Eğitimci Hatice Yılmaz: Yazılı sınavı olumlu bulduk
Eğitimci Hatice Yılmaz, MEB’in son düzenlemelerini Aydınlık’a değerlendirdi: Yazılı sınav, Türkçe sınavlarının uygulanış biçimi olmaz şarttı zaten. Hem ortaokulda, hem lisede tüm sınavlar okuma, yazma, dinleme, konuşma sınavları şeklinde yapılacak. Bu son değişiklikleri ben çok olumlu buluyorum
Oğuzkaan Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğitim Koordinatörü Hatice Yılmaz, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) son düzenlemelerini yorumladı. Ortaöğretim yönetmeliği ve ölçme değerlendirme yönetmeliğini didik didik inceleyen Yılmaz, Türkçe ve Türk Dili Edebiyatı derslerinde yazılı sınav değişiminden büyük sevinç duyduğunu ifade etti. Özellikle liselerde öğrencileri okula devam etmeye mecbur bırakması beklenen ‘sınıfta kalma’ sistemi ile her bir öğrencinin yakından takip edilmesini hedefleyen ‘komisyon’ uygulaması da Yılmaz’a göre doğru uygulanırsa çok iyi sonuç verecek. Sözü, Eğitimci Hatice Yılmaz’a bırakalım:
YAZILI SINAV YAPIP GEÇEMEZSİN!
-
MEB’in yeni düzenlemeleri arasında en çok ilgi çekenlerden biri yazılı sınav uygulaması. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet. Özellikle Türkçe ve Türk Dili Edebiyatı derslerinde yeni yazılı sınav sistemi güzel olmuş. İlkokulda dördüncü sınıfta dahil sınav uygulanmayacak. Orada da öğretmen bir, iki, üçüncü sınıfta olduğu gibi gözlem, ödevlendirme, performans gibi kriterleri kullanarak yani daha çok çocuğu gözlemleyerek değerlendirecekler. Yeni sistem doğrudan doğruya okuma becerilerine odaklanmış gözüküyor. Yani ilkokulda da çocuğun okuma, anlama, dinleme, konuşma ve yazma becerilerine odaklanmışlar. Bu da Türkçe açısından ve öğrencilerin kendilerini ifade edebilme, okuduklarını anlayabilme becerilerini ölçme açısından, benim çok hoşuma gitti. Ortaokul ve lisenin tamamında böyle bir sınav uygulaması yapılacak. Yani öğretmen yazılı sınav deyip de yapıp geçemeyecek. Öğretmen öğrencinin farklı becerilerine de odaklanmak, öğrenci de kendi diğer becerilerdeki durumunu görmek zorunda. Bu çok güzel bir değişiklik oldu. Öğretmen, sınıfta Türkçe öğretirken öğrencinin dört becerisine birden yoğunlaşacak. Örneğin öğretmen ortaokulda ya da lisede Türkçe sınavını yaparken sınıfta öğrencilere bir metin dinletir, metinle ilgili soru sorabilir. Dinleme önemli. Soruyu yazılı sorabilir. Gerektiğinde bir paragraf verecek, onunla ilgili bir cümle veya bir paragraflık bir yazma ödevi isteyecek. Çocuğun ifade becerisini ve imla kuralları bilgisini ölçmüş olacak. Yine diyelim ki bir okuma metni verecek, okuduğu metinle ilgili sorular soracak. Bu, Türkçe için olmazsa olmaz şarttı zaten. Hem ortaokulda, hem lisede tüm sınavlar bu şekilde yapılacak.
SINAV HAFTASININ HEDEFİ
-
Sınav Haftası diye ifade edilen değişiklik nasıl uygulanacak?
Yazılı sınavların tarihleri belirlendi şimdiden. Okullar sınavları -kasımın son, aralığın ilk haftası- hangisinde yapacaksa ilan edecek. Onun dışında okullarda diyelim ki üç tane yedinci sınıf var ise eğer matematik yazılısı yapılacaksa üç sınıfa da aynı sorularla sınav yapılacak. Eşzamanlı ortak sınav yapacaklar. Değerlendirme de ortak yapılacak.
-
Bu yola neden gidildi?
Bunun sebebi okuldaki öğrencilerin genel öğrenme becerisini ölçmek. Sınavın analizini yapacaklar. Öğrencinin eksiği nerede, onu belirleyecekler, ona göre telafi programı hazırlatacaklar okula. Olması gereken buydu. Bir şey daha yapacaklar: öğretmenler, hangi konulardan hangi kazanımlardan sınav yapacaklarını ve hangi kazanımdan kaç soru soracaklarını, önceden açıklayacaklar. Öğrencileri, çalışırken nelere dikkat etmesi etmeleri gerektiği konusunda böylece uyarmış olacaklar. Kitabın başından sonuna kadar mı sorumlu öğrenciler? İlk yazılıdan ikinci yazılıya kadarki bölümlerden mi ikinciden üçüncüye kadarki bölümlerden mi sorumlular? Çocuklar böylece hangi kazanımları tekrar etmeleri gerektiğini görmüş olacaklar. Bu da olması gereken bir şeydi. Bu son değişiklikleri ben çok olumlu buluyorum.
ON YANLIŞTAN ALTISININ NEDENİ YANLIŞ OKUMAKTIR!
-
Velilerle konuştuğumuzda, liselere, üniversitelere giriş, test oluyor, çocuklar test alışkanlığı kazanamayacaklar mı, diye bir endişeye kapıldıklarını gördük.
Öğrencilerin yaptığı her on yanlıştan altı tanesinin nedeni doğrudan doğruya yanlış okumadır. Çocuklar bunu dikkatsizlik olarak telakki ederler. Niye yapamadın? ‘Dikkatsizlik etmişim.’ Neye dikkat etmemişsin diye sorduğunuzda soruyu yanlış okuduğunu anlarsınız. Türkçe sınavlarının temel hedefi çocuğa doğru okumayı, okuduğunu anlamayı sağlamaktır. Ayrıca bir konuyu detaylı olarak bilmezseniz, anlamıyla konuya hakim değilseniz, yazılı da olsa tes de olsa çözme ihtimaliniz yoktur.
SINIFTA KALMA UYGULAMASI ÖĞRENCİNİN LEHİNE
-
Sınıfta kalma düzenlemesinin sonuçları ne olur?
Sınıfta kalma sistemi özellikle liselerde çocuğun okula devamını zorunlu kılar. Eski bir dershaneciyim. Yıllarca, 2014’e kadar dershane yönettim. Kanun çıktı öyle kapattım. Orada biz çocuğun, okuldan belli konuları hazmetmiş olarak gelmesini isterdik. Okulda öğrenir çocuk. Ek testlerle de öğrendiği bilgiyi pekiştirir. Kural budur. Çocuğun okula devam mecburiyetinin getirilmiş olması, öğrencilerin aleyhine değil lehinedir. Çünkü son iki üç yıldır görüyorduk: öğrenciler açık liseye geçip dershanelerin etrafındaki bütün kafelerin adreslerini öğreniyorlar. Çocuklar lise kültürü almadan okuldan mezun oluyorlar. Bunun önüne geçilmiş oldu. Ayrıca başarısızlık üç dersten fazlaysa sınıf tekrarına bırakıyor sizi. Bu da eğitime ciddiyet getirir. Önceden sınıfta kalmak takdir almaktan çok daha zordu. Şimdi sınıfta kalma gelince, öğrenci öğrenmeye odaklanmak zorunda kalacak. Merkezi değerlendirme için ölçme sınavları yapılabilir. Böylece öğrencilerin eksiği nerede, görülebilir.
- Çok teşekkür ederiz.
DEVLET DEZAVANTAJLILARIN ELİNDEN TUTMALI
“Dezavantajlı çocukların devam ettiği okullarda bu sorunlar biraz daha zor çözülür. O okullardaki okul yöneticilerine, rehber öğretmenleri örneğin, çalışmak zorunda olan çocuklar varsa eğer, ekonomik büyük yetersizliği olan çocuklar varsa eğer, bu çocukların elinden tutulması için il, ilçe hatta bakanlık düzeyinde destek sağlanabilmeli. Çocuğun eğitim alabilmesi için destek sağlanmalı.
“Bir örnek vereyim. Yıllar önce bir öğrenci bizim okulumuzu burslu olarak kazandı. Aradan zaman geçti, öğrenci üniversiteye hazırlanacak, kursa gelmiyor. Eşim çağırıyor ‘Oğlum sen neredesin?’ Diyor ki öğrenci, ‘Çalışmak zorundayım, babam yok, bir de kardeşim var. Okul dışı zamanlarda çalışarak aileme de bakıyorum.’ Evet. Onun üzerine eşim ‘Bugünden itibaren senin evinin masrafı da okulunun masrafı da bana ait. Hiçbir şey yapmayacaksın okula geleceksin’ diyor. O çocuk üniversiteyi dereceyle bitirdi. Londra'ya gitti, kraliçenin elinden diploma aldı. Bizim Merkez Bankası'nda da yöneticilik yaptı.
“Okulların görevi bu tür çocukların elinden tutmaktır. Bunları devlet desteğiyle okutmak çok çok önemli. Bu noktada gördüğüm bir şey daha var: okumak zorunda olan çocuklar hep daha başarılı olur.”
OKULLAR KOMİSYON KURACAK
-
Okullarda kurulacak komisyonların işlevi ne olacak?
Olumlu bir değişiklik, okula gelen bir sorumluluk. Okullar, başarıyı değerlendirme, yönlendirme komisyonu kurmak zorundalar. Bu komisyonda okul müdürü ya da müdür yardımcısı, zümre başkanları ve rehber öğretmen olacak. Ayrıca sınıf öğretmenleri de olacak. Komisyon, sınıftaki öğrencilerin durumlarını tek tek değerlendirecek. Sonra da velileri konu hakkında bilgilendirilecek. Veliyi de işin içine çeker bu sistem.
Eh, tabii bütün bunların hepsi doğru uygulanırsa olacak. Sene içerisinde çocuğun sınıfta kalmamasını sağlama görevi var okul yönetiminin. Takip edecekler öğrenciyi. Öğrenci öğretmenleri tarafından takip edileceği için öğrenciler de işin ciddiyetinin farkında olurlar. Hiç olmazsa okuyanın, eğitime devam edenin devam ettiğini biliriz.
Bugün lise eğitimine, yok diye bakıyordum ben. Dershane ya da kurs eğitimi vardı. Onlar eğitim hiç sayılmaz. 2014 yılına kadar yaptım, biliyorum. Çocuğun okul kültürü eksikse, dershanenin yapabileceği hiçbir şey yoktur.
SOSYAL SORUMLULUK VE SERTİFİKA
Yeni düzenlemeye göre öğrenciler on ikinci sınıfı bitirinceye kadar, dört yıllık sürede kırk saat sosyal sorumluluk görevi yerine getirmek zorunda ve bu okuldaki öğretmenin bilgisi dahilinde yapılmak zorunda. Bunun dışında öğrencilerin uzaktan eğitim sistemiyle de olsa sertifika programları alması öneriliyor. Birkaç yıl içerisinde üniversiteye girişlerde bu portfolyolar önemli hale gelecek.”
Orta Öğretim Genel Müdürlüğünün sayfasında sertifika programları var. İsteyen istediği alanda sertifika alabilir. Çeşitli meslek gruplarıyla da ilgili sertifikalar var. Alan bilgisine sahip olma amacı taşıyor. Öğrenci sosyal sorumlulukta diyelim ki çevreyi koruma ya da topraksız tarımı seçti, sertifika programında da tarımla ilgili bir ders alabilir. Böylece bilgisini genişletmiş olur o alanla ilgili. Körü körüne üniversiteye başlamamış olur çocuk.
-
Eksik gördüğünüz şeyler neler, tamamlayıcı adımlar ne olabilir?
Bütün bunları yaptıracak, yönetecek gerçek yöneticilere ihtiyaç var. Bunu sürekli vurgulamak zorundayız. İyi örnekleri de medyanın sürekli tanıtması lazım. Bu, çocuklarımızın geleceği için olmazsa olmaz gereklilikler.
ARA TATİL ÖNCESİNDE DE TOPLANSIN
Düzenlemeye göre Yönlendirme Kurulu birinci yarı yılın sonunda bir de ikinci yarı yılın sonunda toplanacak. Ara tatillerde, kasımda nisanda ve mayıs ayında, tatil öncelerinde de kontrol edilirse, çocuk daha kolay toparlanır, bu bir. İkincisi yöneticilere bu çerçevede yöneticilik eğitimi verilmesi gerekir. Yönergeleri eksik, tamamlanınca daha iyi anlayacağız. Yoksa biraz el yordamıyla çalışıyoruz. Hem sınav ölçme değerlendirme yönetme hem de ortaöğretim yönetmeliğini bütün detaylarıyla defalarca okudum, notlarımı aldım. Eleştirdiğim de var, doğru bulduğum da var, oraya girmek istemiyorum. Benim gözümde önemli gelişmelerdir bunlar. En önemlisi, gerçek yöneticilere ihtiyaç var, savsaklayan kişiler değil. Bu işi gönüllüler yapmalı okullarda. Mesela müdür, çok iyi bir müdür yardımcısı varsa ona devredebilir bunu. Tek işi bu işi yönetmek olmalı o müdür yardımcısının. Öğrencilerle birebir ilgilenirse, veli iletişimini güçlendirirse, öğrencilerin rehberlik birimiyle el ele verip sorunlarına çözüm üretmeye çalışırlarsa çok iyi olur.