08 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Pamuk'un Beyaz Kale romanı hakkında intihal iddiası: Gürül gürül bir esin(!) kaynağı olmuş

Mine G.Kırıkkanat'ın Elif Şafak'a karşı açtığı intihal davasını kazanmasının ardından edebiyat dünyasında intihal tartışması başladı. Orhan Pamuk'un Beyaz Kale romanıyla ilgili intihal iddiaları yeniden gündeme geldi.

Elif Şafak'ın ardından Pamuk'un Beyaz Kale romanı hakkındaki iddialar tartışılıyor: Gürül gürül bir esin(!) kaynağı olmuş

Türk edebiyatında neredeyse hiç konuşulmayan konulardan birisi olan Beyaz Kale romanındaki intihal konusu Mine Kırıkkanat’ın Elif Şafak’a karşı açtığı davayla gündeme geldi. Pek çok yazar ve yayıncı, Şafak’ın Bit Palas romanında yaptığı intihali tartışırken, bu tür vakaların geçmişte de yaşandığını ve üzerinin örtüldüğünü belirtti.

İNTİHAL DOSYASI GENİŞLİYOR: ORHAN PAMUK HAKKINDA İNTİHAL İDDİASI

İlk kez 1996 yılında Ahmet Yıldız’ın çıkardığı Edebiyat-Eleştiri dergisi Orhan Pamuk’un yaptığı intihale dikkat çekti. Yıldız, Türkçeye, eski İspanya Büyükelçisi Fuad Carım’ın çevirdiği Pedro’nun Zorunlu İstanbul Seyahati adlı eserle Orhan Pamuk’un Beyaz Kale adlı eserini kıyasladı ve cümlelerin neredeyse birebir aynı olduğunu belirtti.

Bu olayın ardından ise Beyaz Kale’nin bir sonraki baskısında Pamuk, yararlandığı kaynakları açıkladı. Ancak bu kaynaklar arasında Pedro’nun Zorunlu İstanbul Seyahati adlı roman yer almadı.

OĞUZ DEMİRALP'İN PAMUK HAKKINDAKİ TESPİTLERİ DİKKAT ÇEKTİ

Pamuk'un Beyaz Kale romanı hakkında intihal iddiası: Gürül gürül bir esin(!) kaynağı olmuş - Resim : 1

Orhan Pamuk üzerine çalışmalarıyla bilinen Oğuz Demiralp, Bir Orhan Pamuk Okurunun Notları adlı kitapta Pamuk’un pek çok eserden intihal yapmış olabileceğine dikkat çekti.

Beyaz Kale ve Pedro’nun Zorunlu İstanbul Seyahati adlı eserler arasındaki benzerliklere dikkat çeken Demiralp, “Bu kitabı okuyunca gördüm ki: Beyaz Kale için gürül gürül bir esin(!) kaynağı olmuş.” ifadelerini kullandı.

İşte Demiralp’in o ifadeleri:

Pamuk'un Beyaz Kale romanı hakkında intihal iddiası: Gürül gürül bir esin(!) kaynağı olmuş - Resim : 2

Oğuz Demiralp

'BEYAZ KALE GÜRÜL GÜRÜL BİR ESİN(!) KAYNAĞI OLMUŞ'

"Bu romanı ilk çıktığı sıralarda okumuştum. Öte yandan, yıllardır orada burada görürüm: Rahmetli Fuad Carım’ın bir çalışmasından Orhan Pamuk genişçe yararlanmış diye. Bu çerçevede anılan kitaptan bölümlerle Pamuk’un romanından bölümleri yan yana sergilerler. Sonunda Fuad Carım’ın çalışmasını da okudum: Kanuni Devrinde İstanbul / Dört Asır Yayınlanmadan Köşede Kalmış Çok Önemli Bir Eser diye yazıyor kitabın kapağında. 1964’te İstanbul’da basılmış. Daha sonra Pedro’nun Zorunlu İstanbul Seyahati başlığıyla da basılmış. 16. asırda yaşamış Pedro de Urdemalas isimli bir İspanyol’un İstanbul anılarını yazdığı bir kitap.

Bu kitabı okuyunca gördüm ki: Beyaz Kale için gürül gürül bir esin(!) kaynağı olmuş. Hadi, olabilir, diyelim, postmoderniz ya, metinlerarası ilişkiler diye bir şey var efendim! Hadi, biz eski kafalı olarak postmodernizmden anlamadığımız için bu itirazı da yiyelim!

Sorun, buradan değil, Orhan Pamuk’un Beyaz Kale’nin kaynakçasını anlatırken bu kitaptan açıkça söz etmemesinden kaynaklanıyor, bizim gördüğümüz kadarıyla. Anlamıyorum: Ne olurdu bu kitaptan yararlandığını anıştırmak yerine açıkça söyleseydi? Yakın tarihimizin önemli ve içerikli bir kişisi Fuad Carım’ın anısı önünde bu vesileyle saygıyla eğilseydi, ne olurdu? Bana göre, Fuad Carım kaynağını açıklasaydı hem yapıtı hem de iyi bir uygulayıcısı olarak bilindiği metinlerarası ilişki kuramı açısından daha olumlu olurdu."

İNTİHAL METİNLERARASILIK DİYE MEŞRULAŞTIRILABİLİR Mİ?

Kitapta intihal ile esinlenme arasındaki farklara da değinen Demiralp, metinlerarası kurama dayanarak intihalin meşrulaştırılmasına karşı olduğunu belirtir;:

Demiralp'in intihal yorumu ise şöyle:

“Ayrıca ama önemlice, yeniden vurgulayalım. ‘İyi ki metinlerarası ilişki kuramı var!’ diye, çalıntıların ve kaynak gösterilmediği için çalıntıya dönüşen özlü alıntıların meşrulaştırılmasını ben okur olarak kabul etmiyorum. Sevgili yazın uzmanlarımız ne derse desin!”

BEYAZ KALE ROMANINDAKİ O CÜMLELER ÇALINTI MI?

Pamuk'un Beyaz Kale romanı hakkında intihal iddiası: Gürül gürül bir esin(!) kaynağı olmuş - Resim : 3

Orhan Pamuk’un Beyaz Kale Romanıyla ilgili intihal iddiaları ise sağlam delillere dayanıyor. Öyle ki Pamuk’un romanıyla, Pedro’nun Zorunlu İstanbul Seyahati adlı romandaki cümleler neredeyse aynı.

Pamuk’un Beyaz Kale romanıyla ilgili açıkladığı kaynaklar arasında bu kitabın yer almaması ise ayrıca dikkat çekiyor.

İşte Orhan Pamuk’un Beyaz Kale romanıyla Pedro’nun Zorunlu İstanbul Seyahati adlı eserdeki o benzer cümleler:

Pamuk'un Beyaz Kale romanı hakkında intihal iddiası: Gürül gürül bir esin(!) kaynağı olmuş - Resim : 4

“..Cenova’dan Napoli’ye giderken, hareketimizi haber alarak Ponza Adaları’nda bekleyen Türk donanmasının hücumuna uğradık...” (Pedro s.11)

“Venedik’ten Napoli’ye gidiyorduk. Türk gemileri yolumuzu kesti...” (Pamuk s.11)

“...Ama ne olur ne olmaz, gene esir düşebiliriz korkusu ile, kü¬rekçileri sıkıştırmaktan vazgeçtiler. Malûm a, kürek çekenler ya Türk ya Mağribi. Gemi bir kere zaptedildi mi, bunlar artık serbest. O vakit, Türklere, bu bize şunu etti, şu bize işkence yaptı, derler...” (Pedro s.12)

“... Türk ve Mağripli olan kürekçilerimiz sevinç çığlıkları atıyordu; sinirlerimiz bozuldu... Esir düşerse cezalandırılmaktan korkan kaptanımız kürek kölelerini şiddetle kırbaçlatmak için bir türlü emir veremiyordu...” (Pamuk s.11)

“...İlk önce, öyle bir niyetimiz olmadı değil. Fakat bir borda ateşi yiyince teslim olduk...” (Pedro s.13)

“Şiddetli bir borda ateşine tutulmuştuk, hemen teslim olmazsak gemimiz batacaktı...” (Pamuk s.12.)

“...Birinin bileklerini, kulaklarını ve burnunu kesip omuzuna bir pafta yapıştırdılar; paftada şu yazılı idi: ‘Böyle eden böyle olur’. Öbürünü kazığa çaktılar...” (Pedro s.12)

“Kazığa oturtulan korkak kaptanımız yeni ölmüştü. Kırbaççıları, bur¬nunu, kulağını kesip ibret olsun diye bir sala koyup denize bırakmışlardı...” (Pamuk s.11.)

Orhan Pamuk Elif Şafak