23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bartu Soral: Asıl sorun üretim gücünün kaybedilmesi

Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın açıkladığı enflasyon raporuyla ilgili Ekonomist Bartu Soral'dan bir değerlendirme geldi. Soral, neoliberal uygulamaları eleştirdi ve sorunun kaynağının üretim gücü eksikliğinde olduğunu belirtti.

Ekonomist Soral'dan enflasyon raporu değerlendirmesi

Kalkınma Ekonomisti Bartu Soral, bugün açıklanan enflasyon raporuyla ilgili kısa bir değerlendirme yaptı. Soral, Türkiye'deki ekonomik problemlerin sebebinin ülkenin üretim gücünün yitirmesi olduğunu ifade etti.

Sıcak para ekonomisini eleştiren Soral, "Yüksek faiz ile artan döviz girişi enflasyonu geriletirken, suni biçimde değerli kalan TL bütün üretim ve dış ticaret kompozisyonunu bozuyordu. İşte o gün bu politikayı alkışlayanlar bugün de “hepimiz Mehmet’iz, ona destek olmalıyız” diyerek neo-liberalizme şapka çıkartıyor." dedi.

Sorun şöyle; 2002-2013 arası dış ticaret açığı her yıl arttı. Türkiye, var olan sınırlı aramalı üretim gücünü de yitirdi. 2002’de 16 milyar dolar olan dış ticaret açığı 2013’de 100 milyar dolara ulaşmıştı. O dönem kaybedilen üretim gücünün yerine, otoyol, köprü, lüks bina koyduk. 2002’de 125 milyar dolar olan dış borç 2013 sonunda 400 milyar dolara erişti. Yüksek faiz ile artan döviz girişi enflasyonu geriletirken, suni biçimde değerli kalan TL bütün üretim ve dış ticaret kompozisyonunu bozuyordu. İşte o gün bu politikayı alkışlayanlar bugün de “hepimiz Mehmet’iz, ona destek olmalıyız” diyerek neo-liberalizme şapka çıkartıyor. Ancak; 1) o günkü şartlar bugün yok. 2) O model Türkiye’nin krizini çözmez sadece daha ağırlaştırır. Elinizde düşük enflasyon ama tükenmiş, bitmiş bir insan yığını ve ekonomi kalır.

Hafize Gaye Erkan Merkez Bankası Enflasyon bartu soral