Düşünce emperyalizmi
John Tomlinson, 'kültürel emperyalizm' adlı kitabında bu terimin 1960'larda ortaya çıktığını kaydetti. İki dünya savaşından sağ kurtulan insanoğlunun önünde silahsız saldırı taktiklerinin hazırlandığı savaş var artık. Burada ilk hedef kuşkusuz milliyettir.
Gasp kavramı modern çağımızda özünü değiştirerek yeni bir kılığa bürünmüştür.
Artık sadece toprak işgal etmek, ülkelerin egemen topraklarını işgal etmek anlamına gelmiyor. Artık çağın en ciddi sorunu "beyin işgali"dir.
Bu olumsuz eğilimlere karşı sürekli tetikte olmalıyız. Direniş gücümüz milli düşüncemizin korunmasına dayanmalıdır.
John Tomlinson en sevdiğim düşünürlerden biridir. 21. yüzyılın bilim ve bilişim devrimi öncesi döneminde ideolojilere yönelik saldırıyı kültürlerin işgali olarak değerlendirdi.
İLK HEDEF MİLLİYET
John Tomlinson, "Kültürel Emperyalizm" adlı kitabında bu terimin 1960'larda ortaya çıktığını kaydetti. İki dünya savaşından sağ kurtulan insanoğlunun önünde silahsız saldırı taktiklerinin hazırlandığı savaş var artık. Burada ilk hedef kuşkusuz milliyettir. Bugün bile küresel emperyalizmin yok etmeye çalıştığı ilk nokta ulusal kimliktir.
Değerli Azerbaycan Milletvekili Hikmet Babaoğlu'nun demokrasinin ve diğer değerlerin ideoloji olarak sunulmasını kabul edilemez bulduğunu çok iyi hatırlıyorum. Şu anda bile LGBT hakları, feminizm ve diğer isimler altında “devrimci” etki lobileri oluşturmaya çalışan Soros ve benzeri emperyalist gasp çevreleri, gençleri hedef kitle olarak tanımlıyor.
Demokrasi hiçbir zaman ulusal bir ideoloji olamaz. Demokrasi ulusal bir hedef olabilir, ulusal bir değer olabilir.
Özgürlük bir ideoloji değil, bir amaç olabilir. Dolayısıyla emperyalist merkezler, gelişmekte olan devletlere bu değerleri ideoloji olarak sunarak, bir şekilde bu devletleri ideolojiden arındırmışlardır.
Amaç belli: İdeolojisiz bir devletin olamayacağını da biliyorlar. Modern emperyalizmin temel amaçlarından biri, yayılma hedefi olarak gördüğü ülkeleri lidersizleştirmek, ideolojisizleştirmek ve son olarak da devletsizleştirmektir.
Soros'a bağlı fonlar, sıradan küçük bir toplumsal yanlış anlaşılmayı, o anda boyunduruk altına almak istediği ülkelere karşı bir "silah"a dönüştürüyor.
Çiğnenip belirli neo-emperyalist amaçlara araç olarak kullanılan cinsel azınlıklar konusunda "raporlar" hazırlanmakta, bu faktör abartılarak Macaristan'a, Türkiye'ye, Azerbaycan'a ve diğer ülkelere yönelik iftiralar yayılmaktadır.
Dolayısıyla neoliberal ekonomi aynı zamanda ideolojik gaspın da bir numaralı hedefidir.
Daha fazla ekonomik gasp için daha fazla anti-ulusal bireye ihtiyaç var.
Milli düşünce, bütünlük ve ulus-devlet birliği, Türk dünyasına yönelik hain planları yerle bir eder.