Eğitimdeki sorunlar büyüyor: 1 milyon 400 bin eğitim dışı kalan çocuk var

Eğitim-İş, Millî Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada eğitimde yaşanan sorunlardan bahsedildi. Okul öncesi öğretmenler için toplanan imzalar ve rapor, Bakanlığa sunuldu. Eğitim-İş Sendikası’nca hazırlanan “1. dönem sonu raporu”na göre 1 milyon 400 bin öğrencinin örgün eğitim sistemi dışında kaldığı vurgulandı.

EĞİTİM DIŞI ÇOCUKLARA DENETİM YAPILIYOR MU?

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay şöyle konuştu: “Eğitim dışında kalan çocuk sayısı yüzde 38,4’e çıktı. 612 bin 814 çocuk okul dışında. Açık öğretime kayıtlı örgün eğitim çağında, 18 yaşın altında 327 bin 710 çocuğumuz var. Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM)’ne kayıtlı yaklaşık 500 binin üzerinde çocuk var. Bugün 1 buçuk milyonun üzerinde çocuk eğitim sisteminin dışında. Bu çocukların takibini, denetimini yapıyor musunuz? Tek bir suç duyurusunu gördünüz mü? Türk Ceza Kanunu’nda çocuğun eğitim hakkının ihlal edilmesi açıkça suç. Fakat herhangi bir işlem yapılmıyor.

‘OKULLARDA ÖĞÜN HAKKI NEDEN KALDIRILDI?’

“2012 yılından bu yana bütün stratejik planlarınızda ikili eğitimin biteceğini vadetmişken, bugün 4 milyona yakın öğrenci hala ikili eğitimde. Sabahın kör karanlığında ve akşamın kör karanlığında okula gidip, gelmek zorunda kalıyorlar. İkili eğitimde ders sürelerini 30 dakikaya düşürdünüz. Diğer okulda 40 burada 30 dakika. Bir yıl içinde hesap ettiğinizde 45 gün kayıp oluyor. Çocuklar okullarda açlığa ve susuzluğa mahkûm ediliyor. Okullar temizlenemez hale geldi. Öğretmenler yoksullukla uğraşıyor. “Okulları 5 yıldızlı otel ayarında inşa ettiğinizi söylüyorsunuz. O zaman neden pislik içinde? Kaloriferler bile doğru düzgün yanmıyor. Bir öğün bile sağlıklı yemekler verilmiyor. Okullarda bir öğün yemek hakkını neden kaldırdınız? Seçime giderken söz vermiştiniz. Her 5 çocuktan 1’i sağlıklı beslenemiyor.

‘ÇEDES İLE EĞİTİM TARİKATLARA TESLİM’

“Öğretmenler aldıkları diplomanın karşılığını, hakkını istiyor. Hakkını görmeyen, duymayan bakanlık; mülakat mağduru haline getirdiği öğretmenlerimizi barikatlarla çevreliyor. Bugün 2024-2025 eğitim öğretim yılının ilk döneminde yaşanan sorunları ele almak istiyoruz. Sorunların temelinde yaşanan politikalara dair bir değerlendirme yapmak istiyoruz. Sorunlar her geçen yıl katlanarak artmakta. “Mili Eğitim Bakanı Yusuf Tekin dindar eğitim uygulayıcısı olmuştur. Eğitimi cemaatlere, tarikatlara, piyasa dinamiklerine teslim eden politikalar artarak sürmüştür. ÇEDES ile eğitimi laik, bilimsel ve kamucu yapıdan koparmak için olağanüstü bir çaba harcadılar. Yusuf Tekin’e sesleniyoruz; bütçeden en büyük payı Milli Eğitime ayırdığınızı söylüyorsunuz. Aslan payı diye tarif ediyorsunuz. Eğitime en çok bütçe ayrılan ülkede hala ikili eğitim garabeti devam eder mi?

‘MÜLAKAT KALDIRILACAK SÖZÜ TUTULMADI’

“Mülakatlar kaldırılacak sözüne rağmen mülakatları devam ettiren de sizsiniz. Üstüne katmerli mülakat anlamına gelen öğretmen akademisini de icat ettiniz. Siz devletin öğretmenini seçmiyorsunuz. Kendinize uygun öğretmen yaratmak istiyorsunuz. Anayasada bulunan herkesin kamuda çalışma hakkını kılıfını bularak yok etmek istiyorsunuz. Her türlü torpile açık hale getiriyorsunuz. Öğretmen Akademisi’yle bir çırpıda eğitim fakültelerini işlevsiz hale getirip, orada okuyan gençleri umutsuz bırakıyorsunuz. Mezun olmuş öğretmenlerin diplomasını geçersiz kılıp, işsiz bırakıyorsunuz. “Binlerce öğretmen asgari ücretin altında, bir kölelik sisteminde, ücretli öğretmenliğe mahkûm edildi. Atanamadığı için birçok öğretmen marketlerde kasiyer olarak çalışıyor. İnşaatlarda çalışmak zorunda kalan öğretmenlerden hayatını kaybedenler oldu. 1 milyona yakın atama bekleyen öğretmen sorununu bu yanlış politikalarla yarattınız.”