Dünden bugüne Kıbrıs: Bir Ada'dan öte dava-1
1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nda Amfibi Deniz Piyade Alayı Komutanı olarak görev yapan emekli Deniz Albay Neş’et İkiz, çıkarma harekâtını her boyutuyla inceledi ve Aydınlık için yazdı.
NİÇİN YAZDIM?
1963 yılından beri konuya merak duyan genç ve sporcu bir deniz subayı olarak; hep olayların içinde bulundum. Levent Deniz Piyade Sınıfını yeniden kurmak benim idealimdi. Savarona okul gemimizle İngiltere’yi ziyaretimizde buraya yerleşmiş olan Kıbrıslı Türklerin büyük bir sevgi ve ilgisiyle karşılanmıştık.
Kurabilme şansına sahip olduğum Amfibi Deniz Piyade Alayı ile “Pladini Levent Çıkarma Plajı”na ilk dalga olarak kıyıbaşını tuttuk. Görevlerimizi başarıyla tamamladık.
Yaşamım boyunca katıldığımız bu savaşın anıları hep benimle beraber oldular. Güzel ülkemin soylu insanları beni hep onura boğdular.
Ülkeye hizmetlerin hazzı cidden hiçbir şeyde yok. Hata ve eksiklerim varsa onu da ülkeme olan hassasiyetime veriniz, bağışlayınız. Hep artan bir sevgi ve ilgi ile şen ve esen kalınız.
Amfibi Deniz Piyade Alayı Komutanı E. Deniz Albay İ. Neş’et İkiz
Kıbrıslı Rumlar, Barış Harekâtı'na kadar Türkleri göçe zorlamışlar, teröre başvurmaktan çekinmemişlerdi.
İngiliz diplomat Sir David Hanney Yunanları kendilerini haklı çıkarmak konusunda "Dünya Olimpiyat şampiyonudur" der.
Londra Barış Antlaşmasına göre Ege Adalar denizinde karasularının genişliği 3 mil olarak kabul edilmişti. Kendine has yaklaşık “3 bin 040” ada, adacık ve kayalıklar ihtiva eden ve dünyanın diğer denizlerinde pek görülmeyen özelliklere sahip bu denizin; bir Türk-Yunan gölü olması isteniyordu.
Ancak Yunanistan 1936 yılında tek taraflı olarak “Ege-Adalar” denizinde; karasularını 6 mile çıkarmış ve bu denizin yüzde 25’lik bir kesimi; hiçbir itiraz ve reaksiyonla karşılaşmadan Yunan deniz ülkesi olmuştur. 1964 tarihli karasuları kanunu ile Türk Karasuları da 6 mil olarak benimsenmiştir.
DENİZİNDE KONTROL HAKI
1952 yılında “FIR” sivil hava trafiği kontrol hakkı; Yunanistan’a verilmişti. 1966 Askeri Hava Komuta ve Kontrolü’nün NATO tarafından yine Yunanistan’a verildiğine tanık oluyoruz.
1975 Ege Adalar denizinde askeri gemilerin komuta ve kontrol hakkının yine NATO tarafından Yunanistan’a verildiğini görüyoruz. Şikago Antlaşması’nda hava sahası 6 mildir. Yunanistan ise bunu 10 mil yapmak istiyor. Amaç, her şeyi ile “Ege-Adalar” denizini adeta bir “Yunan gölü” haline çevirmekti!
PARİS ANTLAŞMASI
Irksal nedenlerle 15 Şubat 1947 tarihinde Paris’te yapılan antlaşma sonunda Rodos ve “12 Ada”, savaş tazminatı olarak Yunanistan’a verildi. Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Büyükelçi Feridun Cemal Erkin çağrılmadığı halde bu toplantıya gitti. “Hiç olmazsa yakın adalar Türkiye’ye verilsin isteğinde” bulundu. Atina üç gün, Gökçeada ve Bozcaada’yı da isteriz, nümayişleriyle çalkalandı.
YUNAN STRATEJİSİNİN HEDEFİ
Limni adasından, Kaş’ın hemen altındaki Meis adasına kadar ve sonra Kıbrıs’ı da alarak Türkiye’yi, Batı ve Güney’den kuşatarak Stratejik Kara Kuşağı uygulamaktı…
Kıta Sahanlığı konusunda, Türkiye ile Yunanistan bir anlaşmaya varıncaya kadar Ege-Adalar Denizi’nde petrol aramasına olanak vermiyordu…
Ege-Adalar Denizi bugün;
Kıta Sahanlığı sorunu.
Kara sorunları ve ekonomik bölge sorunu.
Boğazönü ve Doğu Ege adalarının silahsızlandırılması sorunu.
FIR-Uçuş bilgi bölgesi.
Bu nedenlerle bir sorunlar denizi haline gelmiş bulunmaktadırlar. Türkiye karasularında 6 mil üzerindeki genişlemeyi bir “savaş nedeni” sayacağını ilan etmek zorunda kalmıştır. Ege’de ihtilaflı kara parçalarının aidiyetinde belirlenmesi gerekmektedir.
KIBRIS GÜZEL KIBRIS
Doğu Akdeniz’in en stratejik bölgesinde bulunan Kıbrıs, M.Ö. 4000 yılına kadar uzanan muhteşem tarihi boyunca daima stratejik bir öneme sahip olmuştur.
Büyüklüğü 92 bin 813 km2 olup Trakya’nın 1/3’ü kadardır. Türkiye’den 40 mil-74 km, Yunanistan’dan ise 700 mil-bin 296 km mesafededir. Uzunluğu 140 mil, genişliği ise 66 mildir. Kuzeyden güneye Toros Dağları 1935 metre, Beşparmak Dağları ise 1019 metredir. Mesarion Ovası, adanın 1/3’ü büyüklüğündedir. Yağmur yılda yaklaşık 47 gün yağar, bu nedenle su; adanın en önemli sorunudur. Türkiye’den yapılan takviye, açılan su kanalı çok yerinde olmuştur. Muhteşem tarihi boyunca Batı medeniyetine yakın bir beşik olarak Kıbrıs, politik ve ticari yönleriyle bölgeyi daima kontrol etmiş ve hep bir stratejik öneme sahip olmuştur.
XVI. Asrın en büyük deniz ve kara kuvvetlerine sahip Osmanlı Türkleri 1571 yılında fetihte 50 bin şehit vermişlerdi.
MEGALİ İDEA… BÜYÜK ÜLKÜ
“Büyük Ülkü-Büyük Yunanistan” içine giren toprakları gösteren ilk harita, 1791-1796 yılları arasında “Rigas Ferreros” tarafından hazırlanmış ve basımı Viyana’da yapılmıştır.
MEGALİ İDEA’NIN HEDEFLERİ
- Yunan milletinin tam istiklali.
- Batı Trakya ve Selanik’in istiklali.
- Ege adalarının ele geçirilmesi.
- On İki adanın ele geçirilmesi.
- Girit adasının alınması.
- Batı Anadolu’nun Yunanistan’a bırakılması.
- Karadeniz bölgesinde Pontus Rum devletinin kurulması.
- Kıbrıs’ın Yunanistan’a kazandırılması.
- Gökçeada ve Bozcaada’nın kazanılması.
- İstanbul’un alınarak Büyük Yunanistan’ın tekrar kurulması. (İst, Hilarion)
1830 yılında 47.916 km2’lik bir toprak üzerine kurulan Yunanistan, 1995 yılında on milyonu aşan nüfusuyla 132.562 km2’lik bir toprağa sahip oldu. Toprakları tam 2,76 nispetinde büyümüştür.
ALTIN MİL-GOLDEN MILES
Mareşal Helmuth Von Moltke. Bu ünlü Prusyalı Alman Mareşal Amiral Nelson’la beraber; 19’uncu yüzyılın en büyük stratejistleri idiler.
1836-1839 yılları arasında Osmanlı ordusunda askeri müşavir olarak görev yapan bu ünlü asker; Osmanlı idaresindeki ırk, din ve milliyetlerden söz ederken anılarında şöyle yazar: “Osmanlı Devleti içinde yaşayan azınlıklardan Rumlar, hislerinin maharetle saklar, gayeleri için her şeyi göze alırlar. Sinsi, vefasız, menfaatperest, haris kuvvetliye karşı zebun (zayıf-düşkün), zayıfa karşı küstahdırlar. Osmanlı ülkesi içinde kurdukları gizli cemiyetlerle memleketi öylesine kan ve ateşe boğdular ve dünyaya mahirane propagandalarla kendilerini öyle haklı gösterdiler ki istediklerini kısa zamanda elde ettiler. Türkler yüzyıllarca yaşama hakkı ve her türlü hürriyet verdikleri bu unsurun nankörlüğü önünde dehşete kapılmış gibiydiler… Gafil avlandıklarına da hiç şüphe yoktu…
RUMLARIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞI
“Enosis ve yalnız enosis.” 1 Nisan 1955 ile 19 Mart 1959 tarihleri arasında Kıbrıs Rumlarının İngiliz idaresine karşı özgürlük savaşına girdiğini görüyoruz.
Dağıtılan ilk bildiride “Karşımızda iki düşman vardır. Birincisi İngilizler, ikincisi Türklerdir. Önce İngilizlerle mücadele edeceğiz. Onları adadan çıkaracağız, buradan sonra da Türkleri imha edeceğiz.” Bu özgürlük savaşı sırasında “Gerilla” “Grivas’ın EOKA’sı İngilizlere karşı başarılı idi.
KIBRIS’A ÖZGÜRLÜK
11 Şubat 1959 tarihinde ilgililer Zürih Antlaşmasını ve 19 Şubat 1959 tarihinde de Londra’da tekrar toplanarak Kıbrıs’ın özgürlüğüne ait anlaşmayı imzaladılar. Böylece 16 Ağustos 1960 tarihinde Başpiskopos Makarios’un cumhurbaşkanı, Kıbrıslı Türk lider Fazıl Küçük’ün de cumhurbaşkanı vekili olduğu bir hükümet kuruldu. Meclis’te ve Kabine’de Kıbrıs Türklerine yüzde otuz oranında yer verildi.
Adadaki Türkleri göçe mecbur kılmaya ve onların arazilerini ele geçirmeye çalışan Kıbrıslı Rumları bu konularda çok sistemli çalışmışlardır. Kıbrıs Türkleri 1878-1914 Lozan Anlaşması sırasında ve 1960 yılında; özellikle İngiltere, Avusturalya ve Türkiye’ye büyük oranda göç etmişlerdir. 1 Aralık 1960 tarihinde Kıbrıs’ta nüfus durumu bu nedenle Kıbrıslı Türkler 104 bin 350, Rumlar ise 442 bin 521 nispetinde idi…
DEVAM EDECEK