05 Kasım 2024 Salı
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Erdoğan'ın 'İmralı' açıklaması ve PKK'daki son durum

Terör örgütünün, Türkiye’nin etkili mücadelesi sayesinde, dört ülkedeki kollarının arasındaki koordinasyonu zayıfladı. Avrupa PKK'sı da her konuda itiraz eder durumda. Örgüt birlik ve bütünlüğünü koruma telaşı yaşıyor.

Erdoğan'ın 'İmralı' açıklaması ve PKK'daki son durum
A+ A-
Murat İnce

Türkiye'nin teröre karşı etkili mücadelesi PKK ile yan kolları arasındaki farklılıkların derinleşmesini sağladı. Artık çok parçalı PKK'dan bahsetmek gerekiyor. Abdullah Öcalan'ın tutuklu olması örgütte liderlik boşluğu yarattı. Dört ülkedeki örgütün kolları arasındaki koordinasyonun düne göre zayıflaması ve buna Avrupa PKK'sını da eklediğimizde örgütün birlik ve bütünlüğünü uzun süre koruması imkansız görünüyor.

PKK bugün ayakta kalabilmek için gözünü HDP'ye dikmiş durumda. HDP'nin kapatılması halinde örgütün kolu kanadı kırılmış olacak. Bu gerçek bilindiği halde HDP'nin kapatılmasının sürümcemede bırakılması, PKK'ya yapılmış en büyük destek oluyor!

Erdoğan'ın 'İmralı' açıklaması ve PKK'daki son durum - Resim: 1

İmralı’da yapılan görüşmelerde Öcalan’ın Demirtaş’a yönelik olumsuz tutumu dikkat çekmişti.

EDİRNE-İMRALI REKABETİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Edirne’deki, en büyük hesabı İmralı’dakine verecek" sözü değişik kesimlerde hâlâ tartışılmaya devam ediyor. Bu sözün içeriğini her kesim kendine göre yorumladı ve özüne inilmedi. Konu üzerindeki tartışmada öne çıkan öğeleri kısaca şöyle sıralayabiliriz:

1) Abdullah Öcalan ile Selahattin Demirtaş arasında gerginlik var.

2) Öcalan rakip olarak gördüğü Demirtaş'ı bitirmek istiyor.

3) Cumhurbaşkanı, Öcalan üzerinden Demirtaş'ın önünü kesme taktiği izliyor.

4) "Kürt oylarına" ihtiyaç duyduğu için İmralı'yı sürece dahil etmek peşinde.

5) Öcalan PKK üzerindeki etkisinin zayıflamasında Demirtaşların rolünü iyi biliyor ve ileride bazı etkili çıkışlar yapacak.

Görüşler daha çok bu beş madde etrafında dillendiriliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çıkışını siyasal örgütün konjoktüründe aramakta yarar görüyoruz. PKK'nın önü 24 Temmuz 2015 tarihinden itibaren kesildi. İnişe geçen örgütteki çelişmeler yoğunlaştı ve taşınamaz hale geldi. TSK'nın Irak ve Suriye'nin kuzeyinde aralıksız süren başarılı operasyonları PKK'yı bunalttı. Operasyonlarda PKK çok sayıda üst düzey kadrosunu kaybetti. PKK'nın önderliği, örgütün kurucularından Ali Haydar Kaytan'ın "delirmesini" saklamasının yanı sıra, imha edilmesini bile moraller bozulmasın diye açıklamadı. İş öyle bir kerteye geldi ki çatışma sahasına kimse gönüllü olarak gitmek istemiyor. Türkiye sınırları dahilinde ise eylem yapmayı bırakın kıpırdayamaz duruma getirildi. Ayrıca, ülkemiz içinde PKK'nın yan kolu HDP'nin kapatılmasına yönelik ağır aksak da olsa yürütülen kapatılma davası örgütü sıkıştırıyor ve çatlamaya doğru götürüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerinin anlamını örgütün bölünmeye ve iç çatışmalara doğru gidişinde aramak gerekiyor. Bir diğer yönü ise Millet İttifakı'nın olası bir erken genel seçimde ve HDP'nin kapatılması halinde ortaya çıkacak fırsatlardan yararlanmasının önünü kesmek. ABD'nin erken seçim senaryosunun figüranları CHP önderliğinde sahaya çıkma çalışmalarını sürdüredursun, iç huzurluksuzların artmasına yönelik çağrılarda bitmek bilmiyor. Anarşi ve terör ortamının yaratılmasına yönelik planın uygulanması için ülkemizin en dinamik ve güçlü yapıları hedef alınıyor. Dikkat edilirse son iki haftada yaşananlar bile başlı başına "turuncu karşı devrimlerin" esintisini çağrıştırıyor!

Erdoğan'ın 'İmralı' açıklaması ve PKK'daki son durum - Resim: 2

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerinin anlamını örgütün bölünmeye ve iç çatışmalara doğru gidişinde aramak gerekiyor.

PKK/HDP PANİKLEDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Edirne-İmralı çıkışı üzerine PKK'nın yan kollarına mensup kesimlerden ardı ardına açıklamalar geldi. Cumhurbaşkanı'nın konuşmasını değerlendiren Remzi Kartal konu üzerine açıklayıcı bilgi vermekten kaçındı ve kaçamak cevaplar vermeyi yeğledi. Kongra-Gel Eş Başkanı Remzi Kartal PKK yanlısı bir internet sitesinden Erdal Er'in sorularına verdiği yanıtta, "Öcalan- Demirtaş arasında sorun olmadığını, AKP'nin gündemi değiştirmeye ve Kürtlerin kafasını karıştırmaya yönelik çabaları" olduğunu söyledi. Konuşması baştan sona tekrarlardan ibaretti.

Eski HDP Ağrı belediye başkanı Sırrı Sakık'ın Erdal Er'in aynı minvaldeki sorusuna verdiği yanıtta, "Selahattin haklı, destekliyorum. İmralı kapılarının açılması gerekir. O zaman bir bakalım ne oluyor. Seçim süreci ile ilgili bir durum söz konusudur, yapay gündem oluşturuluyor. Gelecek seçimde oyumu kesinlikle Demirtaş'a vereceğim" dedi. Sinan Çiftyürek ise, "Öcalan-Demirtaş tartışması üzerine biz kürt siyasetçilerin tartışmaması lazım" dedi. KNK yöneticilerinden Zübeyir Aydar, Hasip Kaplan, Celalettin Can ve benzerleri de aynı yönde açıklamalarda bulundular.

HERKES ÖCALAN'A HESAP VERECEK SÖZÜ

PKK’nin kurucu üyelerinden, Türk kökenli PKK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan “Sadece Selahattin Demirtaş değil, herkes, hepimiz İmralı’ya hesap vermek durumundayız. En çok da bu sözü söyleyen verecek tabi” dedi. Duran Kalkan, “Evet Önder Apo’ya hesap vermek gerekiyor. İmralı’ya herkes hesap verecek.” diye de ekledi. Hesap verdikleri merci farklı tabi: Amerikan emperyalizminin kara gücü PKK sözle değil silahla Türkiye'ye hesap veriyor, vermeye devam edecek. Emperyalizme uşaklık yapmanın ağır bir suç olduğunu, zalime dayanarak mazlumlara silah çekmekten daha büyük suç olmadığını PKK önümüzdeki dönem daha çok görecek, gösterilecek.

Erdoğan'ın 'İmralı' açıklaması ve PKK'daki son durum - Resim: 3

Kış olmasına rağmen Mehmetçik girilmedik mağara bırakmıyor.

Kürtçülerin PKK'ya karşı olanlardan bir kısmı, “Öcalan ve Demirtaş birinin halefi ve selefi mi? Aralarında bir rekabet mi var?” Sorularına şöyle yanıt veriyorlar: "Açık söylemek gerekirse Erdoğan’ın İmralı adına Demirtaş'tan hesap istenecek demesi şu anlama geliyor: Şu anda hâlâ Türkiye devleti ve İmralı arasında bir görüşme trafiği var. Yani öyle PKK’nin dediği gibi bir İmralı üzerinde tecrit yok ve hiçbir zaman da olmadı. Öcalan İmralı’da Türk devletinin ve hükümetinin danışmanı gibi çalışıyor. Devlete akıl veriyor. Öcalan devlete çalışıyor. Fakat bir türlü bunu görmek istemeyen bir kitle var. Bunun ispat eden onlarca şey var. Onlarca belge ve söz var. Buna rağmen Öcalan’ın arkasından gitmeye çalışanlar var."

Son tartışmaya PKK/HDP'nin kuyruğundan ayrılmayan EMEP yanlısı Evrensel Gazetesi'nden Yusuf Karadaş da katıldı. "Düşünün ki, iktidar (ve onun Cumhur İttifakı) her gün HDP’nin “Terörle ilişkili olduğu” iddiasını tekrarlayıp HDP’nin kapatılmasını savunuyor. Sonra bu iktidarın başı çıkıp HDP’nin Eski Eş Genel Başkanının (Demirtaş), HDP’nin ilişkili olduğu iddia edilen örgütün liderine (Öcalan) hesap vereceğini söylüyor. Arkasındaki hesap bir tarafa aslında Erdoğan’ın açıklaması, hem iktidarın terör parantezine almaya çalıştığı Kürt sorunu gerçekliğini ve hem de bu sorunun bugün iktidarın uyguladığı politika nedeniyle rehin tutulan aktörlerini/muhataplarını işaret ediyor. Çünkü sözü edilenlerden biri, partisi 7 milyon oy almış ve kendisi de Erdoğan’ın karşısına bir cumhurbaşkanı adayı olarak çıkmış bir siyasetçi. Öbürü ise, 25 yıla yakın bir süredir İmralı’da tutulduğu halde sadece ülkede değil, bölge genelinde Kürt sorununun en etkili aktörlerinden biri. Sadece buradan bakıldığında bile, Erdoğan’ın İmralı-Edirne hesaplaşmasını kendi siyasi hesapları bağlamında gündeme getirdiği kolaylıkla görülebilir."

Yusuf Karadaş'ın sözlerini Kürtçü çevreler sürekli tekrarlıyor. PKK/HDP'nin kuyruğundan ayrılmayan ve o havaya göre siyaset üretenler marjinal kalmaya mahkumdur. PKK ve HDP'yi canhıraş savunan EMEP tipi yapılanmalar piyon olmaktan kurtulamazlar.

ÖCALAN'IN DEMİRTAŞ KARŞITI SÖZLERİ

Öcalan, çok kanatlı PKK ve çok kanatlı HDP'nin neresinde duruyor? Bu soruya verilecek cevap önemlidir. HDP'yi Türkler ele geçirdi diyeninden tutun da, İmralı'yı hiçe sayanlara kadar pek çok grubun oluştuğu PKK/HDP'de Öcalan süs gibi durmaktadır! Bu atmosferin yaratılmasında Demirtaş ve benzerlerinin yadsınamaz rolü vardır. Görüntüye bakıldığında Demirtaşların, Abdullah Öcalan'dan daha tehlikeli girişimler, çalışmalar içinde oldukları görülür. 24 Temmuz 2015'de kim ya da kimler "savaş naraları" atmış, halkı kışkırtmış ve özerklik çağrıları yapmıştı? Herhalde Öcalan değildi! Bu söylediğimiz elbette Öcalan'ı temize çıkarmak anlamına gelmiyor. Gerçeği açıklıyoruz.

Erdoğan'ın 'İmralı' açıklaması ve PKK'daki son durum - Resim: 4

Türk Ordusu 24 Temmuz 2015'ten sonra PKK'ya karşı başlattığı operasyonları kararlılıkla sürdürüyor.

Yukarıdaki görüşümüzü haklı çıkaracak açıklamalardan bir tanesini sunalım: "Öcalan'ın, çözüm sürecinde HDP'nin sorumlu davranmadığını düşündüğü ve sürecin bitmesinden Demirtaş'ı da açıkça sorumlu tuttuğu bilinen bir şey. Muhtemelen Öcalan ile İmralı'da yapılan görüşmelerde bu konu yeniden gündeme gelmiş olabilir ve Erdoğan da bu raporları okumuş olabilir. MİT’le yapılan görüşmelerde Demirtaş-Öcalan çatışması dikkat çekmişti. Hatta AKP’nin 2010 yılı sonrasında başlattığı 'çözüm süreci' kapsamında MİT ile İmralı’daki Öcalan arasında görüşmeler yapılırken de Öcalan ile Demirtaş arasında yaşanan çatışma tutanaklara yansımıştı. O tarihlerde kamuoyunda 'İmralı Tutanakları' olarak bilinen görüşme notlarında, 26 Haziran 2014 tarihli diyaloglar dikkat çekmişti. Başlık ise; 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri idi. Heyette, HDP’li milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve İdris Baluken yer alıyordu. Pervin Buldan’ın adaylık için Demirtaş’ın öne çıktığını söylemesi üzerine Öcalan buna itiraz etmiş. Demirtaş'ın tartışmalara neden olabileceğini ifade ederek başka isimler önermişti.

Görüşmede yaşanan o diyalog şöyle yansımıştı:

ÖCALAN: Şimdi bu Cumhurbaşkanlığı meselesine gelelim. Ne yaptınız, bunu görüşelim.

BULDAN: Selahattin Demirtaş ismi öne çıkıyor.

ÖCALAN: Bence çabanız Türk, Alevi gibi farklı bir aday profili üzerinde olmalıydı. Böylesi bir durumda tartışmalar yaşanabilir. İşte dün de Figen’i sıkıştırmaya çalıştılar. “Kürt hareketi seni, Türk mayası olarak kullanıyor olmasın” diye sordular. Yoksa Selahattin de uygundur. Ama Alevi ve Türk olması farklı çevrelerin kendi temsiliyetini görmesi açısından olumlu bir etki yaratır diye düşünüyorum."

SONUÇ YERİNE

PKK'nın artık sağlam bir merkezi yok! Şam- Bekaa Vadisi-Kandil geçmiş dönemin PKK kurmaylarının merkeziydi. O dönem örgütler arası eşgüdüm kolaylıkla organize edilebiliyordu. 24 Temmuz 2015 tarihine kadar az ya da çok PKK'nın merkezi önderliği birarada karar alabiliyor ve kısmen uygulayabiliyordu. Şimdi durum tersine döndü. PKK önderliği ne düzenli toplanabiliyor ve ne de ortak karar alabiliyor. Her yıl düzenledikleri "Haziran toplantılarını" son iki yıldır yapamıyorlar. Örgüt önderliği güvenlik sorununu çözmüş değil. PKK kadrolarını hayatta kalma ve imha olmama isterisi kaplamış durumda. Eskiden Erbil ve Süleymaniye başta olmak üzere pek çok bölgesel yönetimin yerleşim yerleri barınma açısından göreceli de olsa güvenlikliydi. Zayıflayan ve başsız kalan örgütü hiç kimse istemiyor.

PKK'yı en iyi devlet biliyor ve Apo ile PKK önderliği arasındaki durumu, çelişmeleri, çatlaklıkları görerek hareket ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, “Edirne’deki, en büyük hesabı İmralı’dakine verecek” sözleri bu bağlamda da ele alınabilir.

Terörle Mücadele Recep Tayyip Erdoğan imralı terörist öcalan PKK TERÖR ÖRGÜTÜ terör partisi hdp erdoğan imrali açıklaması