Doları neler bekliyor?
Avrupa Merkez Bankası Başkanı, yaşanan küresel krizin 1920’lerdekine benzer olduğuna dikkat çekti. Parasal sistem kaosa girerken uluslararası büyük sermaye grupları kaostan yararlanıyor. Çünkü uluslararası sermayenin, dünyanın çeşitli ülkelerindeki varlıklarıyla kriz öncesi büyüdüğünü öğreniyoruz


Büyük sermaye dünya ekonomisine, öncelikle para sistemiyle, ikincil olarak da üretim ve kârlılıkta onu öne geçirecek teknolojik üstünlük ve buluşlarla hakimdir. Askeri ve jeopolitik üstünlükler, yayılmacılık, hukuksal ayrıcalıklarla ön almalar ve eşitsiz anlaşmaların sağladığı avantajlar, bu hakimiyetin diğer destekleyici unsurlardır.
Günümüzde küresel sermaye gücünün en büyük unsuru bankacılık ve para sistemi diye özetleyeceğimiz finansal yapılardır.
OLMAYAN PARAYI FAİZİYLE TAHSİL EDİYORLAR
ABD ve AB bankaları detaylara girmezsek yaklaşık olarak verecekleri kredinin %1 veya %2'si oranında teminat göstermektedirler. Kısaca verilen krediler sanaldır. Çok büyük oranla karşılıkları yoktur. Dünya piyasalarının çalışmaları nakit yerine sanal ortamda banka transferleriyledir.
Basitçe anlatırsak gelişmiş ülkelerin bankaları %1 veya %2 teminat tutarları hariç, olmayan parayı satıp, bu olmayan tutarları zaman içinde faizleriyle birlikte tahsil etmektedirler. Bu garip ve olağanüstü avantajlar gelişmiş ülke bankaları ve sahiplerini Dünya'nın ekonomik hakimleri haline getirmiştir.
Böyle bir düzende gelişmekte olan ülkelerin paralarına parasal nefes alanı yok denecek kadar azdır.
Kısaca dolara endeksli para sisteminin zorunlulukları dünyada büyük eşitsizlikler yaratmıştır.
‘BALON’ 27 KATINA ÇIKTI
Sistem yasalarla sınırlanıyor olsa da kontrolsüzce verilen krediler ve diğer finansal türev piyasaları 2006 öncesinde anormal yükselmiş alarm zillerini harekete geçirmiştir. Türev piyasaları bu sanal ortamda oluşan balon normalin 27 katına çıkmış, bunun karşısında ülkelerinin milli gelirleri alacak borç ilişkileri yanında küçük bir orana düşmüştür.
Bu durum, kredilerde kontrolsüzlük olarak açıklansa da; Bu kadar büyük gelişmeler akılsızca olamayacağından; Üzerinde iyi düşünüldüğünde; mantık bizi bu kadar büyük birikimlerin nedeni olarak; uluslararası sermayenin küresel pay artırım arzusunun gerçekleşmesine götürecektir.
Nitekim söz konusu kredilerden faydalananlar çoğunlukla büyük finans kuruluşları ile organik bağı veya ilişkisi olan firma ve organizasyonlar olmuştur.
Küresel türev piyasalarda oluşan balonun aşırı büyümesi sonuç da şirketleri de büyütmüştür ama sağlıksız gelişme sonradan "morgage krizi" diye adlandırılan krizin yaşanmasına neden olmuştur.
200 YILDA BASILANIN 4 KATI SÜRÜLDÜ
Piyasalarda nakit para olmadan olağanüstü sanal borçlanmalar ve değerlenmeler büyük nakit ihtiyacına neden olmuş sonuçta 2008’de ABD’de 200 yılda basılan paranın 4 misli m piyasaya sürülmüştür. Sorun kökten olarak çözülmediğinden 2020 yılına gelindiğinde yine 6 misli bir emisyon yaşanmıştır.
Bugün ise türev piyasaları için "balon"dan bahsedilmemekte, bunun yerine "balonun balonu" kavramı kullanılmaktadır. Sonuçta geçmiş tecrübeler bize yeni bir küresel kriz yaklaştığını haber vermektedir.
Yaklaşan krizin haberi Avrupa Merkez Bankası başkanı tarafından yeni dile getirildi; Küresel ekonominin 1920’lerde yaşananlara benzer şartların içinde olduğuna dikkat çekildi.
ÜLKELER BATIYOR SERMAYE BÜYÜYOR
Önceki yazımızda gelişmiş ülkelerin hedefleri ile büyük sermaye güçlerinin hedeflerinin farklılaşabileceğini yazmıştık. Ülkeler batsa da uluslararası sermaye büyür. Nitekim sonuçta uluslararası sermayenin dünyanın çeşitli ülkelerindeki varlıklarıyla kriz öncesi büyüdüğünü öğreniyoruz.
Konuyu uzatmadan özetlersek; parasal sistem kaosa girerken bundan yararlanmış olanlar büyük ihtimalle yine büyük sermaye gruplarının şirket ve organizasyonları olması gibi bir arka plan akla gelmektedir.
Küresel sermayenin, güç coğrafya değiştirirken, pek arkasına bakma eğiliminde olmadığı anlaşılmaktadır.