Erdoğan Alman basınını sarstı! Gazze'deki gerçeklerle tanıştılar
Almanya ziyaretinde basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'de yaşananlarla ilgili, 'Ama borçlu olanlar rahat konuşamıyorlar. Biz Holokost cenderesinden geçmedik' ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Berlin'de önce Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’le Bellevue Sarayında görüştü. Burada soğuk geçen ikili görüşmelerin ardından herhangi bir açıklama yapılmadı. Daha sonra Federal Şansölye ile başbakanlık ofisinde buluştu. Akşam yemeği öncesinde kısa bir basın toplantısı gerçekleştirdiler.
ERDOĞAN ALMAN BASININI SARSTI
Cumhurbaşkanı, Berlin ziyaretinde İsrail'in Gazze’deki saldırı ve katliamlara yönelik tavrını daha da sertleştirdi. "Açık ve net konuşacağım" diyerek söze başlayan Erdoğan, Almaya Başbakanı Olaf Scholz’a atıfta bulunarak "Bir borçluluk psikolojisinde İsrail ve Filistin savaşını değerlendirmemek gerekir. Ben rahat konuşuyorum, çünkü bizim İsrail'e borcumuz yok. Ama borçlu olanlar rahat konuşamıyorlar. Biz Holokost cenderesinden geçmedik” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "7 Ekim'den sonraki süreç hiç konuşulmuyor. Şu an itibariyle 13 bin Filistinli çocuk, kadın, yaşlı ne yazık ki öldürülmüştür. Bunun yanında artık neredeyse Gazze diye bir yer kalmadı. Her tarafı yer ile yeksan oldu" dedi. "Şu anda yatıyorlar, kalkıyorlar Hamas, Hamas. Hamas'ın silah varlığı, gücü ile acaba İsrail'in silah varlığı, gücü mukayese edilebilir mi? İsrail'in nükleer silahı var mı, var. Bunu İsrail'e sorarsanız var demez; çünkü onlar yalanı çok iyi kullanırlar" diyen Erdoğan, "Eğer elimiz kolumuz bağlı kalırsak bunu tarih önünde hesabını veremeyiz" diyerek bitirdi konuşmasını.
SORU ALINMAYAN BASIN TOPLANTISI
Daha sonra Türk basınından Scholz’a, Alman basınından da Erdoğan’a sadece birer soru alındı.
Başbakan Scholz, Türk gazetecinin sorusunun bir kısmını oluşturan “İsrail 10 saniyede bir çocuğu öldürüyor. Bu insanlık suçudur. İsrail bunun için yargılanmalı mı?” kısmına yanıt vermeyerek, sorunun diğer kısımlarını yanıtladı:
"7 Ekim'de Hamas, İsrail'e hunharca bir saldırı düzenledi. Biz bu terör eylemini keskin bir şekilde kınamaktayız. Almanya'yı bilen gayet iyi bilir, bizim İsrail'le olan dayanışmamız hiçbir şekilde tartışmaya açık değildir. İsrail'in kendisini savunma hakkı vardır. Filistinli sivil halkın acıları, Gazze'de yaşananlar bizi de üzüyor" dedi.
"Birlikte görüşme imkanımızın olması çok iyi. Rusya-Ukrayna savaşı ilk konumuz. Türkiye'nin Ukrayna'dan tahıl ihracatında önemli rol oynadığını biliyoruz. Özellikle bu konuda teşekkür etmek istiyorum. İsveç'in NATO üyeliğini görüşeceğiz" diyen Scholz, "Sayın Cumhurbaşkanı ile güncel sorunla ilgili farklı görüş açımız olduğu sır değildir" ifadelerini kullandı.
ALMAN GAZETECİDEN NATO SÖZCÜSÜ GİBİ SORU?
Ardından Alman haber ajansı DPA’dan bir gazeteci Cumhurbaşkanı Erdoğan’a uzun ve gayri ciddi ifadelerle bir soru yöneltti:
“İsrail’in varoluş hakkını kabul ediyor musunuz? Neden İsrail’in faşist bir devlet olduğunu söylüyorsunuz? Neden İsrail’in soykırım yaptığını söylüyorsunuz? Yüzlerce insanı katleden ve neredeyse tüm NATO’nun terör örgütü olarak gördüğü Hamas’ı nasıl bir kurtuluş örgütü olarak tanımlayabilirsiniz? Türkiye’nin Almanya ve NATO’yla ilişkisini tehlikeye atıyor musunuz? Almanya Türkiye’ye 40 adet Eurofighter satacak mı?”
Erdoğan ise bu soruya Hamas’ın yüzlerce kişiyi öldürmesine karşı, İsrail’in binlerce sivili öldürdüğünü, hastaneleri ve ibadethaneleri vurduğunu söyleyerek yanıt verdi.
Eurofighter savaş uçağı alımı konusunda ise “Almanya verir veya vermez, Dünyada savaş uçağı üreten bir tek Almanya mı var? Başka yerden temin ederiz. Bir basın mensubu olarak bizi bununla tehdit etmeyin” ifadelerini kullandı.
Doğal olarak çoğu Türk gazeteci soru için el kaldırdı ama alman yetkililer soru hakkı tanımadı.
ALMAN MEDYASI 7 EKİM'DE KALDI
Şunun altını bir kez daha çizmekte fayda var Alman medyası halen 7 Ekim’de duruyor. Sonrası yokmuş gibi dünyanın adeta canlı yayında izlediği Gazze katliamını, 13 bin çocuk, kadın ve sivil insanın öldürüldüğünü bile reddeden bir konumda yayınlarını sürdürüyor. Alman Devlet Kanalı ARD’de geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan sansür skandalı bu durumu iyi açıklıyor. Muhabir, Programcı ve haber sunucularına gönderilen yazıda İsrail bombardımanlarının büyütülmemesi, daha çok Hamas’ın terör örgütü olduğunun ve 7 Ekim saldırısının öne çıkarılması ve hatta ‘İsrail-Hamas savaşı’ ifadesinin kullanılması gerektiği söyleniyordu belgede. Bir çalışan tarafından sızdırılan bu sansür genelgesi basında yeterince ilgi görmemişti.
ATLANTİKÇİLERİN ZİYARETİ ENGELLEME ÇABASI
Erdoğan'ın Berlin ziyareti Alman medyası tarafından hedef alınmıştı. Özellikle FETÖ firarisi ve PKK çevrelerine yakın gazetecilere bu konuda birçok mecrada yorum yaptırdılar. Can Dündar “Kriz kapıda, ziyaret neden iptal edilmedi?” diye devlet kanalında konuştu. Ziyaret sonrası “Erdoğan, Almanya’yı kendi tarihiyle vurdu. Pimi çekilmiş bombayı Almanya gündemine bıraktı” dedi.
Aslında Alman basınının çok önemli bir kısmı ve hükümet çevreleri ziyaretin iptal edilmesi için uğraştı. Artan baskılara rağmen Scholz ziyaretin iptal edilmesi çağrılarını geri çevirdi.
ALMAN BASINI ZİYARETİ NASIL GÖRDÜ?
Almanya’nın devlet kanalı ARD’ye bağlı haber kuşağı Tagesschau’ya bağlanan Türkiye’de terör örgütü propagandası yapmaktan hüküm giyen gazeteci Deniz Yücel, “Orta Doğu'daki savaşın arka planına ve Erdoğan'ın terörist milis grubu Hamas'ın bir kurtuluş örgütü, İsrail'in ise bir terör devleti olduğuna ilişkin açıklamaları göz önüne alındığında, Scholz'un Erdoğan'ı kabul etmesi bile yanlıştı” İfadelerini kullandı. “Son haftalarda Erdoğan, Hamas'la dayanışmanın küresel sözcüsü haline geldi” dedi ve Scholz ile yapılan görüşmenin, Edogan'ın kendisini özellikle Türkiye'de bir “dünya siyasetçisi” olarak tanıtmasına yardımcı olduğunu iddia etti
Focus dergisi 'Erdoğan, Başbakanlık ofisinde Almanya'ya İsrail konusunda uyarılarda bulundu' dedi.
‘ERDOĞAN HAVUÇ-SOPA OYNADI’
Bild gazetesinde yer alan haber analizde ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya'ya karşı 'Havuç-sopa' oyununu başarılı bir şekilde oynadığını yazdı. Bellevue Sarayı'nda Erdoğan'a soğuk karşılama, hiçbir gülümsemenin olmadığı bir toplantı” başlıklarıyla verdi. Bild gazetesi ayrıca Erdoğan’ın bu söylemlerinin, Almanya’daki Türkler arasında benimsenmesi ve yayılmasının endişe kaynağı olduğunu iddia etti.
Deutsche Welle (DW) haberinde 'Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile düzenlediği ortak basın toplantısında, 'Özgürce konuşabiliyorum çünkü İsrail'e hiçbir borcumuz yok' kısmını öne çıkardı.
Alman basınında dikkat çeken bir diğer yorum da Der Westen’de yer aldı. Gazete, “Kışkırtıcı sözleri bardağı taşıran son damla olacak mı?” sorusunu başlığına taşıdı. Erdoğan’ın Almanya’da İsrail karşıtı açıklamalarıyla “siyasi bir fırtına kopardığı” ifadeleri yer aldı.
‘NATO SİLAHLARIYLA TEHDİT EDELİM’
Süddeutsche gazetesinde ziyaretle ilgili bir yorum kaleme alan Stefan Kornelius ise ‘Erdoğan’ın son dönemde attığı adımlarla sınırları aştığını, buna karşı Alman hükümetinin tavrını netleştirmesi, Erdoğan’a sınırlarını göstermesi gerektiğini’ iddia etti.
Erdoğan gibi liderler üzerinde, muhataplarının nasihatlerden ziyade, gerçek güç gösterisinin etkili olduğunu savunan gazete yazarı, Scholz’un elindeki kozları sıralarken, “Erdoğan’ın AB ve ortak pazara, serbest bir vize rejimine, NATO’nun silah ve savunma teçhizatlarına ihtiyacı var” ifadelerini kullandı. Yorumda ayrıca Erdoğan’ın din politikaları yoluya Almanya’daki camiler ve ülkedeki Müslümanlar üzerinde nüfuz kullanmasına artık tahammül gösterilmemesi gerektiği yazıldı. Bu konu özellikle son dönemde Türkiye’ye karşı bir tehdit unsuru haline gelmiş durumda.
SCHOLZ’DAN YORUM YOK!
Frankfurter Algemeine Zeitung (FAZ) gazetesi ziyareti “Türkiye Cumhurbaşkanından yeni tüyolar geldi. Yıllardır İsrail'in elinde rehineler ve mahkumlar var ve Hamas'ın elindekilerden çok daha fazlası var. Erdoğan'ın tam olarak neyi kastettiği belirsizliğini korudu. Almanya'yı Holokost'taki tarihsel suçu nedeniyle İsrail'i korumakla suçladı. Ülkesi Holokost'a karışmadı. Bu açıklamaya Scholz'dan herhangi bir yorum gelmedi” şeklinde gördü.
Özetle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Berlin ziyaretinde dile getirdiği gerçekler ABD ve Atlantik siyasetlerine tamamen teslim olan Almanya hükümet çevreleri ve medyasında ciddi rahatsızlık ve aynı zamanda etki yarattı diyebiliriz.