Elmalılılar: GES’e değil üretime ihtiyacımız var

Antalya’nın Elmalı ilçesinin geçim kaynağı, tarım ve hayvancılık. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan kent, bugünlerde Güneş Enerji Santrali (GES) projelerinin kıskacında. Özel şirketlerin GES kurmak üzere parsellediği Elmalı topraklarında girişimler artıyor ve ilçenin tarihi, tarımsal ve doğal dokusu tehdit ediliyor.

Kentte, özel şirketin GES projesi için seçtiği son yer, Antik Kuzey Likya Yolu, Tümülüs alanı. Bayındır ve Karyağdı mahallelerinde bulunan araziler, çevre köylerden hayvan yetiştiricilerinin sürülerini otlatmak için kullandığı bir merayı da içine alıyor. Bölgede 85 bin hayvan yetiştiriliyor. Bölgede yaşayanlar, santrallerin hem zengin arkeolojik alanlara hem bölgenin yayla iklimine hem de yoğun olarak yapılan hayvancılığa zarar vereceği gerekçesiyle projelerin durdurulmasını istiyor.

Üretici Celil Ayaz, Elmalı halkının bölge ile ilgili kaygı ve beklentilerini “Herkes karşı, muhtarlarımız karşı. İmza topladık. Buraya GES yapılmaması gerekiyor.” sözleriyle özetledi.

ELMALI ÜRETİMLE KALKINIR

Ayaz, “Dünyanın en güzel yeri İskender Yolu’dur. Bu görmüş olduğunuz yol, Bayındır’ı kapsar, Fethiye’ye kadar gider. Ve bozulmamış olan tek yer de burasıdır. Bir mağaramız var. Turizme kazandırmamız gereken bu mağara şu anda buraya santral yapıldığı zaman içinde kalacak ve üstü örtülecek.” Yöre insanına göre, bu santrallerin kente hiçbir faydası yok, Elmalı ancak üretimle kalkınabilir. Ayaz, “Sadece 2 tane güvenlik görevlisi alınacak. Bize hiçbir faydası olmayacak. Çiftçinin para kazanması gerekiyor, malcının para kazanması gerekiyor.” diye konuştu.

KAR DÜŞMEZ!

Uzmanlar ise panellerin kurulu olduğu bölgede iklim şartlarında değişiklik, bitki örtüsünde bozulma meydana geleceğini belirtiyor. Ayaz, şöyle devam etti:

“Meralara, hazine arazilerine bu güneş santrali yapıldığı zaman, Elmalı’ya bir damla kar düşmez. Burayı turizme kazandırmamız gerekiyor. Bizim dünyaya tanıtmamız gereken bir yerimizi güneş santrallerine peşkeş çekmememiz gerekiyor. Bu ormanlarımızı, 500 yılda yetişen bu ağaçlarımızı korumamız gerekiyor.”