Elektrikte özelleştirmenin IMF'ci mimarları
Elektrikte yüksek faturaların ana nedeni olan dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi, 2008-13 döneminde yapıldı. Hükümetlerin IMF'ye sundukları Niyet Mektuplarına göre 1999'dan itibaren bu şirketlerin özelleştirilmesi sözü verilmiş. Mektuplardaki imzalar ise tanıdık.
Vatandaşı yüksek faturalarla karşı karşıya bırakan elektrik dağıtım ve tedarik hizmetlerinin özelleştirilmesi, Uluslararası Para Fonu (IMF)'ye verilen sözler karşılığında oldu. 2001 krizine doğru gidilen süreçte ve sonrasında IMF ve Dünya Bankası'ndan kredi alma karşılığında devlete ait kuruluş ve işletmelerin özelleştirilmesi taahhüdü verildi.
1970 yılında çıkarılan 1312 sayılı Türkiye Elektrik Kurumu Kanunu ile elektrik üretim, iletim, dağıtım ve satış (tedarik) işlemleri Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) çatısında toplandı. 1980'den itibaren devleti küçülten neoliberal modelin uygulanmaya başladığı Türkiye'de elektrik de bundan nasibini aldı. 1984 yılında elektrik üretiminde devlet tekeli kaldırıldı. Özel enerji santrallerinin yolu açıldı. 12 Ağustos 1993 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile TEK bölünerek, dağıtım ve tedarik işlemleri Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) bünyesine alındı.
‘ŞEFLER’ HAZIRLADI ELLERİNE VERDİ
2000'li yıllara kadar devlet tekeli olan TEDAŞ'ta kalan elektrik dağıtımı, IMF ve Dünya Bankası'nın istekleri doğrultusunda adım adım özelleştirildi. 3 Nisan 2004'te TEDAŞ'a bağlı 21 elektrik dağıtım şirketi özelleştirme kapsamına alındı. Özelleştirmenin izini, 1999'da IMF'ye sunulan Niyet Mektubu'na kadar götürmek mümkün. Niyet Mektupları, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından hazırlanıp Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Merkez Bankası Başkanı'nın imzalarıyla gönderildi. Görüntü böyle olsa da Mektupların o dönemlerde Carlo Cotarelli ve Uha Kahkonen gibi IMF Türkiye Masası Şeflerince hazırlanıp, Türkiye ekonomi yönetiminin eline verildiği biliniyor.
ECEVİT DÖNEMİ
9 Aralık 1999'da Bülent Ecevit'in başbakanlığında kurulan DSP-MHP-ANAP koalisyonunun Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Recep Önal ile Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel imzasıyla IMF Başkanı Michel Camdessus'a gönderilen mektupta, 2000 yılında özelleştirmeden 7,6 milyar dolar gelir beklendiği belirtilerek bu gelirin bir kısmının elektrik dağıtımı ve enerji santrallerinin işletme haklarının devrinden elde edileceği belirtiliyor. 22 Haziran 2000'de yine Recep Önal ve Gazi Erçel imzasıyla IMF Başkanı Horst Köhler'e gönderilen Niyet Mektubu'nda "2000 yılı sonrasında devlet yönetiminde kalacak olan termal (termik) enerji üretim santrallerini ve dağıtım şirketlerini özelleştirme niyetindeyiz ve 2000 yılında özelleştirilmesine başlanılan kuruluşların satışlarına devam edilmesini planlamaktayız." taahhüdüne yer verildi.
18 Aralık 2000'de aynı imzalarla gönderilen Niyet Mektubu'nda, "Elektrik sektöründe rekabete dayalı bir piyasa için uygun düzenleyici çerçevenin oluşturulması ve bu sektördeki devlet varlıklarının doğrudan satış yoluyla elden çıkarılması, ekonomik etkinliğin artmasını ve yabancı doğrudan yatırımları çekmeyi hedefleyen reform stratejimizin temel unsurlarıdır." ifadeleri yer aldı. Bu planın ayrıntılarına da değinen Mektup'ta, "Dünya Bankası Ekonomik Reform Kredisine uygun olarak bir elektrik piyasası kanunu Parlamento'ya sunulacaktır (ön koşul). Bu kanun, tarife politikası üzerinde tam yetkiye sahip bağımsız bir düzenleyici kurum oluşturmaktadır, devlete ait enerji üretim santralleri ve dağıtım şirketlerinin doğrudan satışına yönelik bir çerçeveyi belirlemektedir, devlete ait enerji üretim ve dağıtım şirketleri için işletme haklarının devrine ilişkin finansman işlemlerinin tamamlanması amacıyla son tarih olarak 31 Mart 2001'i belirlemektedir. Bu kanunun 2001 Ocak ayı sonuna kadar hayata geçirilmesi yapısal performans kriteridir." denildi. Mektup'ta ayrıca, elektrik üretim, dağıtım ve satışının birbirinden ayrılacağı da vurgulandı.
DERVİŞ-ÖZTRAK DEVREDE
13 Mart 2001'de Dünya Bankası'ndan "transfer" edilerek ekonomi yönetiminin başına getirilen Kemal Derviş hızla kendi ekibini kurdu. Derviş, 14 Mart'ta Merkez Bankası Başkanlığına Süreyya Serdengeçti'yi, 16 Mart'ta Niyet Mektupları'nı hazırlayan Hazine Müsteşarlığının başına Faik Öztrak'ı getirtti.
31 Temmuz 2001'de Bülent Ecevit hükümetinin Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olan Kemal Derviş ve Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti imzasıyla IMF Başkanı Horst Köhler'e gönderilen Mektup'ta, "İşletme Hakkı Devri için halihazırda imzalanmış ancak sonuçlandırılmamış bulunan sözleşmeler dışındaki elektrik üretim ve dağıtım varlıklarının özelleştirilmesi için hazırlıklar hemen başlatılacaktır." denildi. Mektup'ta, "Daha sonra 3 Mayıs 2001 tarihli Ekonomik Politikalar Bildirgesi’nde öngörüldüğü üzere kalan varlıkların satışına hız verilecektir. Yeni Elektrik Piyasası Kanunu’nun uygulanmasında Dünya Bankası’ndan yardım alınmaktadır." ifadelerine de yer verildi.
20 Kasım 2001'de yine Derviş ve Serdengeçti imzalarıyla gönderilen Mektup'ta "Enerji sektöründe düzenleyici kurul 2 Kasım 2001 tarihinde atanmıştır. Ayrıca, enerji santralleri ve dağıtım şebekelerinin satışına ilişkin hazırlıklar (Dünya Bankası’nın desteğiyle) sürmektedir." denildi.
18 Ocak 2002'de aynı isimlerin imzaladığı Mektup'ta, "2002 yılı Mart ayına kadar, Enerji Bakanlığı, hangi elektrik varlıklarının özelleştirileceğini Özelleştirme İdaresi’ne bildirecektir ve 2002 yılı Nisan ayına kadar dağıtım şirketleri için ön yeterlilik ihalesi yapılacaktır." sözü verildi.
3 Nisan 2002 tarihli yine Derviş ve Serdengeçti imzalı mektupta, "Belirlenen bu gerekli yeterlilik koşullarını haiz projelerin dışındaki tüm kamuya ait termik üretim ve elektrik dağıtım varlıkları, 2002 yılı Temmuz ayı sonuna kadar özelleştirme kapsamına alınacaktır." taahhüdüne yer verildi.
30 Temmuz 2002'de bu kez "Gözden Geçirmeye İlişkin Niyet Mektubu" gönderildi. İmzalar yine Bakan Kemal Derviş ve Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'ye aitti. Mektup'ta, "Elektrik sektöründe, planlandığı gibi, potansiyel olarak Hazine garantisi alabilecek projeler hariç, Temmuz ayı sonuna kadar kamuya ait tüm termal üretim ve elektrik dağıtım varlıkları özelleştirme kapsamına alınacaktır. Sözkonusu dağıtım varlıkları için ön-yeterlilik ihaleleri 2003 yılı Şubat ayına kadar düzenlenecektir." denildi.
BABACAN ÖZELLEŞTİRMEDE 'KARARLI'
5 Nisan 2003'te Niyet Mektubu bu kez Ak Parti hükümeti tarafından hazırlandı. Mektup, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan ve Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti tarafından imzalandı. Raporda, "Elektrik Sektöründe belli başlı varlıkların satışa hazırlanması ve özelleştirilmesi yönünde kararlılıkla hareket edilecektir." vurgusu yapıldı. Ayrıca, "Hazırlık çalışmalarını müteakiben dağıtım birimleri 2003 yılı Eylül ayı sonuna kadar Özelleştirme İdaresi portföyüne devredilecektir. Dağıtım birimlerine ilişkin ihaleler 2003 yılı Aralık ayında başlatılacaktır." sözü verildi.
25 Temmuz 2003 tarihli Mektup, yine Babacan ve Serdengeçti tarafından imzalandı. Mektup'ta, "Özelleştirme Yüksek Kurulu, elektrik sektöründe, 19 dağıtım birimi, 3 üretim santrali grubu (bir grupta birden fazla üretim santrali yer almaktadır) portföyü ve 55 hidroelektrik santralinin özelleştirme kapsamına alınmasını onaylamıştır." bilgisi verildi.
2 Nisan 2004'te, Babacan ve Serdengeçti imzasıyla IMF Başkanvekili Anne Krueger'e gönderilen Mektup'ta, "Enerji dağıtım şirketlerinin özelleştirmesine ilişkin ihalelerin 2005 yılı Mart ayına kadar başlamasını öngören elektrik piyasası reformu ve özelleştirme stratejisi kabul edilmiştir. Özelleştirme sürecinin hızlandırılmasını teminen Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nda değişiklik yapılacak olup, söz konusu değişiklikler danışmanların tutulmasında daha fazla esnekliğe ve başarı primi verilmesi ile aracı yüklenimi anlaşmaları (underwriting) yapılmasına imkan vermektedir." sözü verildi.
DURMUŞ YILMAZ DA KADRODA
7 Temmuz 2006'da Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan ve Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz imzasıyla IMF Başkanı Rodrigo de Rato'ya gönderilen Mektup'ta, "Özelleştirme programımız kapsamında gerçekleştirilen 8,2 milyar ABD Doları tutarında özelleştirme geliri ile 2005 yılı son derece başarılı bir yıl olmuştur. Türk Telekom, Tüpraş ve Erdemir özelleştirmeleri tamamlanmıştır. İleriye yönelik olarak, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı portföyü altındaki kalan diğer kamu sermayeli şirketlerin özelleştirilmesine devam edilmesi hedeflenmektedir. Bu bağlamda, yakın zamanda geçirilen kanuni düzenleme ile elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi kolaylaşmıştır. Söz konusu şirketlerin özelleştirmelerine bu yıl içinde başlanması beklenmektedir." denildi. 27 Kasım 2006 tarihli aynı ikilin imzaladığı Mektup'ta da TEDAŞ özelleştirmesine devam edileceği vurgulandı.
1 Mayıs 2007'de yine Babacan ve Yılmaz imalarıyla gönderilen Mektup'ta, "Elektrik sektöründe, bölgesel dağıtım şirketlerinin – ve ardından üretim şirketlerinin – özelleştirilmesine yönelik stratejimiz bu sorunlara en iyi ve en kalıcı çözümü sunmaktadır. Söz konusu sürecin, 2008 yılı içerisinde ilk üç dağıtım şirketinin özelleştirilmesi ile başlatılarak ilerletilmesi planlanmaktadır." denildi.
28 Nisan 2008'de Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz imzasıyla IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn'a gönderilen Mektup'ta, "Dağıtım ve üretim alanlarında özel sektör katılımının artırılması yönündeki stratejik hedef doğrultusunda hızlı adımlar atma kararlılığımız sürmektedir. Dört adet bölgesel elektrik dağıtım şirketinin özelleştirme ihale süreci kısa bir süre içerisinde başlatılacaktır (önkoşul).
Ayrıca, önümüzdeki dönemde üretim varlıklarının da özelleştirilmesi konusundaki kararlılığımız sürmektedir." ifadeleri kullanıldı.
BABACAN'DAN SERDENGEÇTİ AÇIKLAMASI: 'ERDOĞAN 'AT' DEDİ. 'OLMAZ' DEDİM'
Önceki akşam Halk TV yayınına katılan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Ak Parti'nin hükümete geldiği dönemde Başbakan Tayyip Erdoğan'la yaşadıkları tartışmayı anlattı. Önceki hükümet döneminde görev yapan Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'yi görevine devam ettirdiğini belirten Babacan, "Hükümet kurulur kurulmaz istifasını isteyebilirdik. Muhtemelen de istifa edebilirdi. 'Yanlış olur' dedik, Merkez Bankası'nın bağımsızlığına dokunmuş oluruz. Dokunmadık. Sayın Erdoğan'ın bana baskı yapmasına rağmen... 'At, bununla ne çalışıyorsun, at, ne gerek' diyordu. 'Olmaz' dedim" ifadelerini kullandı. Serdengeçti, Kemal Derviş'in Bakan olmasıyla birlikte Faik Öztark'la birlikte göreve başlamıştı.