Enflasyon artışı zam değil refahtan pay şart

4 milyon memur ve 2,5 milyon memur emeklisi, hesaplamalara göre, bu dönemde oluşan Milyonların gözünü diktiği 2023 yılı aralık ayı enflasyonu belli oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, aralık ayında Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık bazda yüzde 2,93 arttı; yıllık enflasyon yüzde 64,77’ye ulaştı. Böylece 4 milyon memur ve 2,5 milyon memur emeklisinin maaş artış oranı yüzde 49,25, işçi ve Bağkur emeklilerinin aylık artış oranı ise yüzde 37,57 oldu. 2024 yılında kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarında yapılan artışlar, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararı ile belirlenmişti. Bu kapsamda, Ocak 2024'ten geçerli olmak üzere kamu görevlileri ile memur emeklilerinin tamamının aylık ve ücretlerinde yüzde 15 artış öngörülmüştü. 2023 yılı ikinci altı aylık döneminde enflasyon yüzde 37,57 gerçekleşti. Bu enflasyon oranından kaynaklı olarak ilave yüzde 34,25 artış ile kamu görevlileri ile memur emeklilerinin aylık ve ücretlerinde bu aydan geçerli olmak üzere toplamda yüzde 49,25 artış yapıldı. Söz konusu dönemde SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarında ise yüzde 37,57 artış sağlandı.

YİNE KÖK MAAŞTAN HESAPLANACAK

Aylık artışları enflasyona göre belirlenen işçi ve Bağkur emeklileri ise 2023'ün ikinci 6 ayına ait yüzde 37,57 enflasyon oranında zam alacak. Bu zam, kök maaşı en düşük emekli aylığı 7 bin 500 liranın altında olan emeklilerin ise kök maaşına yapılacak. Bununla birlikte, ilerleyen günlerde en düşük emekli aylığı rakamının yükseltilmesi de beklentiler arasında yer alıyor.

SEYYANEN ÖDEME EMEKLİYE DE YANSITILMALI

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, enflasyon rakamlarının ardından yaptığı açıklamada kamu görevlileri ve emeklilerine iyileştirme yapılması gerektiğini söyledi. En düşük kamu görevlisi emekli aylığı ile en düşük kamu görevlisi maaşı/ücreti arasındaki oranın yüzde 47,5’e ulaştığına dikkat çeken Yalçın “Görev aylığı ile emekli aylığı arasındaki bu büyük farklılık kapatılmalı, öncelikle 8 bin 77 lira ilave ödeme emekli kamu görevlilerine yansıtılmalı, kamu görevlisi emeklilerinin haklı beklentisi görülmeli ve sesleri duyulmalıdır.” dedi.

ZAMLAR MAAŞA GELMEDEN MARKETLERE UĞRADI

2024 yılı için belirlenen asgari ücretin 17 bin 2 liraya yükseltildiğini hatırlatan Yalçın, “Asgari ücretli zamlı maaşını Şubat ayında, kamu görevlilerimiz ise 15 Ocak'ta alacakken, aralık ayında fiyatları baskılayarak enflasyonu düşük gösterme gayretinde olan piyasa yöneticilerinin ‘Aralık ayında enflasyonu baskılayalım, ocak ayında zamları yansıtalımé anlayışının galip geldiği maalesef bir kez daha görülmüştür. Yılbaşı gecesinden itibaren sermaye/piyasa yöneticilerinin ‘giderler artmadan gelirleri artırma’ rekabetinin sonucunda etiketleri değiştirme yarışına şahit olduk. Gelirler 6 ayda bir defa artarken, önümüzdeki 6 ay boyunca giderleri anlık olarak ürünlere yansıtacak sermayedarlar; arz-talep dengesi kadar hakkaniyet/vicdan terazisini de kontrol etmelidir.” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Yalçın, asgari ücret tutarı kadar gelir vergisi muafiyetine bir adım daha eklenerek, kamu görevlilerinin gelir vergilerinin yüzde 15’e sabitlenmesini istedi.

10 PUANLIK REFAH PAYI

Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci de “Enflasyon farkı bir zam değildir. Ne yazık ki kamuoyunda memur maaşlarına verilen enflasyon farkının zam olduğu algısı yaratılıyor.” açıklamasında bulundu.

Kahveci, şunları kaydetti: “Toplu sözleşme görüşmeleri sonucunda kararlaştırılan maaş artışları bir zam olmaktan çıkmış, yalnızca enflasyon ödemesi haline gelmiştir. Bu da kamu çalışanları ve emeklilerin maaşlarındaki erimenin sürekliliği anlamına gelir. Kamu görevlilerimizin alım gücünün yükseltilmesi için gerçek enflasyonun üzerinde bir artış yapılması ve buna ek olarak refah payı verilmesinin zorunlu olduğunu vurguluyoruz.

“Maaşlar erirken 6 ay boyunca izleyip bu süre sonunda telafi etmenin çalışan bütçesine bir faydası olmamaktadır. Çözüm, memur maaşlarına yapılacak zammın üzerine mutlak surette en az 10 puanlık bir refah artışından geçmektedir. Aksi halde ülke ekonomisi büyürken memur ve emeklinin pastadan aldığı pay sürekli düşecek, gelir dağılımında denge bozulacaktır.”