Eksiklikleri rapor eden uzmanı sürmüşler
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022'de 43 işçinin hayatını kaybettiği, 9 işçinin yaralandığı faciaya ilişkin 7'si tutuklu 23 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Bartın Ağır Ceza Mahkemesince Bartın Adliyesi'ndeki duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları ile taraf avukatları katıldı. Tanıkların dinlenilmesine devam edilen duruşmada maden işçisi Murat Kahraman, gündüz vardiyasında çalıştığı gün olaydan sonra evinden gelip -350 kotuna inerek kurtarma çalışmalarına katıldığını söyledi. Mahkeme Başkanı'nın, "Üretim baskısı var mıydı?" şeklindeki sorusuna Kahraman, "İllaki oluyordu. Özellikle yardım kömürü için üretim baskısı vardı." yanıtını verdi.
‘ACİL DURUM EYLEM PLANINI DAHA ÖNCE GÖRMEDİM’
Maden mühendisi Mehmet Sait Gürses, iş güvenliği uzmanıyken eksiklikleri rapor ettiği için görev değişikliği yapılarak cezalandırıldığını ifade etti. Karadon Müessesesi'nde çalışırken eksiklikleri rapor ettiği için Amasra'ya görevlendirildiğini belirten Gürses, "2017'de Amasra'da bir ayakla ilgili göçük tehlikesi olduğunu yazdım, hafta sonu ayak göçtü. Çökme olan yerdeki eksiklikleri yazdım, mühendis olmadığını, gerekli tedbirlerin alınmadığını belirtim. Bu yüzden iş güvenliği uzmanlığı görevinden alınarak sözleşmeli sahalarda görevlendirildim." ifadelerini kullandı. Gürses “Acil durum eylem planını daha önce görmedim patlamadan sonra hazırlandığını düşünüyorum.” dedi.
MASKELERİNİ TAKAMAMIŞLAR
Nezaretçi Hasan Özkanca da patlama sırasında -250 kotunda çalıştığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Patlama anında kuvvetli basınç geldi, 5-6 saniye sonra da toz geldi. -350 kotuna indim. Durumun vahim olduğunu gördüm ve yukarıya bilgi vermek istedim ama telefon ve diyafonlar çalışmıyordu. Bir tane çalışan diyafon buldum. Yukarıya -350 kotunda patlama olduğunu söyledim. Açık yangın vardı. Arkadaşlarıma yardım etmeye çalıştım… Onlara ilk müdahaleyi yaptım. Ortamda metan yoktu, karbonmonoksit çok yüksekti. Sağ yola maskemi açarak girdim, solda çok duman vardı. - 350 kotunda 4-5 arkadaşımı gördüm, hepsinde nabız vardı ve müdahale etmeye çalıştım. Gücümün yettiği kadar temiz havaya çıkarmaya çalıştım. Uyuştuğumu hissedince ayrılmak zorunda kaldım. Maskeleri yanlarında duruyordu, takamamışlar… Zehirlendikleri anlaşılıyordu." Özkanca, pratik olarak iki yıldır maske eğitimi verilmediğini, kazadan sonra eğitimlerin sıklaştığını sözlerine ekledi.
4 KİŞİLİK İŞ 2 KİŞİNİN ÜSTÜNDE
Tanık Mustafa Kulak da 2009’dan beri üretim işçisi olarak çalıştığını beyan etti. Kulak, “Gündüz vardiyasından sonra eve gittim, ardından telefonla çağırdılar, -350'ye kurtarmaya indim. Bantlar üzerinde cenazeleri gördüm… Zonguldak'tan tahlisiye ekibi gelince çıktık. Üretim baskısı vardı. 4 kişinin yapacağı işi 2 kişiye yaptırmaya çalışırlardı.” dedi. Kulak, “-300'de olay günü çalışırdım. Aşırı bir sıcaklık vardı hatta vantüp takıldı. -320'de 4-5 günde bir sondaj olurdu. Adam eksik olduğu halde çalışmaya devam etmemiz istenirdi.” diye ekledi.
Tanık Serkan Kayalı da “Az işçiyle çok iş yapmak üzerine baskı vardı.” ifadelerini kullandı.
Tanık İlyas Poyraz da “Hiç üretimde çalışmadım ama hazırlıkta çalışırken 4 kişilik işi 3 kişi olsak da yapmaya zorlandığımızı biliyorum. Acil durum eylem planını hiç görmedim. Tahlisiyeci olarak görevliyim.” diye konuştu.