Erdoğan yine hakem!
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, vatansever Yargıtay ile bölücü Anayasa Mahkemesi çoğunluğu arasında hakemlik görevini benimsedi. Bilindiği gibi sayın Hükûmet Başkanı, Filistin'den Ukrayna'ya kadar bütün cephelerde, ABD ile Türkiye arasında tarafsızlık, denge ve hakemlik rolünü yürütüyor
Suudi Arabistan’daki zirveden dönüşte uçakta gazetecilerin sorularını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yargıda devam eden tartışmalara değindi. Cumhurbaşkanı, Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi (AYM) çoğunluğu arasındaki tartışmada hakem rolünde olacağının altını çizdi. Erdoğan, Filistin, Ukrayna gibi ülkemizin güvenliğini yakından ilgilendiren meselelerde de tarafsızlık, denge ve hakemlik konumunu tercih etti. Bir gazetecinin "Hızlı bir şekilde yetki çatışmalarının önüne geçmek adına bireysel başvuru konusunda bir yasal düzenlemeye gidilebilir mi? Yargı kurumlarının başkanlarıyla görüşecek misiniz?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
‘DÜZENLEMELER AYM’DE TERS YÜZ EDİLİYOR’
"Yani bireysel başvuruyla ilgili yasal düzenlemeye gitmek zor bir olay değil. Bütün iş Cumhur İttifakı'nın alacağı karara bağlı, atacağı adıma bağlı. Fakat bireysel başvuruyu hallettikten sonra iş bitmez. Bundan sonra bu bireysel başvurunun dayandığı kapı neresi olacak? Yine Anayasa Mahkemesi olacak. Önce Anayasa Mahkemesi’nin buna hazır hale gelmesi lazım. Zira birçok yasal düzenlemeler Anayasa Mahkemesi’ne gidiyor. Anayasa Mahkemesi'nde ters yüz ediliyor. Burada da parlamento böyle bir kararı alır ama bu karar Anayasa Mahkemesi tarafından ters yüz edilirse, bu zaman kaybından başka bir şeye yaramaz. Onun için parlamento şu anda malum plan bütçe çalışmalarına devam ediyor. Ama bireysel başvuruyla ilgili olarak, bunu zamanında Anayasa Mahkemesi'nin çalışmalarına hız kazandırır diyerek çıkarttılar.
‘MİSYON OLARAK AĞIRLIK YARGITAY’DA’
“Ne kadar bireysel başvuru var? Yanıt 130 bin. Demek ki Anayasa Mahkemesi’nin çalışmalarını hızlandırma hedefini sağlamamış maalesef. Bunların üzerinde durmak, hayali davranmamak lazım ve benim tabii en son Yargıtay Başkanı’nın yaptığı açıklama, bu da tabii manidar. Bir önceki seyahatimizde ben bir ifade kullanmıştım. Demiştim ki Yargıtay üyeleri sadece hukukçulardan oluşuyor. Ama Anayasa Mahkemesi üyelerinin içinde hukukçular olduğu gibi bunların yanında valiler vardır, bunların yanında iktisatçılar vardır, sosyologlar vardır vesaire böyle de olması zaten gerekir. Ama misyonu noktasında ağırlık nerededir? Yargıtay’dadır. Orada Anayasadan tutun, Ticaret Hukukuna, İş Hukukuna varıncaya hepsi Yargıtay’da.
HAKEM GÖREVİ
“Buradaki kavganın tarafı olacak halim yok, o ayrı bir şey. Ama işin hakemliğine gelince bu hakemliği yapma da tabii bize görev düşebilir. O da bize yine Anayasa’nın yüklediği bir görevdir Cumhurbaşkanı olarak. Temennimiz odur ki tabii böyle bir gerilim olmasaydı. “İki yargı kurumunun başkanlarıyla görüşme konusuna gelirsek. Gerekirse her ikisiyle de görüşürüm. Yargıtay Başkanı'yla zaten görüştük. Anayasa Mahkemesi Başkanı’yla da gerekmesi halinde görüşürüz. Görüşmemek diye bir şey söz konusu değil.”
'KAVGANIN TARAFI OLACAK HALİM YOK'
"En son Yargıtay Başkanı’nın yaptığı açıklama, bu da tabii manidar. Bir önceki seyahatimizde ben bir ifade kullanmıştım. Demiştim ki Yargıtay üyeleri sadece hukukçulardan oluşuyor. Ama Anayasa Mahkemesi üyelerinin içinde hukukçular olduğu gibi bunların yanında valiler vardır, bunların yanında iktisatçılar vardır, sosyologlar vardır vesaire böyle de olması zaten gerekir. Ama misyonu noktasında ağırlık nerededir? Yargıtay’dadır. Orada Anayasadan tutun, Ticaret Hukukuna, İş Hukukuna varıncaya hepsi Yargıtay’da. Buradaki kavganın tarafı olacak halim yok, o ayrı bir şey. Ama işin hakemliğine gelince bu hakemliği yapma da tabii bize görev düşebilir. O da bize yine Anayasa’nın yüklediği bir görevdir Cumhurbaşkanı olarak. Temennimiz odur ki tabii böyle bir gerilim olmasaydı.
"İki yargı kurumunun başkanlarıyla görüşme konusuna gelirsek. Gerekirse her ikisiyle de görüşürüm. Yargıtay Başkanı'yla zaten görüştük. Anayasa Mahkemesi Başkanı’yla da gerekmesi halinde görüşürüz. Görüşmemek diye bir şey söz konusu değil."
NE OLMUŞTU?
Anayasa Mahkemesi, Türkiye İşçi Partisi'nden milletvekili seçilen Can Atalay'la ilgili ihlal kararı verdi. Ancak Yargıtay 3. Ceza Dairesi, kararı tanımayarak AYM üyeleriyle ilgili suç duyurusunda bulundu.
İki yargı erki arasında yaşanan bu gerilim siyasete de yansıdı ve bazı kesimler Yargıtay'ı hedef aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise kriz sonrası yaptığı ilk açıklamada Yargıtay'ın tutumunu destekledi.
‘YASAL YETKİSİNİ AŞTI’
Yargıtay Başkanlığının tartışmalar üzerine önceki gün yayınladığı açıklamada şu ifadeler yer almıştı: “Anayasa Mahkemesi adli ve idari mahkemelerce verilen kararları bozan bir mahkeme olmadığı gibi istinaf ve temyiz mercii olarak davaları yeniden incelemeye yetkili bir makam da değildir. “Buna karşın, Anayasa Mahkemesinin, bireysel başvuru incelemelerinde zaman zaman anayasal ve yasal sınırları aşarak Yargıtay ve Danıştay uzman dairelerince geliştirilen yerleşik içtihatları ters yüz edecek, hukuk sistemini kaosa sürükleyecek şekilde kararlar alması, kesin hüküm etkisini tamamen devre dışı bırakılmasına neden olmaktadır.
“Diğer taraftan, bir kısım kamuoyunun gündemini meşgul eden davalar üzerinden uygulanan iletişim stratejisi ile mevcut anayasal düzen bir kenara bırakılarak Anayasa Mahkemesinin ‘süper temyiz mahkemesi’ olduğu şeklinde toplumsal bir algı oluşturulmuştur. Temel hak ve özgürlüklerin korunması, yalnızca Anayasa Mahkemesinin değil, tüm yargı organlarının görevidir. “Türk yargı sisteminin gerçekten mevcut olan yapısal sorunlarının çözümü için elverişli bir araç olması ümit edilen bireysel başvurunun, mecrasından çıkması, yargı sistemini zayıflatan sistemsel bir sorun haline gelmiştir. “Anayasa Mahkemesinin kararlarındaki anayasal ve yasal yetki aşımı olarak değerlendirilen benzer uygulamalar artarak devam etmiştir. “Bizatihi Anayasayı korumak amacıyla kurulan Anayasa Mahkemesi, tartışmalara konu olan davada, anayasa koyucunun iradesini yok sayarak Anayasa’nın 83’üncü maddesindeki atıf nedeniyle somut olaya uygulanması gereken 14’üncü maddesini işlevsiz bırakmıştır.”