Çalışma Bakanı’nın masasındaki talepler
İşçiler, memurlar, gençler, emekliler çözüm bekleyen sorunları için seslerini yetkililere duyurmaya çalışıyor. İşte emekçilerin Çalışma Bakanı olarak görev alan Vedat Işıkhan'ın masasına koyduğu sorunlar...
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın görevi devralmasıyla çalışma hayatında çözülmeyi bekleyen sorunlar dile getirilmeye devam etti. Geçmiş dönemde emeklilikte yaşa takılanlar (EYT), sözleşmeli personele kadro, geçici işçiler gibi sorunlar giderilse de çalışma hayatının temel sorunları çözüm bekliyor. Sendikalar, meslek örgütleri ve demokratik kitle örgütlerinin çözüm talep ettiği yakıcı konular yeni Çalışma Bakanı Işıkhan'ın önünde duruyor.
GELİR VERGİSİNDE ADİL DÜZENLEME
Yıllardır gündemde olan asgari ücretin vergi dışı bırakılması konusu 2022 yılı başında çözüme kavuştu. Tüm ücretlilerin asgari ücret tutarı kadar gelirlerine, Gelir Vergisi ve Damga Vergisi istisnası uygulanmaya başlandı. Ancak ücretlilerden alınan gelir vergisinde adil bir düzenleme henüz hayata geçmedi. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranlarında işçiler lehine düzenleme tüm işçi konfederasyonlarının ortak talebi olarak gündemdeki yerini koruyor. TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay sorunu "Çalışanlardan alınan vergi ya sabitlenmeli ya da orta yol bulunmalı. Eskiden çalışanların maaşları kasım ayında yüzde 27’ye girerdi şimdi nisan ayında giriyor. İşçilerin maaşı nisan ayından itibaren düşüyor. Bu durumun düzeltilmesi şart." ifadeleriyle aktardı.
KAMUDA TAŞERON İŞÇİLİĞİ
Kamuda taşeron işçiliği de en yakıcı sorunlardan biri olarak çözüm bekliyor. Belediyelerden enerji, sağlık, karayolları, demiryolları gibi çok sayıda kurumda taşeron uygulaması devam ediyor. İşçi kesiminin en önemli mücadele alanlarından biri devlette taşeron uygulamasının tamamen kaldırılması için yürütülüyor. Aynı işi aynı iş yerinde yapanlar arasında özlük hakları ve ücret geliri açısından uçurumlar yaratan uygulama çalışma barışının önünde büyük bir engel olarak varlığını sürdürüyor.
SADECE 1,5 MİLYON İŞÇİ TOPLU SÖZLEŞMELİ
Önceki dönem Çalışma Bakanı Vedat Bilgin sık sık emeğin örgütlenmesinin önemine dikkat çeken açıklamalarda bulunsa da ülkemizde sendikal örgütlenme hala çok düşük seviyede. İşçiler, anayasa ile güvence altına alınan sendikal örgütlenme özgürlüğünü kullanmakta büyük engellerle karşılaşıyor. Çalışma Bakanlığının son istatistiklerine göre, 16 milyon 163 bin 54 işçiden 2 milyon 330 bin 98'i sendika üyesi. İşçi kesiminin yalnızca yüzde 14,42'si örgütlü. Toplu iş sözleşmesi yapabilmek için gerekli olan yüzde 1 barajı dikkate alındığında ise işçilerin yalnızca 1,5 milyonu gerçekten sendikalı. Yeni Bakan Vedat Işıkhan'ın önünde sendikal örgütlenme önündeki engelleri kaldıracak yapıcı düzenlemeler duruyor.
İŞSİZLİKLE ETKİN MÜCADELE
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)'nun 17 Mayıs'ta yayımlanan 2023 yılı ilk çeyrek dönemine ait Hanehalkı İşgücü Araştırması'nın gösterdiği verilere göre Türkiye'de çalışma çağındaki 65 milyon kişinin sadece 22,1 milyonu kayıtlı ve tam zamanlı işlerde çalışıyor. Geniş tanımlı işsiz sayısı 8,5 milyona ulaştı.
Her 100 kadından sadece 19'u kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda yer edinebiliyor. Bunun yanı sıra genç işsizliğinde de oldukça olumsuz bir tablo var. Gençlerde dar tanımlı işsizlik oranı 20,1 olarak açıklandı.
Türkiye'nin büyüme ve kalkınma hedeflerine uygun ilerleyebilmesi için gençlere ve kadınlara yönelik aktif istihdam politikalarında atılım yapılması yakıcı bir ihtiyaç olarak görünüyor.
5 AYDA 730 İŞÇİ ÇALIŞIRKEN ÖLDÜ!
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG)'nin son raporuna göre Türkiye'de mayıs ayında en az 145, 2023 yılının ilk 5 ayında ise en az 730 işçi çalışırken yaşamını yitirdi.
2023 yılının ilk beş ayında iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımında inşaat, yol işkolu başı çekti. Bunu tarım, orman ve taşımacılık işkolu takip etti. Nedenlerin başında ise trafik-servis kazaları geldi. Ezilme, göçük, yüksekten düşme nedenleri öne çıktı. Yaş grupları incelendiğinde 14 yaş ve altı 4 çocuk işçi; 15-17 yaş arası 7 çocuk/genç işçi, 18-29 yaş arası 153 işçi, 30-49 yaş arası 314 işçi, 50-64 yaş arası 156 işçi, 65 yaş ve üstü 36 işçi, yaşı tespit edilemeyen 60 işçi öldü.
GARABETİ BAKAN DA İTİRAF ETMİŞTİ
Önceki dönem Çalışma Bakanı Vedat Bilgin, Türkiye'de uygulanan iş güvenliği sisteminin garabetini şu ifadelerle dile getirmişti:
"Bir başka sorun daha var. Bütün işletmeler, sadece madenler değil, özel bir kuruluştan iş sağlığı ve güvenliği hizmeti satın alıyorlar. Satın aldıkları hizmetin parasını kim ödüyor? Patron ödüyor. Patronların ya da işletmelerin ödediği iş sağlığı ve güvenliği müessesesi işleyebilir mi? Bu geçtiğimiz yıllarda uygulanmış. Bunun uygulanabilirliği, pratik faydasının olmadığı açıkça ortadadır.
Ben bir kanun teklifi hazırlayacağım. Bunun değiştirilmesini öneriyorum. Bunun pratik faydası olmadığı ortada. Bir kanun teklifi hazırlayacağım değiştirilmesini öneriyorum."
Tablo ve ifadeler ortadayken, yeni Çalışma Bakanı Işıkhan'ın önünde etkin bir işçi sağlığı ve iş güvenliği sistemi kurmak kaçınılmaz olarak duruyor.
EMEKLİLERDEN İNTİBAK TALEBİ
Hayat pahalılığı karşısında oldukça zorlanan emekliler de dar boğazdan kurtulmak için çözüm bekliyor. Türkiye Emekliler Derneği taleplerini şöyle sıraladı:
- En düşük emekli aylığı asgari ücret seviyesinde olmalı.
- Emekliye, refahtan pay verilmeli.
- Emekli aylıklarında, sosyal ödemelerinde norm ve standart birliğinin sağlanması için 506 Sayılı Kanun döneminde olduğu gibi, gösterge sistemine geçilmeli ve alt sınır aylık bağlama oranı yüzde 70 olarak belirlenmeli.
- Çalıştığı dönemlerde yüzde 12 sağlık primi ödeyen emeklilerimiz, sağlık hizmeti aldığında çeşitli adlar altında kesilen katkı paylarından muaf tutulmalıdır.
- Emeklilerin örgütlenmesinin önündeki engeller kaldırılmalı ve toplu sözleşme hakkı tanınmalıdır.