Emekli diplomat Uluçevik: Türkiye AB'nin dayatmalarına karşı kararlı durmalıdır
Emekli diplomat Tugay Uluçevik, Avrupa Birliği Konsey bildirisinin içeriği hakkında açıklama yaptı.
Tugay Uluçevik'in açıklaması şu şekilde:
Bugünkü (25/2) AB Konsey Bildirisi’nin içeriği, sunulan rapordan, demeçlerden önceden bellidir. Türkiye’ye somut yaptırım tehdidi elde tutulacak; Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de, Ege’de, Kıbrıs’ta kendisinin ve KKTC’nin hak ve çıkarlarını koruma azmini kırma amaçlı ifadeler yer alacaktır.
AB Bildirisi, D. Akdeniz'de, Ege'de, Kıbrıs'ta gerginlik yaratanın Türkiye ve KKTC olduğu tek yanlı, maksatlı, çarpık bir zihniyetin ürünü olacaktır. Türkiye, içinde somut yaptırım kararı yok diye "beterin beteri vardır" anlayışıyla değil, kesin kararlı tepki göstermelidir.
Rusya, Fransa ve İngiltere Osmanlı tebaası Yunan unsurları 1821’de Osmanlı İmparatorluğu’na karşı isyana tahrik ve teşvik etmişlerdir. İsyanın 200. yılını kutlamak için bu 3 Devlet bugün yüksek düzeyde (Rus BB, Fransa SB, İngiltere Galler Prensi) Atina’da buluşmuşlardır.
Yunan Devleti, Rusya, Fransa ve İngiltere'nin 19. Yüzyılda Türk vatanı aleyhinde kurdukları tezgâhta, sonradan maşa olarak kullanılabilecekleri bir yan ürün olarak imâl edilmiştir. Kuruluşundan itibaren Yunanistan, Türkiye’ye karşı maşa olarak kullanılmayı kabullenmiştir.
Yunanistan kuruluşundan itibaren Osmanlı Devleti'ne ve sonra Türkiye’ye olan yaklaşımlarını, arkasını büyük güçlere dayayarak yapmayı da bir dış politika davranış kuralı haline getirmiştir. “Megali idea’yı”, Devlet’in dış siyaset ideolojisi olarak benimsemiştir.
1923 Lozan Boğazlar Sözleşmesi'yle o dönemin şartlarında Türkiye’nin Boğazlardaki egemenliğine bazı tahditler getirilmişti. Atatürk'ün emsalsiz liderlik vasıfları, barışçı dış politikası sayesinde 1936'daki Montrö Sözleşmesi'yle Boğazlar TC'nin mutlak egemenliği altına girmiştir.
Atatürk, TBMM‘de 1.11.1936’da Boğazlarda Montrö Sözleşmesi'nin geçerli olduğunu açıklıyor, şöyle diyor: “Tarihte birçok kez tartışma ve tutku nedeni olan Boğazlar, artık tam anlamı ile Türk egemenliği altında ticaret ve dostluk ilişkilerinin ulaşım yolu haline girmiştir."
1923 Lozan Barış Antlaşması ve 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi birbirini tamamlayan ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi üzerinde karada, havada ve denizde tam ve mutlak egemenliğini tespit ve tescil eden tapu niteliğinde belgelerdir. Bunları sağlayan Mustafa Kemâl ATATÜRK'tür.