10 Kasım 2024 Pazar
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dövize markaj sayesinde Türkiye ilk 20'den düşmedi

Deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışan Türkiye'nin ekonomisinin önümüzdeki altı ay durgunlaşması bekleniyor. Ekonomi geçen yıl ise yıllık yüzde 5.6 büyüdü. Milli gelir döviz fiyatlarının tutulması sayesinde 900 milyar doları aştı

Dövize markaj sayesinde Türkiye ilk 20'den düşmedi
A+ A-
EKONOMİ SERVİSİ

Türkiye ekonomisi 2022 yılında beklentilerin üzerinde büyüdü. Gayri safi yurt içi hasıladaki yıllık artış yüzde 5.6 oldu. Çeyrekler itibarıyla baktığımızda 2022'in ilk üç ayında ekonomi yüzde 7.6, ikincide yüzde 7.8, üçüncüde yüzde 4 ve son çeyrekte yüzde 3.5 oranında büyüdü. Yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla milli gelirde yüzde 0.1 küçülme olmuştu. Son çeyrekte ise bir öncekine göre yüzde 0.9 artış yaşandı. Bu veriler ekonominin son çeyrekte hızlanmaya başladığını gösteriyor. Çeyreklik verilere baktığımızda hem üçüncü hem dördüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe kıyasla sırasıyla ihracat yüzde 1.4 ve yüzde 1.3 düştü. Bu yüzden net ihracatın büyümeye katkısı söz konusu çeyrekler itibarıyla düşük kaldı. Mal ve hizmet ithalatında ise son iki çeyrekte yüzde 6.2 ve yüzde 4.1 arttı.

SEKİZ YIL SONRA YENİDEN

IMF'nin son raporunda Türkiye ekonomisi için büyüme tahmini Türkiye ekonomisinin 2022 yılı büyüme beklentisi ise yüzde 5.5 olarak belirlenmişti. Dünya Bankası'nın beklentisi yüzde 4.7'ydi. 2022 yılı itibarıyla Türkiye 15 trilyon liralık bir ekonomik büyüklüğe ulaştı. Bunun dolar karşılığı 905.5 milyar dolar oldu. Türkiye böylece 2014'ten sonra yeniden 900 milyar dolarlık ekonomik büyüklüğün üzerine yükseldi. Ancak bu yanıltıcı bir bakış açısı. Çünkü çeyrekler itibarıyla baktığımızda ilk çeyrekte ortalama dolar kuru 13.88 TL, ikincide 15.65 TL, üçüncüde 17.62 TL ve son çeyrekte 18.20 TL olarak alındı. İhracatçılar enflasyon karşısında döviz fiyatlarının bilhassa son çeyrek itibarıyla 20 liranın üzerine çıkmasını istiyorlardı. Şayet böyle bir durum hasıl olsaydı son çeyrekte 260 milyar dolar yerine 240 milyar dolarlık bir büyüklük söz konusu olacaktı ve milli gelir 900 milyar doların altında kalacaktı. Enflasyonist ortamda baskılanan döviz fiyatları sayesinde bu sağlandı. İktisatçı Prof. Dr. Kerem Alkin, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Türkiye ekonomisi 2022'de de hem 38 üyesi olan OECD’de hem de G20’de en yüksek büyüme oranına sahip ilk 3’de. GSYH reel büyümesi 2022’de hız kesmedi: Yüzde 5.6. 2022’nin son çeyreğinde ise büyüme yüzde 3.5 olarak gerçekleşti. 2022’de 905.5 milyar dolar ile en büyük 18. ekonomiyiz.” dedi.

Dövize markaj sayesinde Türkiye ilk 20'den düşmedi - Resim : 1
Dördüncü çeyrek itibarıyla oluşan yüzde 25.2'lik işgücü ödemelerinin cari fiyatlarla gayri safi katma değer içerisindeki payı bu serinin açıklanmaya başladığı 2016'dan veri gözlenen en düşük oran.

İTHAL ET-TÜKET EKONOMİSİ!

Büyümenin detaylarına baktığımızda ithal et-tüket ekonomisinin devreye girdiği görülüyor. Yukarıda da aktardığımız üzere son iki çeyrekte ihracatta azalış yaşanırken ithalatta artış sürdü. Üretim unsurları açısından incelendiğinde; finans ve sigorta faaliyetleri toplam katma değeri yüzde 21.8, hizmet faaliyetleri yüzde 11.7, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 9.9, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 8.7, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 5.8, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 4.8, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 4.3, sanayi yüzde 3.3 ve tarım sektörü yüzde 0.6 arttı. İnşaat sektörü ise yüzde 8.4 azaldı. Görüldüğü üzere kredilendirmeyi içeren finansal faaliyetler hızlı büyüyor. Sanayi ve tarımdaki büyüme düşük kalıyor. 200'den fazla sektörü besleyen inşaat faaliyetleri küçülürken, bir pazarlama işi olan gayrimenkul faaliyetleri büyüyor. Türkiye üretim değil hizmet ekonomisi rolünü 2022 yılında da gerçekleştiriyor.

YATIRIM ARTIŞI ZAYIFLADI

Harcamalar yöntemiyle hesaplanan milli gelir verilerine kalemler baktığımızda ülkemizde yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları, 2022 yılında bir önceki yıl zincirlenmiş hacim endeksine göre yüzde 19.7 arttı. Hanehalkı tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı ise yüzde 57.5 oldu. Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları 2022 yılının dördüncü çeyreğinde ise bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 16.1 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 9, gayrisafi sabit sermaye (yatırım harcamaları) oluşumu da yüzde 2.6 arttı. Yatırım harcamalarındaki yıllık artış yüzde 2.8 oldu. 2020 ve 2021'deki artışlar ise iki yılda da yüzde 7.4 olmuştu. Makine ve teçhizat yatırımlarındaki artış son çeyrekte yüzde 2.3'te kaldı. Bu artış son üç yılın en düşük oranı oldu.

İŞÇİ ÖDEMELERİN PAYI DİBE VURDU

Üretimle büyüme olmayınca mal ve hizmet fiyatlarının çeşitli etkilerle yükseldiğine şahit oluyoruz. Bu enflasyonist etki sonucu ekonomi ve sektörler büyürken emeğin payı ise eriyor. Bunu da yine TÜİK istatistiklerinden okuyoruz: “İşgücü ödemeleri 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 82.7 artarken, net işletme artığı/karma gelir yüzde 115.2 arttı. 2022 yılının dördüncü çeyreğinde ise işgücü ödemeleri bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 103.3 artarken, net işletme artığı/karma gelir yüzde 104.9 arttı. İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla gayri safi katma değer içerisindeki payı geçen yıl yüzde 30.1 iken bu oran 2022 yılında yüzde 26.5 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 52.5'ten yüzde 54.5'e yükseldi.” Dördüncü çeyrek itibarıyla oluşan yüzde 25.2'lik işgücü ödemelerinin cari fiyatlarla gayri safi katma değer içerisindeki payı bu serinin açıklanmaya başladığı 2016'dan veri gözlenen en düşük oran.

KİŞİ BAŞI GELİR OLDU 10.6 BİN DOLAR

Dövize markaj sayesinde Türkiye ilk 20'den düşmedi - Resim : 2

2022 yılında kişi başına milli gelir cari fiyatlarla 176 bin 589 TL, ABD doları cinsinden 10 bin 655 dolar olarak hesaplandı. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, büyüme verilerine ilişkin, “Büyümenin itici gücü yatırım ve ihracat değil, iç tüketim oldu. Net ihracatın büyümeye katkısı önce yavaşladı sonra negatife döndü. Büyüme 2022’nin ikinci yarısında hız kesti. 'Faiz düşüreceğiz, üretimi şahlandıracağız.' diyorlardı. Ekonomide öngörülebilirliği ve güveni bitirdiler. Dış ticarete açık tarım, sanayi gibi sektörlerimizde üretim ciddi darbe aldı. Büyümeyi hizmet sektörü sürükledi.” dedi.

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç da yaptığı açıklamada, büyümenin kalitesinin önem taşıdığına dikkati çekerek, "Önümüzdeki dönemde de iç tüketime bağlı bir büyüme performansı ön plana çıkacaktır. Her ne kadar deprem bölgesinin yeniden ayağa kaldırılması için yapılacak harcamalar ve buna bağlı üretimle bazı sektörlerde büyüme beklense de depremin etkisiyle üretimde ortaya çıkacak kayıpların büyümede ivme kaybı olasılığını artıracağını söyleyebiliriz." yorumu yaptı.

'AYAĞIMIZI YORGANIMIZA GÖRE UZATALIM'

Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın ise, çok çetin bir yılın ardından gelen yüzde 5.6’lık büyümenin bir başarı olduğunu lakin 2023 yılında daha temkinli davranarak ayağımızı yorgana göre uzatmamız gerektiğini belirtti. Aydın, “Özellikle ihracatımızın yüksek olduğu Avrupa başta olmak üzere ekonomilerdeki resesyon beklentisi ve sıkı para politikaları dolayısıyla 2022 yılının sonunda bir durağanlıkla karşılaştık ve bu da yılın son çeyreğine yansıyarak 0.9’luk bir büyüme oranına erişebildik. 2023 yılına da asrın felaketi ile başladık. Uzun vadede yaralarımızı saracağımız aşikâr. Enflasyon planlamamızda revizeler yapmamız gerekecek. Bir yandan Ukrayna-Rusya savaşı sürecek gibi duruyor. Daralan ekonomiler, resesyon beklentilerinin devam etmesi, Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi süreçler önümüzde duruyor. Tüm riskler göz önüne alındığında 2023 yılında güvenli limanlara ihtiyaç duyduğumuz ortada. Ayağımızı yorganımıza göre uzatarak, üretim odaklı, daima dinamik politikalar üreterek yol almalıyız. Büyümeyi sürdürülebilir kılmak istiyorsak yatırım ve üretimden asla taviz vermemeliyiz.” ifadelerini kullandı.

Döviz Dolar