20 Ekim 2024 Pazar
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Emmanuel Macron Çin yolcusu

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Çin Halk Cumhuriyeti’ne gidecek. Fransa makamları şu ana kadar bir tarih ve plan açıklamadı. Aralık ayı ortasında iki ülke dışişleri bakanları bir araya geldi

Emmanuel Macron Çin yolcusu
A+ A-
ŞAFAK ERDEM

Bakanların iki ülke ilişkilerinin yanı sıra Macron’un Çin’a yapacağı ziyareti de görüştükleri değerlendiriliyor. ABD ile siyasi ve ticari anlaşmazlıklar yaşayan Macron’un “stratejik özerklik” vurguları yaptığı bir dönemde Pekin’i ziyaret etmeye hazırlanması Washington’a mesaj olacağı belirtiliyor

 Hong Kong’taki köklü South China Morning Post haber sitesi Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Çin Halk Cumhuriyeti’ni ziyaret edeceğini yazdı. Kinling Lo imzalı haber 20 Aralık 2022’de yayınlandı. Fransa henüz Macron’un Pekin seyahatinin ne zaman yapılacağını açıklamadı. Macron’da geçen yıl Çin’e gitmeyi planladığını söylemişti.

PEKİN MACRON’U BEKLİYOR

Almanya Şanşölyesi Olaf Scholz’un Çin Halk Cumhuriyeti’ni ziyaret edeceğini ilk duyuran gazeteci unvanına sahip Lo, Macron’un Pekin ilişkileri geliştirmeyi hedeflediğini belirtti. Lo, makalesinde Çin’deki havayı da aktardı. Lo, Macron’un olası ziyaretiyle iki ülke ilişkilerde olumlu gelişmeler doğuracağı beklentisinin Pekin’de hakim olduğunu ifade etti.

2022’nin aralık ayı ortasında Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile Fransız Dışişleri Bakanı Catherine Colonna çevrimiçi bir görüşme yaptı. İkili görüşmede Wang şu vurguları yaptı: "Çin, Fransa ile sık sık üst düzey görüş alışverişinde bulunmak, gelecek planlamamızı geliştirmek, Çin-Fransa ilişkilerinin istikrarını ve öngörülebilirliğini güçlendirmek ve önümüzdeki yıl kapsamlı stratejik ortaklığımız için daha büyük gelişmeler sağlamak istiyor.” Wang derin bir işbirliği alanları olarak da ticaret, tarım, havacılık, yeşil enerji, sağlık, tıp ve teknoloji sektörlerini sıraladı.

‘FRANSA AB’NİN ‘STRATEJİK ÖZERKLİĞİ’NE BAĞLI’

Fransa’nın Avrupa Birliği (AB) içindeki konumuna vurgu yapan Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, “Çin, Fransa'nın Avrupa Birliği'ndeki temel konumuna değer vermekte ve Fransa'yı 'AB stratejik özerkliği' ilkesine bağlı kaldığı için takdir etmektedir” ifadelerini kullandı. Wang, Çin-Fransa ilişkileri içinse “karmaşık jeopolitik ve küresel mali zorlukların ortasında değişen koşullara dayandığını” ve “bağların genel olarak istikrarlı olduğunu” ve "olumlu gelişme işaretleri olduğunu” belirtti.

Fransa Dışişleri Catherine Colonna ise Çinli mevkidaşına "Avrupa-Çin ilişkilerini daha fazla ekonomik karşılıklılık yönünde yeniden dengelemeye devam etme” ve “Çin'in pazarlarını Avrupalı yatırımcılara daha fazla açma” çağrısı yaptı.

South China Morning Post yazarı Kinling Lo, “stratejik özerklik”  ifadesinin altını çizdi. Lo, Pekin’in Avrupalı güçlere sürekli "stratejik özerklik" çağrısını yapmasının Washington'un Çin konusundaki şahin politikalarından ayrılma anlamına geldiği yorumunu yaptı.

‘Rusya’nın güvenlik kaygıları çözülmeli’

ABD’yi aralık ayında ziyareti eden Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransız TF1 ve LCI televizyonlarına Ukrayna’daki savaşı bitirecek hamleler hakkında değerlendirmeler yaptı. “Rusya'nın güvenlik endişelerine nasıl çözüm bulunulacağının düşünülmesi” gerektiğine dikkat çeken Macron, Avrupa için sağlam temellere oturan bir “yeni güvenlik mimarisinin” oluşturulması gerektiğini söylemişti.

Macron, eylül ayında da Moskova ile diyalogu sürdürme politikasına yönelik eleştirilere tepki göstermişti. Macron, Moskova ile diyaloğu sürdürme politikasını savundu.

Rusya ile müzakereleri sadece Çinlilerin ve Türklerin yürütmesini istemiyorum

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa'nın NATO içinde daha kararlı bir rol üstlenmesi, güvenlik konusunda ABD'ye olan bağımlılığını azaltması ve kendi savunma yeteneklerini geliştirmesi gerektiğini söyledi. Macron, "Ne olacağı konusunda sadece Çinlilerin ve Türklerin müzakere etmesini istemiyorum" dedi.

Macron, aralık ayında Ürdün'de düzenlenen 'Bağdat İşbirliği ve Ortaklık Konferansı' sonrasında ülkesine dönerken uçağında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Wall Street Journal gazetesinin haberine göre daha güçlü bir Avrupa'nın NATO içinde ittifaka bağlı olmadan hareket edebileceğini kaydeden Macron, "İttifak bağlı olmam gereken bir şey değil, seçmem gereken ve birlikte çalıştığım bir şey. Stratejik özerkliğimizi yeniden düşünmeliyiz" ifadelerini kullandı.

Bu kapsamda Avrupa'nın ABD'den bağımsız savunma kapasitesini geliştirmesi ve NATO içinde daha kararlı bir rol üstlenmesi gerektiğini belirten Macron, "Avrupa, teknoloji ve savunma yetenekleri konusunda daha fazla bağımsızlık kazanmalıdır" dedi.

‘ABD ürünlerine karşı Avrupa menşeli üretimi artıralım’

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ABD menşeli endüstriyel ürünlerin Avrupa piyasasındaki ağırlığını ve kıtanın bağımlılığını azaltmak için Avrupa menşeli üretimin artırılması çağrısı yaptı. Macron, 3 Ocak’ta Paris'te kabul ettiği İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ile baş başa görüşme öncesi ortak basın açıklaması yaptı. Avrupa'nın ekonomik durumunu da konuşacaklarını aktaran Fransa Cumhurbaşkanı şunları söyledi: “Siyasete, değişen dünyaya ve de ABD’nin kendi açısından tamamen meşru ve istenççi politikasına kendi cevabımızı verebilmek için Avrupa'da yapılmış bir stratejiye ihtiyacımız var. Avrupa endüstrisini korumalı, daha fazla istihdam yaratmalı, daha rekabetçi olmalı, stratejik bağımlılıklarımızı azaltarak temiz enerji üretimimizi hızlandırmalıyız.”

 ‘Macron nefes alacak alanlar yaratmaya çalışıyor’

Emmanuel Macron Çin yolcusu - Resim : 1
Gürler Akdora

Macron’un Çin’e gitmekteki amacı ne? Vatan Partisi Fransa Temsilcisi Gürler Akdora, Fransa’nın ABD’den bağımsız bir inisiyatif geliştirmek istediğini değerlendiriyor. Aydınlık Avrupa’nın sorularını yanıtlayan Akdora, Fransa’nın emperyalist dünyanın içinde de olmasına rağmen ABD ile zaman zaman yaşadığı çelişmeler yaşadığına dikkat çekti.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Çin’i ziyaret edeceği belirtiliyor. Macron’un yakın dönemdeki çıkışları göz önünde bulundurulduğunda bu ziyaret ne ölçüde ABD’den ayrı politika izlemeye çalışan bir Fransa’ya ve Avrupa’ya işaret ediyor?

Dünyadaki genel kriz, Ukrayna’daki savaşla yeni ve daha yüksek bir evreye girdi. Joe Biden’ın stratejisi Rusya’yı savaşa sokmaktı ve bunu yanına İngiltere’yi de alarak başardı. Savaş göz göre göre geldi ki ABD’de deneyimli bazı kişiler, örneğin 1973-1977 yıllarında iki dönem dışişleri bakanlığı yapmış olan Henry Kissenger karşı çıktı. Kissenger yayınladığı mektupta “ABD yayılmasının sınırı Ukrayna’dır. Burada bardak taşarsa Rusya bunu kabul etmez ve savaşır” dedi.

‘MACRON’UN HEDEFİ ABD’DEN BAĞIMSIZ BİR İNİSİYATİF GELİŞTİRMEK’

ABD’nin amacı Avrupa’yı kaldıraç olarak kullanarak Rusya ve Çin’i sarsmak. Macron ise ABD’den bağımsız bir inisiyatif geliştirmek istiyor ve bunu da haklı zemine oturtmaya çalışıyor. Tabiri caizse ABD’ye “hem askeri hem de ekonomik olarak biz ateşteyiz, sen Atlantik’in ötesinde rahatsın” diyor. Tabii Fransa emperyalist dünyanın içinde olduğu için ve Macron da bu dünyanın bir parçası olduğu için ABD’den kopması çok zor. Yine de nefes alacak alanlar yaratmaya çalışıyor. Arayışlar söz konusu ve bunlar zaman zaman ABD’yle çelişme doğuruyor.

‘MACRON ÇİN’DEN YATIRIM ÇEKMEK İSTİYOR’

Macron’un muhtemel Çin ziyaretinde ekonominin önemi nedir?

Avrupa ve Fransa açısından bakıldığında savaşın verdiği hasar, başka çözüm arayışlarına yol açıyor. Gaz temininde yaşanan daralmanın sonuçları zaten iyi biliniyor. ABD’nin Rus petrolü yerine sahaya sürdüğü kaya gazının maliyeti yaklaşık üç kat fazla. Tarımda ve sanayide üretim düşüş içinde, hatta bazı ürünler pazarlarda ve marketlerde bulunamıyor. 2011’de 75 milyar avro olan ticaret açığı 2022’de 84,9 milyar avroya yükselerek rekor kırdı. Bunlara yönelik çözüm arayışları var. Örneğin Fransa şimdi Atlantik kıyılarında rüzgar gülleri, nükleer santraller ve yeşil enerjiye dönüş gibi yollarla enerjide alternatif arayışında.

Çin konusunda ise; Emmanuel Macron yeni üretim, yatırım olanakları ile yeni pazarlar arıyor. Ayrıca Çin’le ekonomik bağları güçlendirerek Avrupa’ya buradan yatırım çekmek istiyor. Macron daha önce Ocak 2018’de Şi Cinping ile görüştü. O dönemde yaşananlarda anlaşılan o ki Fransa ticari ilişkilerde daha geniş bir yelpaze sunarken Çin bunu daha dar tutmak istiyor. Yine de Çin 2020’de 53 projeyle Fransa pazarındaki Asya’dan yatırım yapan birinci ülke durumunda ve 2020 yatırımlarında önceki yıla kıyasla yüzde 24 artış var.

Şunu da belirtmek iyi olabilir: Aslında Fransa’nın Çin’e açılımı eskiye dayanır. Çin Halk Cumhuriyeti kurulduğunda Fransa ilk tanıyan ülkelerden biridir. Fransa yöneticileri uzun zamandır Çin’le ekonomik ilişkileri geliştirmek için dirsek temasını devam ettirdiler. Ülke “Çin Uyanırsa” gibi Çin’in yükselebileceğini tahmin eden, tartışan kitaplar yazıldı.

Fransa İlerleme ve Dayanışma Partisi Genel Başkanı Jacques Cheminade

De Gaulle ruhu ŞİÖ’de, BRICS’de

Emmanuel Macron Çin yolcusu - Resim : 2

ABD’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarına sorgusuz katılan Fransa Cumhurbaşkanı Macron güvenlik kaygıları nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Putin ile de teması koparmıyor. Tutarsız politikayı değerlendiren Fransa İlerleme ve Dayanışma Partisi Genel Başkanı Jacques Cheminade, yaptırımların Avrupa’ya ABD’ye mahkum ettiğini vurguladı. Fransa’nın ABD’ye olan bağımlılığını eleştiren Chemınade, General De Gaulle'ün politikasıyla hedeflenen dünya halkları arasındaki anlayış ve işbirliği fikrinin BRICS, Şanghay İşbirliği Örgütü ve Avrasya Ekonomik Birliği’nde olduğunu belirtti. Chemınade görüşlerini Uwidata’ya yazdı:

Fransız hükümetinin Ukrayna'daki savaşa yönelik politikası ilkesel bir çelişkiye dayanmaktadır. AB üyesi ülkeler, ABD ile birlikte Ukrayna'nın bu savaşı kazanması gerektiğini savunup Rusya'ya yaptırımlar uyguluyor ve Kiev'e silah gönderiyorlar. Fakat diğer yandan Emmanuel Macron, Rusya'nın güvenlik endişelerinin giderilmesi gerektiğini iddia ediyor ve Vladimir Putin ile görüşmelerini sürdürüyor.

Yaptırımların Avrupa'yı ABD'ye, daha doğrusu Batılı ülkeleri rehin alan küreselci finans oligarşisine enerji bağımlılığına mahkum ettiği açıktır. Dahası, Fransa yirmi yılı aşkın bir süredir, kendisini dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri haline getiren nükleer aracını feda etmiştir. Daha da kötüsü, nükleer enerji Fransa için düşük maliyetler sağlarken önceki hükümetler Avrupa elektrik piyasasının (depolanamayan bir ürünün piyasası, ekonomik bir sapma) fiyatının şebekeye bağlı son üreticiye, yani gazın fiyatına göre belirlenmesi için AB'den gelen baskılara boyun eğdi. Ancak Rusya'ya uygulanan yaptırımlarla birlikte gaz fiyatları o kadar yükseldi ki, enerji fiyatları hane halkları ve şirketler için katlanılamaz seviyelere ulaştı. Böylece en düşük fiyatları elde edebilecek olan Fransa, sapkın bir sisteme katlanmak zorunda kalıyor.

4 MADDEDE FRANSA’NIN ENERJİ KRİZİ

Yaptırımlar nedeniyle bu yılın başından beri patlak veren enerji krizine dört şey nedeniyle ciddi bir karşılık verilemezdi:

1) 2002 yılından bu yana Lionel Jospin'in solu ve Jacques Chirac'ın sağı tarafından kabul edilen başlıca kamu hizmetlerinin “serbestleştirilmesi".

2) Onların Avrupa elektrik piyasasına bağlılıkları.

3) François Hollande'ın 2012 seçim programında ekolojistlere verdiği tavizler ve Emmanuel Macron ve hükümeti tarafından bu felaket politikanın sürdürülmesi.

4) En kötüsü de, önce Super-Phénix süper reaktörü ve ardından Fransa'nın ön saflarda yer aldığı hızlı nötron teknolojisine sahip Astrid gibi atıkların geri dönüştürülmesine yönelik projelerimizden vazgeçilmesi!

FRANSA’DA İÇİŞLERİ BAKANLIĞI HİZMETLERİ CIA’E EMANET

Görünen o ki, ulusal ve uluslararası siyasetimizde, ulusal egemenliğimizin mezar kazıcıları işbaşındadır. Bu anlamda, Ukrayna'daki savaş sadece onların suçlu beceriksizliklerinin bir ifşasıdır. Milli Savunma Bakanlığımızın verilerinin Microsoft'un kontrolünde olduğunu, İçişleri Bakanlığı hizmetlerinin verilerinin CIA kontrolündeki bir Amerikan şirketi olan Palantir'e emanet edildiğini ve Kovid-19 pandemisinin kamu yönetimine ilişkin olanı gibi ana kamu çalışmalarının devlet idaresine değil Mac Kinsey gibi özel danışmanlık şirketlerine emanet edildiğini de eklemek gerekir.

Bu durum karşısında Ulusal Meclis ve parti sistemi, krizin nedenleriyle ilgilenmek yerine kendi konumlarına ve çıkarlarına odaklanmış durumdadır. Ulusal Birlik (Rassemblement National) ve Nupes arasında ve her birinin kendi içinde bölünmüş olması, NATO, AB ve avrodan ayrılma alternatifini örgütleyecek çoğunlukta bir halk bloğunun ortaya çıkmasını engellemektedir.

‘FRANSA YENİ DÜNYANIN KATALİZÖR ROLÜ OYNAYABİLİR’

Umut, giderek daha fazla sayıda vatandaşımızın, dünyada yeni bir güvenlik ve karşılıklı kalkınma mimarisine doğru temel bir hareketin gerçekleşmekte olduğunun ve Fransa'nın buna katılabileceğinin ve katılması gerektiğinin farkına varmasından doğmaktadır. General De Gaulle'ün politikasıyla hedeflenen dünya halkları arasında yumuşama, anlayış ve işbirliği fikri (détente, d’entente et de coopération), BRICS, Şanghay İşbirliği Örgütü ve Avrasya Ekonomik Birliği bünyesindeki uluslararası yeni bir dünya düzeni için sağlanan yakınlaşmayla karşılanmaktadır. Bugün bu ülkelerin Gayri Safi Milli Hasılası, Batılı ülkelerin oluşturduğu G7'den çok daha büyük hale gelmiştir. Finans oligarşisi ve onun savaş çığırtkanı ordusu tarafından mevcut işgallerinden kurtulan Avrupa ülkeleri ve ABD'nin bu harekete katılmakta çıkarı vardır. Fransa bu yönde katalizör bir rol oynayabilir ve oynamalıdır. Partimiz Birlik ve İlerleme (Solidarité et Progrès), Cumhuriyetimizi yeniden canlandırmak için bir üyelik ve ilham hareketi örgütlemektedir. Her ne kadar mevcut düzenin partilerine güvenemiyor olsak da, halkımızda ve giderek daha fazla liderde alternatifin bir ölüm kalım meselesi haline geldiğini anlayacak muazzam bir potansiyel var.

 

Son Dakika Haberleri