18 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Emekli büyükelçilerin kaleminden

Diplomatlık zor zanaattır. Sürekli yabancı sahada oynayan futbolcu gibidir diplomat; çoğu kez kritik maçlara çıkar.

Emekli büyükelçilerin kaleminden
Bilge Cankorel
A+ A-
Dr. Cüneyt Akalın

Dışişleri Bakanlığı devlet aygıtının temel halkalarındandır. Dış dünya ile ilişkileri düzenlemek, hele uluslar arasında siyasal-ticari ilişkilerin/çelişkilerin yoğunlaştığı koşullarda, barışı, istikrarı, ülke çıkarlarını korumak önem taşır.
Diplomatlık zor zanaattır. Ülkeyi temsil, sorumluluğu omuzlarındadır; çevrede casusların, istihbaratçıların kaynaştığı ortamlarda, en ufak bir açık verilmesi suçtur. Görev, zor koşullarda yerine getirilmek durumundadır.
Öte yandan, barış ile savaş iç içedir. Savaş zaten Clauzevitz’in deyişi ile siyaseti başka araçlarla sürdürmek değil midir? En sakin görünen kokteyllerde, kibar görünümlü, şık giyimli hanımlar-beyler çoğu kez savaşı konuşur. En kanlı tertipler, tuzaklar ziyafet masalarında kotarılır.
Kıbrıs müdahalesinden sonra harekete geçen dış güçlerin, Avrupa’nın göbeğinde Paris’te, Viyana’da, Vatikan’da, Beyrut’ta, Kaliforniya’da diplomatlarımıza yönelik saldırıları, milletin varlığına yönelik tertiplerdir.
Dışişleri Bakanlığı TSK ve Emniyet’ten sonra en çok şehit veren bakanlıktır.
Diplomatları günah keçisi yapanlar çıktı, özellikle II. Cumhuriyetçi savrulmada…Diplomatlara dudak bükmek, onlarla elde viski kadehi o kokteyl bu kokteyl gezen ‘monşerler’ diye gırgır geçmek, dünyadan haberi olmayan, kendini bilmez kişilerin işidir. Şimdilik, bunların liyakate dayanan Cumhuriyet bürokrasisine zarar verdiklerini, derin yaralar açtıkları belirtmekle yetinelim.
Üst düzeyde görev yapan diplomatların yayımladıkları belgeler, anılar, siyasal tarihin belli başlı kaynaklarıdır. Tarih o bilgilere dayanılarak yazılır.
Kimi emekli diplomatlarca son zamanlarda yayımlanan kitaplar dikkat çekiyor... Bunlardan emekli büyükelçi Cem Duna’nın Sıra Dışı adını verdiği anıları (Remzi Kitabevi) uluslararası temaslardan çok Özal övgüsüne kaçtığı için ayrıca ele alınmalıdır. Buna karşılık Mehmet Öğütçü-Uğur Ergun ikilisinin kaleme aldığı Bir Başkadır Diplomatların Dünyası anekdotlarla süslenmiş, Dışişleri çarkının nasıl işlediğine dair ipuçları veren, bilgilendirici bir kitaptır. Zevkle okunuyor.
Esas önemli anılar kitabının sahibi, yaşadıklarını Bir Dönem Biterken başlığı ile kısa süre önce yayımlayan Emekli Büyükelçi Bilge Cankorel’dir. Afgan iç savaşının içine düşen, yıllarca kapalı kalan elçiliği tekrar açan, savaşın kızışması üzerine Elçiliği yeniden kapatmak durumunda kalan T.C.’nin Kabil büyükelçisi Cankorel’in anıları, devlet terbiyesi almış iyi yetişmiş bir devlet memurunun kritik görevleri, ince bir üslupla, sükunetle nasıl başardığının da kanıtıdır. Elinde kamerası dolaşan bir savaş muhabirinin okurlarına duyurdukların andıran kitap, bizi zaman zaman sürprizlerle karşılaştırıyor.

Emekli büyükelçilerin kaleminden - Resim : 1

KAŞİF KOZİNOĞLU KÖYLÜ KİYAFETİYLE

Bir paragrafta MİT’in efsanevi elemanı Kaşif Kozinoğlu, köylü kıyafetinde at sırtında tehlikeli bir göreve giderken karşımıza çıkıyor, öteki paragrafta Taliban’la yapılan/yapılamayan karışık pazarlıkların içine sürükleniyoruz.
Kabil’in merkezinde, Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün ve İran Sefaretinin yanı başında (en çok saldırı altında kalan bölgede) bulunan T.C. Büyükelçiliğine, zaman zaman füzeler yağar, çevrede kanlı çatışmalar yaşanır. Elçiliği kum torbaları ile vb. korumak için her türlü önlem elçilik personelince alınır.
Cankorel’in ağzından dinleyelim; “Kabil’de herkesin can derdine düştüğü anlarda dahi, tıraşını, kravatını ve diğer medeni yaşam kurallarını ihmal etmiş tek bir görevlimize rastlamadım. Bir sabah yatak odasının çatısına düşen roketin infilakıyla çıkan yangının söndürülmesine nezaret için hemen çatıya çıkan KD yarım saat sonra bilgi vermek için aşağı indiğinde traşlı ve takım elbiseli bulmuştum. KO çatıdan telsiz antenlerimizi sökerken 55 yaşındaki haberleşme teknisyenimiz kalp hastası AÜ sabaha kadar ateş çemberi içinde bahçede üzerine düşen görevleri yapıyordu…. Başkonsolosumuz MİT müşaviri ‘bir kolorduya bedel’ diye isimlendirdiğim emekli özel harekât yarbayı Kaşif Kozinoğlu en zor görevleri yerine getirmişti.”

CANKOREL AFGANİSTAN’DA

Cankorel kitabının bir başka yerinde dışişleri mensuplarının Ermeni teröristleri ile mücadelesinin örneklerini de veriyor: “(…) gerektiğinde gözlemlerde bulunmak üzere tanınmadan Ermeni göstericilerin arasına giriyorduk… Türk diplomasi ailesi önce ASALA daha sonra PKK tarafından canice sürdürülen terör karşısında sessizce gösterdiği soğukkanlılık, cesaret ve mücadele gücüyle vatanseverlik tarihinde müstesna bir örnek oluşturmuştur.”
Emekli Büyükelçi Bilge Cankorel’in anıları Afganistan’la sınırlı değil
Ukrayna bölümü de ilginç, ama en heyecanlı satırların Afganistan ile ilgili olduğunu söylemeliyim. Bunu Cankorel’in bilgi sunmak üzere ziyaret ettiği Cumhurbaşkanı Demirel de ifade etmiş. “Çok zor bir görev yapıyorsunuz, tebrik ederim” demiş.
Emekli büyükelçi Cankorel Afganistan’daki görevi sırasında Cumhurbaşkanı Rabbani’den, Şah Mesut’a, General Raşit Dostum’dan Pakistan’lı bakanlara, Taliban liderlerine kadar pek çok kişi ile ilişki kurmuş; onlarla ilgili anıları da var. Meraklılarına tavsiye olunur.
Bilge Cankorel’in Bir Dönem Biterken adını taşıyan kitabı renkli, düşündürücü anılarla dolu. Ancak bence kitabın üzerinde durulması gereken özelliği, kimi çevrelerin “monşerler” diye nitelediği bir kesimin, aynı Şırnak dağlarında görev yapan Mehmetçikler gibi, o bilinçle, bir başka mevzide “Akdeniz’e kısrak başı gibi uzanan” vatanı savunmanın örneklerini veriyor olması. Tıpkı şehit diplomatlar Paris büyükelçisi İsmail Erez, Viyana büyükelçisi Daniş Tunalıgil, Vatikan büyükelçisi Taha Carım gibi…
Değerli E. Büyükelçi Onur Öymen, Zor Rota kitabında çarpıcı bir örneğe yer veriyor: “Büyükelçinin eşi Maali İnhan vatanseverlik duygular çok yüksek ve çok cesur bir sefireydi. Harekât sırasında elçilikle boynuna Thomson silahını asarak nöbet tuttuğu bütün Kıbrıs’ta anlatılırdı.”
Bu satırların yazarı Dışişleri’nin mensubu değil avukatı hiç değil. Ama genç yaşta görev başında şehit edilen sınıf arkadaşlarını, Oktar Cerit’i, Mehmet Yergüz’ü, Bahadır Demir’i, Yurtsev Mıhçıoğlu’nu, Reşat Moralı’yı ve ötekileri hiç unutmadı. O insanları yetiştiren camiaya dil uzatanları da….

Dışişleri Bakanlığı Vatikan TSK Emniyet Afganistan beyrut cem duna kaşif kozinoğlu