Enkaz kaldırmada kurallara riayet uyarısı
Asbest nedeniyle kanser riskine dikkat çeken uzmanlar, enkaz kaldırılırken doğa ve insan sağlığı için bilimsel kurallara uyulması uyarısında bulundu. Doğru yönetimle atıkların ekonomiye de kazandırılabileceğine işaret etti.
11 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerde arama kurtarma çalışmalarının tamamlanmasının ardından enkaz kaldırma başladı. Uzmanlar depremin büyüklüğünü hatırlatarak Erciyes Dağı kadar yığın oluştuğunu dile getiriyorlar. Kesin olmamakla beraber 200 milyon ton üzeri bir yıkıntı atığından bahsediliyor. Bu atıklar, doğru yönetilmezse doğaya ve insan sağlığına ciddi zararlar verebilir. Asbest nedeniyle kansere varacak ölçüde tehditlerin gündeme gelebileceği vurgulanıyor. Eski Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı, 23. Dönem Hatay Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Öztürk ve eski Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Dr. Baran Bozoğlu enkaz atığının yönetimiyle ilgili önemli uyarılarda bulundu. Öztürk ve Bozoğlu, felaketin büyüklüğü ve zaman darlığına rağmen doğaya ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde bilimsel kurallara riayet edilmesi çağrısı yaptılar. Atıkların ekonomik değerine de dikkat çektiler.
KALICI KİRLİLİĞE NEDEN OLABİLİR
Yıkıntı atıklarının tanımını yapan Prof. Dr. Mustafa Öztürk, “Duvarlar, kolonlar, kirişlerin yanı sıra elektronik eşya ve parçaları... Enkazın altında kalan her şeyi bu kapsamda değerlendirmeliyiz. Bu parçaların içinde yayılma ihtimali olan zararlı metalleri ve asbest gibi kimyasalları da göz önünde bulundurmalıyız.” dedi. Doğru yönetim dahilinde sıfır atığın mümkün olduğunu savunan Öztürk, yönetimin geçici alanlarda ayrıştırma, testler, ardından dönüşüm tesislerine taşınma şeklinde olması gerektiğini söyledi. Öztürk şöyle konuştu:
“Yıkıntı atıkları zararlı atıklardır. Deprem sonrası 104 milyon ile 208 milyon ton arasında bir yıkıntı atığının oluştuğunu tahmin ediyoruz. Toprağa girerse kurutur ve kimyasını bozar. Sulak alana girerse ekolojik dengeyi bozar. Göl ve akarsularda uzun vadeli kalıcı kirliliğe neden olur. Yer altı suyuna yakın yerlerde de yağmur suyuyla süzülerek oraya karışır. O nedenle sıfır atık veya sıfır atığa yakın atık hedefiyle hareket edilmelidir. Yıkıntı alanı geniş ve bir an önce de sosyal hayat tesis edilmesi gerektiği için yerinde ayrıştırma mümkün görünmüyor. Bakanlıklar ve belediyelerin hızlı koordinasyonunda geçici depolama alanları belirlenmelidir. Geçici depolama alanları, atığın ayrıştırılıp tesise yollanacağı yer demektir. Atığın ayrıştırılması zorunludur. Teste tabi tutularak kazanılması, bazılarının ham maddeye dönüştürülerek yeniden işlenmesi mümkündür. Sıfır atığa yakın atık mümkündür. Tabi bunun uzmanlar tarafından titizlikle, bilimsel kurallara riayet edilerek yapılması zaruridir.”
‘ÖNCE ATIK TESPİT EKİPLERİ GİRMELİ’
Dr. Baran Bozoğlu, önce hasar tespit ekipleri gibi enkazı atık tespit ekiplerinin incelemesi gerektiğini anlattı. Enkaz kaldırma sırasında da güvenlik önlemlerinin alınarak, çalışan operatör ve işçiler ile haber yapan muhabir ve kameramanların maske takmasını ve koruyucu ekipman kullanmasını tavsiye eden Bozoğlu mülki amir ve yerel yöneticilerin kuralsız ve aceleci davranmalarını eleştirdi. “Kısıtlı kaynaklarımız olduğu için çok planlı hareket etmek gerekiyor.” diyen Bozoğlu, 2004 yılında yayınlanan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı mevzuatına atıf yaptı. “2004’ten bu yana valilikler ve belediyeler doğal afet atıkların nasıl yönetileceği konusunda herhangi bir çalışma yapmamışlar, bu depremde bunu gördük.” cümlelerini kurdu.
'PLANSIZLIK GÖRÜLÜYOR'
Bozoğlu şunları kaydetti: “Bir vatandaşımız molozların kaldırılmasını izlerken iş makinası çarpmış ve ölmüş. Güvenlik önlemlerini almadan kesinlikle herhangi bir işlem yapılmamalı. 2004 yılında yayınlanan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı mevzuatında her şey var. Maalesef plansızlık görünüyor. Oysa mülki amirler ve yerel yöneticilerin bu senaryolara ilişkin afet enkaz yönetimi planlarının önceden hazır olması gerekiyordu. Bu planların şimdi yapıldığını öğrendik. Plansızlık gereksiz enerji sarfiyatı yaratıyor. Asbest tehlikesi var çünkü Dünya Sağlık Örgütü tarafından kanserojen olduğu ispat edilmiştir. Durduğu yerde zarar vermez ancak parçalandığı anda lifler halinde havaya yayılırsa solunum yoluyla ciğerlere ulaşma riski var. O nedenle enkaza tehlikeli atık muamelesi yapmak zorundayız. Hafriyat atıklarının depoları bellidir. Ancak olağanüstü durum olduğu için yetersiz kalabilir. Burada doğal yaşam alanlarının dışı tercih edilmeli. Geçirimsiz zeminli, yeraltı sularını riske atmayacak alanlar tercih edilmeli. Ve ayrıştırma çok önemli. Demirler, elektronik atıklar, metaller, agrega… Dönüştürme hedefli ayrıştırma ile depremin yaralarını bir nebze sarabilecek ekonomik kaynak yaratılabilir.”