Emperyalistlerin yenemediği Perinçek’i bilir misiniz Ahmet Hakan
Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, 'İlahi Perinçek' diye bir yazı yazdı.
Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan şunları söylüyor:
“Bin iki yüz elli yıldır seçimlere girer Perinçek. Bin iki yüz elli yıldır yenilir. Bin iki yüz elli yıldır her yenilginin ardından mutlaka bir çıkış cümlesi bulur.
Fakat bu sefer bulduğu çıkış cümlesi, Perinçek’in uzun siyasal tarihinin en komik çıkış cümlesi olmuş.
“Bazı muhtarlıkları kazandık” demiş.
Doğu Bey. Siz asla yenilmezsiniz.”
Sayın Perinçek seçim sonrası bir Türkiye ve dünya analizi yaptı. Orada da sistem partilerinin yaptığı gibi yalanlarla bir şey söylemedi, Vatan Partisi’nin seçimdeki nesnel durumunu açıkladı. Ahmet Hakan böyle liderlere pek alışık değildir biliriz. Sayın Hakan, dünkü Aydınlık’ta sayın Perinçek’in de yazısını okursa orada Türkiye’yi bekleyen zorluklar ve çözümler var. Perinçek ne diyor seçim sonrası yaptığı açıklamalarda? İki tehlikenin yükselişte olduğuna dikkat çekiyor. Zayıf hükûmetin ve Türkiye’ye karşı yıkıcı bir muhalefetin bulunduğuna dikkat çekiyor. Gündemdeki kaçınılmaz çözümün, “Güçlü Devleti ve Millî Yönetimi inşa edecek, Üretim Devrimini başaracak, Üreticilerin Millî Hükümeti” olarak tanımlıyor.
Perinçek şöyle diyor:
“- Emperyalizm güdümlü bölücülük ve Ortaçağ güçleri hem CHP muhalefeti hem de AK Parti Hükümeti ile ittifak halinde yükselişe geçti. ABD güdümlü CHP’nin müttefikleri PKK ve FETÖ ile ABD uyumlu AK Parti’nin müttefikleri Yeniden Refah Partisi ve HÜDA PAR, bölücülüğün ve Ortaçağın kuvvetleri olarak, Millî Devletimizle ve Cumhuriyetimizle hesaplaşmayı dayatıyorlar. Bu hesaplaşma tehdidinin merkezinde ABD ve İsrail var.
- Türkiye, İstiklal Savaşı yıllarındaki gibi zor koşullarla karşı karşıyadır. Millî Devletimize yönelen tehdide, bugün “topal ördek” durumunda olan zayıf hükümetle karşı koyamayız. Millî Devletimizi ve Cumhuriyet toplumunu savunan, Üretim Devrimini hayata geçirecek bir hükümet kurmak tarihî görevdir. Başta üretici sınıflar olmak üzere bütün Millî Sınıflar ve Millî Kuvvetler bu görevin esas gücüdür.
- Vatan Partisi, Üretim Devrimi Programı, millî devrimci stratejisi, halkçı siyasetleri, tecrübeli ve dinamik kadrolarıyla bu tarihî göreve önderlik etmeye hazırdır.” Bu analizlerin Türkiye siyasi tarihinde yeri ne olacak konuşalım mı sayın Hakan?
AİHM’DE KİM VARDI SİLİVRİ’Yİ KİM YIKTI
Perinçek Ermeni Soykırım yalancılarının sırtını yerini getiremediği, AİHM’de zafer kazanan tek lider.
Sayın Hakan, Türkiye’nin övdüğünüz siyasi parti liderleri neredeydi?
FETÖ, Silivri’ye Türk Ordusu ve bir tek Vatan Partisi’ni attı. Sayın Hakan, Perinçek ve Vatan Partisi Silivri duvarlarını yıkarken Türkiye’nin övdüğünüz siyasi parti liderleri neredeydi?
15 Temmuz Amerikancı darbe girişiminde ilk açıklamayı Perinçek yaptı. Sayın Hakan, Perinçek aslanlar gibi “Bu darbe bastırılacak” derken diğer parti liderleri hangi delikte saklanıyordu? Perinçek 5 dönemle Gladyo’nun hapislerinde yatan tek lider. Dünyada en saygın lider. Üzerine en çok psikolojik savaş uygulanan lider. Sayın Hakan da işte bu psikolojik savaşın kalemi konuma düşmüş bu yazısıyla. Üzüldük. Üretim Devrimi ve Millî Hükûmet Programı olanları ve Vatan Partisi gibi öncü partisi olan bir milleti kimse yenemez sayın Hakan.
3 NİSAN MEDYANIN HALLERİ
HDP/DEM ARTIK RESMİ ORTAK
HİLAL KAPLAN - SABAH
Yerel seçimler sonrası ortaya çıkan tablonun gizli kazananlarından biri HDP/DEM oldu. Seçim sırasında Doğu ve Güneydoğu'da oy kullanan güvenlik görevlilerine küstahça saldıran DEM Partili siyasetçiler, İstanbul gibi kentlerde de CHP ile ittifak kurarak kendilerine alan açtılar. "DEM Parti'nin 'Kent Uzlaşısı' ile destek verdiği Esenyurt'ta yurttaşlar 'Jin Jiyan azadi' sloganları ile kutluyor." Terör örgütü PKK'nın sözde basın kuruluşunun Esenyurt'ta kazanan CHP/ DEM adayı sonrası yaptığı paylaşımlardan biri bu. DEM Partililerin kutlama yapması son derece normal; çünkü PKK'ya verdiği destekle bilinen Ahmet Özer'i CHP pusulasından da olsa belediye başkanı yaptılar. Ekrem İmamoğlu'nun verdiği kontenjanla İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'ne üye yolladılar. İstanbul'a uğramadan seçmenlerini İmamoğlu'na yollayan DEM Partili Meral Danış Beştaş, yaptığı "İmamoğlu bu oylar benimdir demesin sakın, aldığı oylar onun değil. Bizim seçmenlerimiz oraya oy verdi..." açıklamasıyla İmamoğlu'nun seçim galibiyetine ortak oldu. HDP/DEM'in söylemlerinde en ufak bir yumuşama, sivil siyaset yapmak için en ufak bir çabası olmamasına rağmen, İstanbul başta pek çok şehirde CHP eliyle normalleştirilmesinin son aşamasına geldik. Artık İBB'nin devasa bütçe ve personel sayısı içerisinde DEM'in etkisini iyice hissedeceğiz.
ALTILI MASANIN BAŞARAMADIĞINI ALTILI KASA BAŞARDI
YUSUF DİNÇ - YENİ ŞAFAK
Seçimin sonucunu 6 kasa belirledi. Bunlardan birincisi emeklilerin kesesiydi. Emekliler sayılarının artmasının bedelini ödettiler. Ücretliler ise emeklilerin sayıları artarken de hükümet anti-popülist politikaları yaparken de sessizdi. Birincisine karşı çıkmadılar ikincisine de sahip çıkmadılar. Hükümet emeklilerle baş başa kaldı. Çünkü ücretlilerin de kasası vardı. İkinci kasa kiracılık belası çeken alt-orta gelir grubunun kasasıydı. Kiracılık sorunu en az emekli maaşları kadar seçim sonucunu etkilemiş olabilir. Tepki kiraların görece yüksek olduğu batı illerde kendisini daha çok gösterdi. Tabii seçim soncuna etki eden kasalar sadece vatandaşınkiler değildi. Bir de avukat ofislerindeki kirli kasalar vardı. Yabana atılamaz. Altılı kasanın bir başka bileşeni ise portföy yatırımcılarının finans merkezlerindeki kasaları oldu. Genel seçimin alınmasında ekonomi yönetiminin kriz yönetme kabiliyeti etkili olmuştu. Seçmen, ekonomi hemen iyi olmasa da daha kötü olmasın diye Erdoğan’ı seçti. O günden bu yana geçen 10 aylık süredeyse umduğunu bulamamış olacak ki ekonomik riskleri göze alarak yerel seçimde tercihini farklı yönde yaptı.(…) Seçim sonucunda belirleyici olan kasalarından bir diğeri Merkez Bankasının kasasıydı. Tabii bu kasa bir öncekilerin, yani küresel fonların, kasasına da bağlıydı. Haziran 2023’ten itibaren ihracat ve turizm gibi kalemlerin desteklediği rezerv gelişimi son aylarda durup bir de tersine gitmeye başlayınca ayarlanmaya çalışılan parametreler piyasa profesyonellerince de sorgulanmaya başladı. Ekonomi yönetimiyle asıl muhatap gördükleri arasında güven sorunu oluştu. Tüm bu ortamı iyi koklayan manipülatörler olanca gücüyle yüklenince başka bir kasayı daha istedikleri yönde harekete geçirdiler. O da içerideki sermaye gruplarının kasasıydı. Bu kasanın, KKM’den tasfiyesi için dengelenme yılı olarak 2025’i gören ekonomi yönetiminin erken davranması yük oluşturdu. Kuru ayarlamak ya da uyarlamak için aceleci davranıldığını anlayabiliyorum ama bir noktada bu acelecilik hataya dönüştüğü halde ısrar edildi. Böylece bu kasa da etken olarak değilse de edilgen olarak seçimde bedel ödetmiş oldu. Hasılı şu meşhur kumarhane, sofrasından sazan sarmalının tokatçılarını kaldırıp kasalardan bir ittifak kurdu. Masadan kaldırdığı İyi Parti, Saadet Partisi, Zafer Partisi, Gelecek Partisi, Deva Partisi ve Demokrat Parti yerine emeklilerin, kiracıların, avukat ofislerinin, yabancı sermayenin, Merkez Bankasının ve yerli sermaye gruplarının kasalarını koydu. Masanın altında tuttuğu DEM’e kasanın altında da bir oyuk yapmayı başardı. Kasa ittifakına yolu açansa hükümetin ekonomik tezler öne sürmesi olmadı hiç. Hükümetler bunu yapabilir. Sorun bu tezlere uygun yeterli bir program oluşturmadan uygulamaya çıkılmasıydı.