28 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

'Erbakan'dan anadil ve yerel yetkilerin arttırılması açıklaması'

Erbakan’ın ikinci açılım tartışmaları ve bölgesel gelişmelere dair görüşleri dikkat çekti. İşte Yeniden Refah Partisi Genel Başkanının, Öcalan’ın Meclis’e gelmesi, anadilde eğitim, federasyon, vatandaşlık tanımı ve Suriye’nin kuzeyi ile ilgili değerlendirmeleri...

'Erbakan'dan anadil ve yerel yetkilerin arttırılması açıklaması'

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin 6. yılını doldurması vesilesiyle basın mensuplarıyla kahvaltılı söyleşide bir araya geldi. Bugün Ankara’da yapılan buluşmada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erbakan, hükümete ağır eleştiriler yaptı. “Adaleti kendi siyasi çıkarlarına göre istismar eden adaletsiz anlayışı her alanda hakim kıldılar.” dedi. Erbakan, partisinin hedeflerini ve erken seçim tartışmalarına ilişkin görüşlerini de paylaştı.

Erbakan’ın Devlet Bahçeli’nin çıkışıyla doğan ikinci açılım söylentileri ve bölgesel gelişmelere dair görüşleri dikkat çekti.

PARTİLER VE KANAAT ÖNDERLERİ ÖNERİSİ

Fatih Erbakan, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarıyla başlayan tartışmalara ilişkin, terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın değil, siyasi partilerin ve kanaat önderlerinin muhatap alınmasını önerdi. PKK’nın Öcalan’ın çağrısıyla silah bırakmayacağını kaydeden Erbakan, “Öcalan’ın çağrısıyla diyelim silah bıraksalar bile aslında bizim için asıl tehdit PYD ve YPG.” ifadelerini kullandı. Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana rağmen bir istikamet çizmeyeceğini dile getiren Erbakan şöyle konuştu:

“Bir defa Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması, Meclis’te konuşması gibi konulara bir defa karşı olduğumuzu defalarca söyledik. Böyle bir adım bir defa şehitlerimizin, gazilerimizin 402 yıldır terörle mücadelemizin hatırasına bir saygısızlık olacaktır. İkincisi böyle bir adım devletimizi, milletimizi ve silahlı kuvvetlerimizi aciz gösterecektir.”

‘ASIL TEHDİT PYD VE YPG’

“Diğer bir husus sadece Öcalan’ın çağrısıyla PKK’nın silah bırakacağını da düşünmekte aslında sığ bir yaklaşım. Çünkü PKK’nın yöneticileri zaten bu süreçteki yaptıkları açıklamalarda ‘Silah bırakılmasına Öcalan değil biz karar veririz’ dediler. Hemen o günlerde yapılan TUSAŞ saldırısıyla da hemen silah bırakma niyetinde olmadıklarını da aslında ortaya koydular. Öcalan’ın çağrısıyla diyelim silah bıraksalar bile aslında bizim için asıl tehdit olan PYD ve YPG var. 140 bin kişilik bazı ifadelere göre, 100 bin kişilik bir terör ordusu kurulmuş yanı başımızda. Her türlü silaha ve teçhizata sahip bir terör ordusu... Bunlar silah bırakmadıktan sonra şu anda kendilerinin bile çok değer vermedikleri önemli görmedikleri PKK çatısı altındakilerin silah bırakmasının yeterli olmayacağını ifade ettik.”

'Erbakan'dan anadil ve yerel yetkilerin arttırılması açıklaması' - Resim : 1

‘ÖCALAN’IN MUHATAPLIĞI UYGUN DEĞİL’

“Burada yapılması gereken bölgedeki insanlarımızın Kürdüyle, Arabıyla, Zazasıyla her etnik kökene sahip insanımızın her siyasi ve dini inanca sahip insanımızın temel talepleriyle ilgili bölgenin siyasi partileriyle müzakere edilmesi lazım. Kanaat önderleriyle, aşiret reisleriyle ve o bölge halkıyla bu müzakerenin yapılması lazım. PKK’nın, Abdullah Öcalan’ın muhatap alınması uygun değil. Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne halel getirmeyecek şekilde ne müzakeresi yapılacaksa bunlar yapılıp onların mahrum oldukları haklar varsa bu hakların teslim edilmesi için bir çözüm süreci yürütülebilir.

“Sayın Bahçeli’nin Erdoğan’a rağmen böyle bir çıkış yapacağını düşünmüyorum. Böyle bir süreci ‘Milliyetçi’ bir aktörle başlattılar. Ve bir birliktelikle, koordinasyon halinde yürüttüklerini düşünüyorum.”

BÜTÜNLÜK ŞARTIYLA ANADİLDE EĞİTİM

Erbakan, Aydınlık’ın Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ile görüşmesi, ikinci resmi dil ve federasyon talepleri ve Suriye’nin kuzeyiyle ilgili sorularını da yanıtladı. İkinci resmi dilin olamayacağını belirten Erbakan, anadilde eğitimin müzakere edilebileceğini söyledi. “Kürtçe eğitim yapacak özel kolejler de açılabilir. İsteyen vatandaş orada bir matematik, biyoloji, tarih dersini de Kürtçe olarak bu kolejlerde alabilir.” cümlelerini kurdu. Yerel yönetimlerin yetkilerinin arttırılmasının da mümkün olabileceğini savunan Erbakan, “Tabi Türkiye’nin birlik, beraberlik ve bütünlüğüne halel getirmeyecek şekilde olması şartıyla.” diye ekledi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı, Suriye’nin kuzeyinde PKK/ YPG eliyle kurulmak istenen sözde Kürt devletini “İsrail kuklası terör devleti” şeklinde niteledi.

‘VATANDAŞLIK TANIMI SORUN YARATIR’

Erbakan şunları kaydetti:

“DEM Parti heyeti bize geldiğinde dediler ki ‘Üç talebimiz var. Özerklik veya federasyon istemiyoruz. Birincisi anadilde eğitim. İkincisi yerel yönetimlerin yetkileri arttırılsın. Üçüncüsü de anayasadaki vatandaşlık tanımıyla ilgili etnik temelli bir vatandaşlık tanımı olmasın.’ Bunlardan ikisi müzakere edilebilir. Anayasadaki vatandaşlık tanımının değiştirilmesinin büyük sorunlara yol açacağını düşünüyoruz. Ancak yerel yönetimlerin yetkilerinin arttırılmasıyla ilgili müzakere yapılabilir. Orada Yeniden Refah Partili belediyelerin de yetkisi artacak. Kaymakam ve valilerin de yetkileri artabilir. Tabi Türkiye’nin birlik, beraberlik ve bütünlüğüne halel getirmeyecek şekilde olması şartıyla.”

‘KÜRTÇE ÖZEL KOLEJLER AÇILABİLİR’

Tek resmi dilin altını çizen Erbakan şöyle devam etti:

“Diğer taraftan resmi dilimiz Türkçedir ve tektir. Bunun arkasından bir dil daha konulmasıyla çok büyük bir kaos oluşur. Zazaca var. Arapça var. Gürcüce, Arnavutça, Türkiye’de çok sayıda dil konuşuluyor. Anadilde eğitimle ilgili bir talep varsa, Kürtçe’nin bir seçmeli ders olarak konulması mümkün olabilir veya Kürtçe eğitim yapacak özel kolejler de açılabilir. İsteyen vatandaş orada bir matematik, biyoloji, tarih dersini de Kürtçe olarak bu kolejlerde alabilir. Devlet okullarındaki eğitim dilinin ve resmi dilin Türkçe olması ve tek olması lazım.”

‘ASLA MÜMKÜN OLAMAZ’

“Türkiye, İran, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması bizim kırmızı çizgimizdir. İsrail ve Amerika ise tam tersine bu dört ülkeyi bölmek için çalışıyorlar. İran’ın üçe, Suriye’nin beşe bölünmesi; Türkiye’den de Doğu ve Güneydoğu’nun koparılarak diğer üç ülkedeki Kürt bölgeleriyle birleştirilerek aslında bir İsrail kuklası terör devletinin kurulması için çalışmalar yapıyorlar.

“Buna onay vermemiz asla mümkün olamaz çünkü böyle bir devletin kurulması tamamen büyük İsrail planının gerçekleştirilmesine yönelik. Yani Kürt kardeşlerimizin yararı düşünüldüğünden değil.”

ERKEN SEÇİM ÇAĞRISI

Fatih Erbakan, hükümete yönelik eleştirilerinde adaletsizlik, adam kayırmacılık, yolsuzluk, siyasi baskılar, çifte standart, dış politikada tutarsızlık, borç ve faize dayalı ekonomi üzerinde durdu. Erken seçimin gerekli olduğunu savundu. “Biz 2026 yılının ilk baharında yapılabilir diye daha önce ifade etmiştik. 2025’in sonbaharı veya 2026’nın ilk baharı olabilir. Ama normal süresinden mutlaka daha önce olmalı. Çünkü gerçekten de milletin de dayanacak hali kalmadı. Devlette başta sayın Erdoğan ve Mehmet Şimşek olmak üzere bu çarkı çevirebilecek durumları kalmadı.” dedi.

Gazetecilerin “Bir yıl önce ittifak yaparken bu saydıklarını yok muydu?” sorusuna “Bizimle yaptıkları mütabakat tövbe anlamına gelir. İnancımıza göre tövbe edenin geçmişi silinir.” yanıtını verdi.

HÜKÜMETE YAYLIM ATEŞİ

Üretim, istihdam ve ihracata dayanan bir ekonomi modeli inşa edeceğini öne süren Erbakan eleştirilerini şöyle sıraladı:

“Adaleti kendi siyasi çıkarlarına göre istismar eden adaletsiz anlayışı her alanda hakim kıldılar. Nepotizmde zirve yaptılar, kamudaki atamalarda mülakatı ısrarla kaldırmayarak torpil ve adam kayırmaya devam ettiler.

Kendi belediyelerinde bu kadar yolsuzluk ve usulsüzlük iddiası, dosyası bulunduğu halde bunların üzerini örtüp, muhalefet belediyelerinin üzerine gitmesi için savcıları seferber ettiler. Kalkınma diyerek yola çıkıp, kendi imtiyazlı kesimini oluşturarak, kaynaklarımızı faiz lobisine ve imtiyazlı holdinglere peşkeş çekerek, adil paylaşım terazisine her geçen gün biraz daha hile karıştırarak milletimizi sükût-u hayale uğrattılar. Siyasi muhaliflere de göz açtırmadılar.”

Yeniden Refah Partisi Fatih Erbakan Devlet Bahçeli