Efes Olympiakos'u sahadan sildi: Önce avans verdi, sonra farka gitti
Olympiakos karşısında ilk çeyreği 26-11 geride kapayan Anadolu Efes, ikinci çeyrekle birlikte oyunun iki bölümünde de alışılageldik kimliğini ortaya koydu. Ergin Ataman'ın öğrencileri, hücumda kıvılcımı çaktığı an savunmada da boyut atlıyor
SON 1.5 aylık dönemde çıkışa geçen Anadolu Efes, EuroLeague'de peş peşe galibiyetlerle ilk 8 sıra içerisindeki yerini pekiştirdi. Sezona istediği gibi başlayamasa da yavaş yavaş Kovid-19 salgını öncesindeki standartlarına yaklaşan Efes, Olympiakos'u 76-53 yenip 24'üncü maçındaki 14'üncü galibiyetini elde etti. Lacivert-beyazlı temsilcimiz, Avrupa basketbolunun dev organizasyonunda oynadığı son 7 maçta 6 kez kazanarak önemli bir seriye imza attı.
Önceki akşam Sinan Erdem Spor Salonu'nda oynanan Anadolu Efes-Olympiakos maçı sıra dışı bir öyküyü beraberinde getirdi. Başantrenör Ergin Ataman, son maçlarda olduğu gibi Micic-Beaubois-Simon-Moerman-Sertaç 5'i ile başladı. Ancak karşılaşmanın ilk çeyreği, ekran başındaki binlerce basketbolsevere "Nasıl yani?" dedirtti. Belki de galibiyeti cepte görmenin verdiği özgüven ve rahatlıktan olacak, Efesli oyuncular enerji ve motivasyon bakımından rakibine oranla hayli gerideydi. Öyle ki, Olympiakos'un kısa rotasyonunda rolü sınırlı oyuncularından Larentzakis 10 sayı üreterek ilk çeyreği domine etti. Domine ederken de 5 Efeslinin bakışları ona eşlik etti. Periyot, Olympiakos'un 26-11 üstünlüğü ile sona erdi.
İLK KIVILCIM GELDİĞİ AN...
Anadolu Efes'in maça ortak olmak için moda tabirle "reaksiyon vereceği" mutlaktı. Gelen bu reaksiyon ise sezonun geri kalanı için önemli ipuçları barındırıyordu.
Ergin Ataman, bençteki kozları Shane Larkin, James Anderson ve Bryant Dunston'ı oyuna sürdü. Larkin önce asistler sonra da dışarıdan bulduğu isabetlerle "buradayım" dediği an "Efes'in yüzüne kan geldi". Hücumda akan oyun, canlı birebir savunma, tertemiz çekilen ribauntlar, nefis geçiş hücumları... Efes, ikinci çeyreği tam 24 sayı farkla, 32-8 önde tamamladı. Hücum savunmayı, savunma hücumu ateşledi. Anadolu Efes basketbolunun diyalektiği budur, mu desek?
OLYMPIAKOS ŞAŞKINA DÖNDÜ
Efes'in ikinci çeyrekte oyuna koyduğu ağırlık, Olympiakos'u sudan çıkmış balığa çevirdi. Yunan ekibi, maç başında "meydanı boş bulduğu" dakikalardaki ritminden öyle bir uzaklaştı ki, ikinci periyotta 8, üçüncü periyotta 9, dördüncü ve son periyotta ise sadece 10 sayı atabildi.
Rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Olympiakos, Efes'in muazzam enerjisi altında ezildi. Pas kanallarını sürekli rahatsız eden canlı savunma, Olympiakos'a 22 top kaybı yaptırdı.
TEK SORUN ŞUT RİTMİ
Tecrübeli başantrenör Ergin Ataman idaresindeki Anadolu Efes, normal sezonu ilk 8 sıra içerisinde bitirip play-offlara yükselmek adına önemli bir adım attı. İyi başlamayan sezon, son 1.5 ayda gelen galibiyetlerle rayına oturdu. Larkin'in form tutması, Micic'in (dönem dönem oyunu kendi gölgesiyle mücadele edecek kadar zorlasa da) kusursuz saha görüşü ile çembere gidişleri, Sertaç'ın pota altı ve şut katkısı rahatlıkla gözlemlenebilecek kadar öne çıktı. Anadolu Efes, rayına oturttuğu sezonda hedefe son hızla ilerlemesi için şut ritmini de yakalamak zorunda. Ataman'ın sisteminde çok önemli bir yer tutan kısa devrilmeler ve sonrasındaki dış atışlar, bu sezon beklenen sonucu vermeyebiliyor. Uygulamada çoğunlukla sıkıntı yok ama top çemberden geçmediği zaman "dış şutlar" adeta aşılması gereken bir "takıntı" halini alıyor. Bayern Münih, Real Madrid ve Zenit maçlarını anımsayalım... Final Four için Beaubois, Moerman ve Singleton'ın daha yüzdeli atması; isabet oranı düşük kalırsa pota altı oyunlarının devreye sokulması ve bu "takıntı hali"nin önüne topu paylaşarak geçilmesi şart.
