29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dövize sıkı markaj

Recep Erçin

Recep Erçin

Site Yazarı

Serbest piyasanın kendi haline bırakıldığı ülkelerde fırsat bulunan her alanda rantiyeler oluşuyor. "Denetimli piyasa ekonomisi devrede" başlıklı yazımızda da sizlere aktardık: "Nüfusun yüzde 70'i borç öderken, sayıları 230 bine yaklaşan milyonerlerin sayısı daha da artar. Gazeteci Rahim Ak'ın Merkez Bankası raporunda yaptığı derlemeye göre yılın ilk 6 ayında parası olanları varlığı 436 milyar lira arttı ve 1.9 trilyon lira oldu. Buna karşı orta ve alt kesimin aldığı borç 119 milyar artarak 709 milyara çıktı." Olağan dönemlerde, ekonomiler büyürken, işler yolunda ilerlerken bu rantiyelere pek kimse ilişmez. Kapitalist sistemin doğasında kabul edilir. Ancak işler sarpa sarmaya başlayınca rant alanlarına yönelik tedbirler alınması gerekir. Çünkü azınlığın servetini korumak için aldığı kararlar geniş halk kesimlerinin aleyhine bir durum oluşturur.

GEÇ GELEN ACELE TEDBİRLER

Nitekim Türkiye'deki dolarizasyonun yarattığı tehlikeyi defaatle bu sayfalarda dile getirmemize karşın son birkaç yıla kadar sert tedbirler alınmadı. 2018'in Ağustos ayında yaşanan kur şoku ve sonrasında bir takım adımlar atıldı. Ancak dolarizasyon daha da arttı. Çünkü küçük birikim sahipleri de dolarize oldular. Pandemi sürecinde atılan adımlar döviz veya altın alım satımı ile para kazanan veya birikimlerini enflasyon karşısında koruyan bu kesimin işini zorlaştırdı. Geçen yıl 100 bin dolar ve üzerindeki döviz işlemlerine getirilen bir gün vadeden sonra bu yıl mayısta 100 gram ve üzerindeki altın alım satım işlemlerinde de benzer bir uygulamaya gidildi. Döviz işlemlerindeki kambiyo vergisi yüzde bire yükseltildi. Böylece kısa vadeli at sat ile para kazanmanın önüne geçildi. Bir nevi döviz ve altın piyasası markaja alındı. Söz konusu uygulamalar yüzünden ticari hayat zarar görmesin diye istisnalar da tanındı.

BİRLİĞE ÜYE OLMAK YETMİYOR

Sahadan edindiğimiz bilgilere göre, bir iş insanı nakit döviz işlemi için kamu bankasına başvurduğunda kendisinden belge isteniyor. Bir nevi "Neden çekiyorsun?" belgesi. Belge olmadan işlem yapılamıyor. Bazı özel bankalar belgesiz işlem yapıyorlar ancak onlar da hatırı sayılır tutarda komisyon aldıklarından ederi bedelini karşılamıyor. Belge olsa dahi kur alım satım makasının geniş bir bantta olması işlem yapan aleyine bir durum oluşturuyor. Diyelim ki, bir iş insanı maske üretmek için maske kumaşı alacak. Malum son dönemde maske üretimi revaçta. Karşı taraf ödemeyi dolar ile istiyor. 17 bin dolar için 172 dolar vergi ödüyor. Bu tutarı ödememek için şirketlerin ihracatçı birliklerine üye olduklarını Sözcü Gazetesi Muhabiri Taylan Büyükşahin haberleştirdi. Ancak alınan kararla ihracatı olmayan şirket, birliğe üye olsa da kambiyodan muaf tutulmuyor. Dövizle kiralama, perakende satışın olmadığını ancak ara malı ve sermaye malı tedariğinde ödemelerin dövizle olduğunu anımsatan iş insanları, "Satıcıya istediğin kurdan TL karşılığını havale yapalım dediğimizde kabul etmiyorlar. Bu iş peki nasıl olacak? Biz de mecburen vergiyi nihai ürüne yansıtacağız" diyorlar. Ancak şunu da not edelim: tedarikçinin TL kabul etmediği durumlar genellikle vadeli işlemlerde oluyor.

TURİST GELMEYİNCE NAKİT DÖVİZ KURUDU

Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk'e Kapalıçarşı'daki durumu sorduğumuzda, piyasadaki nakit döviz kıtlığının satıcıların az olmasından kaynaklandığını dile getirdi. Yıldırımtürk'ün verdiği bilgilere göre, bunun önemli bir nedeni turistle gelen dövizin bu yıl kesilmiş olması. Turistlerin bozdurdukları dövizler hem Çarşı'ya ve İstanbul'daki ticari hayata hem de turizm bölgelerine önemli bir nakit akışı sağlıyordu. Diğer yandan fiziki olarak altın veya döviz satın almak isteyenler Çarşı'ya başvuruyorlar. Orada da fiş alınmazsa vergi ödenmiyor. Ancak her durumda hem Çarşı'da hem bürolarda ekranlarda yazan kurun birkaç kuruş üzerinde bir kurdan işlem yapılıyor. Yani kurda makas açılmış durumda. Çarşı'da altın, dövizle alınıp satıldığından orada bankalara göre farklı bir ekosistem işliyor. Bununla birlikte Çarşı'dan vergi ödemeden aldığınız dövizi bankaya yatırdığınızda, daha önce verginin binde bir, binde iki olduğu dönemlerde "Nereden aldın?" diye kimse sormazken, vergi yüzde bire çıktığından ve elle tutulur bir vergi söz konusu olacağından, maliye her an kapınızı çalabiliyor.