18 Aralık 2024 Çarşamba
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Eğitimde huzur ve iş güvencesi için öğretmenlerden çağrı: Yeni disiplin yönetmeliği ve kadro ayrımına son

Eğitimciler, şiddetin eğitim politikaları içinde tüm unsurlarıyla ele alınması gerektiğini vurguladı. Bakanlığın duyurduğu yasal düzenleme adımlarını ‘olumlu ancak yetersiz’ olarak değerlendiren öğretmenler, ayrı bir yönetmelikte şiddet türlerinin de tanımlanmasını istedi

Eğitimde huzur ve iş güvencesi için öğretmenlerden çağrı: Yeni disiplin yönetmeliği ve kadro ayrımına son
A+ A-
EMEK SERVİSİ

Eğitim-İş içindeki Hepimizin Sendikası Grubu, eğitimde huzur, barış ve iş güvencesi için yeni disiplin yönetmeliği ve kadro ayrımına son verilmesini istedi. Hepimizin Sendikası Grubu, yaptığı yazılı açıklamada Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK)’nda yapılacak yasal düzenlemelerin tek başına yeterli olmayacağını vurguladı; Milli Eğitim Bakanlığını (MEB) sorunu geniş bir çerçevede eğitimin tüm bileşenleriyle beraber ele almaya davet etti.

Açıklamada, eğitimin camiasının, İstanbul’da öğrencisi tarafından katledilen okul müdürü İbrahim Oktugan’ın ardından cuma günü yurt çapında yaptığı iş bırakma eylemiyle “Eğitimde Şiddet Yasası” taleplerini güçlü bir şekilde dile getirdiği hatırlatıldı. Açıklamanın tamamında şu ifadeler yer aldı:

ŞİDDETİN TÜM BOYUTLARI DEĞERLENDİRİLMELİ

“Yüz binlerle alanları doldurduk. Haklı ve meşru eylemimizle iş yerlerinde emekçilerle, alanlarda halkımızla birleştik. Son otuz yılın en büyük eylemi ile sonuca yürüdük, Cumhurbaşkanı ve Millî Eğitim Bakanı açıklama yapmak zorunda kaldılar. Millî Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin, ÖMK'de düzenlemeye gidilerek eğitimciye yönelik şiddette cezaların yüzde 50 oranında artırılacağını duyurdu. Bu, hiç kuşkusuz olumludur, fakat yetersizdir. ÖMK'de şiddet yer almalı, fakat ayrı bir yönetmelikle şiddet ve şiddet türleri tanımlanmalıdır. Şiddetin fizikî, psikolojik, duygusal vb. çeşitli boyutları vardır. Bu temelde şiddet olgusu ele alınmalıdır.

ÖĞRETMENLİĞİN SAYGINLIĞINI ZEDELEYEN SÖYLEMLERE TEPKİ

“Bakanlığın ‘Sözleşmeli öğretmenlere de uygulanan şiddet kadrolu öğretmenler ile aynı değerlendirilecek.’ ifadesi kabul edilemez. Eğitimciye şiddet konusu ele alınırken bile öğretmenlerin istihdam tipine göre ayrıştırılması kabul edilemez. Bu tür uygulama ve söylemler, öğretmenliğin saygınlığını düşürmektedir. Öğretmenliğin saygınlığını zedeleyen uygulamalardan Bakanlık vazgeçmelidir.

CİMER ŞİKAYETLERİNE SINIRLAMA ÇAĞRISI

“Örneğin, vatandaşa bir hak olarak sunulan CİMER başvurusu eğitimcilerin ve diğer kamu görevlerinin görevlerini yaparken her türlü iftira ve karalamaya uğramalarına yol açmaktadır. Bu hakkın kullanımına yeni bir düzenleme ve sınırlama gerekmektedir. Asılsız başvurulara yaptırım gelmelidir. İftiralara karşı güvencesizlik, eğitim emekçilerini huzursuz etmektedir.

YÖNETMELİK ÖNERİSİ

“MEB, eğitimciden kaynaklanan ve eğitimciye yönelik olan şiddet olgusunu çeşitli boyutlarıyla Yönetmelikle ele almalıdır. Okul içindeki şiddet (ders dinlememe, akran zorbalığı, kadrolu, sözleşmeli, ücretli öğretmen ayrımı ve liyakatsiz idarecinin baskıları vb.) yasaya ek madde ile disiplin yönetmeliği düzenlenmeli, sözleşmeli ve ücretli öğretmen uygulaması derhal kaldırılmalıdır. Öğrenci Ödül ve Disiplin Yönetmeliği yeniden ele alınmalı, öğrenci sayısına bakılmaksızın her okulda rehberlik servisi kurulmalı, Rehberlik derslerine Rehber Öğretmenler girmelidir.

‘SİSTEM HAKSIZ YARIŞA SÜRÜKLÜYOR’

“Bunlar yasal çerçevede atılması gerekli adımlardır, fakat sorun sadece yasayla çözülemez. Yıllardır uygulanan neoliberal, postmodern politikalar toplumda yozlaşmaya yol açmıştır. İşsizlik, yoksulluk, avantacılık, adam kayırmacılık toplumda öfke ve şiddet olgusunu besleyen unsurlardır. MEB, değerler eğitiminden söz ediyor, ama toplum avantacılık, kayırmacılık vs. uygulamalarla yozlaştırıldı. Eğitim sistemimiz öğrencileri haksız bir yarışa sürüklüyor, öğrenciler kademeler arası geçişte eleyici sınavlara tabi tutuluyor.

‘EĞİTİM HAK OLARAK ELE ALINMALI’

“Şiddet olgusunu besleyen tüm unsurlar birlikte değerlendirilmelidir. Eğitim bir hak olarak ele alınmalı, öğrenciler ilgi ve yetenekleri doğrultusunda geliştirilmeli, öğrencilere sanatla, sporla uğraşabileceği olanaklar sunulmalıdır. MEB'i sorunu geniş bir çerçevede ele almaya, eğitim emekçilerinin haklı sesini duymaya, eğitimde şiddeti tüm boyutlarıyla ele alıp sendikalarla birlikte çözmeye çağırıyoruz.”

Öğretmen Eğitim-İş Şiddet Eğitim