Ekonomide kurtuluş savaşı küresel tefecileri telaşlandırdı

Batılı finans merkezlerinin önemli bir yayın organı olan Financial Times'ta (FT) 28 Kasım'da bir makale yayınlandı. Türk Lirası (TL)'nın değer kaybını inceleyen makalede, TL'nin düşüş nedeninin Erdoğan'ın aldığı kararlar olduğu belirtiliyor. “Türkiye'nin döviz krizi Erdoğan'ın eseri” başlıklı makalede, Türkiye'nin çok sıradışı bir döviz krizinden geçtiği belirtilirken, son iki haftada Türk Lirası'nın yaklaşık beşte bir oranında değer kaybetmesinin, önceki düşüşlere göre ekonomik temelli sorunlardan kaynaklanmadığı vurgulanıyor.

'İHRACAT ARTTI, EKONOMİ TOPARLANIYOR'

Hükûmetin son dönemde ihracat adımları ve Kovid-19'a rağmen ülkeye turist çekmesi, makalenin altını çizdiği noktalardan biri. Yazıda Türkiye'nin son dönemde ekonomik bir toparlanmaya girdiği itirafı da mevcut. Türkiye'nin uzun süreçte cari açık veren bir ülke olduğu belirtilen makalede, son dönemde ihracattaki büyük artış ve yabancı turistlerin sayısındaki toparlanma sayesinde eylül ayının ikinci yarısında fazla verildiği belirtiliyor.

'MERKEZ BANKASI' BASKISI

Yazıda dikkat çeken önemli konulardan birisi Merkez Bankası ve aldığı kararlar. Son birkaç senedir Merkez Bankası'nın "bağımsız" olmadığını söyleyen Batı, yazıda da görüldüğü gibi bu konudan rahatsız ve Merkez Bankası'nı "sözde bağımsız" olarak nitelendiriyor. Erdoğan'ın belirttiği doğrultuda faiz indirimi yapan Merkez Bankası'nı hedefe koyan yazı, şu uyarıyı yapıyor: Sorun ekonomide değil Erdoğan'ın kararlarında.

FT'nin okları Erdoğan'a çevirmesinin altında yatan neden ise Erdoğan'ın neoliberal politikalardan uzaklaşması ve üretim temelli bir ekonominin sinyalini vermesi. Erdoğan'ın İzmir'deki toplu açılış törenindeki açıklamaları bu durumu özetliyordu: "Bu faizler düşecek. Biz yüksek faize halkımızı da çiftçimizi de ezdirmeyeceğiz."

'SERBEST PİYASA GERİ ÇEKİLİYOR'

"Gelişmekte olan piyasa para birimlerinin bu yıl dolar karşısında genel olarak kötü performans gösterdiği doğrudur." ifadelerinin yer aldığı makalede, ABD Merkez Bankası'nın, Kovid-19 salgını yoluyla ekonomiyi ve finans sektörünü desteklemek için tasarlanan varlık alım programını yakında azaltmaya başlayacağına dair beklentilerin, doların değer kazanmasına yol açtığından bahsediliyor. Gelişmekte olan ülkelerde daha yüksek bir faiz oranı arayan serbest sermayenin "eve döndüğünü" belirten yazı, artık serbest sermayenin yüksek faiz bulamadığını da itiraf etmiş oluyor.

ROTANI DEĞİŞTİR TEHDİDİ

Makalede, Erdoğan'ın üzerinde sıkça durduğu "Ekonomik Kurtuluş Savaşı" tanımlamasından da bahsediliyor. “Bu kez Erdoğan, geçen haftanın başında Türkiye'nin bir 'Ekonomik Kurtuluş Savaşı' yürüttüğünü söyleyerek, düşük faiz oranlarına yönelik ideolojik taahhüdünü sürdürmeye kararlı görünüyor.” ifadelerinin yer aldığı makalede, eski dönemde Türkiye'nin IMF'den miras kalan bir borç kaynaklı büyüme olduğu itirafı yer alıyor. Türkiye ekonomisinin, geçmişte IMF programı ve ona bağlı olarak üretimin aksine inşaata yönelen yatırım sonucunda bir büyüme elde ettiği belirtilirken, şu durumda Erdoğan'ın bu programı terk edip, üretime yönelik program sinyalini vermesi bir rota değişikliği olarak belirtiliyor. Makalenin sonunda "Aniden rotasını değiştirmediği sürece, büyük potansiyele sahip bir ülke olan Türkiye'nin karşı karşıya olduğu tek soru, Cumhurbaşkanı'nın daha ne kadar kalacağı ve gitmeden önce ne kadar zarar verebileceğidir." ifadesi ile de "rotanı değiştir" tehdidi yapılıyor.