Donanmanın kurmay kadrosu hazır
FETÖ Deniz Kuvvetleri’ni özel olarak hedef aldı. 300 seçkin denizci subay yargılandı. Türk Donanması tertiplerden başarıyla çıktı. 15 Temmuz'un bertaraf edilmesiyle birlikte hızla toparlandı. Zor sınavlardan geçen komutanlar bugün görevinin başında.
Akademik çalışmaları ve hazırladığı FETÖMETRE ile Deniz Kuvvetleri'ne önemli katkılar sunan Amiral Cihat Yaycı'nın Genelkurmay emrine alınmasının ardından, endişelerin ötesinde bir kampanya başladı: "FETÖ istedi diye komutanlar alınıyor, son yıllarda şahlanan Türk Donanması'nın beli kırılıyor."
FETÖ'cülerin kendilerine bir güç atfetmek ve müritlerini ayakta tutmak için yürüttüğü bu kampanya, gerçeklerle yakından uzaktan bağdaşmıyor. Türk Deniz Kuvvetlerinin imkan ve kabiliyetleri ile FETÖ'yle mücadeledeki kararlılığını anlamak için, yapılan çalışmaları bilmek ve kurmay kadrosunu tanımak gerekiyor.
FETÖ HAPİSANELERİNDE YATMIŞ AMİRALLER...
Türk Donanması, FETÖ kumpaslarının merkez hedeflerindendi. 36 Amiral, 115 subay ve 5 astsubay, bir gecede Balyoz kumpasıyla ağır cezalara mahkum edildi. Amirallere Suikast, Poyrazköy, Ergenekon, İrtica ile Mücadele Eylem Planı, Kafes, Casusluk ve Fuhuş gibi davaları da katarsanız toplam 300 denizci hedefteydi. Cumhuriyet Donanması'nın son yıllardaki benzeri görülmemiş yükselişi, ABD'nin gazabına uğramıştı.
Türk Donanması'nın toparlanışı, Silivri ve Hasdal duvarlarının yıkılıp, 15 Temmuz'un bertaraf edilmesiyle başladı. Kumpaslarda hedef alınan komutanlar yeniden dümenin başına geçti; Özden Örnek, Soner Polat ve Cem Gürdeniz gibi amirallerin kattığı vizyonla rotasını çizdi. Bu süreçte Balyoz ve Ergenekon davalarında tutuklanmış birçok deniz subayı görevlerine geri döndü. Örneğin 2019 Yüksek Askeri Şurası'nda terfi eden amirallerin neredeyse hepsi, FETÖ'nün hedefinde olan isimlerdi.
Tümamiral Yankı Bağcıoğlu, İstanbul Askeri Casusluk Davası'nda hedef alınmıştı. Üç yıl hapis yattı. Kumpas çökünce Harekat Başkanı oldu. Mavi Vatan Tatbikatı'nı yöneten isimlerdendi.
Tuğamiral Emre Sezenler, Poyrazköy kumpasında ilk alınanlardandı. Üç yıl yattı. Daha albayken amiral rütbesi takarak Birleşik Görev Kuvveti'ne komuta etti, Kuzey Görev Grup Komutanı olarak görevine devam ediyor.
Tuğamiral Rafet Oktar, Balyoz kumpasıyla hedef alındı. 3.5 yıl hapis yattı. Örnek alınan bir subaydı. Harekat ve Eğitim Daire Başkanlığı'na atandı.
Tuğamiral Refik Levent Tezcan, TCG Kalkan'ın komutanıydı. Balyoz kumpasıyla hedef alındı. Vardiya Bizde'yle birlikte arkadaşlarını, komutanlarını hiç yalnız bırakmadı. Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı oldu.
Tuğamiral İmran Demirbilek, Askeri Casusluk'tan yargılandı. Türkiye'nin ilk Çok Maksatlı Amfibi Çıkarma Gemisi TCG Anadolu projesinin başındaki isimlerdendi. Geri döndü, Genelkurmay 1. İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Daire Başkanlığı'na tayin oldu.
Tabi bu isimlere bir de FETÖ'yü çok iyi tanıyan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Donanma Komutanı Koramiral Ercüment Tatlıoğlu gibi amirallerimizin yönetimini ekleyin.
ABD ve FETÖ karşısındaki sağlam duruşlarıyla Cumhuriyetimiz için güvence olduklarını kanıtlayan Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Yaşar Güler ve diğer komutanlarımızın da etkilerini düşünün.
Burada ismini sayamadığımız fakat FETÖ'nün hedefinde olan yüzlerce komutanın görev başında olduğunu unutmayın.
İşte bu nedenle zaaf yönündeki iddialar, çok ciddi sonuçlar doğuracak yanlışlardır. Hatta Türk Ordusu'na ve Donanma'ya karşı psikolojik harekat olarak değerlendirilen dedikodulardır. Ordumuzun FETÖ'ye karşı mücadelesini küçümsememek gerekir. Kişilere değil kurumlara güvenilmelidir. FETÖ'den en çok yara alan kurum Türk Silahlı Kuvvetleriydi. Şimdi "FETÖ'cüler sevindi" diyerek, FETÖ'ye umutlar verilmemelidir.
KARARLILIĞINA KİMSE DOKUNAMAZ
Türk Deniz Kuvvetleri'nin Mavi Vatan doktrini de sarsılmaz temeller üzerine inşa edildi. Deniz Kuvvetleri'nin arzu ve çabasının da ötesinde, 21. yüzyılın jeopolitik gerçekleri, büyük enerji kaynaklarının keşfi, küresel hegemonyanın el değiştirmesi gibi süreçler Türkiye'yi Mavi Vatan'a itti. Şimdi bunlardan kim vazgeçecek? Balıklarımızı, petrolümüzü, doğalgazımızı, adalarımızı, rüzgarlarımızı, akıntılarımızı kim terk edecek? Mavi Vatan bir kere keşfedildi. Son yıllardaki gelişmeleri kısaca hatırlayalım:
MİLGEM'den MİLDEN'e giden bir savunma sanayi atağı başladı. Harpoon yerine Atmaca, Phalanx yerine Gökdeniz, Chaff yerine Kalkan üretildi. Donanma diplomasisi ilk kez Karadeniz dışında işletildi. Akdeniz Kalkanı Harekatı ile dünyaya bayrak gösterildi. Kabına sığmayan Donanma, üst üste tarihinin en büyük tatbikatlarını gerçekleştirdi. Kaynaklarımızı gasp etmeye gelen gemiler teker teker geri gönderildi. Libya'daki savaşın seyri değiştirildi, ABD ve destekçilerine bilek gösterildi. Yelkenler bir kere rüzgarla dolunca, sizi kimse durduramaz.
SONUNA KADAR GÜVENİYORUZ
İşte bu yayınlar, Deniz Kuvvetlerimizdeki geleneğe bağlı değerli komutan birikimine karşı güvensizlik yaydığı için, düşman propagandasına hizmet ediyor. Komutanların moralini bozmaya yönelik bu tür propaganda karşısında, Türk vatanseveri tarafsız kalamaz. Bu konuda halkın güvenini sarsmaya yönelik yayınların hangi çevrelerden kışkırtıldığı uyarıcı olmalıdır. Bir an bile aklımızdan çıkartmayalım: Doğu Akdeniz’de Mavi Vatanımızı ve vatanımıza yönelik tehditlere karşı gereğinde savaşacak olan komutanlarımız, görev başındadırlar. Onlar, hem askeri yetenek, hem de moral değerler ve cesaret açısından üstün niteliklere sahiptirler.