Yandex
16 Ocak 2025 Perşembe
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Düşünce poligonunun nişancısı: Özdemir Asaf

Yalnızlık paylaşılmaz / Paylaşılsa yalnızlık olmaz dizeleriyle yalnızlık üzerine düşündüğünü sezdiren şair; 'Bir ülkenin edebiyatı entelektüel ögeler taşımıyorsa, o ülkenin yüksek edebiyatı yok demektir' diyerek edebiyat üzerine düşünüşünün de altını çizmiştir.

Düşünce poligonunun nişancısı: Özdemir Asaf
A+ A-
MÜNEVVER OĞAN - YAZAR

Özdemir Asaf, Hamidiye Hanım ve Şûray-ı Devlet üyelerinden Mehmet Asaf Beyin oğludur. 11 Haziran 1923’te İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Asıl adı; Halit Özdemir Arun’dur.

İlk ve ortaöğrenimini Galatasaray Lisesi’nde yapmıştır. İ.Ü. Hukuk ve İktisat fakülteleri ile Gazetecilik Enstitüsüne de devam etmiş ancak öğrenimini tamamlamamıştır.

Dönemin pek çok sanatçısı gibi Özdemir Asaf da Servet-i Fünun, Büyük Doğu, Varlık, Kaynak gibi dergilerde yayımlanan ilk şiirlerle dergi ocağında yetişmiş ve yeni edebiyat akımının genç şairlerinden biri olarak edebiyat dünyasına girmiştir.

1950’li yıllarda düşünceyle uğraşan bir şair kimliği iyice belirginleşmiştir. Yaşıtları değişik denemelerde kendi seslerini ararken o, gücünü dünya ve insanlar karşısındaki tavrından alır; şiirin ancak bunlarla oluşacağını savunur. Daha sonraki yıllarda bu görüşünün biçim ve içerik olarak biraz değiştiği görülür.

Bir süre sigorta prodüktörlüğü yapmıştır. Zaman ve Tanin gazetelerinde çevirmen olarak çalışmıştır. 1951’de Sanat Basımevi’ni kurarak matbaacılığa başlamıştır. Kendi şiir kitaplarını basmıştır. 1955’te Yuvarlak Masa Yayınları’nı kurmuştur.

İlk eşi Sabahat Selma Tezakın’dır. Bu evliliğinden Seda Arun adlı bir kızı vardır. İkinci eşi, Türkiye’nin ilk kadın fotoğraf sanatçısı Yıldız Moran’dır. Yıldız Moran ile evliliğinden Gün, Olgun ve Etkin adında üç erkek çocuğu olmuştur. Çok sevdiği kadınlardan birisi de Mehvibe Bayat’tır (Edebiyat çevrelerindeki bilinen adıyla Lavinia).

Şiir ve sanatla dolu yaşamından son derece memnundur Özdemir Asaf; 1959 yılında Türk Edebiyatçılar Birliği temsilcisi olarak, Belçika Milletlerarası Şiir Bienali’ne katılır. 1966’da Makedonya Yazarlar Birliği’nin çağrılısı olarak, Yugoslavya’ya gider, şiir kongresine katılır. (Oğuzcan, 1971: 316)

Şairin çevirileri, şiir kitapları da yayımlanmaya devam etmektedir; 1970’te matbaasını ve Yuvarlak Masa Yayınları’nı kapatır.

Edebiyat ve şiir üzerine düşünmek, şiir yazmak süredursun, geçim derdi de sürmektedir. Sanatçı, 1971 yılında, Bebek’te ünlü "Şimdi-Biblio Bar"ı açar. Bar, o dönemde, sanat dolu sohbetlerin yaşandığı kendine özgü bir mekandır. Nitekim Ece Ayhan şair için; "Bebek’in en büyük şairiydi" (Süreya, 1996: 47) der.

Barın giriş kapısında :

Bana ıslak bir bez verin / Dünyanın tozunu alayım dizeleri yer alır.

Özdemir Asaf, "r"leri söyleyemez. Oktay Akbal, Doğan Hızlan gibi isimler, bu özelliği ile şairi kendilerine daha yakın bulurlar. Can Yücel de Özdemir Asaf’ın "Cenaze Dönüşü"ndeki mısralarında, şairin bu özelliğini ön plana çıkarır:

Anlaşıldı bu

R’lerin intikamı

Onlar yuttu Özdemir Asaf’ı (Yücel, 1991: 58)

Hilmi Yavuz da Özdemir Asaf’ın bir etkinlikte, seyirciye anlattığı şu anıyı aktarır:

"Edebiyat hocamız İsmail Habib Sevük’tü. Sınıfta heğkese şiiğ okutuğ, sığa bana gelince, atlayıp yanımdakine geçeğdi. Biğ-iki, bu hep böyle süğegidiyoğ. Biğ gün değste pağmak kaldığdım ve ‘Hocam’ dedim sınıfta heğkese şiiğ okutuyoğsunuz. Bana okutmuyoğsunuz. Niçin okutmuyoğsunuz?

İsmail Habib Hoca, bu soğuma şu cevabı veğdi: Oğlum Özdemiğ, sen şiiğ okumuyoğsun. Şiiğin canına okuyoğsun..."

Özdemir Asaf bu anekdotu anlatır anlatmaz, salon kahkahadan kırılmaktaydı ki Özdemir, kaşla göz arasında şunu ekledi: Şimdi ben buğada, kendi şiiğleğimin canına okuyacağım... (Yavuz, 2001: 47)

1979 yılında, çocukken geçirdiği akciğer rahatsızlığı nüks eder. 1980 yılında barını kapatır. 1980 yılı Aralık ayı başında Vakıf Gureba Hastanesi’ne yatar. Beyninde tümör olduğu saptanmıştır. Kendisini ziyarete gelen Müjdat Gezen’e "Beynimin içi gökyüzü gibi, her yanı sarmış meret" diyerek espri yapar. Son anlarında bile espri yeteneğini kaybetmeyen Özdemir Asaf, "Benim kafam herkesten farklı, içinde kanser var" diyerek yine farklılığını gösterir. Şair, 29 Ocak 1981’de Bebek’teki evinde yaşama veda eder... İsteği üzerine Aşiyan Mezarlığı’na defnedilir.

ŞİİR KİTAPLARI

Dünya Kaçtı Gözüme, Özdemir Asaf’ın ilk şiir kitabıdır. Kırk yedi şiir bulunan kitap, ilk kez 1955 yılında, şairin kendi kurduğu Yuvarlak Masa Yayınlarından çıkar. İkinci şiir kitabı olan Sen Sen Sen, 1956 yılında yayımlanır. Bu kitabında toplam yirmi dokuz şiir yer almıştır. Birinci bölümde on, ikinci bölümde ise dokuz şiir vardır. Her bölümün başında "Sen"lerden biri büyük yazılmıştır. "sen" ile sembolize edilen "sevgili"dir.

Özdemir Asaf’ın, üçüncü şiir kitabı olan Bir Kapı Önünde, Yuvarlak Masa Yayınları arasında 1957’de çıkar, kitapta otuz yedi şiir yer almıştır.

Dördüncü şiir kitabı olan Yumuşaklıklar Değil, ilk kez 1962 yılında yine kendi yayınevinden çıkar. Kitap, daha sonra Bir Kapı Önünde başlığı altında, şairin daha önceki dört kitabıyla birlikte, yeniden basılmıştır.

Özdemir Asaf’ın, sağlığında yayımlanan beşinci kitabı olan Nasılsın yine Yuvarlak Masa Yayınlarından çıkar. Nasılsın, iç kapağında da belirtildiği gibi şiir ve epigramların bir arada yer aldığı bir kitaptır.

Çiçekleri Yemeyin, Özdemir Asaf’ın sağlığında yayımladığı yedi şiir kitabının altıncısıdır. Kitabın ilk basımını 1975’te Bilgi Yayınevi yapar. Çiçekleri Yemeyin, içerdiği yüz kırk altı şiir ile şairin sağlığında yayımladığı kitapları içinde, şiir sayısı en fazla olanıdır.

Özdemir Asaf’ın, sağlığında yayımladığı son şiir kitabı olan Yalnızlık Paylaşılmaz, ilk kez 1978 yılında Cem Yayınları’nca basılır. Yalnızlık Paylaşılmaz’ın yeni baskıları ise Adam, Epsilon ve Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından basılmıştır. Bu kitapta toplam seksen bir şiir yer almıştır.

Özdemir Asaf’ın ölümünden sonra yayımlanan tek şiir kitabı Benden Sonra Mutluluk, ilk kez 1983 yılında, Adam Yayınları’nca basılmıştır.

SANATI

Özdemir Asaf, özgün bir şiir dünyası kurmuştur. Onun şiirini anlamak için iyi bir şiir okuru olmak; her dizeyi, dizelerine taşıdığı sözcüklerin çok anlamlılığının farkına varmak gerekir.

Dünya edebiyatını, felsefeyi, düşünce akımlarını yakından izleyen ve özümseyen şair, sanatında da bu kaynaklardan beslendiğini sezdirir. Geleneksel şiirimizi bilmek ve bunun devamında yeniyi aramak onun izlediği ‘uzun ince bir yol’dur. Aşk, doğa, yalnızlık, ayrılık, ölüm, zaman gibi temalarda kalem oynatan şair, şiiri için her zaman bir arayış içinde olmuştur. Yinelemeler, özdeyişlere başvurma, karşıtlıklardan yararlanma, oyun kurma Özdemir Asaf’ın şiir evreninin değişkenleri olarak görülebilir. Bazı şiirlerinde halk şiiri ve divan şiirinin bazı türlerinden; gazel, tuyuğ, semaî, koşma tarzlarından yararlandığı; Şeyh Galip’ten, Fuzuli’den ve Yunus Emre’den alıntılar yaptığı görülür.

Özdemir Asaf şiirinin en belirgin özelliği "kendisi" ve "ikinci kişi" arasındaki bağı sorgulamasıdır. Bu sorgulamada, kavramlaştırmayı, kavramlarla düşünmeyi hatta duymayı/duyumsatmayı öne çıkarır. Necatigil’in konuyla ilgili saptaması şöyledir:

"Özdemir Asaf’ın şairdeki ‘ikinci kişi’ problemini, ikinci kişi ile kendi arasındaki bağıntıları çeşitli yönlerden derinleştirdiği, yaşayışını dolduran davranışları soyutlaştırarak bir düşünce planına yükselttiği, bunu yaparken de, 1950 şiirinin ortak biçim anlayışından ayrı, özel bir dil kullandığı görülür; çelişmeli, oyunlu bir mantık düzeninde mısra sayısını çok kere en aza indirdiği de olur." (Necatigil: 1999, 295)

Memet Fuat ise şu belirlemeyi yapar:

"Özdemir Asaf 1950’lerde kişiliğini bulduğu, şiirinin özelliklerini belirginleştirdiği zaman, bütün akımların dışında bir şairdi. Düşünceleri, duyguları yoğunlaştırıp kısacık şiirler yazışıyla Uzak Doğu ülkelerinin bilge şairlerine benziyordu. Bu özelliğiyle Garip Akımının ilk günlerine de bağlanabilirdi, ama o akım içinde fazla bir yer tutmayan bu anlayış, Özdemir Asaf’ta düşünceye iyice ağırlık verilerek benimsenmiş, özenle işlenmiş, geliştirilmişti. Şiir düşüncelerin, duyguların yoğunlaştırılmasında aranıyordu. Uzun şiirlerde bile parçaların bu anlayışla ele alındığı açıktı." (Çiçek Senfonisi: 2019, arka kapak yazısı)

Özdemir Asaf şiirlerinde zengin bir söz dağarcığı, karşıt anlamlı sözcüklerin kullanılması, olumsuz anlamlı dizeler, alışılmamış bağdaştırmalar, yazım kuralları ile ilgili sapmalar, sözcük ve ses yinelemeleri, ikilemeler, taşlama ve ironi yaygın olarak görülür.

ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER

Özdemir Asaf, toplumsal sorunlar üzerine kafa yormuş bir sanatçıdır. Benden Sonra Mutluluk’ta, sık sık toplumun para hırsını ve çalma alışkanlığını ele alır:

Çalınıyor mu? Bal gibi çalınıyor

Kaymak bitti artık dibi çalınıyor

Pek kalmadı görünürlerde mal

Mallar tükendi sahibi çalınıyor.

Özdemir Asaf, yalnızlık teması üzerine çok düşünmüş bir sanatçıdır ve yalnızlığı soyutlayışına giden dizeler bir piramit gibi yükselir. "Onu kırmış olmalı yaşamında birisi" dizesiyle yalnızlığın nedenselliğini ortaya koyar ve son dizede bu kavram "yalnızlığın ustası" nitelemesine dönüşür:

Bir Adam

Yine herkesten farklıdır:

Korku dağlarının yürekçisi,

Ölüm denizlerinin kürekçisi;

Öyle suskun oturuyor şişesinin başında,

İçtiğinin hem hırsızı hem bekçisi

Onu kırmış olmalı yaşamında birisi.

Dinledikçe susması, düşündükçe susması.

Tek başına iki kişi olmuş kendisiyle gölgesi,

Heykelini yontuyor yalnızlığın ustası (Yalnızlık Paylaşılmaz)

Özdemir Asaf şiirinde aşk, "ben-sen" sarmalında süren bir tamamlanma edimidir. Aşk üzerine düşünen sanatçı, bu kavramı mitolojiye bağlamıştır. Sevdiği kadının adını açığa çıkarmadan yine bir soyutlama yaparak kurmuştur şiirini:

Lavinia

Sana gitme demeyeceğim.

Üşüyorsun ceketimi al.

Günün en güzel saatleri bunlar.

Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim.

Gene de sen bilirsin.

Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,

İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim,

Reklamdan sonra devam ediyor

Ama gitme, Lavinia.

Adını gizleyeceğim

Sen de bilme, Lavinia. (Çiçek Senfonisi, Toplu Şiirler)

Özdemir Asaf şiirlerini besleyen damarlardan biri de çocukluktur. Şiirlerinden örselenmiş, dışlanmış bir çocuk çıkagelir:

Birinci Şimdi

Çocuklukta büyüktüm, oyunlara girmedim.

O bahçelerde kaldı oynanmamış oyunlar.

Ben şimdi anlıyorum oyunda çocukları;

Ne zaman, nerde, baksam, beni de oynuyorlar. (Yalnızlık Paylaşılmaz)

Oyunlara alınmamış o çocuğun çıkış yolu, şiirlerinin de çıkış yolu olarak adlandırılabilecek düş gücüdür. Akranlarının kırdığı cevizin içinden yine ceviz çıkar, oysa çocuk Özdemir Asaf’ın kırdığı cevizin içinden deniz çıkar. O, ceviz kabuğunda çıkabilir çocukluğunun oyunsuz bahçelerinden. Sanatçı, yaşadığı "dışlanma" travmasını kaleme aldığı şiirlerle sağaltacaktır. Travma ve dışlanma üzerine düşünen sanatçı bir soyutlama ile bu acıyı sanata dönüştürmüştür.

O Akşam

Ceviz kırıyorlar, bakıyorum;

Kabuğunu kırıyorlar cevizin.

Ceviz çıkıyor.

Sonra oyunlarına dalıyor çocuklar.

Ben de bir ceviz alıyorum

Cevizlerin içinden.

Deniz çıkıyor benim cevizimden,

Açılıyorum.

Gidiyorum o ceviz kabuğunda,

Çocukluğumun oyunsuz bahçelerinden.

Bir akşam o çocuk oyunda

Alnıma yazılan o hüzün denizinden. (Yalnızlık Paylaşılmaz)

Kaynaklar

Asaf, Özdemir, Yalnızlık Paylaşılmaz, Adam Yayınları, İstanbul, 1992.

Yavuz, Hilmi, Ceviz Sandıktaki Anılar, Can Yayınları, İstanbul, 2001.

Yücel, Can, Rengâhenk, Papirus Yayınları, İstanbul, 1991.

Süreya, Cemal, Günler, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 1996.

Oğuzcan, Ümit Yaşar, Şairlerin Seçtikleri, İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 1971.

Necatigil, Behçet, Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü, Varlık Yayınları, İstanbul 1983.

Asaf, Özdemir, Çiçek Senfonisi (Toplu şiirleri), Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2019.

Özlü, Demir, "Köklü Bir Nihilizme Sürüklenebilirdim". Kitap-lık, (86), 60-66, İstanbul, 2005.

Son Dakika Haberleri