‘Enflasyon programı değil yoksulluk, işsizlik,üretim kaybı’

Kamu Tasarruf Paketi’nin açıklanmasının ardından otoyol ve köprü geçişlerine zam gecikmedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, otoyol ve köprü geçiş ücretlerine yönelik yaptığı değerlendirmede “çok düşük kalmıştı” yorumu yaparken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan da asgari ücrete yapılacak herhangi bir ara zam olmayacağını yineledi. Aydınlık’a konuşan iktisatçı Doç. Dr. Baki Demirel, eleştirisinde bulundu.

Yıl sonu enflasyon hedefini 2 puan yükseltmek zorunda kalan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)’nın ardından hükûmet, enflasyonla mücadele adı altında kemer sıkma politikalarına hız kesmeden devam ediyor. Öte yandan TCMB, ücretleri enflasyonun nedeni olarak öne sürmekte ısrarcı.
Doç. Dr. Demirel, hükûmetin asgari ücret, memur, işçi ve emekli maaş ve ücretlerini enflasyonun suçlusu olarak ilan edip, kamunun yönettiği ve yönlendirdiği fiyat artışlarının devam ettiğini belirtti. Bu artışların enflasyonu artıracağına işaret eden Demirel, “Bir enflasyon programı olmadığı açık değil mi? Bu bir borç yönetimidir. Yeterli miktarda yani cari açığın ve kısa vadeli borçların üzerinde döviz girişi olmazsa program çökecektir. Olursa da ülke bir iki yıl içinde kur krizine girebilir. Her biçimde yoksulluk, üretim kaybı ve işsizlik…” değerlendirmesinde bulundu.

TEZATLIK

Kamu Tasarruf Paketi’nde 100 milyar liralık tasarruf öngörülürken faiz artışı yoluyla kamu bütçe açığının dört ayda 250 milyar lira arttığına dikkati çeken Demirel, kendi para birimi üzerinden kamu borcunun da hiçbir ülke için sorun olmadığını dile getirdi. Kamu borçları konusunda esas sorunun yabancı para birimi cinsinden olan borçlar olduğunu ifade eden Demirel, açıklanan pakette buna ilişkin bir düzenlemenin de olmadığını söyledi.

MODERN KÖLELİK

Paketle kamu yatırımlarının birkaç alan dışında sınırlandırılmasına ek olarak kamu istihdamının da sınırlandırılacağını vurgulayan Demirel, sermayenin talepleri doğrultusunda esnek çalışma koşullarının oluşturulacağını hatırlattı. Demirel, “Bu ne demektir? Güvencesiz istihdam tüm ekonomiye yayılsın istiyorlar. Böylece sömürü daha kolay olsun. Modern kölelik düzeni.” dedi.

GÜVENCESİZ EMEK POLİTİKASI

Demirel, şöyle devam etti:

“Kamu ücretlerinin baskılanması, asgari ücretin sabit tutulması ve düşük emekli maaşı; geleceğe yönelik gelir beklentilerini düşürme ve yatırım-istihdamı azaltma, işsizliği artırarak düşük ücretli ekonomi modeline ulaşma isteğinin bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunlar da bahsettiğim güvencesiz emek politikasının bir diğer uzantısıdır.”
İngiliz iktisatçı Timothy Ash’in pakete yönelik değerlendirmesinde vergilerde meydana gelecek azalmanın ücretlerde kesinti yoluyla telafi edilmesi önerisini hatırlatan Demirel, “‘Emekçiden kesin ve bizim faizimizi ödeyin.’ demek istiyorlar. Bu açıkça 2010’da Uluslararası Para Fonu (IMF)'nun Yunanistan'dan istediği kesintilerle aynıdır.” dedi.

IMF’E YAPISAL UYUM PROGRAMI

Demirel, “Tüm bunlar bir araya getirildiğinde ‘tasarruf tedbirleri’ açıkça IMF ve Dünya Bankası’na yapısal bir uyum ile borç yönetimi politikasından başka bir şey değildir.” ifadelerini kullandı.