İlaç sıkıntısı kapıda: İlaç stokları yine eriyor
Bazı ilaçlar depo stoklarında bitti yenileri gelmiyor. Eczanelerde var olanlar da bitince ilaç yokları artacak. Sayıları şimdilik çok olmasa da bazı ilaçlar yok listesine girmiş durumda.
Döviz kurlarındaki artışla birlikte, eczanelerde ilaç bulamadığımız günler yeniden kapıya geldi dayandı. Edindiğimiz bilgiye göre bazı ilaçlar depo stoklarında bitti, yenileri gelmiyor. Eczanelerde var olan stok bitince ilaç yokları artacak. Sayıları şimdilik çok olmasa da bazı ilaçlar yok listesine girmiş durumda.
İlaçta dışa bağımlı olduğumuz için her döviz kuru artışında ilaç krizinin patlak vermesi, neredeyse sıradan hale geldi. Geçen yılın sonlarında avro kuru 19 liraya yükselince, ilaç fiyatına esas alınan avro kuru, aralık ayında 7,86 liradan 10,76 liraya yükseltilerek kriz aşılmıştı. Şimdi ise avronun değeri 25 lirayı aştı. İlaç fiyat değerlendirme komisyonu tekrar toplanacak, ilaç fiyatına esas alınan avro kuru yükseltilecek, sorun bir altı ay daha ötelenecek! Hükümetin ilaç krizi ayyuka çıkmadan herhangi bir adım atmaması, bir açıklama bile yapmaması önemli bir sorun. İlaç fiyatlamasına esas avro kuru en sonunda çaresiz yükseltilecekse, zamanında, pek çok hasta mustarip olmadan önce neden yükseltilmiyor?
Tamamen dışa bağımlı olduğumuz pahalı yeni nesil ilaçlar, genellikle ağır hastalıklarda kullanılan ilaçlar. Önce o ilaçlar bulunmamaya başlıyor. Oysa söz konusu ilaçların yokluğu, bir gün dahi gecikmesi, önemli sorunlara yol açabiliyor.
HAMMADDEDE DE BAĞIMLIYIZ
Ülkemizde satılan her yüz ilaçtan 80’i Türkiye’de üretiliyor. Ancak değer bazında bakıldığında pahalı ve sık kullanılan ilaçların neredeyse tamamı ithal. Bunlar, ileri teknoloji gerektiren, daha maliyetli ilaçlar. Bu tür ilaçların az da olsa bir kısmı Türkiye’de üretiliyor ancak onların da hammaddesi yurt dışından geliyor.
İLAÇ YOKLUĞU BASKI UNSURU
Döviz yükselince önce ithalatçı firmalarda sıkıntı başlıyor, pahalı ithal ettiğini ucuza vermek istemiyor. Firmalar istediği fiyatı alana kadar piyasalarda ilaç yokluğu yaratıyor, bunu baskı unsuru olarak da kullanıyor. Daha sonra hammadde stokları bittiğinde, üretici firmalar da (bu fiyatlardan üretmek zarara yol açtığı için) yeni ham madde temin edilene kadar üretimi ve dolayısıyla piyasaya arzı yavaşlatıyor ve durduruyor.
OCREVUS SORUNU ÇÖZÜLDÜ YETKİLİLER SINIFTA KALDI
MS tedavisinde kullanılan ‘Ocrevus’ isimli ilacın birdenbire SGK geri ödeme listesinden çıkarılması ve 15 gün boyunca bir açıklama yapılmaması, AK Parti Hükümetinin ilaç konusuna yaklaşımıyla ilgili endişeyi artırdı. Ocrevus sorunu şimdilik çözülmüş gibi görünüyor ancak vatandaş o ilaçtan sosyal güvenlik kapsamında ücretsiz olarak yararlanmaya devam edebileceğinden pek de emin olamıyor!
MS tedavisinde kullanılan ‘Ocrevus’ isimli ilaç 31 Mayıs’ta birdenbire SGK geri ödeme listesinden çıkarılmıştı. O günden beri hastalar ve hasta yakınları kaygı içinde beklediler, yetkililer herhangi bir açıklama yapmadılar.
Dün sabah Türkiye MS Derneği’ne sorduk, “Gerek SGK’ya, gerekse Sağlık Bakanlığına ulaştık bilgi verdik ve çözüm istedik. İlaç firması da SGK ile görüştü. Bekliyoruz.” dediler. Eczacılar ise bazı doktorların, hastalarına Cuma günü (yarın) için randevu verdiklerini söylediler, herhalde geri ödemeye yeniden alınacak, dedik. Derken, öğlen saatlerinde, bir hasta yakını, daha önce başvuru yaptığı CİMER’den kendisine gelen yanıtı yayınlandı. O yanıta göre ilaç, yeniden geri ödemeye açılmıştı.
‘MİLLİ İLAÇ HAMLESİ KARARLILIK İSTER’
Eczacı Ömür Çakmak, dışa bağımlılık nedeniyle bugün, sorunu krize dönmeden zamla ötelemekten başka seçenek olmadığını söyledi. Eesas çözümün dışa bağımlılıktan kurtulmak, üretmek olduğunu belirten Çakmak, Aydınlık’a şöyle konuştu:
“Bugün ilaçta dışa bağımlılıktan kurtulmanın iki önemli başlığı var; ham madde (etken madde) üretimi ve biyoteknolojik ilaç üretimi. Bunun için de siyasi irade, kararlılık ve uygulama becerisi gerek. Kararlılık yok, uygulama becerisi eksik. Türkiye'nin birikimi ve kapasitesi bu adımı güçlü bir şekilde atmaya müsait.
“Milli ilaç hamlesinin yeni ilaç molekülü keşfetme gibi uzun, maliyetli ciddi bir boyutu var. O çalışmalar ve girişimler var. Burada bu araştırma geliştirme faaliyetlerinin yanı sıra tedavide kullanılan temel ilaçların hammaddelerinin ülkemizde üretilmesi, pahalı yeni nesil ithal ilaçların biyobenzerlerinin ülkemizde üretilmesi, daha kısa sürede sonuçlandırılabilmesi mümkün adımlar... Bu noktada devlet kararlı, istekli olmalı ve Türkiye'nin kapasitesini hızla harekete geçirmeli.”