Enflasyonda bir iyi bir de kötü haber var
Sonbaharda başlayan gıda fiyatlarındaki artış nispeten dengelendi. Mutfak enflasyonu için iyi haber. Fakat kuraklık etkisi henüz başlamadı. Diğer yandan genel fiyat artışının önümüzdeki aylarda sürmesi ve yıllık enflasyonun yüzde 15'e çıkması bekleniyor
Son 17 yılın en zamlı ikinci aralık ayı geride kaldı. TÜİK'in açıkladığı tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) ve yurt içi üretici fiyatları endeksi (Yİ-ÜFE) verilerine göre iki cephede de pahalılık sürüyor. Fiyatlardaki artış hızlı olsa da 2018'deki rekor düzeylerin gerisinde kalınması ve yıllık enflasyonda korkulan yüzde 20'lik düzeylere varmadan dezenflasyon sürecinin başlaması olası. Elbette bir yol kazası olmazsa.
Aralık ayında tüketici tarafında genel fiyat düzeyleri yüzde 1.25 oranında arttı. Bu oran 2016'nın Aralık ayındaki yüzde 1.64'lük enflasyondan sonraki en yüksek düzey oldu. Yıllık tüketici enflasyonu da yüzde 14.6 olarak hesaplandı. Bu oran da 2018'deki yıllık yüzde 20.30'luk seviyeden sonraki en yüksek düzey olarak kayıtlara geçti. Belli istisna ülkeler dışında bütün dünya düşük enflasyon sürecindeyken, dünyanın 20 büyük ekonomisinden biri olan Türkiye'nin oldukça yüksek enflasyona maruz kalıyor olması bu alandaki plansızlıktan ileri geliyor.
ENAGRUP YÜZDE 36 HESAPLADI
TÜİK'in açıkladığı enflasyon verilerinin halkın gerçeğini yansıtmadığı öteden beri söylenegelen bir durum. Son iki yıllık dönemde ise bu yöndeki eleştiriler daha bir arttı. Öyle ki bir grup araştırmacı ve akademisyen ENAGrup Tüketici Fiyat Endeksi'ni açıklamaya başladı. ENAGrup'un araştırmasına göre ise aralık ayında enflasyon yüzde 4.08 oldu. Yıllık enflasyon da yüzde 36.72 olarak hesaplandı. Esasen bu oran vatandaşın çarşı pazarda gördüğü fiyat artışlarıyla daha bir uyumlu. Elbette TÜİK'in verisi hatalı denemez ancak enflasyon sepetinin ve fiyat alınan merkezlerin gözden geçirilmesi gerekebilir. Salgının ilk dönemlerinde fahiş oranda artan kolonya fiyatı üzerinden İTO'nun açıkladığı verilerle, TÜİK'in verisi karşılaştırmış, birkaç ay gecikmeyle de olsa kolonyanın fiyatındaki artışın eşitlendiğini görmüştük. Aralık 2020'de TÜİK'in enflasyon sepetinde kapsanan 418 maddeden, 98 maddenin ortalama fiyatında düşüş gerçekleşirken, 36 maddenin ortalama fiyatında değişim olmadı. 284 maddenin ortalama fiyatında ise artış oldu. Buna göre sepetin yüzde 68'i zamlandı. Diğer bir deyişle çarşı pazardaki her 100 üründen 68'inin fiyatında artış oldu.
GIDADAKİ DURUMU İNCELEDİK
Enflasyon gruplarına baktığımızda mutfak enflasyonu olarak adlandırdığımız gıda ve alkolsüz içeceklerin fiyatında yıllık yüzde 20.61 artış oldu. Bu oldukça yüksek bir zam oranı. Bu kalemde aralık ayındaki artış ise yüzde 2.53 olarak kaydedildi. Kasım ayındaki zam oranı yüzde 4.16'ydı. Ekimde yüzde 3.03'tü. Mutfak zamları oranı azalsa da sürüyor ve aylık manşet enflasyonun bir puan üzerinde. Yurt içi üretici fiyatları tarafındaki gıda ve içecek kısmına baktığımızda, aralık ayında gıdada yüzde 1.83'lük artış oldu. İçeceklerde ise yüzde 1.04'lük bir üretici enflasyonu söz konusu. Bu oranlar sırasıyla kasımda yüzde 6.40 ve yüzde 1.62, ekimde yüzde 3.29 ve yüzde 2.41, eylülde de yüzde 2.05 ve yüzde 1.08'di. Hem tüketici hem üretici tarafında ekim ve kasımda görülen yüksek orandaki aylık artışların aralıkta nispeten dengelenmeye başladığı görülüyor. Bir başka veri olan İstanbul Sanayi Odası'nın açıkladığı İmalat PMI Sektörler raporuna göre de gıda üretimi tarafındaki maliyetler ekim ayında 84.7 endeks değeri ile oldukça yüksek bir seviyeye çıktıktan sonra aralıkta 67.5'e geriledi. Ekimde 69.3 olan ürün fiyatları endeks değeri de aralıkta 50.5'e düştü.
MANAV ÜRÜNLERİ EL YAKTI
Buna ek olarak Antalya Ticaret Borsası'nın her ay açıkladığı hal fiyatlarındaki değişim raporuna baktığımızda aralık ayında sebze fiyatında yüzde 0.98, meyve fiyatında yüzde 8.44 artış oldu. Yıllık fiyat artışları ise yüzde 36.08 ve yüzde 59.58 olarak hesaplandı. Haldeki malların miktarında ise sebzelerde yıllık yüzde 36.07 ve meyvelerde yüzde 36.95'lik düşüş oldu. Hale inen mal miktarı düşünce fiyatların zamlandığı sonucuna varıyoruz ki 2020 sebze ve meyve arzı açısından Antalya özelinde sıkıntılı geçmiş görünüyor. TÜİK'in alt endekslerine baktığımızda taze meyve ve sebze fiyatlarının ekimde yüzde 7.54, kasımda yüzde 8.58 ve aralıkta yüzde 4.67 arttığı görüldü. Bu cephede de zamlar sürse de oranın düşmesi iyi haber ancak aylık yüzde 5'e yakın bir zam söz konusu. Yıllık düzeyde ise taze meyve ve sebze fiyatları yüzde 33.92 oranında zamlandı. Kasımda bu oran yüzde 35.72'ydi. TÜİK'in sepetinde aralık ayında en çok zamlanan ürün ise yüzde 47.92 ile patlıcan oldu. Aralıkta yumurtanın da yüzde 12.86 oranında zamlandığı görüldü. Fiyatı en çok düşen ürün ise yüzde 13.09 ucuzlayan portakal olurken, havaların sıcak gitmesinden olsa gerek kazak fiyatları da aralıkta 11.64 ucuzladı.
ELVAN: KARARLI DURUŞ SERGİLENECEK
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, 2021 yılının makroekonomik istikrara odaklanan bir reform yılı olacağını bildirdi. Elvan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, enflasyon verilerinin ardından 2021 yılında uygulanacak para ve maliye politikasına ilişkin, “Enflasyonla mücadelede bütüncül bir yaklaşımla kararlı bir duruş sergileyeceklerini” bildirdi. Elvan, "Para politikasına, yapısal boyutta atılan adımlarla destek vereceğiz. 2021 yılı, makroekonomik istikrara odaklanan bir reform yılı olacak. ifadelerini kullandı. Elvan, para politikasının enflasyona odaklı şekillendiği bu dönemde salgın koşullarının getirebileceği ilave destek ihtiyacının, seçici ve hedefli kamu maliyesi politikaları üzerinden sağlanacağına işaret ederek, mali disiplini kaliteli ve istikrarlı bir yapıya kavuşturacak tedbirleri de alacaklarını kaydetti.
DOLAR 7'NİN ALTINI GÖREBİLİR
InvestAZ Araştırma Müdürü Yusuf Topçu, enflasyon gelişmeleri ışığında yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Yeni yıla girerken aylık yüzde 2.36 ve yıllık yüzde 25.15 gelen ÜFE verisi kur açısından negatif olsa da TÜFE verisi TL pozitif. 2021’de devam etmesi beklenen TL ve TL varlıklara olan ilgi de bu çerçevede borsada kendini göstermeye devam ediyor. Sıkılaşma döngüsü ve doğru politika adımları devam ettikçe uzun vadeli hareketinin destek noktası olan 7.30’da bir süre daha geçireceğini tahmin ettiğimiz dolar kuru, bu döngünün ortalarında 7’nin altını test etmeyi deneyebilir” ifadelerini kullandı.
ALKİN'DEN VERGİLERİ DÜŞÜRME ÖNERİSİ
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Alkin, çekirdek enflasyonun bu sefer yüzde 14.3’e yükselerek gözden kaçmayacak kadar bariz ve ciddi bir hale geldiği uyarısı yaptı. Prof. Emre Alkin şöyle konuştu: “Yıllık ÜFE artışı yüzde 25.15. Bu da bize, yüksek üfe artışının, 2021 yılı boyunca talebin canlandığı her an tüketici fiyatları üzerine eklenebileceği gerçeğini gösteriyor. Ciddi bir maliyet enflasyonu var ve bunu önlemek için ekonomi yönetiminin diğer birimlerine ve ilgili bakanlıklara büyük görevler düşüyor. Dış ticaret rejimimizden vergi yaklaşımlarımıza kadar enflasyon üretir bir görünümdeyiz” dedi. Hükümetin zaruri mal ve hizmetler üzerindeki vergi düşürme denemelerini desteklediğini söyleyen Alkin, “Ancak bunların yaygınlaşması gerekiyor. Hayat pahalılığına doğrudan doğruya etki eden unsurları ve çarpan katsayısı yüksek olan TÜFE kapsamındaki birçok mal ve hizmetin ÖTV ve KDV oranları düşürülmeli. Devlet ‘Nasıl olsa bu mal ve hizmetleri mecburen alıyorlar, o yüzden vergiyi kolay topluyorum’ diyerek hem vatandaşı mağdur etmemeli hem de kendi eliyle enflasyonu yükseltmemeli. Özellikle ısınma, barınma, ulaşım, gıda, eğitim, iletişim gibi olmazsa olmaz mal ve hizmetlerde KDV ve ÖTV oranlarının çok düşük olması gerekiyor. Akaryakıtı da bunların üzerine eklemeliyiz” görüşünü dile getirdi.
YÜKSEK KALMAYA DEVAM EDECEK
Enflasyon verilerini değerlendiren Dr. Orhan Karaca Twitter hesabından paylaştığı tablo ile şu öngörüde bulundu: “Mevcut eğilim şu anda 2021 sonunda yüzde 11 dolayında enflasyona işaret ediyor. Bu eğilim enflasyonu nisan ayında yüzde 15'in üzerine kadar taşıyabilir ama sonrasında 'baz etkisi' ile ciddi düşüş ihtimali var. Fakat tabii bu yıl ne gibi politika hataları yapılabileceğini henüz bilmiyoruz.” Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan ise basına geçtiği özel notta, “Kasım ayında yüzde 21.1 olan gıda enflasyonu ise aralık ayında yıllık bazda yüzde 20.6 seviyesine yavaşladı, ancak gıdadaki artış etkisi hem aylık bazdaki fiyat artışlarındaki oynaklık, hem de kuraklık riskleri ile beraber enflasyonist risklere temel oluşturmaktadır. Önceki yıllara göre daha az yağışlı olarak geçen kış mevsimi, henüz bir tarımsal kuraklık etkisi görülmese de, ilerleyen aylarda tarımdaki verimlilik açısından fiyatlarda yansımasını gösterebilir” dedi.
Erkan ayrıca, “Kur seviyelerinde kasım ayından sonraki stabilleşmenin etkisini henüz görme noktasından uzağız. Bu durum, enflasyondaki yapışkanlık riskini artıyor. Öte yandan, maliyet artışlarının gecikmeli tüketici fiyatı yansımaları ile beraber enflasyon ilerleyen aylarda da yüksek kalacaktır. Yeni yıla girilmesiyle beraber; elektrik ve doğalgaza gelen zamların hem son kullanıcı, hem de üretim maliyetlerini etkilemesi açısından çarpan etkisi olacakken, köprü ve otoyol zamlarının da direkt etkiden ziyade nakliye, ulaştırma maliyetlerine yapacağı etki enflasyonu artırıcı şekilde olacaktır” ifadelerini kullandı.