'Domatesin pazarlanması için devlet yardımcı olsun'

Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Ercan ile Muğla Ticaret Borsası Başkanı Hurşit Öztürk'ün konuk olduğu toplantıda verilen bilgilere göre, TEPAV’ın hazırlamış olduğu “81 İlde Türkiye’nin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi” raporunda Türkiye’nin en eşitlikçi ili olarak Muğla gösterildi. Turizm merkezi olarak öne çıkan il örtü altı sebze ve meyve üretim miktarı açısından 2019 yılı verilerine göre Türkiye’nin en büyük üçüncü üreticisi konumunda. Muğla 2020 yılı ihracat verilerine göre 609 milyon dolarla 25. sırada yer alıyor. İlde levrek ve çipura üretiminin yüzde 68'i yapılıyor. Balık ihracatında dünyanın en büyük 500 firması içerisinde üç Türk firması var ve bunlar Muğla'da üretim yapıyor. Avrupa Birliği bünyesinde ilk coğrafi işaret alan ürün Milas Zeytinyağı.

UZAYDA MI BALIKÇILIK YAPACAĞIZ?

Muğla çam balı üretiminde de ön sıralarda. Başkan Ercan'ın verdiği bilgiye göre bu yıl iklim koşullarının olumsuz seyretmesi yüzünden çam balı üretiminde düşüş yaşandı. Kendisi de eski bir çiftlik balığı üreticisi olan Mustafa Ercan, balık üreticilerinin ötekileştirildiğini söyledi. “Turizmciler gibi lobimiz yok. Kıyıda olmadığını için kirletme şansı yok. Verilen yemler de kitletmiyor” diyen Başkan Mustafa Ercan, 90 yıllarda balıkçılığın kıyıya yakın yerlerde yapıldığı şimdi açık denize gidildiğini söyledi. Ercan, “Turizmcilerin lobisi güçlü olduğu için bizi kovdular. Uzayda mı yapacağız? Turizm de dengeli olmak zorunda. Kontrollü de olsa üretim sürmeli” mesajı verdi.

RUSYA VAZGEÇİNCE MAĞDUR OLUYORUZ

Muğla Rusya'ya en çok domates ihracatı yapan illerimizden biri. Rusya kendi domatesini üretmeye başladı. Bu anlamda hem Ercan hem de Öztürk'e nasıl bir alternatif düşündüklerini olduğunu sorduk. Mustafa Ercan şunları söyledi: “Biz Osmanlı torunları olarak aslında üretici yani torum toplumuyuz. Asker bir milletin torunlarıyız, akıncıyız. Ticaret konusunda gerideyiz. Üretiyorsun ama eskiden bu bölgede gayrimüslimler ticaret yapardı. Ticareti geliştirememişiz. Ama o günden bugüne çok yol aldık. Üretilen mutlaka pazar bulur ama değerini buldurmak önemli. Değerini bulmayınca domatesler dökülüyor.” Hurşit Öztürk de, “Domates siyasi bir hal aldı. Pazarlama sadece Muğla'nın sorunu değil. Ülkeler arası sorun haline geldiği için devletimizin de pazarlama konusunda yardımcı olması temennimizdir. En büyük pazarımız Rusya, domates almaktan vazgeçtiğinde ya da kota koyduğunda üreticimiz mağdur oluyor. Türkiye’de çam balı üretiminin yüzde 80’ini gerçekleştiriyoruz ama bidonlarla satıyoruz. Bir marka oluşturabilmiş değiliz. Teşvik alamadığımız için yeterli yatırım yapılmıyor. Bırakın devletin teşviklerini AB’nin IPARD kapsamında bile olmadığımız için yeterli yatırım alamıyoruz. Son yıllarda coğrafi işaret aldığımız ürünlerle farkımızı ortaya koyma çabamızı sürdürüyoruz” diye konuştu.