22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Emlak piyasası çok uluslu şirketlerin işgalinde

Kira fiyatları durdurulamıyor. Hükûmet cezai önlemler peşinde. Türkiye’de emlak sektörünün çok uluslu şirketlerin işgali altında olduğunu söyleyen gayrimenkul uzmanları, bu durumun artışta etkili olduğunu ifade etti.

Emlak piyasası çok uluslu şirketlerin işgalinde

Fahiş kira ve ev fiyatları, en temel hak olan barınmaya erişimi zorlaştırıyor. Hükûmet her ne kadar kira zammına yüzde 25 tavan fiyat koyduysa da ev kiralarının ateşi söndürülemiyor. Fahiş kira isteyen ev sahiplerine hapis cezası da gündemde. Aydınlık’a konuşan uzmanlar Türkiye’deki emlak piyasasının çok uluslu şirketler tarafından işgal edildiğini söyledi. Uzmanlara göre emlak zincirleri, doğrudan ya da dolaylı olarak kira ve konut fiyatlarının artmasına neden oluyor. Şirketler, yasalardan kaynaklanan boşluğu kullanarak rahatça çalışıyor. Emlakçılar, bu sorunun giderecek bir yasa talep etti.

‘BİR DALGA GİBİ TÜM ÜLKEYE ETKİ EDİYOR’

İstanbul Emlak Müşavirleri Derneği Başkanı Adnan Yeşiltaş, emlak zincirlerinin çalışma şeklini ve fiyatlara etkisini anlattı: “Türkiye gayrimenkul piyasası çok uluslu güçler tarafından işgal altında. Dolayısıyla büyük şirketler çok nitelikli, farklı elemanlar çalıştırarak emlak camiasına hakimler. Geriye işte ufak çaplı, marketlerin karşısında kaybolmuş bakkallar gibi yerel emlak firmaları kaldı. Pek çok ülkeden firmalar, Türkiye'de tek çatı altında sivil toplum kuruluşları şeklinde bir araya gelebiliyorlar.

“Bu sektörün de bir kanunu, yasası henüz oluşmadığı için kanunsuzluktan fevkalade iyi besleniyorlar. Bu çok uluslu firmaların üst düzey yöneticileri yurt dışından gelip bir arazinin veya evin değerini çok rahat belirleyebiliyorlar. Amerika'nın, İngiltere'nin dev firmaları böyle bir şey söyler de o sözün üstüne yerel emlakçı bir şey diyebilir mi? Bu çok uluslu firmalar, aynı zamanda ev veya arsalara yurt dışında yabancı alıcı buluyorlar. Alıcı havaalanına iner inmez firma yetkilisi lüks araçla alıcıyı karşılayarak satın alma işlemleri için girişimlere başlıyor.

“Bir yabancı uyruklu kişiye bir bölgede 400 bin dolara konut satıldığı andan itibaren çevre binalar için de bu emsal teşkil ediyor ve konut fiyatları yine o zincir emlak şirketleri tarafından arttırılıyor. Hızla tüm piyasaya Türkiye’de her mahalleye bir dalga gibi etki ediyor. Bu şirketler nedeniyle dar ve orta gelirli vatandaşların Beşiktaş, Şişli, Kadıköy, Beyoğlu gibi ilçelerde yaşaması olanaksız hale dönüştü.”

‘GENÇLER NASIL EVLENECEK?’

“Orta halli yurttaşların bile artık bırakın şehir merkezlerini İstanbul'un çevre ilçelerinde dahi ev kiralamaları çok zor bir hal aldı. Dolayısıyla bu orta gelirli yurttaşların çocukları nasıl evlenecek? Nasıl kira verecek? Nasıl düğün yapacak? Nasıl çocuk yapacak? Evlenecek çiftlerin önünü görmesi için konut sorunun acil bir şekilde çözülmesi gerekiyor.”

‘EV SAYISINA GÖRE VERGİ ARTIRILMALI’

“Bir evi olan kişiden vergi alınmaması gerekiyor ama iki evi olan kişiden yüzde 20 vergi alınıyorsa, üç evi olan kişiden yüzde 50, 4’üncü, 5’inci, 6’ncı, 16’ncı evlerde ise iş bir kartelleşmeye dönüşmüş demektir. Dolayısıyla buraya şirket gözüyle bakıp ona göre vergilendirilmek gerekiyor.”

Emlak Uzmanı Ali Duman da çok uluslu emlak şirketlerinin piyasayı olumsuz etkilediğini ancak bu duruma serbest piyasa nedeniyle müdahale edilemediğini söyledi. Duman, “Serbest piyasa adı üstünde. Tekelleşen emlak ofisleri piyasayı olumsuz yönde etkiliyor. Bunun önüne nasıl geçileceği konusunda kafa yorulması gerekiyor.” dedi.

‘GAYRIMENKUL YATIRIM ARACI OLMAKTAN ÇIKARILMALI’

Hükûmetin konut sorunu konusunda attığı adımların işlevsiz olduğunu belirten Duman, çözüm önerilerini sıraladı. Beşten fazla konutu olan kişilere vergi uygulanması ve gayrimenkulün yatırım aracı olarak kullanılmaktan çıkarılması gerektiğini ifade eden Duman sözlerine şöyle devam etti:

“Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu yerde hükümet ciddi bir adım atmıyor. Hemen yapılması gereken yabancılara konut satışının kısıtlanması.

‘KONUTTA VERGİLENDİRME’

“Tabii ki esas problem enflasyon. Pandemi döneminde inşaat yapımının durmuş olması talebi karşılayacak arzın olmamasına neden oldu. En kısa çözüm konut sayısına göre vergilendirme. Bir konutun var. Emeklisin onun geliriyle geçimine destek oluyorsun diyerek vergi muafiyeti getirecek. Dört konutu olana ‘Bir yıllık kira gelirini vergi olarak alıyorum.’ denilecek. Beş ev için iki yıllık kirayı vergi olarak alacasın. Konutu, yatırım aracı olmaktan çıkaracaksın. Fazla evi olan bir an önce satayım bu bana zarardan başka bir şey getirmiyor diyecek. Bu hamle en kısa sürede talebe cevap verir.”

Hükümetin fahiş zam yapan ev sahibine hapis cezası uygulama yönünde hazırlıkları olduğu basına yansıdı. Ali Duman, “Ben ticaret yapıyorum kardeşim. Ne hapsi hırsızlık mı yapıyorum? Benim evimin bedeli bu. Bu tamamen insanları korkutmak amaçlı yapılıyor. Neye göre fahiş, neye göre fahiş değil? Bunu ki belirleyecek?” diyerek tepki gösterdi.

287 BİN KONUT SATILDI

Ülke genelinde geçen ay 287 bin 59 gayrimenkul satış işlemi yapıldı, 5 milyar 221 milyon 100 bin 611 lira tapu harcı geliri elde edildi. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü yetkililerinden edinilen bilgiye göre, geçen ay 287 bin 59 gayrimenkul satış işlemi yapıldı. Bu satış işlemlerinden 5 milyar 221 milyon 100 bin 611 lira tapu harcı geliri sağlandı. Satışların 119 bin 82'sini konut, 49 bin 114'ünü arsa, 86 bin 657'sini tarla, 11 bin 464'ünü iş yeri, geri kalanını ise diğer taşınmazların satışı oluşturdu. Mayısta kayda geçen işlemler, 214 bin 947 gayrimenkul satışının yapıldığı nisan ayına göre yaklaşık yüzde 34 arttı. En çok gayrimenkulün satıldığı il, 32 bin 372 işlemle İstanbul oldu. İstanbul'u 19 bin 552 satışla Ankara, 13 bin 653 ile İzmir, 11 bin 498 ile Bursa, 10 bin 440 ile Konya, 9 bin 955 ile Antalya, 7 bin 969 ile Tekirdağ, 7 bin 802 ile Kocaeli, 7 bin 721 ile Gaziantep ve 7 bin 278 ile Balıkesir takip etti.

‘BARINMA SORUNU AİLE BİRLİĞİNE TEHDİT

Barınma sorunu aile içi tartışmalara neden oluyor. Aileler dağılıyor. Adnan Yeşiltaş, “Bir yerde garson, veya memur iki çocuğunu okutan bir insan evine ekmeği zor götürürken bu kiraları ödeyemez. Kirasını ödeyemezse ev sahibi onu evden çıkarır. Baba ailenin barınma meselesini halledemezse çocuklarla, eşiyle bir arada sakin bir hayat sürmesi ve o ailenin birliğinin koruması imkansız hale gelir. Ondan sonra boşanmalar, ev sahibiyle sonu cinayete giden kavgalar, akla hayale gelmeyecek olaylar ve ailelerin parçalanması kaçınılmaz hale gelir. Türk aile birliğimiz barınma sorunu nedeniyle tehlike altında ve koruyamıyoruz.” dedi. Öğrenciler açısından da sorunun yakıcı olduğuna dikkat çeken Adnan Yeşiltaş, “Devletin bu konuya el atıp öncelikle geleceğimizin teminatı olan öğrencilerimizi kapı kapı barınacak yuva aramaktan kurtarması gerekiyor. Devletin her üniversitenin içinde öğrencilerin barınacağı kadar apart yapması ve öğrencinin bilim yuvasının içinde okulunu tamamlaması gerekiyor.” diye konuştu.

‘MAHKEMELER DOSYA DOLDU’

Yüzde 25 sırının çözümsüzlüğe neden olduğunu da söyleyen Yeşiltaş, “İki yıldır konutlarda yüzde 25’lik üst sınır uygulanıyor. Ama enflasyon yüzde seksen. Hala iş yerleriyle konut arasında ciddi bir uçurum var. Mahkemeler kiracı ev sahibi anlaşmazlığı dosyalarıyla dolu. Yüzde 25 tavan fiyat sınırı vatandaş ve ev sahibi arasında kör düğüm olmuş durumda.” ifadelerini kullandı. Fahiş kiraya hapis cezası yaptırımının ev sahiplerini kayıt dışına zorlayacağını söyleyen Yeşiltaş, bu tasarının gerçekleşemeyeceğini aktardı: “Böyle bir şey söz konusu olamaz. Bunu yaparsan insanları kayıt dışına zorlarsın. Bunlar çözüm değil.”

VATAN PARTİSİ’NİN YASA TASLAĞI

Vatan Partisi, ‘kira bedellerinin üç yıl süreyle dondurulmasına ve yeni kira sözleşmelerinin düzenlenmesine’ ilişkin 26 Nisan’da TBMM’ye 10 maddelik bir yasa önerisi sundu. Vatan Partisi İstanbul İl Yöneticisi Nuray Kaya, partisinin konut sorununa ilişkin çözüm önerilerini anlattı. Türkiye’de kirada yaşayan vatandaşlarımızın oranının yüzde 40 olduğunu belirten Kaya, konut satışı artmasına rağmen ev sahibi olan kişi sayısının azaldığını söyledi. Nuray Kaya şu çözüm önerilerini aktardı: “Vatan Partisi olarak yaşanabilir bir şehir, insanca bir hayat için acil atılması gereken adımları belirledik. Devlet tarafından konutlara kira tavan fiyat konmalıdır, astronomik kira bedelleri ile piyasa koşullarında vatandaşımızın mağdur edilmesi önlenmeli. TOKİ eliyle yürütülen sosyal konut ihtiyacı özellikle büyük kentlerde arttırılmalı, her aileye bir konut edindirmek hedeflenmeli. Büyük şehirlerde kira nedeniyle yaşamakta zorlanan memurlarımıza lojman tedarik edilmeli. Çeşitli fonlarla yaşanabilir sosyal lojmanlar yaratılmalı. Öğrencilerin barınma ihtiyacını karşılamak için ücretsiz yurt İmkânı sağlanmalı, devlet yurtları ihtiyaca göre yapılandırılmalıdır.”

Son Dakika Haberleri ev kiraları ev sahipleri emlak