27 Haziran 2024 Perşembe
İstanbul 27°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ekonomistler 2023'ü değerlendirdi: 'TL cinsi hiçbir finansal varlığın fiyatı doğru değil'

Ekonomistler seçim öncesi ve sonrası olmak üzere ekonomideki beklentilerini iki döneme ayırıyor. Seçim sonucu ne olursa olsun ekonomide geleneksel politikalara dönüş kısa vadede mümkün değil. Dönüş sürecinde ise sermaye kontrolleri tedbir setinin içinde yer almalı

Ekonomistler 2023'ü değerlendirdi: 'TL cinsi hiçbir finansal varlığın fiyatı doğru değil'
A+ A-
RECEP ERÇİN

TÜSİAD ve Koç Üniversitesi tarafından oluşturulan Ekonomik Araştırma Forumu (EAF) yıllık değerlendirme toplantısında Türkiye ve dünya ekonomisindeki gelişmeler ele alınarak beklentiler paylaşıldı. Artık geleneksel hale gelen ve bu yıl sekizincisi düzenlenen seminerin konuşmacıları Prof. Dr. Selva Demiralp, Dr. Cevdet Akçay, TÜSİAD Baş Ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, Prof. Dr. Ali Hakan Kara ve Gökhan Şen oldu. Etkinliğin açılış konuşmaları ise TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD Başkan Yardımcısı ve Ekonomi Finans Yuvarlak Masa Başkanı Murat Özyeğin tarafından yapıldı. Başkan Orhan Turan, bu yıl finansal koşullarda bir gevşeme olmasa da yılın ikinci yarısında dış talebin bir miktar artmasının ihracata olumlu yansımasının olacağını söyledi.

Ekonomistler 2023'ü değerlendirdi: 'TL cinsi hiçbir finansal varlığın fiyatı doğru değil' - Resim : 1
Orhan Turan

Seçim sonuçları ne olursa olsun seçim öncesi ve sonrası arasındaki ekonomi politikalarında da değişim olacağını öngören Turan, “Ancak enflasyonu düşürmede makro ihtiyati tedbirlerin para politikasının ikamesi olamayacağı noktasından hareketle para politikasını enflasyonla mücadele çerçevesinde formüle etmek, maliye politikasını enflasyonla mücadeleyi destekleyici mahiyette kurgulamak gerekiyor. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, refah ve istihdam yaratmakta zorlanan bir büyüme modeli, düşük teknolojili ürünlere sıkışmış, katma değeri düşük, ithalata bağımlılığı yüksek, bölgeler itibariyle dağılımı dengesiz bir üretim yapısı, kalite ve itibar sorunu yaşayan kurumsal yapılar ülkemizin uluslararası arenada rekabet gücünü destekleyici mahiyette değildir. Kısacası çok konuştuğumuz ama şimdiye kadar ertelediğimiz yapısal reformları bir an önce tamamlamamız gerekiyor.” mesajları verdi. Özyeğin ise konuşmasında küresel gelişmelere dikkat çekti.

'KÖTÜ NİYET YOK AMA ÇUVALLADILAR'

Ekonomist Dr. Cevdet Akçay, enflasyonun getirdiği tahribata değinerek, tercih edilen politikaların kötü niyetten kaynaklanmadığını söyledi. Ancak buna bir açıklama getiren Akçay, şunları anlattı: “Tasarruf sahiplerine sen üzüleceksin, dediler. Sen firma sahibisin sevineceksin, dediler. Bu oldu mu? Olmadı. Bankalara sesinizi çıkarmayın, marjının keyfine bak, finansmanı sağla dediler. Bu ne zamana kadar Türkiye kalkınana kadar. Ama oraya gelemedik. Ne oldu? Bankalar kredi kullandırmıyor. Özel bankalarda yıllıklandırılmış artış hızı tüketici kredilerinde yüzde 106, ticari kredilerde yüzde 5.5. Hata idrak ve kavramaya dahil. Jargon ve terminoloji kullanmak yeterli değil. Kötü niyet yok ama çuvallama var. Çünkü hanehalkı ve şirketler üzerinde tam hakimiyetin yok. Bazı değişkenler içseldir ve birçok değişkene bağlıdır. Kamu harcamaları dışsaldır. Finansal varlık fiyatlamaları çok anlamsız. Hiçbir TL cinsi finansal varlığın fiyatı doğru değil. Elleri kolları bağlı bankalarla ekonomiyi büyütemezsiniz. İktidar kalsa da değişse de zor. Kalırsa yanlış fiyatlar üzerinden sert bir düzeltme... Kısa sürede bunun içinden çıkılmaz. Bence kolay olmayacak.”

ENFLASYON SORUNUNU EHEMMİYETSİZLEŞTİRDİK

Yapılan hatanın teknikten kaynaklanmadığını bu topraklarla ilgili bir sorun olduğunu öne süren Akçay, “Yönetici katında bu devreye girince sıkıntı çıkıyor. Piyasa dediğiniz yer fiyatların var olduğu değil doğru fiyatların itibar gördüğü yerdir. Bunu idrak edersek toparlarsınız. Önemli olan fiyat mekanizma denen şeyin ne olduğunu anlamak. Bu da sadece iktisatla ilgili değil.” mesajı verdi. Geçen dönem itibarıyla kurun enflasyona etkisinin az olduğunu belirten Dr. Akçay, “Türkiye'de göreli fiyat kaosu var. Bu pahalı deseniz de anlamı kalmamış durumda. Anlamı yok. Enflasyonu düşürmek için piyasanın beklediğinden daha şahin olmak gerekiyor. Enflasyon oynaklığı da ortalaması da birbirlerini etkiliyorlar. Oynaklık da ortalamayı yukarı çektiği için aşağı gelmekte zorlanacak. Türkiye'nin enflasyon problemini ehemmiyetsizliştirdikçe iş daha içinden çıkılmaz hale geliyor. Bu rejim düzeyi enflasyonda yüzde 8'lere takılmıştı. Sonra para politikası uçup gittikten sonra rejim 15'lere oturdu. Yeni dönemde 'estimate' edemiyoruz. 30'larda filan olabilir. 100'lerde bir enflasyon var. Ama yıl sonu ne olduğu benim için önemli değil. Bunu nerede kıracağız? Bütün kötülüklerin anası enflasyon yüzünden büyüme de oynak hale geldi. Büyümeyi oluşturan unsurlar da bu durum var. Şu kadar ortalama büyüyor demenin bir anlamı kalmıyor çünkü ortalamanın anlamı kalmıyor.” ifadelerini kullandı.

GELENEKSELE DÖNÜNCE KARŞIMIZA NE ÇIKACAK?

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp de, yaptığı sunumda, enflasyonlu büyümenin tahribatının çok daha fazla olduğunu vurguladı. Enflasyonist ortamda faiz indirmenin büyümeye destek vermediğinin görüldüğünü kaydeden Demiralp, faizleri düşürürken uzun vadeli faizleri de düşürmenin Merkez Bankası adına başarı olabileceğini anlattı. Demiralp, “Seçim öncesi ve seçim sonrası diye farklı farklı değerlendirmek gerekecek. Seçim öncesi bir önceki dönem uygulanan politikaları göreceğiz. Yol kazalarındaki yaralar makroihtiyati tedbirlerle tutulmaya çalışılacak. Finansal baskılama devam edecek. Keşke düşük faizle ve fazla faiz artırmadan enflasyonu düşürebilsek ama biz enflasyon beklentilerini artırdık. Genel kanaat enflasyonla büyüme diye bir patikanın çok mümkün olmadığı yönünde. Ya mevcut politikalar devam edecek ve zoraki durum yüzünden faiz artırımı gelecek. Veya seçim sonucu muhalefet kazanırsa geleneksel politikaya dönülecek. Geleneksel politikaya dönünce karşımıza ne çıkacak?” diye sordu. Bu durumda yapılması gerekenleri aşama aşama anlatan Demiralp, 2001 sonrası nelerin yolunda gitmediğini anımsatarak, o gün geldiğinde er ya da geç elimizde bir reçete olması gerektiğini bu reçete içerisinde ise sermaye kontrollerinin de yer alabileceğini aktardı.

MÜDAHALELİ PİYASA EKONOMİSİ SÜRECEK

TÜSİAD Baş Ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç da, şunları söyledi: “2023 yılında finansal koşullar sıkı olmaya devam edecek. Enflasyonu 20'nin altına düşürmek zor olacak. Çiftli bir senaryo söz konusu. Var olan iktidar devam ederse müdahaleli politika devam eder. Geçen dönemde o kadar çok müdahaleli ekonomi gördük ki iktidar değişse ve iktisat politikaları değişse bile çok kolay bir geçiş beklemiyorum. Değişiklik olsa bile öyle bir fiyat dalgalanması yaşanması muhtemel ki iktidara gelen taraf için de bu zor. Ne zaman normalleşiriz de zor. Dünya lehimize değil. Türkiye kontrollü bir kur politikası götürüyor. Merkez Bankası sürekli döviz harcıyor. Şimdi yetmiyor. O yüzden regülasyon söz konusu. Sistemde risk biriktirmeye devam ettirdiğinizde tehlike artıyor. Kontrol edemedikce finansal sisteminiz yıpranıyor. Bu kadar müdahale olduğunda fiyatlama hareketleri bozuluyor. Giderek daha sağlıksız bir ekonomi oluyor. O yüzden sürdürülemez diyoruz. Bir adım daha ilerisinde gıda ve kira fiyatlamalarına müdahale etmek gerekiyor. 2023 normalleşme yılı değil Türkiye açısından. TÜSİAD olarak 3.5-4 civarı bir büyüme, yüzde 45-50 oranında enflasyon bekliyoruz. TL tarafında da farklılaşan senaryo beklemiyoruz.”

REFERANS ALINACAK YER KALMADI!

Yatırım danışmanı Gökhan Şen konuşmasında dünyada değişen dengelere dikkat çekerek, uygulanacak politikalar anlamında ne gelişen ne de gelişmiş ülkeler tarafında referans alınacak bir yer olmadığına değindi. Gelişmiş ülke merkez bankalarının “babaannelerinin terliklerini” bilen bilançolarına aldıklarını ifade eden Gökhan Şen, “Herkes tutturabildiğini yapıyor açıkçası. On yıl sonrasını böyle düşünmek lazım. Teknik ve taktik kalmayınca devreye siyaset giriyor. Vatandaşın onay verdiği politikalar geçerli oluyor. Türkiye'nin tercihler yapması gerekiyor ondan sonra iş faize geliyor ama burada da kararı toplum verecek. Bu faizi Merkez Bankası tek başına indirmedi. STK'lar destek oldular. Reel sektör her zaman onay verdi. Yakıcı sonucu çıkınca herkes kendine özel bir faiz, paket istedi.” diye konuştu.

YETMEDİĞİ YERDE EŞTEN DOSTTAN PARA BULDUK!

Merkez Bankası'nın eski baş ekonomisti Prof. Dr. Ali Hakan Kara, ABD'de tahvil piyasasının durgunluğu fiyatladığını ama bu durgunluğun derin olmayacağını öngördü. Türkiye'nin de dünya ekonomik büyümesinden ayrışamayacağını belirten Kara, 2023 için yüzde 3'lük bir büyüme tahmini yaptı. Emtia fiyatları tarafından cari dengeyi düşürücü bir etki geleceğini aktaran Kara, Türkiye'de iç talep ve dış talep arasında bir ayrışma olduğunu anlattı. Dış etki tarafından cari dengeyi düzeltici etki gelse de bunun büyümeyi de aşağı çekeceğini ifade eden Kara, “Özel bankalar ticari kredi vermek istemiyor, tüketici kredilerine yöneliyorlar. Böyle bir kredi bileşimi ithalatı da körüklüyor. Bu nedenle cari açıkta kısa vadede ben hızlı bir düşüş beklemiyorum ama bir düşüş olacak. Yılın ikinci yarısı enerji fiyatları etkisi gerekse büyümedeki yavaşlama ile ben 25-30 milyar dolara düşeceğini öngörüyorum. Bu kadar yüksek cari açıkla hem kuru tutup hem de rezervi artırdılar. Çok fazla finansman ihtiyacı da olmadı. Kalanı da eşten dosttan bulduk. Seçime kadar da böyle gider.” dedi.

Son Dakika Haberleri