Dünyanın 8 Mart’ı Diyarbakır’da!
Bu yıl 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Diyarbakır’da da kutlandı. Bugünün taşıdığı emekten, sevgiden yana ne kadar saygın değer, dilek varsa, hepsi de sözleşip Diyarbakır’da buluşmuştu.
KADINA ŞİDDET, TÜRKİYE’YE ŞİDDETTİR
Biz de BİNDALLI temsilcileri olarak oradaydık. Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Prof.Dr. Tülin Oygür öncülüğünde dünyanın en haklı, en güçlü kadınlarıyla kucaklaşma fırsatı bulduk.
Diyarbakır’da o küçük alanda toplanan kocaman yürekler, dünyaya kadının ve ülkenin topyekûn talebini haykırdılar: “Kahrolsun şiddet, kahrolsun terör, yaşasın vatan, yaşasın birlik!” O meydan kadına şiddetin, Türkiye’ye şiddet olduğunu açıkça gösteriyordu.
BAŞI DİK KADIN, BAŞI DİK TÜRKİYE
Diyarbakır’da bir kez daha anladık ki kadına şiddet, Türkiye’ye dayatılan şiddettir ve kabul edilemez. Analara uygulanan terör, Türk milletine uygulanan terördür ve kabul edilemez.
Kadının özgürlüğü Atatürk devriminin tamamlanmasından geçiyor. Devrimin öncüleri de kadınlardır. Diyarbakır’da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde bunu bir daha gördük: Başı dik kadın, başı dik Türkiye demektir.
BAŞI DİK KADIN, BAŞI DİK ASYA
Ne kadınlar ama! Ciğerleri hûn, gözleri şahin, elleri şimşek gibi çakıyor ihanet yuvalarına doğru: Çocuk avcısı HDP Kapatılacak! Dünyanın vicdanı burada hesap veriyor. Suriye’nin, Irak’ın, İran’ın, Türkiye’nin, Azerbaycan’ın, Rusya’nın ortak çıkarlarının düşmanı ABD’nin maşası PKK terörüne karşı, ayağa kalkanlar meydandadır. Bir bakıma Diyarbakır’da Asya da ayaktadır. Çünkü Türkiye’de birlik Asya’da birliktir.
Türkiye Kadın Hareketi Tarihi’ndeki en birleştirici kadın eylemi,o beyaz çadırda sürüyor. Onlar, evlatları teröre kurban edilen coğrafyamızın kadınlarıdır. Yürekleri yanardağlar gibi patladı patlayacak. Gözleri anlatıyor dillerinden önce, onların bakışları yapışıyor yakasına insanlığın.
BAŞI DİK KADIN, BAŞI DİK DÜNYA
“İnsan, insan olduğu için yaşamak ister” diyorlar. Evlatlarının yaşama hakkını istiyorlar. Yaşamak! Çocuk yaşta kandırılıp, uyuşturulup kaçırılan çocuklardan söz ediyorlar. “Gençliğinin tadına vararak, severek, öğrenerek yaşamalı çocuklarımız” diyor anneler.
Gözlerinin önünden, ellerinin arasından kaçırılmış çocukları. Gözler görmüş, kulaklar duymuş, kollar düşmüş, yürekler yanmıştır. Dağlara, gecelere seslenmenin sonu yok, artık bitmelidir. Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Diyarbakır’da en kutsal kadın emeğinin şahlanışını gördük.
BAŞI DİK KADIN, BAŞI DİK İNSANLIK
Anneler, insanlığın en önemli hakkını talep ediyor, evlatlarını terör canavarından kurtarmak istiyorlar. Söke söke de alıyorlar.
Başı dik insanlığın yolu, Diyarbakır’da kadınların dik durduğu o alandan geçmektedir. Diyarbakır’dan yükselen kadınların sesi, anaların eylemi insanlığı kucaklamaktadır: Türkiye Diyarbakır’da, Asya Diyarbakır’da, dünya Diyarbakır’da, kalbimiz Diyarbakır’dadır.
Diyarbakır Anaları gerçeğin, doğrunun, haklının, güzelin pusulasıdır.
Vay haline, pusulasını şaşıranlara!
