSP, MHP ve ANAP’la değil, CHP ve İP ile birlikte iktidar olacaktı. Ve emekçi örgütlerinin güçlü katılımıyla.

Ulusal Güçbirliği çalışmasına Suphi Gürsoytırak önderlik ediyordu.

Bilgiye dayanarak yazıyorum: ABD Büyükelçiliği, derken zamanın Genelkurmay 2. Başkanı Org. Çevik Bir sürece derhal müdahale ettiler. Suphi Gürsoytırak’ı ADD Genel Başkanlığı’ndan bir tertiple indirdiler. Bu operasyonu yaptıklarını kuvvet komutanlığı yapmış bir Orgeneral bizzat bizlere yıllar sonra itiraf etmiştir.

O operasyonun bir maddesi de, Doğu Perinçek’in içeri alınmasıdır. 1998 Eylül ayında tutuklandım ve bir yıl kadar Haymana’da kaldım.

Türkiye AB kapısına öyle bağlandı

1999 yılı Aralık ayında, ABD planı gereği Türkiye’yi Avrupa kapısında çarmıha gerdiren AB Aday Üyelik anlaşması böyle tezgâhlanmıştır. Arkasından DSP-MHP-ANAP koalisyonu da yetmemiş, ABD’nin 1996’da sağladığı sözleşmeli personeli Türkiye’nin başına oturmuşlardır.

Suphi Gürsoytırak olmasa Deniz Gezmişler de olmazdı

Suphi Gürsoytırak, Türkiye’nin başına çuval geçiren bu sürece bilinci ve cesaretiyle ve örgütlü olarak direnen, karşı çözümler üreten bir devrimci önderdi.

Özellikle solcular çok iyi bilmelidir. Herkes iyi bilmelidir: Eğer 27 Mayıs olmasaydı, ne 1960’ların özgürlükleri ve ekonomik gelişmesi olurdu, ne 1968’ler olurdu, ne de Deniz Gezmişler ve bugünün devrimci kuşakları olurdu.

Suphi Gürsoytıraklar ve Sami Küçükler, bu milletten hiçbir şey istemediler. Ama bu milletin onların karakter ve kültürüne çok ihtiyacı var.

Son Dakika Haberleri