Doğu Perinçek’in AİHM zaferi! 100 yıllık Ermeni Soykırımı yalanını bitirdik
Marsilya’ya hürriyet kahramanı Talat Paşa’nın katilinin heykeli dikildi. Büyük bir suç işlendi. Emperyalist Batı’nın soykırım yalanı Talat Paşa Komitesi’nin ve Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek’in mücadelesiyle bitirildi. Perinçek-İsviçre davasındaki zaferle de yalanlar mahkûm edildi
Fransa, hürriyet kahramanı Talat Paşa’nın katili Sogomon Tehliryan’ın heykelinin Marsilya’nın Beaumont bölgesine dikerek suç işlemiştir. Heykelin açılışında konuşmacılar Ermeni Soykırımı yalanlarını tekrarlamış, Talat Paşa’nın soykırımdan yargılanarak mahkûm edildiği iddia edilmiş ve olmayan soykırımı kabul etmeyenlere ceza verilmesi savunulmuştur.
Emperyalist Batı’nın yüz yıllık soykırım yalanı Talat Paşa Komitesi’nin ve Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek’in mücadelesiyle bitirilmiştir. İleride ayrıntılarıyla ele alacağımız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesinde görülen Perinçek-İsviçre davasında yaptığı savunmada “Talat Paşa hiçbir şekilde Türkiye'deki mahkemeler tarafından ‘Ermeni Kırımı’ nedeniyle mahkûm edilmemiştir. Böyle bir mahkumiyeti yoktur. İngiliz soruşturması sonucu, Ermeni meselesiyle ilgili olarak hiçbir suçlayıcı kanıtlanamadığı için dosya kapatılmıştır… Talat Paşa bir hürriyet kahramanıdır. 1908 Hürriyet Devriminin lideridir. 1908 Paris gazetelerini, Avrupa gazetelerini, Avrupa'nın demokratik kamuoyunu temsil eden gazeteleri açılırsa, Talat Paşa'nın bir hürriyet kahramanı olduğunu ve Avrupa'nın da insan haklarını da Türkiye'de savunan bir lider olduğu yazılıdır… Özetle, ‘Ermeni Soykırımı’ emperyalist bir yalandır, uluslararası bir yalandır. Savaş sırasında Türkiye'ye karşı, Osmanlı Devleti’ne karşı bu propaganda başlatılmıştır” diyerek AİHM hakimleri karşısında emperyalist yalanları yüzlerine vurmuştur.
Paris Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı ve Avrupa Talat Paşa Komitesi üyesi olarak her evresinde bulunduğum 2005-2015 yılları arasında, 10 yıl boyunca verilen mücadeleler Ocak 2015’te AİHM’de zaferle sonuçlanmıştır.
Emperyalizmin Türkiye’ye diz çöktürmek, Türkiye’yi bölmek ve parçalamak için soykırımcı ilan etme planlarının yönlendiricisi ABD olmakla birlikte, Avrupa’daki koç başı hep Fransa olmuştur. ASALA terörü yerini, asılsız Ermeni Soykırımı iddialarını ülke parlamentolarının, eyalet ve belediye meclislerinin tanımaları yönünde saldırılara bırakmıştı. Arkasından da Ermeni Soykırımı iddialarını kabul etmeyenlere yönelik hapis ve para cezası öngören yasaları gündeme getirmişlerdi.
Ermeni Soykırımı yalanı Fransa’nın devlet politikasıdır. Fransa’da kendisine “sol” diyen sosyal demokratlardan komünistlere, yeşillerden Troçkistlere, merkez sağdan muhafazakâr ve aşırı sağa kadar tüm partiler bu yalanı savunmaktadırlar. Fransa’da evrensel hukuk değerlerini ve anayasalarını hiçe sayan milletvekili ve senatörler olduğu gibi, bu değerlere sahip çıkan parlamenterler ve Anayasa Konseyi var. Parti çizgilerine rağmen birçok milletvekili ve senatör bu soykırım yalanına karşı doğrudan tutum alabilmektedir. Ama diğer taraftan bir avuç Fransız parlamenter hukuka ve kendi Anayasa kararlarına karşı kılıç salladılar. Kendi Anayasa Konseyi’nin kararlarına saygı göstermeyerek, adeta dalga geçercesine aynı yalanı pişirip pişirip parlamentonun önüne getirdiler.
Fransız devleti 1998’de ‘Ermeni Soykırımı’nı tanıma sürecini başlattı. Meclis tasarıyı kabul etti. 1999 ve 2000’de iki kez Senato “tasarı anayasamıza aykırıdır” diyerek reddetti. Yasa 2001’de kabul edildi. Tanıma ile başlayan ve daha sonra bu yalanları kabul etmeyenlere ceza vermeyi öngören yasalarla devam eden süreci ve Talat Paşa Komitesi’nin Avrupa Başkentlerinde, Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek’in Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) kazandığı zaferi ele alacağız.
TARİHİ YARGILAYAN FRANSIZ PARLAMENTOSU KARARLARI
2001’de kabul edilen “Fransa Ermeni Soykırımını açıkça tanır” yasası Fransa Anayasa Konseyi ‘Kural dışı/normlara uymayan yasalar’ arasında görmüştür. Anayasaya aykırı olan bu yasa Anayasa Konseyi’ne gönderilmediği için kabul edilmiştir.
Daha sonra Fransız milletvekilleri bu kural dışı yasaya dayanarak, soykırımı reddedenlere ceza öngeren yasa tasarılarını parlamentoya sunacaklar ve her defasında Anayasa Konseyi tarafından reddedilecektir.
2006’DA MECLİS KABUL EDİLDİ
Sosyalist Parti’nin sözde Ermeni Soykırımını reddedenlere 1 yıl hapis, 45 bin avro para ceza verilmesini öngören yasa tasarısı, 12 Ekim 2006’da Fransız Ulusal Meclisi’nde kabul edildi. Engizisyon mahkemesine dönüşen Meclis’te, tüm partilerden milletvekilleri yaptıkları konuşmalarda, Ermeni dostlarına vefa borçlarını ödediklerini ve bu yasanın çıkarılmasının kendileri için bir görev olduğunu söylediler: “Ermeniler gerek sivil gerek Fransız üniformasıyla Fransa için savaşmıştır ve onun için Jön Türkler tarafından katledilmişlerdir… yani bizim için savaştılar diye katledildiler, o zaman biz de Ermeni dostlarımızın, gazilerimizin anısına saygı göstermeli ve onların yüreğine su serpmeliyiz… Bu yasayı onaylamalı ve inkarcıları cezalandırmalıyız” dediler.
2011’DE SENATO REDDETTİ
Tasarının yasalaşması için Senatonun da onayı gerekiyordu. Meclis’in kabul ettiği bu yasa tasarısı 2011 sonuna kadar Senato gündemine alınmadı. Beş yıl sonra 4 Mayıs’ta Senatoya gelen tasarı 74’e karşı 196 oyla reddedildi. Senato Anayasa Komisyonu raportörü Jean Jacques Hyest tasarının reddi yönünde yaptığı konuşmada, “Parlamentoların tarihe ilişkin yasa yapamayacağını”, böyle bir yasanın “Fransız Anayasasına aykırı olduğu” ve bunun “düşünce özgürlüğünü engelleyeceğini” belirtti. Anayasa Komisyonu eski Başkanı ve Adalet eski bakanlarından Robert Badinter yaptığı konuşmada bu tasarının Anayasaya aykırılığı konusunda senatörlere bir Anayasa dersi verdi.
2012’DE HEM MECLİS HEM DE SENATO KABUL ETTİ
Dönemin iktidar partisi Halk Hareketi Birliği (UMP) Milletvekili Valerie Boyer öncülüğünde yeni bir yasa tasarısı hazırlandı. (Boyer, bugün adı Cumhuriyetçiler olarak değiştirilen partinin senatörü olarak Marsilya’da Talat Paşa’nın katili Tehliryan’ın heykelinin açılışına katılıp konuşma yapan kişi). 5 Mayıs 2011’de, 577 milletvekilinin bulunduğu Meclis görüşmelerine 41 milletvekili katılmış ve 38 evet oyu ile tasarı kabul edilmişti. Tasarı, 23 Ocak 2012’de Senato gündemine alındı ve yapılan oylamada, “Yasayla tanınan soykırımların varlığını reddedenlere ceza” öngören ırkçı yasayı 86’ya karşı 127 oyla kabul edildi. Senatoda sadece 50 senatör bulunuyordu. Yasa 200’e yakın vekalet oyla kabul edildi. Meclis savaş mahkemesi oyunu sergileyen bir tiyatroya dönüşmüştü. Senaryoyu ABD yazmıştı. Rol paylaşımı da mükemmeldi: Savaş şefini Sarkozy, savcı rolünü Parlamentoyla İlişkilerden Sorumlu Bakan Patrick Ollier oynuyordu. Yasalar Komisyonu Başkanı Jean-Pierre Sueur, yapmayın arkadaşlar bu tasarı anayasamıza aykırı, düşünce ve ifade özgürlüğüne karşı, boşa uğraşıyorsunuz. “Tasarı kabul edilse de Anayasa Konseyi’miz bunu iptal” eder dedi ama sesini duyuramadı.
ANAYASA KONSEYİ’İNDEN RED: ‘MAHKEME KARARI YOKSA SOYKIRIM YOK’
Fransa’nın bu ırkçı yasalarına dur diyecek ilk adım Şubat 2012’de Fransa Anayasa Konseyi’nin kararıyla geldi. Dünya’da büyük yankı uyandıracak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AHİM), uluslararası hukuk literatürüne Perinçek-İsviçre davası olarak geçen, 17 Aralık 2013 1. Daire ve 15 Ekim 2015 Büyük Daire kararları ile devam etti. Bitmedi; artık Fransa Anayasa Mahkemesi’nin eli güçlenmişti, 8 Ocak 2016 ve 26 Ocak 2017 kararlarında iki kez daha bu soykırım yalanı ile ilgili yasa tasarısı iptal edildi.
Senatonun 23 Ocak 2012 tarihinde kabul ettiği bu ırkçı yasa, 77 senatör ve 65 milletvekili tarafından 31 Ocak’ta Anayasa Konseyi’ne götürüldü. Başvuruda, “Hiçbir ulusal ve uluslararası bir mahkeme kararı olmadığından ve bu soykırımın oluşumu net olarak tanımlanmadığı” için yasanın Anayasa Mahkemesi’ne aykırı olduğu belirtiliyordu.
22 Aralık 2011’de Meclis’te, 23 Ocak 2012’de Senato’da kabul edilen “Fransa’nın tanıdığı soykırımları reddedenlere ceza öngören” yasa, 28 Şubat 2012 tarihinde Anayasa Konseyi tarafından iptal edildi. Karar tek cümleydi: “Yasayla tanınan soykırımları reddedenlere ceza öngören yasa anayasaya aykırıdır.” Anayasa Konseyi, kararında 1789 İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi’ne atıfta bulunarak “Düşüncelerin ve inançların serbestçe açıklanmasının İnsanın en değerli haklarından biri olduğunu, bu nedenle her yurttaş serbestçe konuşabilir, yazabilir ve yayınlayabilir” deniyordu. Ayrıca, 2001 tanıma yasası kastedilerek, “Bir soykırımı tanımayı hedefleyen bir yasanın kendisi (anayasal) kurallara uygun olmalıdır” denilerek, aslında 2001 tanıma yasasının kural dışı olduğu tekrarlanmış oluyordu.
2015 YENİ BİR YASA DENEMESİ AİHM’İN PERİNÇEK KARARINA ÇARPTI
AİHM’in 17 Aralık 2013 ve 15 Ekim 2015’te AİHM Büyük Dairenin İsviçre’yi kesin olarak mahkûm ederek, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’i haklı bulması ve Anayasa Konseyi’nin ret kararı Fransa’nın sesini soluğunu kesmişti.
Cumhuriyetçiler Partisi Marsilya Milletvekili Valerie Boyer bir deneme daha yaptı: Boyer’in “20. Yüzyıldaki Soykırımlar ve İnsanlığa Karşı İşlenen Suçları İnkâr Edenlerin Cezalandırılmasını” öngören tasarısı 25 Kasım 2015’te Meclis Adalet Komisyonu’nda görüşülerek 3 Aralık’ta Meclis’e geldi. Meclis tartışmalarına tamamen AHİM Perinçek kararı damgasını vurdu. Konuşmacıların neredeyse tümü, AHİM kararlarına atıfta bulundu. Savunanlar; nasıl bu kararları karşımıza almayız telaşı içindeyken, tasarının Komisyona gönderilmesini savunanlar, tasarının AHİM kararlarına aykırı olduğunu ve Fransa Anayasa Konseyi tarafından reddedileceğini ifade ettiler.
Hükümet adına konuşan parlamenterlerle ilişkilerden sorumlu Devlet Bakanı Jean-Marie Le Guen, konuşmasına Fransa Anayasa Konseyi ve Doğu Perinçek-İsviçre davasına ilişkin AHİM kararlarını hatırlattı. AİHM’in soykırım hükmünü verme yetkisinin uluslararası bir mahkeme tarafından verilebileceği ve soykırım tarifine ilişkin kararlarına atıfta bulundu. Le Guen, hükümetin AHİM kararını dikkate aldığını, zaten bu tasarının geçse dahi tekrar Anayasa Konseyi’nden geri döneceğini ifade etti. Boyer’in “Ermeni Soykırımı” konusundaki düşüncelerine katıldığını belirten Le Guen, “Yüz yıl önce yaşanmış bir olay hukuksal olarak işimizi zorlaştırıyor. Tasarının hukuksal bir temeli yok. Kimseye boşuna bir umut vermek istemiyorum” diye konuştu. Sosyalist Parti adına konuşan Bruno Le Roux, “15 yıldır beraberce bu konuda mücadele ediyoruz. Bir değil, iki değil reddedildi. Biliyoruz ki bu temelsiz tasarı Anayasa Konseyi’ne takılacaktır. AİHM’in Perinçek kararı ortadadır. Bugün tarihi ve politik boyutu değil, hukuki boyutu tartışılmaktadır. Tasarının yeniden ele alınması için Komisyona gitmesi gerekir” dedi. Görüşmelerin ardından yapılan oylamada tasarının 26’ya karşı 12 oy ile Komisyona gönderilmesine karar verildi. Oylamaya 39 kişi katılmıştı.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek yaptığı açıklamada “Fransa hükümeti bizim çizgimize geldi” dedi.
2016 YENİ BİR YASA DAHA ‘AMAN HA AİHM’İN PERİNÇEK KARARINA TERS DÜŞMESİN
Cumhurbaşkanı Sosyal Demokrat François Hollande Ocak 2016’da Ermeni Dernekleri Koordinasyonu Konseyi’nin geleneksel gecesinde diaspora militanlarına yeni bir yasa sözü veriyordu. Hollande konuşmasında “Aman ha! Öyle bir tasarı hazırlayalım ki AİHM’nin Perinçek-İsviçre kararına ve Fransız Anayasa Konseyi Kararına ters düşmesin… Anayasa Konseyi’nin reddedeceği veya AİHM’nin Fransa’yı mahkûm edeceği yeni bir yasa, ülkemiz ve Ermeni davası için korkunç yenilgi, inkârcılar için zafer olacaktır” diyordu.
Altı ay sonra “Eşitlik ve Yurttaşlık” başlıklı bir torba yasa içine şöyle bir önerge monte edildi: “insanlık suçları, savaş suçları, soykırımları, kölelikle ilgili suçlarının inkârı, önemsizleştirilmesi, küçük görülmesi 1 yıl hapis ve 45 bin avro para cezası ile cezalandırılır”. 26 Ocak 2017’de torba yasanın bu maddesi de Anayasa Konseyi tarafından iptal edildi. Böylece hukuksal alanda barutları tükenmiş ve atacak mermileri kalmamıştı.
Avrupa başkentlerinde soykırım yalanını çiğneme harekatları
2004 yılında İsviçre Türk Dernekleri Federasyonunun davetlisi olarak katıldığı bir konferansta soykırımın olmadığını söyleyen Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Yusuf Halaçoğlu hakkında İsviçre’de bir ceza soruşturulması açılmıştı. Bunun üzerine İşçi Partisi (Bugün Vatan Partisi) Genel Başkanı Doğu Perinçek İsviçre’ye giderek 7 Mayıs 2005 tarihinde Lozan Antlaşması’nın yapıldığı sarayın merdivenlerinde Almanca olarak “Ermeni soykırımı iddiası, tarihsel bir yalandır, uluslararası bir yalandır, emperyalist bir yalandır” şeklinde bir konuşma yaptı.
LOZAN 2005
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in eylemi dünyada yankılanmıştı. Partinin Ulusal Strateji Merkezi (USMER), Atatürkçü Düşünce Derneği ve Ulusal Kanal işbirliği ile Lozan Antlaşmasının 82. Yıldönümünde, Lozan’da ‘Ermeni Soykırım Yalanı’na karşı bir yürüyüş yapılması kararlaştırıldı (Lozan 2005). 23 Temmuz 2005’te Türkiye’den benimde Ulusal Kanal’ı temsilen bulunduğum bir uçak dolusu 250’nin üzerinde katılımcı ile İsviçre’nin Zürich kentine gidildi. Hilton Otelinde düzenlenen basın açıklamasında Perinçek yine “Ermeni soykırımı iddialarının emperyalist bir yalan olduğunu” tekrarladı. Aynı gün Winterthur’da düzenlenen Lozan Konferansının sonunda İsviçre polisi Perinçek’i gözaltına aldı. Winterthur Savcılığında sorgulanan Perinçek gece yarısı serbest bırakıldı. Sorgu uzun sürmüştü. Savcılığın önünde bir grup Türk gazetecisiyle beklerken dönemin Anadolu Ajansı Temsilcisi Ali Haydar Yurtsever “Perinçek şimdi 1798 Fransız Devrimi’nden başlamış Türk Devrimi’ne kadar Savcıya ders veriyordur” demişti. Ertesi gün Lozan’da beş bine yakın katılımcıyla bir yürüyüş ve miting düzenlendi. Doğu Perinçek, Rauf Denktaş ve Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Genel Başkanı Dr. Yavuz Dedegil birer konuşma yaptılar. Konuşmaları o günün olanaklarıyla cep telefonumu hoparlöre tutarak Ulusal Kanal’da canlı yayınlamıştık. Mitingden sonra Lozan Sarayı salonunda 700 kişinin katılımıyla bir toplantı yaparak tüm katılımcılar ayakta soykırım yalanının emperyalist bir yalan olduğu haykırıldı. Toplantıyı izleyen polis Perinçek’i tekrar tutuklamak istedi ama buna cesaret edemedi. Lozan 2005 eyleminden sonra, “Ermeni Soykırımını Tanıma” karar tasarısı, İsviçre Senatosu gündeminden çıkartıldı. Lozan Sorgu Yargıcı Jacques Antenen, İsviçre televizyonlarından Perinçek hakkında takipsizlik kararı verildiğini açıkladı. Haber İsviçre devlet televizyonundan, “Perinçek İsviçre Devleti’ni dize getirdi” başlığıyla duyuruldu. Ancak daha sonra İsviçre Perinçek hakkında dava açacaktır.
BERLİN 2006
Mücadeleyi tüm Avrupa başkentlerine yayma kararı alındı. Ocak 2006’da ‘Büyük Proje 2006” adında bir danışma Kurulu oluşturuldu ve 15-19 Mart 2006 tarihlerinde ‘Berlin-Talat Paşa’ harekâtı adıyla Almanya’da bir yürüyüş, miting ve toplantı düzenlendi. 18 Mart’ta yaklaşık 10 bin kişinin katıldığı yürüyüş kolu Talat Paşa’nın katledildiği Berlin'in Charlottenburg'daki Hardenbergstrasse'de Hürriyet Kahramanımız anıldı. Alman Polisi Perinçek’e “mitingde konuşmasını yasaklayan” yazılı bildirimde bulunmasına rağmen, Perinçek “Bu tebligatınızı yere atıyorum ve çiğniyorum” diyerek konuşmasını yaptı. Mitingin ardından Uraniu Humbolt Salonunda Talat Paşa Kurultay’ı toplandı.
Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu’nun 5 Eylül 2006 tarihli Raporu Türkiye Hükümetinden ‘Talat Paşa Komitesi’nin kınanması ve dağıtılması talep ediyordu. Ertesi gün belgeyi bulup Aydınlık gazetesinde haberleştirdik ve Ulusal Kanal’da haber yaptık. Avrupa Parlamentosu Kararından sonra 2006 yılı ekim ayında Rauf Denktaş başkanlığında toplanan Büyük Proje 2006 Yönetimi, Danışma Kurulu Üyesi Doğu Perinçek’in önerisiyle mücadeleyi ‘Talat Paşa Komitesi’ adıyla sürdürmeye karar verdi.
LOZAN 2007
4 Mart 2007’de Doğu Perinçek, Ermeni ve Rus arşivlerinden oluşan 90 kilo belgeyle mahkemeye katılmak için Lozan’a geldi. Talat Paşa Komitesi, aynı zamanda ‘LOZAN 2007 Talat Paşa Hareketi’ni gerçekleştirmek için bir uçakla 164 vatansever aydın Perinçek’e destek amacıyla İsviçre’ye geldiler. Lozan Sulh Ceza Mahkemesi 9 Mart 2007 tarihinde İsviçre Ceza Yasasının 261. Maddesinin 4. Fıkrasına göre ırk ayrımcılığı suçunu işlediği gerekçesi ile Perinçek’i mahkûm ederek 9 bin İsviçre frangı para cezasına, 30 gün süreyle hapis ya da buna karşılık 3 bin frank para cezasına ve bin frank manevi tazminata karar verdi. Bu karar daha sonra Lozan Kanton Mahkemesi ve Federal Mahkeme tarafından onandı. Doğu Perinçek bunun üzerine İsviçre Devleti aleyhine AİHM’ne başvurdu. Mahkemeden sonra, Türkiye’den giden aydınlarla, yurt dışındaki yurttaşlarımızın katılımıyla, 7 Mart 2007 akşamı Lozan 2007 Kurultayı toplandı.
PARİS 2007
12 Ekim 2006’da Fransız Ulusal Meclisi, Ermeni Soykırımını reddedenlere para ve hapis cezası öngören yasayı onaylamasıyla birlikte, Talat Paşa Komitesi 21 Ekim 2006’da Paris’in Bastille Meydanında bir miting yapma kararı aldı. Talat Paşa Komitesi’nin Paris Bastille mitingini Fransa Hükümeti yasakladı. Bunun üzerine bir takım tertip ve kışkırtma hazırlıklarını değerlendiren Talat Paşa Komitesi, mitingi erteleme kararı aldı. Talat Paşa Komitesi’nin PARİS 2007 Eylemi adıyla ve “Fransa Dur Beynini Hapsetme” sloganıyla 14-15 Nisan 2007 günlerinde Paris’in Eurosites Plaine Saint-Denis Salle Europa salonunda bir konferans düzenledi. Konferansta Talat Paşa Komitesi Genel Sekreteri Ferit İlsever, MHP eski Milletvekili Mehmet Gül, E. Hava Korgeneral Yaşar Müjdeci, Yozgat MHP eski Senatörü Servet Bora, Almanya Atatürkçü Düşünce Dernekleri eski Genel Başkanı Dr. Yavuz Dedegil, Talat Paşa Komitesi Avrupa Sekreteri Ali Mercan, Paris Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Ali Rıza Taşdelen, Doç. Dr. Emin Gürses, Prof. Dr. Tolga Yarman, Prof. Dr. Zekeriya Beyaz ve Türkiye’den gelen daha birçok aydın konuşma yaptı. Bu konferansta Talat Paşa Komitesi Avrupa Temsilciliği kuruldu.
LEFKOŞE 2007
Talat Paşa Komitesi, Paris Eyleminden sonra Lefkoşe’de ve Magosa’da KKTC Ulusal Dava Kuruluşları ile birlikte eylem kararı aldı. 1-4 Kasım 2007 günlerinde Rauf Denktaş ve Doğu Perinçek’in katılımıyla bir yürüyüş ve toplantılar yaptı.
2008 Nisan ayında Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’de bir eylem planlandı. Fakat mart ayında Türkiye’nin milli güçlerine karşı düzenlenen operasyonlarla Doğu Perinçek ile Vatan Partisinin yöneticileri ve Talat Paşa Komitesi Genel Sekreteri Ferit İlsever’in tutuklanmasıyla eylem gerçekleştirilemedi.
DOĞU PERİNÇEK’İN AİHM ZAFERİ
Perinçek, hakkında verilen mahkûmiyet kararına itiraz ederek temyiz için İsviçre Federal Mahkemesine başvurdu. Mahkeme 12 Aralık 2007 tarihinde başvuruyu reddetti. Böylece ülke içi hukuk yolları tüketilmiş oldu. Bunun üzerine Perinçek bu kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürdü. AİHM İkinci Dairesi 12 Aralık 2013 tarihli kararı ile AİHS’nin 10. Maddesinin ihlal edildiğini saptayarak Perinçek’i haklı buldu. İsviçre ifade özgürlüğünü ihlalettiği için mahkûm edildi. Bu mahkûmiyetin ardından İsviçre Hükûmeti 17 Mart 2014 günü AİHM Büyük Daire’ye itiraz başvurusunda bulundu. Büyük Daire 15 Ekim 2015 tarihli kararı ile Perinçek’i yine haklı buldu. Kararda ifade özgürlüğünün yanında Ermeni Soykırımı iddiasının Yahudi soykırımı ile bir tutulamayacağı, 1915 olaylarının “soykırım” olduğuna dair bir yargı kararının olmadığı gibi çok açık ifadeler yer aldı. Yine kararda Perinçek’in “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır” ifadesinin ırkçılık olarak görülemeyeceği belirtildi. Bu karar üzerine İsviçre Federal Mahkemesi 25 Ağustos 2016 tarihli kararı ile Perinçek’in mahkûmiyet kararını kaldırdı. Böylece Ermeni Soykırımı ile ilgili çeşitli ülke parlamentolarında alınan kararlar da hükümsüz hale geldi.
Doğu Perinçek 100 yıllık emperyalist yalanı hem de sözde soykırımın 100. yılında tarihin çöp tenekesine atmış ve büyük bir zafer kazanmıştı. Bugün elimizde kapı gibi AİHM’nin Perinçek kararı ve onu destekleyen Fransız Anayasa Konseyi’nin kararları var. 2005’te İsviçre’de Doğu Perinçek’in önderliğinde başlayan “yalanı çiğneme” eylemi, 2006 Berlin, 2007 Lozan ve Paris eylemleri ve Lozan mahkeme süreçlerinden geçerek Strazburg’da AİHM zaferiyle sonuçlandı.
KAYNAK:
- Doğu Perinçek, “Talat Paşa Komitesi’nin Kurumlaşma Tarihçesi (2005- 2008)”, Teori, S. 327, Nisan 2017, s. 15
- İsviçre Davası, AHİM Büyük Daire Kararı, Kaynak Yayınları, İstanbul: Ekim 2016
- Ali Rıza Taşdelen, “Yeni Orta çağın engizisyon mahkemesi”, Aydınlık gazetesi, 25 Ocak 2012
- Ali Rıza Taşdelen, “Türk basınında ilk kez Aydınlık’ta: İşte 77 Fransız senatörün imzaladığı başvuru metni”, Aydınlık gazetesi, 2 Şubat 2012
- Ali Rıza Taşdelen, “‘Soykırım’ yasasına iptal”, Aydınlık gazetesi, 29 Şubat 2012
- Ali Rıza Taşdelen, “Fransa’nın ‘soykırım’ kararına Perinçek etkisi”, Aydınlık gazetesi, 9 Ocak 2016
- Ali Rıza Taşdelen, “Hukuka kılıç çeken yenilmeye mahkumdur”, Aydınlık gazetesi, 1 Şubat 2016
- Ali Rıza Taşdelen, “Fransa yasayı geri gönderdi”, Aydınlık gazetesi, 4 Aralık 2015
- Ali Rıza Taşdelen, “Fransa Anayasa Konseyi soykırım yalancılarına geçit vermiyor”, Teori, S. 327, Nisan 2017, s. 58