Yandex
27 Mart 2025 Perşembe
İstanbul 14°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dünya su gününde susuzluk uyarısı 'Tedbir alınmazsa tarımda sıkıntılar yaşayabiliriz'

TZOB Başkanı, ‘Çiftçilerimize su tasarrufu sağlayan modern sulama sitemlerine geçilmesi amacıyla teşvik ve krediler acilen artırılmalı. Modern sulama yöntemlerini etkin kullanmak için tüm imkânlarımızı zorlamalıyız’ uyarısında bulundu

Dünya su gününde susuzluk uyarısı 'Tedbir alınmazsa tarımda sıkıntılar yaşayabiliriz'
AYDINLIK/ ANKARA

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Dünya Su Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, “İklim değişikliği nedeniyle 2030 yılından sonra su fakiri ülkeler arasında yer alacağımız öngörülüyor.” dedi. Modern sulama sitemlerinin artırılması için üreticilere verilen teşvik ve kredilerin acilen artırılması çağrısında bulundu.

Dünya su gününde susuzluk uyarısı 'Tedbir alınmazsa tarımda sıkıntılar yaşayabiliriz' - Resim : 1

'SUYUMUZ AZALIYOR ETKİN KULLANIM ŞART'

Dünyada en fazla suyun tarım sektöründe kullanıldığını belirten Bayraktar, şöyle devam etti:

"Ülkemizde teknik ve ekonomik açıdan sulanabilir arazi miktarı 8,5 milyon hektardır. Fakat gelişen teknoloji ve ekonomik koşullar doğrultusunda bu alanın kesin olmayan tahminlere göre 10,5 milyon hektara çıkacağı tahmin ediliyor.

"Mevcut durumda ülkemiz genelinde brüt 7,2 milyon hektar alan sulamaya açılmıştır. Sulama randımanı yüzde 52, sulama oranı ise yüzde 69 seviyesinde olup geriye kalan 1,3 milyon hektarın da sulamaya açılması ve sulama oranı ile randımanının artırılması büyük önem taşıyor. Gereken sulama tesislerinin bir an önce inşa edilmesi, gıda ihtiyacının karşılanması yanında tarımda çalışan nüfusun hayat standartlarının yükseltilmesi amacıyla da önemlidir.

"Ülkemizin yer altı ve yüzey sularıyla ile birlikte yılda toplam 112 milyar metreküp tüketilebilir su potansiyeli bulunuyor. Su potansiyelimizin 57 milyar metreküpünü kullanıyoruz. Bunun da yüzde 77’sini yani 44 milyar metreküpü tarımsal sulamada kullanıyoruz. Geriye kalan yüzde 23’lük kısım ise sanayi ve içme-kullanma suyu olarak değerlendiriliyor. Diğer taraftan ekonomik olarak sulanabilir tarım arazisinin artmasıyla birlikte ilave olarak 2 milyon hektar tarım arazisine daha sulama alt yapısı götürülmesine ihtiyaç duyulacağı öngörülüyor. Bu da mevcut durumda suyumuzu daha fazla tasarruflu kullanarak daha fazla tarım alanı için kullanmamız gerektiğini gösteriyor.

"2030 yılına kadar beklenen iklim değişikliği nedeniyle su kullanım potansiyelinin 1000 metreküpün altına düşmesi sonucu su fakiri olabiliriz. Gerekli tedbirler şimdiden alınmazsa 2030 yılından sonra bitkisel ve hayvansal üretimin sürdürülebilirliği konusunda sıkıntılar yaşayabiliriz."

TARIM ARAZİLERİNİN YÜZDE 50’SİNE SU VERİLECEK

Başta İç Anadolu olmak üzere, Ege ve Çukurova ile birlikte ülkemizin birçok bölgesinde sulama suyu sorunu bulunduğunun altını çizen Bayraktar, şu uyarı ve önerileri yaptı:

"Sulama Birlikleri, barajların yeterince dolu olmaması nedeniyle sulama rotasyon programlarında değişikliklere giderek önlem almaya çalışıyor. Bunun en son örneğini Aydın ve Denizli’de Valilik kararlarında ve Sulama Birliklerinin çiftçilerimize yapmış olduğu bildirilerde görüyoruz. Alınan kararla tarım arazilerinin yüzde 50’sine su verilecek. Ancak alınan bu kararlar ekim-dikimden önce çiftçilerimize duyurulmalı ve alınan karara göre çiftçilerimiz planlama yapmalıydı.

"Üretim planlamasına göre Çiftçi Kayıt Sisteminde mısır, pamuk gibi su tüketimi fazla olan ürün ekeceğini bildiren çiftçilerimiz hazırlıklarını buna göre yaptı. Su verilmemesi halinde çiftçilerimiz bu durumdan ciddi zarar görecektir. Özellikle pamukta son birkaç yıldır umduğu fiyatı bulamayan çiftçilerimizin zararı daha çok olacaktır. Bu durumda zarar gören çiftçilerimizin banka borçları ertelenmeli ve zararın telafisi için ilave destek verilmedir.”

'SU KULLANIM HİZMET BEDELİ DESTEKLENMELİ'

“Tarımsal sulamada su kısıtlamaları çiftçilerimizin gelirini azaltıyor. Bu durum, tarımsal üretimde destekler artırılarak telafi edilebilir. İklim değişikliğine bağlı olarak sıcaklıkların artması bitkide su ihtiyacını artırıyor. Hem su ihtiyacının artması hem sulama ücretlerindeki yüzde 100’lere varan oranlarda ki artış hem de elektrik ve mazot fiyatlarında ki artış tarımsal üretimde sulu tarımı cazip olmaktan çıkarıyor.

"Tarımsal üretimde sürdürülebilirliği sağlamak için elinden gelenin fazlasını yapan çiftçilerimiz, girdi maliyetlerinin yüksekliği karşısında düşük bir kar oranıyla geçimini sağlıyor.

2023 yılında olduğu gibi bu yılda tarımsal sulama amaçlı su kullanım hizmet bedeli yüzde 50 indirimle desteklenmeli ve çiftçilerimizin maliyet kalemi düşürülmelidir.”

'TEŞVİK VE KREDİLER ACİLEN ARTIRILMALI'

“Dünya nüfusu her yıl Türkiye nüfusu kadar yani ortalama yüzde 1,1 oranında artıyor. Dolayısıyla tarımsal üretim de artmak zorundadır. Bu artış tarımda sürdürülebilirliği sağlamak açısından en az kaynak ve girdi tüketimiyle, düşük maliyetlerle, doğaya en az zararla gerçekleştirilmelidir. Bunun için alışıla gelmiş üretim tekniklerinden uzaklaşarak modern üretim teknolojilerine geçilmesi ve bunlara uygun araçların kullanılması gerekiyor.

"Bitkide verim kaybına ve toprakta tuzlanmaya neden olan vahşi sulama yöntemlerini bırakmalıyız. Bu tür sulamalar hem sulama maliyetini artırıyor hem de yarar getirmiyor. Ancak artan maliyetler karşısında çiftçilerimizin ekonomik zorluk çekmesi modern sulama sistemlerine geçişini de zorluyor.

"Çiftçilerimize su tasarrufu sağlayan modern sulama sitemlerine geçilmesini artırmak amacıyla teşvik ve krediler acilen artırılmalıdır. Çiftçilerimizin modern sulama yöntemlerini etkin kullanmasını sağlamak için tüm imkânlarımızı zorlamalıyız. Stratejik meta haline gelen suda, özellikle de tarımsal sulamada tasarrufa gidilmeli.

"Konya Ovası Projesi, Güneydoğu Anadolu Projesi, Doğu Karadeniz Projesi ve Doğu Anadolu Projesi gibi projeler bir an önce tamamlanmalı. Ayrıca eski ve atıl vaziyette olan kanal ve kanaletlerin yenilenerek sulama randımanı ve oranı artırılmalı.”

Tarım
Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız