Eğitim-İş Genel Başkanı annelerle HDP’yi bir tuttu!
Eğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, evlatlarını PKK’dan kurtarmak için HDP il binası önünde mücadele eden Diyarbakır annelerine destekle HDP’ye desteği aynı kefeye koydu. Yıldırım, öğretmenleri ihraç kararına ilişkin ‘Üyelerimizden biri Demirtaş’a destek açıklaması yapsa tavrımız aynı olur’ dedi
Diyarbakır annelerini ziyaret eden 6 öğretmen hakkında yargı kararına rağmen yeniden verilen ihraç kararını değerlendiren Eğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, evlat nöbetindeki annelere destek olmayı siyasi tavır olarak değerlendirdi. Yıldırım, sendikanın Merkez Disiplin Kurulu’nun tüzüğe aykırı olarak öğretmenlerin savunması alınmadan yeniden ihracının istenmesine yönelik ise “Buna ilişkin bir bilgimiz yok ancak kurullarımız bağımsız çalışır” demekle yetindi.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’na bağlı Eğitim-İş'in 21 Eylül 2019’da evlat nöbetindeki Diyarbakır annelerini ziyaret eden 7 öğretmen hakkında verdiği ihraç kararı yargıdan geri dönmüştü. Eğitim-İş Merkez Disiplin Kurulu (MDK) bu kez 6 öğretmen hakkında açtığı soruşturmada öğretmenlerin savunmalarını almadan ihraç kararı verdi. Yargı kararına rağmen üstelik tüzüğe aykırı şekilde alınarak sendikanın Genel Kurulu’na gönderilen kararı Eğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım’a sorduk.
Yıldırım, ihraçların gerekçesine ilişkin şu görüşleri savundu: “Genel Merkez'in kurumsal yetkisi olmadan herhangi bir üye ya da herhangi bir yerdeki temsilci arkadaşımızın, kendi ilinin dışında, başka bir ilde genel merkez temsiliyetinin adı kullanarak herhangi bir faaliyet yürütemez. Bu konu ne olursa olsun aynıdır. Herhangi bir partinin üyesi bile bugün genel merkezinin bir onayı olmadan açıklama yapabilir mi? Yapamaz. Yapsa ihraç edilir herhalde.”
KURALLAR UYGULANMIŞ
6 öğretmenin yaptığı işin iyi ya da kötü olduğunun dışında konuştuğunu savunan Yıldırım, şöyle devam etti: “Şöyle bir şey yok yani; yaptığın iş güzel olursa kurallar çiğnenebilir, kötü olursa kurallar uygulanır gibi bir şey söz konusu değil. Yani kural kuraldır. Gittikleri, yaptıkları işten bağımsız olarak disiplin işlemi uygulandı. Şöyle düşünün, bir tutmak istemiyorum ama, başka bir ildeki üyemiz çıkıp bizim yetkimiz olmadan HDP'nin (eski) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a destek mesajı açıklasa aynı şey onun için de uygulanır. Çünkü Genel Merkez’in onayı olmadan, başka bir üye sendikanın adını veya konfederasyonun adını kullanarak böyle bir şey yapamaz.”
‘KURULLAR BAĞIMSIZDIR’
Sendikanın MDK'sında hakkında ihraç kararı alınan 6 öğretmenin savunması alınmadan Sendika Genel Kuruluna gönderilmesini, kendilerinden bağımsız bir durum olarak değerlendiren Orhan Yıldırım, “O kısmı bizimle alakalı bir durum değildir” diyerek şu görüşleri ileri sürdü: “Kurullar bağımsızdır. Yani denetleme kurulu da, disiplin kurulu da bağımsız olarak çalışır. Yürütmüş oldukları iş ve işlemleri, normal sendikanın tüzük ve yönetmeliklerine uygun yapmak durumundadırlar. Yapmadıkları zaman da artık süreç o dahilde işler zaten. Bununla ilgili bir bilgimiz yok. Biz MYK olarak, bu şeyleri kurullara devrettikten sonra, kurulların çalışmasına müdahil olmayız.”
İHRACI İSTENEN ÖĞRETMENLERDEN AYLA SALMANLI: EĞİTİM-İŞ ANALARA SIRT ÇEVİRMİŞTİR
Ayla Salmanlı, ilk ihraç kararında Türk yargısının ileri sürülen gerekçenin doğru olmadığına karar verdiğini belirtti. Eğitim-İş Sendikası’nın tüzüğünde antiemperyalist bir örgüt olduğunun belirtildiğinin altını çizen Salmanlı, şunları söyledi: “İhraç kararı verirken tabii açıkça Diyarbakır analarına karşı olduklarını söylemediler. Buna açıktan karşı çıkamadıkları için ‘Siz sendikanın adını kullandınız’ kisvesine sığındılar. Biz savunmamızda sendikanın adını kullanmadığımızı Hepimizin Sendikası Grubu adına ziyareti gerçekleştirdiğimizi belirtmemize rağmen ihraç kararı verildi. Mahkeme kararıyla da bu böyle tespit edildi. Bu kararı istinafa taşıdılar; istinafta da analara desteğin sendikanın tüzüğüne aykırı bir eylem olmadığı, ifade özgürlüğü kapsamında olduğuna yönelik karar verildi. Eğitim-İş’in buna karşın ikinci kez hakkımızda ihraç kararı vermesi bir anlayışı, ideolojiyi sendikadan tasfiye amaçlıdır. Bunu kürsülerden de söylediler. 20 Ocak 2020 günü Hepimizin Sendikası Grubundan öğretmenlerin ziyaret ve ihraç kararlarına ilişkin basına verdikleri demeçleri Eğitim-İş’in yöneticilerini kararlamak olarak değerlendirdiler ve bu kez savunma hakkımız da elimizden alınarak ihraç kararı verildi.”
‘ANNELERE KARŞI ÇIKMAK DA SİYASİ VE İDEOLOJİKTİR’
Tüzük ve yönetmeliklere aykırı soruşturma yürütüldüğüne dair Orhan Yıldırım’ın bilgilendirildiğini belirten Salmanlı, şunları kaydetti: “Diyarbakır annelerini ziyaret milletin birliği, emperyalizme ve onun kara gücü HDP/PKK’ya karşı tutum almak siyasi ve ideolojik ise annelerin eylemine karşı çıkmak, HDP ve teröre sahip çıkmak da siyasi ve dieolojiktir. İşte bu anlayış mahkeme kararlarına Eğitim-İş tüzük, yönetmeliklerini, amaç ve ilkelerini pervasızca çiğniyor. Açıkça vatanseverleri tasfiye etmeye çalışıyorlar.
“Gerçekte Eğitim-İş Sendikası Diyarbakır analarına sırt çevirmiştir. Eğitim-İş’e çağrımız bu yanlıştan dönmeleri ve tüzüğümüzdeki cumhuriyeti koruma ve kollama ilkelerine dönmeleri olacaktır. Eğitim-İş yöneticilerini, tüzüğe uygun davranarak, anaları ziyarete gitmeye davet ediyoruz. Antiemperyalist duruş göstermeliler.”
CHP İLE İLİŞKİLERE ‘KURAL’ İŞLEMİYOR!
Yıldırım’ın, aileleri ziyareti, siyasi bir tutum olarak değerlendirse de bu görüşlerinin aksine Eğitim-İş ve Birleşik Kamu-İş’in CHP ile ilişkileri dikkat çekiyor. Konfederasyon Genel Başkanı Mehmet Balık ile 12 yöneticinin yerel seçimlerde CHP’den aday adayı oldukları ortaya çıkmıştı. Konfederasyon, ayrıca terör örgütü PKK’nın kurucularından Sakine Cansız’ı öven CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nu ziyaret etmiş, yerel seçim sürecinde yapılan ziyarette Mehmet Balık’ın başkanlık ettiği heyet, Ekrem İmamoğlu’na ‘tam destek’ mesajlarını iletmişti. Balık, son olarak, CHP’li Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde Muhtarlık Hizmetleri Şube Müdürlüğü görevine getirilmesiyle gündeme gelmişti. Öte yandan Birleşik Kamu-İş, bağlı sendikalarının bazı yöneticileriyle birlikte CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2017’de yaptığı “Adalet Yürüyüşü”ne de katılmıştı. Yürüyüşte, dönemin genel başkanı mevcut genel örgütlenme sekreteri Hasan Kütük, genel sekreter Mücahit Dede, genel mali sekreter Ali Taştan, dönemin Eğitim-İş genel başkanı mevcut genel başkan Mehmet Balık, Tüm Yerel-Sen Genel Başkanı Hakan Kıran vardı.